Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/521 E. 2019/1130 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/521 Esas
KARAR NO : 2019/1130

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalılar arasında düzenlenen elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi gereğince davacı müvekkilinin 2010 Haziran ve 2011 Temmuz (bu dönemler dahil olmak üzere) davalı şirketlerden elektrik enerjisi satın aldığını, müvekkilinin bu süre içerisinde elektrik faturalarına yansıtılan tüm maliyet kalemlerini ödemek zorunda bırakıldığını, davalı yan tarafından müvekkilinden “parekende satış hizmeti (psh), sayaç okuma, kayıp kaçak bedeli, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli” olarak da paralar tahsil edildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. Sayılı ilamı ile bu bedellerin tahsil edilmesinin yasal olmadığının belirtildiğini, açıklanan nedenlerle; davalılar tarafından tahsil edilen şimdilik 200-TL parekende satış hizmeti (psh) bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline iadesine karar verilmesini, davalılar tarafından tahsil edilen şimdilik 200-TL sayaç okuma bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline iadesine karar verilmesini, davalılar tarafından tahsil edilen şimdilik 200-TL iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline iadesine karar verilmesini, davalılar tarafından TRT payı içerisinde tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin şimdilik 200-TL’sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline iadesine karar verilmesini, davalılar tarafından tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinden şimdilik 200-TL’sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline iadesine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile…A.Ş’nin 14.05.2010 tarihinde Elektrik Enerjisi Alım Sözleşmesi imzaladıklarını, tedarik sözleşmesinin tarafı …A.Ş’nin … A.Ş ,ile 05.04.2016 noter onay tarihli yönetim kurulu kararı ile birleştiğini, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların hiç birinin gerçeği yansıtmadığını, davacının davanın açılmasında hukuki yararının bulunmadığını, diğer taraftan davacının dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın öncelikle aktif husumetten reddinin gerektiğini, davacının iddia ve talep ettiği tutarların hiç birinin hiç bir zaman … ve … uhdesinde bulunmadığını, ancak davacı tarafın bunu bilmesine ve bunu dava dilekçesinde ikrar etmesine rağmen husumeti … ile beraber …’e yönelttiğini, davada …’in pasif husumet taraf ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın müvekkili şirket … açısından husumetten reddinin gerektiğini, davacının …’i taraf göstererek hukuken korunmasını gerektirecek bir yararının bulunmadığını ve bu hususun HMK 116/2 maddesinde dava şartı olarak düzenlenmesi nedeniyle dava şartlarının …’e karşı yokluğundan … açısından davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, … ve davacı arasındaki ilişkinin bir satım sözleşmesi olduğunu, …’in Elektrik Piyasası Kanununa göre bir elektrik dağıtım şirketi olmadığını, davacının EPDK mevzuatı çerçevesinde bir serbest tüketici olduğunu ve bahse konu yıllardan 2011 yılına kadar kaçak bedeline ilişkin bir ödemede bulunmadığını, dolayısıyla ödenmeyen bir tutar hakkında haksız bir dava ile müvekkili şirketten müteselsilen tahsil edilmeye çalışılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacıya kesilen faturaların hiçbirinin herhangi bir itiraza konu edilmeden ödendiğini, faturalara itirazın 8 gün içerisinde yapılmaması halinde faturaların kesinleştiğini, üzerinden zamanaşımı süresi bile dolacak kadar yıllar geçtikten sonra faturaların içeriğine itiraz etmenin hiçbir hukuki dayanağı ve açıklamasının olamayacağını, açıklanan nedenlerle; davanın aktif husumetten, pasif husumetten ve dava şartları yokluğundan öncelikle usulden, aksi halde esastan reddi ile her durumda dağıtım şirketi olmayan müvekkili şirket açısından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinini davacıya veya aleyhine hüküm kurulması durumunda …’a yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle zamanaşımı, husumet ve yargı yolu itirazında bulunduklarını, huzurdaki davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, zira, müvekkili şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirmediğini, müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini, zira basit bir hesapla dava konusu miktarların hesaplanabileceğini,davacı tarafından iadesi istenilen kayıp kaçak bedellerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından Kanun’un temel amaçlarına uygun düzenlenen elektrik tarifelerinin bir unsuru olduğunu, lisans sahibi olan elektrik dağıtım, perakende satış / tedarik şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama, kayıp-kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmadığını, tacir olan davacının aslında kayıp-kaçak bedeli ödemediğini, davacının davaya konu faturaları ihtirazi kayıtsız kabul etmesi, süresinde itiraz etmemesi ve bedellerin iadesi için davalılara yazılı müracaatta bulunmaması sebebiyle davacı tarafından faiz talebinin yerinde olmadığını, açıklanan nedenlerle; haksız ve yersiz davanın reddi ile dava vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, elektrik aboneliği dolayısıyla davalı tarafından faturalara tahakkuk edilip davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak vb. adlar altında tahsil edilen bedellerin tahsilinin haksız olduğu iddiasıyla, bu bedellerin iadesi ve taraflar arasında imzalanan Elektrik Enerjisi Satışı Sözleşmesi kapsamında uygulanmadığı iddia olunan iskonto nedeniyle davalı tarafından davacıdan fazla tahsil edilen bedelin iadesi talepli olarak açılmış olan alacak davasıdır.
6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihi gözetildiğinde yasanın uzun zamandır yürürlükte olduğu, bunun yanı sıra, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin, 14.3.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için 24.06.2016 tarihli iptal talebinin, Anayasa Mahkemesinin … E. sayılı dosya üzerinde kaydı yapılmış, Anayasa Mahkemesi bedellerin maliyet unsuru olarak alınmasını yasal hale getiren hükümlere dair iptal başvurularını reddetmiştir. Kararın, Resmi Gazete’de yayımlanması ise 15/02/2018’dir.
İncelenen dosyada 30/03/2013 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6446 sayılı elektrik piyasası kanununda 6719 sayılı kanun ile yapılan değişiklikler kapsamında, 6719 sayılı kanunun 15. Maddesi ile 6446 sayılı kanunun tanımlar ve kısaltmalar başlıklı 3. Maddesinin 1. Fıkrası (şş) bendi eklenmiş ve anılan bu bentte teknik ve teknik olmayan kayıp dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen teknik kayıp ve-veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik sebebe dayanmayan kaybı ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.
Yine 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinde değişiklik yapan 6719 kanunun 21. Madddesi ile 17. Maddenin 4. Fıkrasında ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar hükmüne yer vermiş olup, 17. Maddeye eklenen 10. Fıkra hükmünde ise kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurum düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır düzenlemesini getirmiştir.
6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanuna eklenen geçiçi 20. Madde de kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükmünün uygulanacağı belirlenmiştir.
6446 sayılı kanunda yapılan ve 6719 sayılı kanun değişikliği ile kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanan, kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp kaçak, perakende satış hizmeti maliyeti vs. Gibi kanunda sayılan kalemler bakımından 17. Maddeye eklenen 10. Fıkra hükmü mahkemece yapılacak incelemenin kurumu düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğunu ifade etmiş ve eklenen geçiçi 20. Madde de bu hükmün mevcut davalara da uygulanacağı belirlenmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamı itibariyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti tarafından sunulan asıl ve ek raporlarda özetle; taraflar arasında ki sözleşme gereğince 06/2010 – 07/2011 dönemine ilişkin olarak abonelik için düzenlenen faturalarda 11.360,26-TL iletim bedeli, 1.627,99-TL PSH, 1.063,36-TL sayaç okuma, 60.751,41-TL dağıtım bedeli, 29.542,98-TL kayıp kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği, davacı adına düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen kayıp kaçak bedellerinin EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Ulusal Tarife de belirlenen perakende satış tarifesine uygun hesaplanmış olduğu görüşü bildirilmiştir.
Davada; 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17.maddesi 10 fıkra hükmü ve Geçici 20. maddesi doğrultusunda bilirkişi ek raporu ile EPDK tarifesine uygun olarak hesaplama yapıldığı göz önüne alındığında, davanın reddine karar vermek kanaatine varılmıştır. Öte yandan, 6719 sayılı yasa dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olup, dava tarihindeki mevcut mevzuat hükümleri ile gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararlar ve gerekse Yargıtay 3.H.D. tarafından verilen kararlarda kayıp-kaçak bedelinin istenmesi mümkün olduğundan, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklılık durumu ve davadan sonra yapılan ve yürürlüğe giren kanun değişikliği karşısında, davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varılarak bu yönde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Aynı şekilde 6719 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrası dava tarihindeki hükümler ve Yargıtay uygulaması dikkate alınarak davacının dava açılmasına zorlandığı kanaatine varıldığından vekalet ücreti yönünden de davalı vekili hakkında karar verilmemiş, dava tarihi itibari ile haklı olan davacı lehine vekalet ücreti takdir olunmuştur.

HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 15,20 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-6719 sayılı kanunda yapılan değişiklik sonrası dava tarihindeki hükümler ve Yargıtay uygulaması dikkate alınarak davacının dava açılmasına neden olmadığı kanaatine varıldığından davalılar lehine vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair. Miktar itibariyle yasa yolu kapalı kesin olarak davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza