Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/553 E. 2020/133 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/553 Esas
KARAR NO : 2020/133

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/05/2016

BİRLEŞEN İSTANBUL 8.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/697 ESAS SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 24/06/2016

KARAR TARİHİ : 13/02/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 13/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete …nolu poliçe ile Trafik (K.M.M.M.) sigortalı davalının maliki olduğu … plaka nolu aracın 06/02/2009 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucunda … ve …’ın sakat kaldığını, kaza sırasında müvekkili şirket nezdinde davalının adına sigortalı ve davalının maliki olduğu … plaka nolu aracı sevk ve idare eden …’in %229 promil alkollü olması sebebiyle huzurdaki davanın rücuen açıldığını, oluşan kaza neticesinde sakatlanan …’a önce %16 sakatlık oranı üzerinden aktüer hesabı yapılarak 61.685,00 TL sakatlık tazminatı, …’a ise %58 sakatlık oranı üzerinden aktüer hesabı yapılarak poliçe azami teminat limiti olan 150.000,00 TL ödendiğini belirterek davanın kabulüne, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurda görülen davanın muhatabının müvekkili şirket olmadığını, zira müvekkil şirketin kazaya konu aracın maliki olduğunu, ancak işleteni olmadığını, müvekkili şirket söz konusu aracı … adresinde mukim…A.Ş.’ye kiraya verdiğini, KTK 3 ve 85. Maddeleri uyarınca işleten kiracı olduğundan, müvekkili şirketin davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/697 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete … nolu poliçe ile Trafik (K.M.M.M.) sigortalı davalının maliki olduğu … plaka nolu aracın 06/02/2009 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucunda … ve …’ın sakat kaldığını, kaza sırasında müvekkili şirket nezdinde davalının adına sigortalı ve davalının maliki olduğu … plaka nolu aracı sevk ve idare eden …’in %229 promil alkollü olması sebebiyle huzurdaki davanın rücuen açıldığını, oluşan kaza neticesinde sakatlanan …’a önce %16 sakatlık oranı üzerinden aktüer hesabı yapılarak 61.685,00 TL sakatlık tazminatı ödendiği ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin…esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak müvekkili şirket aleyhine İstanbul Anadolu… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile bakiye sakatlık tazminatı talebi ile dava açıldığı ve yargılama sırasında alınan 22.738,92 TL’lik aktüer raporu gereği … vekili ile mahkeme masrafları vekalet ücreti faiz dahil 14.600,00 TL ek tazminatın ödenmesi hususunda sulh olarak ibralaşıldığını ve 14/06/2016 tarihinde ödeme yapıldığını belirterek davanın kabulüne, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Asıl ve birleşen dava, davacı sigorta şirketi tarafından, sigortalısı araç sürücüsünün alkollü olarak araç kullanması nedeniyle sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu, kazada zarar görenlere yapılan ödemelerin, sigortalı araç işleteninden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Kazaya konu … plakalı aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu ve davacı sigorta şirketinin ise aracın kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu sabit olup taraflar arasında bu yönde bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf aracın kaza tarihi itibariyle uzun süreli araç kiralama sözleşmesi kapsamında ihbar olunan …AŞ’ye kiralanmış olması sebebiyle davalı şirkete husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, davalı şirketin pasif husumet ehliyeti varsa, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği ve davalı şirkete rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, rücu imkanı varsa miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı … AŞ ile ihbar olunan … AŞ arasında Kasım 2007 tarihli “Araç Filo Kiralama Hizmet Sözleşmesi” imzalandığı, davaya konu … plakalı aracın ise bu sözleşme kapsamında 04/11/2008-04/11/2012 tarihleri arasında ihbar olunan şirkete kiralandığı, kaza ise aracın ihbar olunan … AŞ ‘de olduğu 06/02/2009 tarihinde sürücü …’in yönetiminde iken gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi tarafından … plakalı araca ilişkin 03/11/2008-03/11/2009 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, teminat limitinin kişi başı ölüm/sakatlık için 150.000,00 TL, kaza başı ölüm/sakatlık için 625,000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından kaza nedeniyle poliçe kapsamında ihbar olunan …’a %16 oranında maluliyeti nedeniyle 21/01/2016 tarihinde 61.658,00 TL, ihbar olunan …’a % 58 oranında maluliyeti nedeniyle 03/02/2016 tarihinde 150.000,00 TL olarak asıl davaya konu ödemeler yapılmış ve ihbar olunan …’ın maluliyet nedeniyle açmış olduğu dava neticesinde ise İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında … ile sulh olunması üzerine tazminat, faiz, masraf, vekalet ücreti dahil 14/06/2016 tarihinde 14.600,00 TL ödeme yapılmıştır.
