Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/576 E. 2020/274 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/506 Esas
KARAR NO : 2020/252

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/05/2016
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirket bünyesinde 21/03/2007 tarihinden 09/11/2015 tarihine kadar çalıştığını ve 05/11/2015 tarihinde işe hiç gitmediğini, telefon ile yapılan aramalara da cevap vermediğini, bu hususta şahitlerle birlikte tutanak tutulduğunu, sonrasında müvekkiline yapılan noter ihtarı ile davalının iş akdini tek taraflı olarak feshettiğinin öğrenildiğini, davalının iş akdini feshetmeden önce müvekkili ile aynı sektörde hizmet veren başka bir firmada işe başladığını, ayrıca başka bir şirket çalışanının da yeni şirkete transferini sağladığını ve müvekkilinin müşterilerini bu şirkete yönlendirdiğini, müvekkilini zarara uğrattığını, davalının müvekkili şirket nezdindeki son görevinin yurtdışı operasyon uzmanlığı olduğunu, bu nedenle müvekkiline ait bir çok gizli bilgiye eriştiğini, davalının TBK.444.maddesine aykırı davrandığını ve müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu, bu nedenle zararın tazmini için İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafça müvekkiline fazla çalışma ücretleri ve işçilik alacaklarının ödenmediğini, bu yönde davacıya ihtarname gönderildiğini, bu taleplere ilişkin ayrıca işçi alacağı davası açıldığını, rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kanunda belirtilen şartları taşımadığını ve bu nedenle geçerli olmadığını, müvekkilinin davacının zararına yönelik bir fiilinin olmadığını, başlatılan icra takibinin kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 114.634,80 TL asıl alacak, 32,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 114.667,78-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf, “Rekabet Yasağı Ve Ticari Sır Saklama Taahhüdü” başlıklı belgede yer alan imzanın davalıya ait olup olmadığı, imza davalıya ait ise rekabet yasağı ve ticari sır saklama taahhüdünde yer alan hükümlerin geçerli olup olmadığı, davalının taahhüt hükümlerini ihlal edip etmediği, davacının cezai şart isteminin ve miktarının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalının “Rekabet Yasağı Ve Ticari Sır Saklama Taahhüdü” başlıklı belgede yer alan imzaya itirazı üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyetince düzenlenen raporda, ihtilafa konu imza ile davalıya ait örnek imzalar mukayese edildiğinde; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından inceleme konusu imzanın davalının el ürünü olduğu yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde “Rekabet Yasağı Ve Ticari Sır Saklama Taahhüdü” başlıklı belgede yer alan imzanın davalıya ait olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, deliller, celp edilen kayıtlar kapsamında rapor tanzim edilmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporunda davalının iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı kaydının geçerli olduğu, davalı işçinin görev tanımı itibariyle davacı işverenin müşteri çevresiyle iş sırları hakkında bilgi sahibi olduğu ve bu bilgilerin kullanılması durumunda işverenin önemli ölçüde zarar göreceği; dolayısıyla rekabet yasağı kaydının işçiyi bağladığı, rekabet yasağının kaydının yasağın kapsamı bakımından yer, süre ve konu sınırlamaları içerdiği; ancak coğrafi sınırlamanın çok geniş olduğu, Mahkemece İstanbul ili olarak coğrafi sınırlamanın yapılabileceği, bu sınırlama yapıldıktan sonra her üç sınırlama birlikte değerlendirildiğinde rekabet yasağının işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı bir tarzda sınırlamadığı ve anayasal çalışma özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahale oluşturmadığı, davalı işçinin emeklilik için yaş dışındaki diğer koşulları sağladığını belirterek istifasını haklı nedene dayandırdığı ve işçilik alacağı talepli olarak İş Mahkemesinde açmış olduğu davanın halen derdest bulunduğu, işçinin haklı nedenle sözleşmeyi feshettiğini İş Mahkemesinde görülen davada ispatlaması halinde rekabet yasağı kalkacağından, yürürlüğe girmeyeceğinden, İş Mahkemesindeki davanın kesinleşmesinin iş bu dava bakımından bekletici sorun yapılarak hüküm kurulması gerektiği, işçinin rekabet yasağı süresinin dolmasından sonra rakip bir işletmenin İstanbul’daki işyerinde eski işine benzer bir pozisyonda çalışmaya başladığı, dolayısıyla rekabetten kaçınma borcuna aykırı davranma olarak değerlendirilebileceği yönünde görüş ve kanaat sunmuştur.
