Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/498 E. 2019/1156 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/115 Esas
KARAR NO : 2019/1170

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/02/2016
KARAR TARİHİ : 09/12/2019

BİRLEŞEN İSTANBUL 5.ASLİYE TİCARET MAH.2016/321 E.SAYILI DOSYASI
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/03/2016

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 03/09/2014 tarihinde imzalamış olduğu danışmanlık sözleşmesi ile davalı şirkete hizmet vermeye başladığını, vermiş olduğu hizmet karşılığında 2015 yılı temmuz ayı danışmanlık hizmeti bedeli için 31/08/2018 tarihli 13.411,54 TL bedelli, 30/09/2015 tarihli 13.955,97 TL bedelli faturaların kesildiğini ve davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından 30/09/2015 tarihli faturayı sözleşmenin fesih edilmiş olduğundan dolayı iade ettiklerini, davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini ancak davalı şirkete ilgili fatura tebliğ olunduktan sonra davalının sanki sözleşme fesih edilmiş gibi faturayı geri iade etmesinin de hukuki olarak hiç bir geçerliliği olmadığını, davalının 30/09/2015 tarihli faturadan kaynaklı borçlarını ödememesi üzerine davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, … ve ortağı olduğu davalı şirketin anılan sözleşmede yer alan taahhütleri yerine getirmediğini, sözleşmeyi haklı nedenlerle feshettiklerini belirterek, davanın reddini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVADA :
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket yetkilisi davacı …’ın akademik çalışmaları, bilimsel makaleleri olan bir kimyager olduğunu, 2010 yılının Haziran ayından itibaren davalının o tarihteki şirketlerinden biri olan … A.Ş.’de görev yaptığını, müvekkil …ın … A.Ş.’de çalıştığı süreçte kendi uzmanlık alanı olan TPU ve PU sistemli ürünlerin yurt dışından ithal edildiğini görüp bu alanda faaliyet göstermeyi çalıştığı şirkete teklif ettiğini, teklifin kabul görmemesi üzerine kendi teknik bilgisi ve zekasıyla bu ürünü üretme imkanı yarattığını ve …l isimli şirketi kurduğunu, davalı şirketin de 2011 yılı Eylül ayında davacının şirketinin % 95 hissesini devraldığını, 21/09/2015 tarihinde ise davalının haksız ve kötü niyetli olarak sözleşmeyi feshettiğini beyan ile davalının davacı şirkete verdiği zararların tespiti ile fazlaya dair tüm yasal talep haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 Euro karşılığı 64.852 TL’lik kısmının davalıdan tahsiline, sözleşmenin haksız rekabete ilişkin 8 maddesinin hükümsüzlüğünün tespitine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; gerek … ve gerekse ortağı olduğu şirketin anılan sözleşmede yer alan taahhütleri yerine getirmediğini, danışmanlık konusu işe vakit ayırmadığını, raporlamalar yapmadığını, kendisi ve ortağı olduğu şirketten taahhüt edilmiş olan edimlerle alakalı verim alınamadığını, müvekkil şirketin taleplerinin karşılanmadığını, satış ve pazarlama konusunda hiçbir girişimde bulunmadığını, neticeye yönelik bir çalışmasının olmadığını, sadece aylık maaşını alma niyetiyle hareket ettiği tespit edildiğini, davanın haksız, yersiz ve kötü niyetle ikame edilmiş olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Asıl davada; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, danışmanlık hizmet sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Birleşen davada; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle tazminat ve sözleşmedeki haksız rekabete ilişkin maddenin hükümsüzlüğüne ilişkin dava olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tüm bilgi, belgeler ve ilgili Noter evrakları celp edilmiştir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 27.830,98-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia itiraz, sözleşme hükümleri, edimler, yapılan ödemeler, hizmetin verilip verilmediği denetlenmek suretiyle asıl ve birleşen dosya yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler 14/12/2018 tarihli raporda,
Asıl dava yönünden;
Her ne kadar davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshmetmesi nedeniyle bu son faturayı kabul etmediklerini belirtmiş ise de davalının sözleşmeyi … Noterliğinin 21.9.2015 tarihli ihtarı ile feshettiği ve fesih ihtarının davacıya tebliğ edildiği tarihin 19.10.2015 tarihi olduğu görülmekte olup, bu çerçevede davacının fesih tarihinden önceki aya ilişkin olarak düzenleyip davalıya gönderdiği danışmanlık faturasına hak kazandığının mahkemece kabulü ihtimalinde 30.09.2015 tarih ve… seri/sıra no.lu 13.955,97 TL bedelli faturadan kaynaklı 13.955,97 TL bedel alacaklı olabileceği,
Birleşen dava yönünden;
Her ne kadar davalı taraf sözleşmeyi fesih gerekçesi olarak davacının sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmemesi, danışmanlık konusu işe vakit ayırmamasını göstermiş ise de dosyada bu hususa ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı,
Taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesine göre sözleşmenin süresi 3 yıl olup davalı taraf sözleşmeyi haksız feshetmemiş olsaydı davacının feshin ulaştığı 19.10.2015 tarihinden sözleşmenin sona ermesi gereken 03.09.2017 tarihine kadar sözleşmenin 5.1 hükmü gereğince aylık net 4.000 Euro danışmalık ücreti alabileceğinden Sayın Mahkemece davacının bu talebinin haklı olması kanaatine varılması halinde davacının 23 ay daha danışmanlık ücreti alabileceği dikkate alındığında Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla 4.000 Euro x 23 = 92.000 + kdv Euro mahrum kalınan kazancının olabileceği,
Davacının zarar kalemlerinden biri olarak sözleşmenin 5.2, maddesindeki “bununla birlikte danışmanın katkıları sonucunda … ve … projelerinin başarıya ulaştırarak, …’nun satış gerçekleştirmesi durumunda Danışmana …tarafından belirlenecek formülasyon ile proje bedeli ödenecektir ” hükmü gereğince de talep hakkının olduğu kanaatine varılması halinde ise; davalının ticari defler kayıtlarındakı toplam geliri içerisinde sözleşme konusu ürünlerin olup olmadığı ya da bu ürünler için üretim ve satış yapılıp vapılmadığı açıkça belirtilmediğinden bu hususla herhangi bir hesaplama yapılamadığı,
Taraflar arasındaki sözleşmenin rekabete ilişkin 8.maddesinin de hükümsüzlüğünün tespiti talebi açısından ise TTK.55 ve TBK.27/1 hükmü çercevesinde taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesindeki rekabet yasağının süresiz olması dikkate alındığında bu hususun kişilik haklarına aykırılık kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin ve ayrıca sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedilmesi dikkate alınarak sözleşmenin bu hükmünün hükümsüzlüğüne karar verilemeyeceğinin takdirinin mahkemeye ait olacağı hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Bu kez mahkememizce tarafların rapora karşı beyan ve itirazları, ve hizmetin verilip verilmediği yönünde ek rapor düzenlenmesi için dosya aynı bilirkişilere tevdi edilmiştir. Bilirkişiler 01/07/2019 tarihli ek raporunda;
Asıl dava yönünden;
Her ne kadar davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle bu son faturayı kabul etmediklerini belirtmiş ise de davalının sözleşmeyi …Noterliğinin 21.9.2015 tarihli ihtarı ile feshettiği ve fesih ihtarının davacıya tebliğ edildiği tarihi 19.10.2015 tarihi olduğu görülmekte olup, bu çerçevede davacının fesih tarihinden önceki aya ilişkin olarak düzenleyip davalıya gönderdiği danışmalık faturasına hak kazandığının Sayın Mahkemece kabulü ihtimalinde 30.09.2015 tarih ve … seri/sıra no.lu 13.955,97 TL bedelli faturadan kaynaklı 13.955,97 TL bedel alacaklı olabileceği,
Birleşen dava yönünden;
Her ne kadar davalı taraf sözleşmeyi fesih gerekçesi olarak davacının sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmemesi, danışmalık konusu İşe vakit ayıramamasını göstermiş ise de dosyada bu hususa ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı,
Taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesine göre sözleşmenin süresi 3 yıl olup davalı taraf sözleşmeyi haksız feshetmemiş olsaydı davacının feshin ulaştığı 19.10.2015 tarihinden sözleşmenin sona ermesi gereken 03.09.2017 tarihine kadar sözleşmenin 5.1 hükmü gereğince aylık net 4.000 Euro danışmalık ücreti alabileceğinden Sayın Mahkemece davacının bu talebinin haklı olması kanaatine varılması halinde davacının 23 ay daha danışmalık ücreti alabileceği dikkate alındığında Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla 4.000 Euro x 23 = 92.000 + kdv Euro mahrum kalınan kazancının olabileceği,
Davacının zarar kalemlerinden biri olarak sözleşmenin 5.2. maddesindeki “bununla birlikte danışmanın katkıları sonucunda … ve … projelerinin başarıya ulaştırarak, … ‘nun satış gerçekleştirmesi durumunda Danışmana Ravago tarafından belirlenecek formülasyon ile proje bedeli ödenecektir ” hükmü gereğince de talep hakkının olduğu kanaatine varılması halinde ise; davalının ticari defter kayıtlanndaki toplam geliri içerisinde sözleşme konusu ürünlerin olup olmadığı ya da bu ürünler için üretim ve satış yapılıp yapılmadığı açıkça belirtilmediğinden bu hususta herhangi bir hesaplama yapılamadığı, davacının bu iddiasının ispata muhtaç durumda kaldığı,
Taraflar arasındaki sözleşmenin rekabete ilişkin 8. maddesinin de hükümsüzlüğünün tespiti talebi açısından ise TTK 55 ve TBK 27/1 hükmü çerçevesinde, Taraflar arasındaki sözleşmenin 8 inci maddesindeki rekabet yasağının süresiz olması dikkate alındığında bu hususun kişilik haklarına aykırılık kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceginin ve ayrıca sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedilmesi dikkate alınarak sözleşmenin bu hükmünün hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceğinin Takdiri Saym Mahkemeye ait olacağı, hususlarında ek görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Davacı tarafça raporlar sonası davanın ıslah edildiği, ıslah harcının yatırıldığı ve miktar itibariyle dosyanın heyete tevdi edildiği görülmüştür.
Asıl dava yönünden dosyadaki bilgi ve belgeler, icra takip dosyası, alınan bilirkişi raporları, taraflar arasındaki sözleşme ve tüm dosya ekleri uyarınca davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki faturaya dayalı alacağa ilişkin davacı tarafın yapmış olduğu icra takibine davalı tarafça itirazen takibin durdurulmuş olmasına binaen açılan itirazın iptali davasının, taraflar arasındaki ilişkiden kaynaklanan faturaya konu alacağa davacının hak kazanıp kazanmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Davacı tarafça asıl dava yönünden 14.420,00 TL dava değeri talebinde bulunulmuş ise de alınan rapora itirazı bulunmadığından onun yönünden rapor kesinleşmiştir. Davalı taraf 21.09.2019 tarihli noter ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğini, bu nedenle de icra takibine konu faturadan dolayı borçlu olmadığını belirtmiş ise de bu savunmaya itibar edilmemiştir. Zira taraflar arasındaki 03.09.2016 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi uyarınca davacının davalıya verdiği hizmet karşılığında sözleşmenin 5.maddesinde kararlaştırılan 4.000,00 Euro + KDV üzerinden danışmanlık hizmet bedelini talep etmekte haklı olduğuna kanaat getirilmiştir. Çünkü; sözleşmenin başlangıcı 03.09.2014 tarihi olup davacının Eylül ayı hakedişi 03.10.2015 tarihi olacaktır. Davalı tarafça davacının sözleşmesel edimini yerine getirmediğine ilişkin daha önceden usulüne uygun ihtarının bulunmadığı, feshe ilişkin ihtarın Edirne Noterliğince çıkarılıp iade edilen ilk tebliğin 28.09.2015 tarihi olduğu ve sözleşmedeki 11.maddesi uyarınca sözleşme 1.maddesinde belirtilen adrese yapılmış olduğu kabul edilmiş ise de aylık miktarı 13.955,97 TL olan faturanın ayın tamamlanmamış olması nedeniyle güne bölünerek günlük üzerinden 26 gün karşılığı taraflar arasındaki sözleşme ve fatura içeriğine göre yansıtılacak KDV’nin 1 : 9 olması nedeni ile 1 : 10 oranındaki KDV dahil 12.000,11 TL olacağı ve bu kısma ilişkin davacının davalıdan talepte haklı olduğuna bu nedenle de bu kısma ilişkin kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının ana dosyada kabul edilen dava değeri üzerinden, alacağı fatura’ya dayalı olması, likit olduğu kabul edilerek taktiren % 20 oranında hesaplanan 2.400,02 TL inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatının ise reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyeti ispatlanamamış olduğundan, şartları oluşmamış olması nedeni ile davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamınca davacının davasının kısmen kabulü ile 20.000 EURO yönünden dava tarihi olan 23/03/2016 tarihinden itibaren 73.656 EURO yönünden ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın faiz yürütülmek sureti ile davalıdan alınarak davacı verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme karma bir akit olup, ağırlıklı olarak eser sözleşmesi ve vekalet sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasını gerektirir. Sözleşmede her ne kadar pazarlama hususu var ise de, pazarlama konusu henüz devreye girmediğinden pazarlama ile ilgili hükümler değerlendirme dışında bırakılmıştır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu 484. Maddesindeki “iş sahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.” şeklindeki hüküm ile 485. Maddesindeki “eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkansızlaşırsa yüklenici yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkansızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümlerinin göz önünde bulundurulması suretiyle ihtilafın çözümlenmesi gerektiği ve davacının eser sözleşmesine istinaden üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini ispat etmesi gerekir bu nedenle de, ispat davalıda değil, sözleşmenin haksız feshedilmiş olduğunu iddia eden ve bu nedenle de üzerine düşen edimini ifa ettiğini savunan davacı tarafa düşer. Davalı tarafça fesihten önce davacıya üzerine düşen edimi yerine getirmediğine dair bir uyarı, ihtarda bulunulmamıştır. Aksine itirazi kayıt konulmadan fesih anına kadar olan tüm ödemelerini davacıya yapmış, takibe konu bir fatura alacağını da icra takibi için de kabul etmiştir. Bu nedenle davacının edimini yerine getirdiğine kanaat getirilmiştir. Buna göre de, davacının sözleşme feshedilmemiş olsaydı kazanç elde edeceği sabit olup talep ettiği, sözleşmenin haksız feshedilmiş olması nedeni ile yoksun kaldığı kazançtır. Buna göre de, davacının bakiye süre için davalıdan talepte bulunma hakkı olduğuna, buna göre de sözleşme feshedilmemi olsaydı aylık 4.000 EURO’dan bakiye 23 ay için talepte bulunabileceği ve bunu talep ederken ayrıca KDV’de talep edebileceğine ancak KDV’nin 1:10’unu talep edebileceğine kanaat getirilmiş buna göre de, bilirkişilerin bu kısma ilişkin ayrıntıyı fark edememiş olmalarına rağmen mahkememizce bu tespit yapılmakla ve yeniden bilirkişi incelemesi gerektirmemesi nedeni ile de bilirkişi raporundaki bu ayrıntı duruma ilişkin görüşlerine iştirak edilmemiş, neticeten KDV dahil 20.000 EURO’nun dava tarihinden itibaren 73.656 EURO’nun ise ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca faiz işletilmek sureti ile talep edebileceğine kanaat getirildiğinden bu kısma ilişkin davasının kabulüne, bakiye 14.904 EURO’ya ilişkin talebinin ise reddine karar vermek gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davacı tarafça birleşen davada her ne kadar sözleşmedeki 8. Maddedeki hükmün geçersizliğinin tespiti de talep edilmiş ise de, sözleşmenin davalı tarafça feshedilmiş olduğu, ortada bir sözleşmenin bulunmadığı keza sözleşmenin haksız feshedilmiş olduğu da tespit edildiğinden artık bu yönde yapılacak bir tespit olmadığı, hükmün kendiliğinden ortadan kalktığına kanaat getirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
I-1-a)Davacının davasının kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki 12.000,11 TL’ye ilişkin davalı itirazının iptali ile takibin bu kısım üzerinden yıllık %9 faiz yürütülmek suretiyle devamına,
b)Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri 12.000,11 TL üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 2.400,02 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 819,73 TL karar harcından peşin alınan 246,26 TL’nin mahsubu ile geri kalan 573,47 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacının yaptığı 2.506,16-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.085,59-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.419,89 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/321 esas sayılı dosyası yönünden;
II-1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 Euro yönünden dava tarihi olan 23.03.2016 tarihinden itibaren, 73.656,00 Euro yönünden ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafın 14.904,00 Euro’ya ilişkin talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 20.682,29 TL karar harcından peşin alınan 10.765,47 TL’nin mahsubu ile geri kalan 9.916,82 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 10.798,97.-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 9.316,40.-TL nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 24.116,27 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.649,98 TL ücret takdirine, bunun davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza
Asıl davada;
HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
819,73 TL İ.H 140,61 TL İlk masraf
246,26 TL P.H / 2.100,00 TL Bilirkişi ücreti
573,47 TL Bakiye harç 265,55 TL Tebligat gideri /
2.506,16 TL

Birleşen Davada;

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
20.682,29 TL İ.H 1.137,67 TL İlk masraf
10.765,47 TL P.H / 9.661,30 TL Islah harcı /
9.916,82 TL Bakiye harç 10.798,97 TL