Mahkememizce kaza nedeniyle kusur oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış olup, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 22/02/2019 tarihli raporunda; sürücü …’in idaresindeki otomobil ile olay mahalli yolda seyir halinde iken seyrini yol içerisinde kalacak şekilde sürdürmeye gerekli ve yeterli özeni göstermesi gerekirken bu hususa riayet etmeksizin seyrettiği sırada kendi sevk ve idare hatası akabinde yol dışı kalıp, bu alanda bulunan otobüs durağına ve duraktaki yayalara çarpması sebebiyle meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu olduğu, yayalar … ve …’ın olay mahallinde bulunan otobüs durağında bulundukları sırada meydana gelen ve kendi yaralanmaları ile neticelenen olayda atfı kabil kusurları bulunmadığı belirtilmiştir.
Yine Mahkememizce kusur ve kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği ve davacı sigorta şirketi tarafından ödenen ve rücuya konu edilen alacak talebi yönünden rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, tanzim olunan heyet raporunda davacı şirkete sigortalı … plakalı otomobili sürücüsü …’in hatalı sevk ve idaresinin olayda tam etkili olduğu ve …’in olay nedeniyle % 100 kusurlu olduğu, kaza sırasında, … plakalı otomobilin girdiği otobüs durağında bulunan ve aralarında davacı şirketin kaza sonucunda sakat kalmaları sebebiyle ödeme yaptığı … ile …’ın da olduğu yayaların etkili herhangi bir hatalı davranışlarının bulunmadığı, … plakalı araç sürücüsü …’in 06/02/2009 tarihinde yaptığı kaza anında alkol etkisiyle kesin olarak güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği, kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiği, kira sözleşmesi kapsamında işleten sıfatının … A.Ş.’de olup olmadığının takdirinin Mahkememize ait olduğu, ihbar olunan … A.Ş.’nin dava dosyasına sunmuş olduğu beyan ve belgelerde; hangi tarihte, kime, ne kadar ödeme yapıldığına dair herhangi bir bilginin bulunmadığı, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen maddi-sürekli sakatlık tazminatlarının Yargıtay içtihatları doğrultusunda ödeme tarihi itibariyle kontrolü yapıldığında, hesaplamalarda herhangi bir sorunun bulunmadığı, ödeme tutarlarının uygun olduğu, davacı ZMMS sigortacısı … Şirketi tarafından; 03/02/2016 tarihinde …’a ödenen 150.000,00 TL, 21/01/2016 tarihinde …’a ödenen 61,685,00 TL ve 14/06/2016 tarihinde …’a ödenen 14.600,00 TL’ nin ödeme tarihlerinden itibaren davalı araç maliki/sigortalı … A.Ş’den taleple açılan asıl birleşen dava yönünden; araç işleteni sıfatına sahip (münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelen trafik kazasında Genel Şartlar gereği zarar gören üçüncü şahsa ödenen maddi tazminatların rücuen tahsilinin talep edilebileceği) … A.Ş.’nin sorumluluğundan söz edilebileceği ancak … A.Ş.’ye noter marifeti ile verilen İbraname ve Taahhütnamelerle …A.Ş.’nin sorumluluğunu yerine getirip getirmediğinin, davacı sigorta şirketi tarafından yapılan maddi tazminat/sürekli sakatlık tazminatı olarak ödenen tazminatların … ve …’a mükerrer ödeme olarak yapılıp yapılmadığının hukuki değerlendirmesinin Mahkememize ait olduğu yönünde bilirkişilerce görüş ve kanat sunulmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf, kazaya konu aracın uzun süreli araç kiralama sözleşmesi kapsamında, ihbar olunan şirkete kiralanması sebebiyle, davalı şirketin işleten sıfatının devam edip etmediği noktasında toplanmakta olup, emsal mahiyette olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/1410 Esas, 2018/4696 Karar sayılı; “…Mahkemece, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre uzun dönem araç kiralama hallerinde sorumlu işleten sıfatı kiracıda olduğundan, araç sahibine herhangi bir sorumluluk yüklenmesi olanaklı olmadığını, (Yargıtay 17.HD. 2005/813-1150 Esas karar sayılı 15/02/2005 tarihli kararı ile 2010/3827 – 4427 E.K. Sayılı kararları) her ne kadar davacı vekili davalının doğrudan doğruya sigorta sözleşmesinin tarafı ve kira ilişkisini sigorta şirketine bildirmemelerinden dolayı (KTK 94 Madde) davada husumetin doğrudan doğruya kendilerine yöneltildiğini bildirmiş iseler de, yanlar arasında tanzim edilen poliçenin 1’inci sayfasında ve kullanım tarzı bölümünde “uzun süreli kiralık araç” yazılı olmakla davacı sigorta şirketinin iddiaları yerinde görülmediğini, belirtilen tüm bu sebeplerle davalı yanın malik sıfatına rağmen aracın işleteni olmadığı sabit olmakla husumet itirazları yasal ve yerinde görüldüğünden dosyadaki toplanan tüm deliller kapsamında davanın asıl ve birleşen davalar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Olay tarihini kapsayan geçerli bir sigorta poliçesi mevcut olup işletenin işletenlik sıfatının kalkması sigorta poliçesinin geçerliliğini ortadan kaldırmaz, sigorta poliçesi ve poliçe nedeni ile davalının sorumluluğu (K.T.K. 20/d-94. md.-107. ve vs. md. açıklanan bazı durumlar ayrık olmak üzere) devam eder. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2.maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur. Şu halde, davacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Rıza hilafına bir durum olmadığından illiyet bağının kesilmesi söz konusu olmayıp aracı uzun süre kiralayan davalı şirketin işletenlik sıfatı devam ettiği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir…” şeklindeki ilamı da dikkate alındığında, davalı şirketin işleten sıfatı ve işbu dava nedeniyle pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu kazanın 06/02/2009 günü saat 22:00 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı, davacı şirket tarafından sigortalı ve davalı şirket adına kayıtlı otomobil ile Burhaniye Caddesi’ni takiben seyir halinde iken olay mahalline geldiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek, sağdan yol dışı kalarak bu alanda bulunan otobüs durağına ve durakta bekleyen yayalara çarpması neticesinde meydana geldiği, kaza nedeniyle yayalar … ve …’ın yaralandığı anlaşılmıştır. Kaza nedeniyle alkollü sürücü …’in içinde bir yolcu bulunan otomobille, yolun virajlı bir kesiminde, nemli yol yüzeyi koşullarında, olay yeri şartlarına göre yüksek olduğu anlaşılan seviyede bir hızla, kontrolsuz bir şekilde seyredip, seyri sırasında gerektiği ölçüde dikkatli ve tedbirli davranmaması nedeniyle, yol içindeki normal seyir yörüngesini terkederek yönetimindeki aracın kontroldan çıkmasına, yolun gidişine göre, sağında yer alan bir otobüs durağına ve durakta beklemekte olan yayalara çarpmasına sebebiyet verdiği, alkollü sürücü …’in, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili özen yükümlülüğüne, hızın mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna ve güvenli sürüş kurallarına aykırı şekilde hareket ederek dava konusu kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Yine sürücü …’in olay günü saat 23:00 itibarıyla 2,29 promil alkollü olduğu, alkolün vücutta saatte ortalama 0,15 promil azaldığı dikkate alındığında, kaza saati olan 22:00 sıralarında widmark formülüne göre 2,29+(0,15×60/60)=2,44 promil alkollü olacağı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyelerde olursa olsun 0,30 promilden ( 30 mg/ml ) itibaren bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediği bireyin o andaki sürüş yeteneğini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik; nistagmus, akomodasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumun tespiti için detaylı dahili muayenecine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkların ortadan kalktığı 1,0 promil’den (100 mg/dl) yüksek saptanan alkol düzeyinin güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği bilimsel olarak kabul edilmekte olup, … plakalı araç sürücüsü …’in ise 06/02/2009 tarihinde yaptığı kaza anında 2,44 promil alkollü olduğu ve 1,00 promil üzerinde alkollü olduğundan kaza anında alkol etkisiyle kesin olarak güvenli araç sürüş yeteneğini kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde alkol dışında herhangi başka bir faktör rol oynamadığından kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/6925 Esas, 2013/8892 Karar sayılı ilamı; “…2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. Maddesinde alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan “b-2” bendinde “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.Ayrıca, Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır…” şeklinde olup, dosyamıza konu olayda kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin tespiti karşısında davacının rücu hakkının olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada; 01/01/1965 doğumlu …’ın 06/02/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasında % 58 oranında malul kalmış olduğu ve kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 2016 tazminat ödeme tarihi dikkate alındığında toplam maddi zararının 200.929,99 TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigortası üst limiti olan ve 03/02/2016 tarihinde …’a ödenen 150.000,00 TL’lik ödemenin uygun olduğu hesap edilmiştir. Yine 01/01/1979 doğumlu …’ın 06/02/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasında % 16 oranında malul kalmış olduğu ve kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 2016 tazminat ödeme tarihi dikkate alındığında toplam maddi zararının 87.493,71 TL olduğu ve davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigortası üst limiti olan 150,000,00 TL’nin dahilinde bulunduğu, 21/01/2016 tarihinde …’a 61.685,00 TL ve 14/06/2016 tarihinde 12,000,00 TL maddi zarar ödendiği (toplam ödeme 14.600,00 TL olup bu bedelin içinde 1.800,00 TL vekalet ücreti, 400,00 TL masraf ve 400,00 TL faizin olduğu) ve yapılan ödemenin uygun olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı tarafından işbu davanın ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabileceğinden ve aracı uzun süre kiralayan davalı şirketin işletenlik sıfatı devam ettiğinden davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmiş olması sebebiyle rücu şartlarının oluştuğu, yapılan ödemelerin maluliyet oranlarına uygun olduğu tespit edilmekle, asıl dava yönünden 03/02/2016 tarihinde …’a ödenen 150.000,00 TL ile 21/01/2016 tarihinde …’a ödenen 61.685,00 TL ve birleşen davada 14/06/2016 tarihinde …’a ödenen 12,000,00 TL tazminat, 1.800,00 TL vekalet ücreti, 400,00 TL masraf ve 400,00 TL toplamı 14.600,00 TL’nin (bu ödeme İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında … ile sulh olunması üzerine yapılan ödeme olup, davalının dosya kapsamında yapılan 1.800,00 TL vekalet ücreti, 400,00 TL masraf ve 400,00 TL faiz ödemesinden de sorumlu olması sebebiyle) ödeme tarihlerinden itibaren davalı şirketten tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Asıl davanın KABULÜ ile, 150.000,00 TL’nin 03/02/2016 tarihinden, 61.685,00 TL’nin 21/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Asıl dava yönünden harç, vekalet ücreti ve yargılama gideri;
a)Alınması gerekli 14.460,20 TL karar ve ilam harcından 3.615,06 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 10.845,14 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafça başlangıçta yapılan 3.648,56 TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.875,00 TL masraf olmak üzere toplam 5.523,56 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
c)Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
d)Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 23.267,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/697 esas sayılı dosyasına konu davanın KABULÜ ile, 14.600,00 TL’nin 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Birleşen dava yönünden harç, vekalet ücreti ve yargılama gideri;
a)Alınması gerekli 997,32 TL karar ve ilam harcından 249,34 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 747,98TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafça başlangıçta yapılan 282,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
c)Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
d)Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR