Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/503 E. 2018/957 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/503 Esas
KARAR NO : 2018/957
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/05/2016
KARAR TARİHİ: 22/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili sigorta tarafından Ticari Risk Poliçesi ile sigortalı …A.Ş’nin ilgili bulunduğu… özel P… adresinde bulunan işyeri ve işyerinde bulunan emtiaların, davalı tarafından yapılan çalışmalar esnasında eski atıksu ve yağmur suyu hattının kırılması ve şiddetli yağan yağmur sebebiyle eski hattan gelen suyun kanaldaki kırıktan dışarı çıkması sonucu hasara uğradığını, bu bu olay sebebiyle müvekkili şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalısına sigorta tazminatı ödediğini, İstanbul Anadolu … Asliye Hukuk Mahkemesi”nin … Değişik İş sayılı dosyasından alınan rapor, Tuzla Belediyesi yetkilisinin imzasını havi tutanak, Ekspertiz raporu ve dosyada mübrez diğer tutanaklara göre; davalı tarafından yeni atıksu ve yağmur suyu hattının, su baskınına neden olan ve havzanın tüm atık su ve yağmursuyu hattını taşıyan hattının yanından yapılması, ancak yeni hat çalışmaları yapılırken davalı ekipleri tarafından eski hattın kırılması, şiddetli yağan yağmur neticesinde eski hattan gelen suyun kanaldaki kırıktan dışarı çıkması sonucu yüzeysel olarak yeni yapılan yolun üzerinden geçerek sigortalı işyerinde su baskınına sebebiyet verdiğini ve sigortalı işyerinde bulunan emtiaların hasar gördüğünü, davalı kurumun ağır bir sorumluluğu bulunduğunu, bu sorumluluğun kusursuz sorumlulukla beraber ağırlaştırılmış kusur sorumluluğunu da getirdiğini, bu hasar nedeniyle davalının öncelikte kusursuz – tehlike sorumluluk esaslarınca ve sonra üçüncü şahıslara zarar verilmemesi için gerekli önlemin alınmaması dolayısıyla kusuru ve sorumluluğu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin TTK.nun 1472 maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğundan alacak için rücu hakkı doğduğunu, müvekkilinin ayrıca yapmış olduğu hasar ödemesiyle sigortalısından dava, alacak talep haklarını temellük ettiğini, davalı tarafından hasar miktarı ödenmediğinden bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 188.113,57 USD’nin fiili ödeme günündeki TCMB döviz satış kuru karışılığı olan Türk Lirası hasar bedelinin ödeme tarihi olan 15.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek USD reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu iddialar bakımından ihtilafın çözümünde adli yargının görevli olmadığını, kamu hizmetinin ifasına ilişkin tam yargı tazminat davalarının İdari yargıda görülmesinin zorunlu olduğunu, ayrıca dava konusu olayla ilgili herhangi bir kabul, ikrar v,s. anlamına gelmemek kaydıyla görev itirazlarının olduğunu, dava konusu iddialar bakımından ihtilafın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemelerinin değil Asliye Ticarct Mahkemelerinin görevli olduğunu, dava konusu hasarın meydana gelmesinde idarenin ihmal ve kusuru bulunmadığını, 2560 Sayılı Kanunun I.maddesi ile idareye İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetini yapmak görevi verildiğini, 4562 sayılı Organize sanayi Bölgeleri Kanunu kapsamında kalan yerlerde müvekkili idarenin hukuki sorumluluğu bulunmadığını, 5272 Sayılı Belediye Kanununun 15.m/(e) bendinde yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamanın belediyeye görev olarak verildiğini, ilçe belediyesinin sorumluluğunda bulunan cadde ve sokaklarda yağmursuyu kanallarının yapımı İlçe belediyesinin yetkisinde, meydan, bulvar, cadde ve ana yollarda yağmursuyu kanallarının yapımının Büyükşehir Belediyesinin yetkisinde olduğunu, yağmur suyu kanalının yapımı harcamaları ile ilgili belediyelerce karşılanmak şartıyla …’ye görev olarak verildiğini, bütçede ödenek bulunmaması sebebiyle yağmur suyu yatırımı planlanmasının mümkün olmadığını, yağmursuyu kanalının kimin tarafından yapıldığının ve yağmur suyu kanalının atıksu kanalına bağlantısının bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, binaların çatı sularının, cadde ve sokaklardaki yağmur suyu mazgallarının atıksu kanalına bağlanıp bağlanmadığının ve hasarın meydana gelmesinde neyin etkili olduğunun, havanın yağmurlu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, atık suyun bağlantısının kimin tarafından ve hangi kanala yapıldığının, idareden alınan izinle yapılıp yanılmadığının, bağlantının tekniğine uygun yapılıp yapılmadığı, zemin ve borum katta pompaj sisteminin bulunmadığı, tecrit duvarının bulunmadığı, bina girişinde harici su girişi için tedbir alınıp alınmadığı, binanın yapı ruhsatı ve iskan izninin bulunup bulunmadığının tetkiki, imar planı ile yapı ruhsatı İle eklerine uygun yapılıp yapılmadığının, hasar kanal kapağından kaynaklanıyor ise kapakların teknik şartnameye uygun olarak monte edilip edilmediğinin tespitinin gerektiğini, talep edilen zarar miktarının fahiş olduğunu belirterek, usul ve esas bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, sigorta şirketi tarafından Ticari Risk Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan emtianın zarar görmesi nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosyanın mahkememize İstanbul…Asliye Hukuk Mahkemesinin … E.,….K sayılı, 28/01/2016 tarihli görevsizlik kararı ile geldiği görülmüştür.
İddia, savunma, toplanan deliller, olayın oluş şekli, sorumluluk, ödenen tazminat ve davacının tazmine konu var ise alacağının belirlenmesi için keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler 03/02/2017 tarihli kök raporlarında meydana gelen hasarın … ekiplerinin çalışmalarından kaynaklandığını, ekiplerin kusuru ve ihmali olduğunu, hasara uğrayan emtiaların yerden daha güvenli bir yükseklikte muhafaza edilmemesi nedeniyle hasar miktarının artmasına neden olduğunu, sigorta ekspertizleri tarafından tespit edilen tazminata konu 140.050,80 metre suni deri için belirlenen 5,90 TL/mt birim maliyet tutarı ve 826.299,72 TL hasarlı ürün bedelinin normal değerler sınırında olduğu rapor olunmuştur.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları denetlenerek ve bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişilerin 22/12/2017 tarihli ek raporunda … ekiplerince, yeni atıksu ve yağmur suyu hattı çalışmaları neticesinde eski hattın kırılması ve şiddetli yağan yağmur neticesinde eski hattan gelen suyun kanaldaki kırıktan dışarı çıkması sonucu yeni yapılan yolun üzerinden geçerek daha alt kotta bulunan fabrikayı su basması neticesinde hasarın oluşmasına sebebiyet vermekten kusurlu olduğu, fabrika binasında muhafaza edilen emtiaların ve ipliklerin yerden güvenli olmayan bir yükseklikte yani 16 cm ve 10 cm gibi az olan yükseklikte ki ahşap kasalarda muhafaza edilmesi olası bir su baskınına karış hasar gününden önce suyun boşaltılmasına yönelik bir pompaj sisteminin yapılmamış olması nedeniyle fabrika yetiklilerinin de kusurlu olduğu, kusur oranlarının da her 2 taraf için eşit oranda yani %50 oranında olduğunu belirtmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, alınan bilirkişi raporları, tespit dosyası ve tüm dosya kapsamında davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava rücuen sigorta alacağı ve aynı zamanda alacağın temlik alınmış olması nedeniyle temliken alacak davası olarak açılmıştır. Davacı taraf, davalı …’nin yol çalışması sırasında kanalın kırılması nedeniyle yoldan 2 metre daha aşağı kotta bulunan sigortalısı/temlik edenin fabrikasına su basması sonrası sigortalı ürünlerin zarar görmesi nedeniyle sigortalısına/temlik edene ( sovutaj ve muafiyet kısımları dikkate alınarak yapılan 188.113,57 USD’nin fiili ödeme günündeki TL karşılığının ödeme tarihi olan 15.08.2014 tarihinden itibaren USD cinsinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini, davalı taraf ise … içindeki kanal ve yağmur sularından sorumluluklarının bulunmadığını, … kanunu uyarınca … yöneticilerinin sorumlu olduğunu ve bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, talebin fahiş olduğu, yargı yolu ve görev itirazlarında bulunmuş olması hususları dikkate alındığından taraflar arasındaki ihtilafın, yargı yolu, görev hususu, sorumluluk konusu, hasar gören emtianın değeri, bulunan sorumluluk miktarı, sorumluluğu doğuran sebepler hususunda ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça her ne kadar yargı yolu itirazında bulunulmuş ise de yargı yolu itirazının …’nin özel hukuk kuralları altında faaliyet yürüttüğü ve TTK 18. Maddesi uyarınca tacir olduğu, nitekim bu hususta yerleşik Yargıtay Uygulamalarınca …’nin tacir kabul edildiğini ve bu nedenle de …’nin kusurundan kaynaklanan nedenle de açılan davalarda davaya bakma görevinin Adli Yargı Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizde açılan davanın …’nin kusuruna dayalı haksız eylemi nedeniyle açılan zarardan kaynaklı alacak davası olması nedeniyle mahkememizin Adli Yargı Mahkemesi olarak davaya bakmasında yanlışlık olmadığı, yargı yolunun doğru olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davalı tarafın davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olması yönündeki itirazları da yerinde görülmemiş, Yerleşik Yargıtay Uygulamaları gereğince davalı … tacir kabul edildiğinden davanın tacir olan …’ye karşı yine tacir olan dava dışı tüzel kişi tacir sigortalının halefi konumundaki tüzel kişi tacir davacı… A.Ş tarafından açılmış olması sebebiyle halefin, halef olunanın hukukuna tabi olması da dikkate alındığında halef olunanın da tacir olduğu, bu haliyle işin ticari ve 6102 sayılı TTK’nun 4/1. Maddesindeki her iki tarafı tacir ve işinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili husustan doğan hukuk davası olması nedeniyle nispi ticari dava olan davaya 6102 sayılı yasanın 5. Maddesi uyarınca mahkememizce bakılmasının doğru olduğu, bu nedenle davalının görev itirazının da yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir.
Gerek sigorta ekspertiz raporu, gerekse olayın hemen akabinde yapılan İstanbul Anadolu … AHM’nin tespit dosyasında alınan keşfe dayalı rapor ve yine video kayıtları ile su basmasının yoldan 2 metre daha düşük kotta bulunan dava dışı sigortalı/temlik edenin fabrika binasına … tarafından yapılan çalışma anında kanalın kırılması nedeniyle şelale oluşturacak ve fabrika binasında 30 cm yüksekliğe ulaşacak su baskını yaratmak suretiyle dava dışı sigortalının /temlik edenin nakliye edilmek üzere ürettiği mamul ürünler ile ipliklerin zarar gördüğünü, hasar oluş ve hasar miktarına ilişkin tespitlerin yerinde ve kadri maarufunda olduğuna ilişkin bilirkişi raporu ve itiraz üzerine alınan keşfen düzenlenen ek raporda bu kez müterefik kusur yönünden yapılan değerlendirmede olay anına değil olaydan sonraki bir tarihe ilişkin yapılan gözlem üzerine alınan ek raporda ürünlerin 12. Cm ve 10 cm’lik tahta paletler üzerinde istiflenmesinin zararın artmasına sebep olduğu bildirilmiş ve buna göre de %50 sigortalı/temlik edenin, %50 …’nin kusuru bulunduğuna ve buna göre de kusur oranları dikkate alınarak rapor sunulmuş ise de mahkememizce zarar miktarı, zararın oluş şekline ilişkin de zararın kadri maarufunda olduğuna ilişkin bilirkişi raporunun ilgili kısımlarına itibar edilmiş, diğer kusur değerlendirmesi kısımlarına ise ek rapor alınmasına gerek duyulmaksızın hukuki nitelendirme ve değerlendirme kapsamında kalması nedeniyle itibar edilmemiştir.
Dosyada bulunan tespit dosyası, ekspertiz raporu ve görseller dikkate alındığında; hasarın, …’nin dava dışı sigortalının/temlik edenin fabrikasının yanında bulunan ve …’nin kanal çalışması nedeniyle eski kanalın kırılmasından dolayı suların yağan yağmurun da etkisiyle şelale oluşturacak şekilde 2 metre kot farkı bulunan fabrika sahasına girmesi nedeniyle hasarın oluştuğu sabit olup, davalının kusurundan kaynaklanan zararından sorumlu olacağı, davalının diğer dile getirdiği OSB’nin yönetiminin sorumluluğunda olan OSB içindeki yağmur ve su kanallarına ilişkin sorumluluk atıfına dayandırılan beyanlarına bu yönden, OSB içerisindeki yağmur ve su kanalından kaynaklanan zararın oluşmamış olmasından dolayı itibar edilemeyeceğini ve davalının bu yöndeki savunmalarının dikkate alınmayacağına kanaat getirilmiştir.
Hasar yönünden gerek alınan ekpertiz raporu, gerekse hasara uğrayan emtialar konusunda uzman olan heyette yer alan öğretim görevlisi bilirkişi İTÜ teknik bilimler meslek yüksek okulu deri teknolojisi ve programı hocası … tarafından sunulan değerlendirmenin de eksper değerlendirmesinin yerinde olduğu ve yapılan hesaplama sonunda 140.050,80 TL olarak hasara uğrayan emtia için 826.299,72 TL zararın oluştuğu tespit edilmiştir. Buna göre de davacı ile davalı arasındaki, sigorta poliçesi uyarınca yanlış depolama nedeniyle 17.391 metre suni deri ve 4052 kg iplik yönünden poliçe teminatı dışında olduğu belirlenmiş ve eksper tarafından hasarlanan emtiaların suni deri için belirlenen 5.90 TL/m birim fiyatının da makul olduğu belirtilerek toplam hasarın 826.299,72 TL olduğunun belirtilmiş olduğu hususu dikkate alındığında raporun bu yönüyle doğru kabul edilmesi gerektiği ancak heyette sigorta bilirkişisinin olmaması ve sigorta bilirkişisinin genelde hukukçulardan oluşması ve yeni bilirkişilik kanunu uyarınca bilirkişi listesine hukukçu kaydının alınmaması nedeniyle teknik bilirkişilerin yanına hukukçu veya hukukçu sigorta bilirkişisi eklenemediğinden bilirkişilerin müterafik kusur konusunu anlayamamış oldukları ve bu nedenle de bu kısma ilişkin değerlendirmenin, hukuki değerlendirme ve nitelendirmenin mahkememize ait olması nedeniyle bu değerlendirme dikkate alınmamıştır.
Dosyada bulunan poliçe, hasarın oluş şekli ve hasara uğrayan emtianın birim fiyatları teknik bilirkişiler tarafından tespit edilmiş olduğundan diğer değerlendirmelerin de hukuki değerlendirme içerecek olması nedeniyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına ihtiyaç duyulmadan gerekli hukuki değerlendirme mahkememizce yapılmıştır.
Hasarın, davalı tarafa ait, dava dışı sigortalının fabrikasına yakın yerdeki yan hat çalışmalarının yapımı esnasında, kanal çalışması yapılırken onun yanındaki eski kanalın kırılması sonrasında yağan yağmur etkisiyle kanal suyunun şelale oluşturacak şekilde 2 metre daha aşağıda olan sigortalının/temlik edenin fabrikasına yolu aşmak suretiyle su basması sonrasında hasarın oluştuğu, bu hususun delil tespit dosyası, eksper raporu ve görsellerle sabit olduğuna kanaat getirilmiş buna göre de, davalı yönünden ağırlaştırılmış kusur sorunu nedeniyle meydana gelen zarardan 6098 sayılı yasanın 49. Maddesi uyarınca davalının sorumlu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davalının sorumluluğu teknik bilirkişi tarafından belirlenen 1.405.080 m suni deri yönünden metresi 5.90 TL’den 826.299.72 TL nin ne kadarından davalının sorumlu olduğu notakasında yapılan değerlendirmede: dosyada bulunan ekspertiz raporunda ve bu ekspertiz raporundaki tespitlerin bilirkişi raporunda birim fiyatın doğru, makul ve sigortalı defter ve faturalarıyla uyumlu olması nedeniyle ekspertizin 157.441,80 m emtianın hasarlı olduğunu kabul eden görüşün aksine teknik bilirkişinin ilk rapordaki değerlendirme uyarınca poliçe şartları da dikkate alınarak(zira poliçe özel şartları içinde bulunan minimum 12 cm yükseklikte raf veya palet şartı ile teminat altına alınan eşyanın bu şartla ve yine tesis dışında ve/veya sundurma ve/veya, tente, çadır vb. tam kargir olmayan yapılar altında bulunan emtiaların teminat dışında olması nedeniyle bu kısımların da hasar miktarından indirilmiş olduğu keza poliçede sigorta hasarları için azami 50.000 Euro (68.037,43 USD) olmak, sigorta bedelinin %2 si oranında muafiyet bulunduğu bu muafiyetinde toplam hasar miktarından düşülmesi gerektiği, yine sovutaj bedelinin 340.000,00 TL olarak kabul edildiği ve hasar ödeme gününde dosyada mevcut çek ile dava dışı sigortalıya davacı tarafça USD üzerinden toplam hasarın 393.513,53 USD, bundan 143.399,96 USD’nin tenzil edildiği, bakiye kalan 250.113,57 USD’den de %2 muafiyet miktarı olan 62.000 USD’daha tenzil edildiğinden) toplamda davacı tarafça sigortalısına 188.113,57 USD’nin 15.08.2014 tarihinde ödenmiş olduğu ve davacının hem rücuen hem de sigortalısının yapmış olduğu temlik nedeniyle temlik alacaklısı olarak zararın tamamını davalıdan talep etme hakkına sahip olduğuna kanaat getirilmiştir.
Müterafik kusur 6098 sayılı yasanın 52. Maddesinde düzenlenmiş olup zararın artmasına sebebiyet veren dava dışı sigortalının bir eylemi söz konusu değildir. Zira poliçe şartlarına göre 12 cm’den daha yukarıda olacak bir istiflemenin yapılmamış olmasının davacı ile sigortalısının iç ilişkisi yönünden teminat şartlarını etkilediği, nitekim bu nedenle de bir kısım emtianın hasarlanmasına rağmen teminat kapsamında kabul edilmediği, dava dışı sigortalıya teminat kapsamı dışında kalan bu emtialar için herhangi bir ödemenin yapılmadığı sabit olup davalının kusurundan kaynaklanan, kanal çalışmasını sırasında tespit dosyası ile sabit olduğu üzere, eski kanalın kırılması nedeniyle suyun 30 cm yükselti olacak şekilde sigortalının fabrikasına taşınmasını, aradaki kot farkı da düşünüldüğünde dava dışı sigortalısının önleyemeyeceği, başkaca da müterafik kusur tespit edilemediği ve davalı tarafın başkaca beyanında bildirip derilendirdiği ispatladığı müterafik kusur olarak değerlendirilecek bir kusur halinin bulunmadığı, bilirkişi görüşü dikkate alınırsa olayın niteliğine göre …’nin su hasarlarında fabrika gibi işyerlerini basan sudan sorumlu tutulmaması sonucunu doğurur ki bu doğru olmaz. Çalışma ve fabrikanın işleyişi itibariyle bilirkişi tespiti, müterafik kusur olarak kabul edilmemiştir. Bu durum ancak davacı ile temlik eden sigortalısı arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirir. Zira …’nin kusurundan kaynaklanan ev veya işyerindeki halı vb. Zemin kaplamaların da bu şekilde su basması sebebiyle zarar gördüğünde …’yi sorumlu tutmamak gibi kararlar vermek gerekir ki bu asla doğru olmayacaktır. Tüm bu nedenlerle hukuki değerlendirme içerecek olması ve hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olması nedeniyle teknik bilirkişilerin kusur değerlendirmesi şeklindeki raporda yer alan görüşlerine iştirak edilmemiş, diğer teknik değerlendirmelere iştirak edilerek neticeten davacının davasının kabulü ile 188.113,57 USD’nin 15.08.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası USD Döviz Satış Kuru karşılığı TL cinsinden davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 188.113,57-USD’nin 15/08/2014 tarihinden itibaren 3095.sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle ödeme günündeki TCMB döviz satış kuru karşılığı TL cinsinden davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 29.098,91-TL karar ve ilam harcından 7.274,75-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 21.824,16-TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 7.274,5 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 0,60 TL dosya gideri, 6,00 TL vekalet pulu, 2.756,55 TL bilirkişi ve posta gideri olmak üzere 10.066,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 30.989,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan
Üye
Üye
Katip