Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/595 E. 2018/258 K. 30.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/595 Esas
KARAR NO : 2018/258
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/05/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasında, davalı şirketin fabrikasında üretimini yapacağı çatı ve dış cephe kaplama malzemelerinin Türkiye genelinde satış, dağıtım ve pazarlamasını yapmak üzere 10/07/2007 tarihinde distribütörlük sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin yapılmasından önce şirket yöneticilerinin talebi üzerine şirketin merkezi olan…’na defalarca gidildiğini, şirket yöneticilerinin talep ve teklifleri sonucu sözleşme imzalandığını, buna rağmen davalı yanın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı zarara uğradıklarını açıklayarak 130.000 TL manevi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 150.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: davalı yanın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasında 10/07/2007 tarihinde distribütörlük sözleşmesi düzenlendiği taraflar arasında tartışma konusu değildir. Taraflar arasında ki uyuşmazlık tarafların edimlerini karşılıklı yerine getirip getirmediği davalı haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yükümlülüklerini yapıp yapmadığı ve bunun neticesinde davacının bir zararının söz konusu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Kapatılan … ATM’nin… esas … karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada; davacı ve davalının edimlerini karşılıklı yerine getirip getirmedikleri ve davacının zararının söz konusu olup olmadığının belirlenmesi için inceleme yapılmış ve öncelikle davacı tanıkları dinlenmiştir. Davacı tanıkları vermiş oldukları ifadelerinde, davacı şirket yetkilisi ile görüşmeler sonucunda alt yapı çalışmalarının hazırlanmasının istendiğini, buna göre araştırma yaptıklarını, ofis kurulduğunu ilk siparişlere bağlı ilk aşamada ürün alamadığını, zamana ihtiyaç olduğunu, bir kaç kez İstanbul’a gidip geldiklerini daha sonra da fabrikanın kapandığı bilgisinin kendilerine ulaştığını açıklamışlardır. İleri sürülen deliller çerçevesinde ve dinlenen tanık beyanları da gözetilerek davacının zararının oluşup oluşmadığının saptanması noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişiler YMM… ve Prof.Dr….’dan rapor alınmıştır. Alınan raporda, davacının söz konusu zararlarının ticari defter ve kayıtları ile kanıtlanamadığı buna karşılık dosyaya sunmuş olduğu muhtemel maddi zararlarının 1.002,00 TL telefon gideri, 7.323 TL iki aracın elden çıkarılması nedeniyle uğranılan maddi zarar, 2.500 TL iş seyahatlerinde kullanılan yakıt gideri, 2.000 TL unvan değişikliğine ilişkin gider, 7.500 TL 3 aylık süre ile idari ve muhasebe personelinin maliyeti olmak üzere toplam 20.000 TL zarar olduğunu vurgulamışlardır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı yanın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği bu bakımdan davacının zarara uğradığı ve zararın da bilirkişi raporunda açıkladığı şekilde 20.000 TL olduğu noktasında mahkememizce yeterli görüldüğü, raporun bilimsel verileri içerdiği anlaşılmakla bu miktarda ki maddi zararın tahsiline karar verilmesi gerektiği,bunun yanında davalı yanın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı şirketin piyasada itibar kaybına uğradığı tüm dosya kapsamı ve olayın özelliği gözetilerek takdiren 20.000 TL manevi tazminatın da tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas … karar sayılı ilam ile “taraflar arasındaki sözleşmede sipariş üzerine çalışılacağına dair özel hüküm bulunmaktadır. Davacı 8 ay süreyle kendisine mal verilmediğini iddia ederek sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş ve bir takım zarar kalemlerinden bahsederek kısmi tazminat davası açmıştır. Öncelikle sözleşmenin ilgili 3.6 maddesi gereğince davalıya sipariş verilip verilmediğinin, bunun sonucu olarak davacının sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığının saptanması gerekir. Öte yandan davacının hangi zarar kalemi yönünden ne kadar zarara uğradığı dava dilekçesinde ayrı ayrı gösterilmemiştir. Mahkemece davacı tarafa hangi zarar kalemi yönünden ne kadar zarara uğradığının da açıklattırılması gerekir. Bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamı sonrası… esas… karar sayılı dosyada yapılan yargılamada direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … esas … karar sayılı kararı ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay HGK kararı üzerine ilk bozma ilamı uyarınca belirtilen hususlarda tekrar ek bilirkişi raporu aldırılması amacı ile dosya bilirkişilere verilmiş bilirkişiler ek raporunda “Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlarda inceleme yapıldığında davacı vekilinin sunduğu 08/11/2016 tarihli dilekçesinde daha önceki beyanlarından farklı bir beyanının olmadığı, Hukuk Genel kurulunun kararında belirtilen taraflar arasındaki sözleşmede davacı yana yüklenen yan edimlerinin yerine getirildiğine dair dosyada yeterli kanıt bulunmadığının bu konuda davacı tarafça dosyaya yeni bir kanıt sunulmadığını” belirtmişlerdir.
Netice olarak yapılan değerlendirmede bozma ilamında belirtilen hususlarda yapılan bilirkişi incelemesinde de belirlendiği üzere sözleşmenin ilgili 3.6 maddesi gereğince davalıya sipariş verilip verilmediğinin tespiti için Hukuk Genel kurulunun kararında belirtilen taraflar arasındaki sözleşmede davacı yana yüklenen yan edimlerin yerine getirildiğine dair dosyada yeterli kanıt bulunmadığından, bu konuda davacı tarafça dosyaya yeni bir kanıt sunulmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 35,90 TL olup, peşin alınan 2.025,00 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 1.989,10 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
-Davalı gider avansından kullanılan 48,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat talebi yönünden hesap ve taktir olunan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat talebi yönünden- talebin tamamının reddolunduğundan- maktu olarak hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
E-İMZA
Hakim …
E-İMZA