Bakırköy … İş Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacının …, davalının …AŞ olduğu, davacının iş akdini yaş dışındaki emeklilik şartlarını doldurması, bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini belirterek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti toplamı 33.000 TL nin davalıdan tahsilini talep ettiği, işbu dosya ile birleştirilen Bakırköy… İş Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında ise davacının …AŞ, davalının … olduğu, davacının …’in SGK dan aldığı emekliliğe hak kazandığına ilişkin yazıyı davacı şirkete ibraz etmediğini, başka bir işveren ile anlaştıktan sonra iş akdini feshettiğini, …’in bu davranışının dürüstlük kuralına uygun olmadığını, fesih bildiriminin istifa olarak kabul edildiğini, ihbar tazminatı için icra takibi yapıldığını, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği, yapılan yargılama neticesinde Bakırköy … İş Mahkemesinin… Esas … Karar sayılı kararı ile asıl davada dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, bu çalışmasının karşılığının ödendiğinin davalı tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davacının hizmet süresinde hastalık ve mazeret gibi nedenlere izinli olabileceği günler olacağı nazara alınarak bilirkişi tarafından hesap edilen bayram ve genel tatil çalışma ücret alacağından takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılması suretiyle davacının talep edebileceği net bayram ve genel tatil çalışma ücret alacağının 3.150,06 TL olduğu hesap edilerek bu bedelin ve 32.735,67 TL net kıdem tazminatının davalıdan tahsiline, yıllık izin ücreti alacağı olmadığından bu talebin ise reddine karar verildiği, birleşen davanın ise iş akdinin asıl davacı tarafından haklı nedenle feshediliği gerekçesi ile reddine karar verildiği kararın İstinaf aşamasında olup henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Davalının davacıya ait iş yerinde 21/03/2007-05/11/2015 tarihleri arasında çalıştığı, davacının iş akdini emeklilik için yaş dışındaki diğer şartları taşıdığından dolayı ayrıca bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesini gerekçe göstererek … Noterliği’nin 05/11/2015 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshettiği anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 447. ( Eski Borçlar Kanunun 352.maddesi ) maddesinde; “Rekabet yasağı, iş verenin bu yasağı sürdürmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmiş ise sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın iş veren tarafından veya iş verene yüklenebilen bir neden ile işçi tarafından fesih edilirse, rekabet yasağı sona erer.” hükmünü içermektedir. Bu durumda, davacı iş verenin rekabet yasağına aykırılıktan ötürü dava açabilmesi için işçinin kusuru sonucu haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmiş olması yada işçinin iş akdini feshinin haklı nedene dayanmaması gerekir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2016/23044 Esas, 2019/20800 Karar sayılı ilamı; “İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur…Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir. 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır…Somut olayda, davacının 16.03.2015 tarihli istifa dilekçesinde; ‘02.09.2015 tarihinden itibaren çalışmakta olduğum işyerinden 31.03.2015 tarihi itibari ile kendi isteğim ile istifa ederek ayrılıyorum’ yazılı olup özel bir istifa nedeni açıklanmamış, istifa gerekçesi belirtilmemiştir. Dava dilekçesinde ise fazla çalışmaların karşılığının ödenmediği için ayrıldığını belirtmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının tanık olarak verdiği beyan esas alınarak ayda 3 gün günde 2 saat olmak üzere toplam ayda 6 saat üzerinden hesaplanan fazla çalışma ücret alacağından müfettiş raporu üzerine 2014 yılı Mayıs ayı ek ödeme adı altında yapılan ödemenin fazla çalışma olarak kabülü ile mahsup edilmesi sonucu geriye yönelik fazla çalışmaların ödendiği ve davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunmadığından reddine karar verimiş ise de isabetli olmamıştır. Davacının tanık olarak dinlendiği 12.09.2008 tarihine kadarki beyanları kendisini bağlar. Yargılama sırasında dinlenen insan kaynakları müdürü olarak görev yapan davacı tanığı fazlaçalışmaların idari kısım için ödenmediğini, 2014 yılında denetleme yapıldığını denetim sonucunda her gün 1 saat 15 dakika fazla çalışma yapıldığı ve ödenmediğinin tespit edildiğini talimatlara uyarak banka kanalı ile ödeme yaptıklarını beyan etmiştir. O halde 29.08.2014 denetim tarihine kadar günde 1 saat 15 dakika fazla çalışmaya göre hesaplama yapılmalı, 2014 yılı mayıs bordrosu ile yapılan ödeme mahsup edilerek fazla çalışma ücret alacağı ile sonucuna göre de kıdem tazminatının değerlendirilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde olup yine benzer gerekçelerle Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/27995 Esas 2019/48 Karar sayılı ilamında da “…Davacı işçi, fazla mesai ücretinin ödenmemesi ve fazla mesai yönünden eksik sigorta primi ödenmesine bağlı olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-(e) maddesine göre haklı nedenle iş akdini feshettiğinden…” denilerek, 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücretin ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların tamamını kapsayacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğine ve bu ücret alacaklarının ödenmemesi halinde işçinin haklı nedenle iş akdini feshedebilceğine işaret edilmiştir. Davalının ise iş akdini Bakırköy 40. Noterliği’nin 05/11/2015 tarih ve 28736 yevmiye numaralı ihtarnamesi emeklilik için yaş dışındaki diğer şartları taşıdığından dolayı ayrıca bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi gerekçesiyle feshettiği ve işçilik alacaklarının tahsili istemiyle Bakırköy … İş Mahkemesine açmış olduğu dava neticesinde, davalının iş akdini haklı nedenle feshettiği gerekçesi ile net bayram ve genel tatil çalışma ücret alacağı olarak 3.150,06 TL ve net kıdem tazminatı alacağı olarak 32.735,67 TL’nin tahsiline karar verildiği, davalı tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedilmiş olması sebebiyle TBK 447.maddesinde yer alan “Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın iş veren tarafından veya iş verene yüklenebilen bir neden ile işçi tarafından fesih edilirse, rekabet yasağı sona erer.” hükmü uyarınca rekabet yasağının sona erdiği kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.384,51-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.330,11-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 14.840,31-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR