Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/497 E. 2022/276 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/497 Esas
KARAR NO:2022/276

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/04/2016
KARAR TARİHİ:28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … İnş. San. ve Tic. A.Ş. ’nin de içerisinde bulunduğu … Grubu, elektrik ürünleri alanında, önde gelen bir Türk imalâtçısı olduğu, 1973 yılından bu yana kaliteli ürünleri ve markasıyla faaliyette bulunduğu, davalı taraf üretimi/piyasaya arzı ve piyasada ki tanıtım ve ürünün her türlü görsel ve teknik çalışması, kullanım hakkı münhasıran müvekkil şirkete ait olan… adlı ürünlerinaynı/ayırt edilemeyecek derecede benzerlerini üretmekte ve piyasaya sürerek haksız rekabet etmek suretiyle haksız kazanç sağlamaktadır. iş bu tecavüz eylemi …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … d.iş sayılı tespit dosyası ile de sabit olduğu, müvekkilin yoğun emek ve mesai göstererek hazırladığı ürünleri müvekkilin tüketici nezdinde oluşturduğu güvenden ve tanınmışlıktan ve kendisine özgü ürünlerinin tercih edilmesinden yararlanmaya çalıştığı, dolayısıyla tespit dosyasına ibraz edilen rapordan da anlaşılacağı üzere davalının, davalı yan müvekkillere ait ürünlerinin ayırt edilemeyecek kadar aynı ve /veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini üretmekte ve satışa sunduğu, davalının açıklanan eylemleri “dürüstlük” ve “iyi niyet” kaideleri ile “basiretli tacir” ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, davalı yan kendisinin yapmış olduğu haksız eylemleri örtbas etmek amacıyla hareket etmekte ve söz konusu taklit ürünler ile ilgili kendisi ile bağlantı kurulmaması amacıyla kötüniyetli hareket ettiği, davalının sabit olan haksız eylemlerinin önlenmesi amacıyla, elinde bulunan mamul-yarı mamul ürünlere ve kalıplara ihtiyati tedbir talebi doğrultusunda tedbiren el konulmasını, üretimi / piyasaya arzı ve piyasadaki tanıtım ve ürünün her türlü görsel ve teknik çalışmasını, kullanım hakkı münhasıran müvekkil şirkete ait olan… adlı ürünlere tecavüzün ve haksız rekabetin Türk Ticaret Kanunun 56. vd ve 63. maddeleri uyarınca tespiti, durdurulmasını, tecavüz suretiyle imal edilen ürünlere ve imalatında kullanılan araçlara el konulmasını, el konulan ürün ve araçların imhasını, şimdilik HMK 107. maddesi uyarınca tahkikat sonucu uğranılan zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olunan talebin arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın tespit tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte hükmolunmasına; 90.000,00 TL manevi tazminatı tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili, imal edilen mamul ve yarı mamul ürünlere ve bunların imalinde doğrudan doğruya kullanılan kalıp ve araçlara her türlü tanıtım evrakı ve malzemesine bulundukları her yerde el konularak toplatılması için HMK 396 vd. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir konulmasına, davaya ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin. … D.İş sayılı dosya üzerinden gerçekleştirilen delil tespiti harç ve giderleri, vekâlet ücreti de dâhil edilmek üzere davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız rekabet iddiasına dayalı haksız rekabetin tespiti, men’i, ilanı ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği anlaşılmakla, bilirkişi tarafından sunulan 19/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“… firmasının ürettiği … kanal ve bu kanalın içine konulan bütün parçaların … tarafından ürün sertifikalarının olduğu böylece Müşteriler nezdinde mevcut dava konusu Ürünler için devlet güvencesi garantisi elde etmiş olduğu, Davalı firmaya ait dava konusu ürünlerin herhangi bir sertifikasının dosyaya mübrez belgeler arasında bulunmadığı, Davalı firmanın ürünlerinde marka etiketlerini tescil edildiği renk ve karakteri ile kullanması gerekirken Davacı firmanın tescilli renk tonu ve karakteri ile kullanarak ürünler arasında benzerlik teşkil edecek şekilde bir yöntem kullanma yolunu tercih ettiği, üçüncü kişilere ait ürünler incelendiğinde aynı iş için kullanılan ürünlerin farklı giriş ve bağlantılara sahip olduğu, bu bağlantıların davacı ürünleri ya da sektörde çalışan diğer firmaların ürünleri ile benzer olmadığı, bu ürünlerin birbirine monte edilebilmesinin, ürünlerin birbiri yerine ikame edilebilmesinin mümkün olmadığı, davacı ve davalı firma ürünleri üzerinde yapılan araştırma neticesinde; Davalı firmaya ait ürünlerin incelenen her bir yapı elemanı bakımından ayniyet derecesinde davacı ürünlerine benzer olduğu, davalı ürünlerinin davacı firmaya ait ürünler ile birleşebilir, birbiri yerine ikame edilebilir şekilde üretilmiş olduğu, davalı ürünleri ile davacı Üürünlerinin üretim tekniği açısından ayniyet derecesinde benzer olduğu, davalı firma ürünlerinin davacı firma ürünleri ile monte edilebilir şekilde uyumlu üretildiği, birbirlerine monte edildiklerinde elektrik akımının kullanılabildiği; ancak davalı ürünlerinin faz dizilimlerinin olarak yukarıda ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere davacı ürünlerinden farklı olduğu, bu farklılık nedeniyle ürünlerin bir arada kullanılması halinde yangın ve elektrik kaçağı riskinin yüksek olduğu, bu durumun insan hayatına mal olacak şekilde büyük kazalara, can ve mal kayıplarına, şebekeye bağlı elektrik ile çalışan cihazların büyük zarar görmesine neden olabileceği riskinin tespit edildiği, her iki firmanın busbarları birbirine eklenebilmekte, çıkış fişleri ve kutuları her iki busbarda da kullanılabileceği, yukarıda belirtilen teknik problem ve risklerin ortaya çıkması söz konusu olduğu gibi ayrıca … …, Çıkış fiş ve kutuları ile her türlü aksesuarlar teknik zorunluluklardan kaynaklanmayan dış görünüş ve dizayn benzerlikleri bulunduğunu, Söz konusu benzerliğin TTK 54 vd hükümleri dikkate alınınca haksız rekabet oluştuğu kanaatinde olunduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce 19/09/2019 tarihli celse 1 nolu ara karar ile dosya kapsamında daha önce rapor hazırlamış bilirkişi heyetine yeniden tevdi ile tarafların rapora karşı itirazları değerlendirilerek davacı vekilinin 11/04/2019 tarihli maddi tazminat taleplerine ilişkin açıklamaları kapsamında davacı tarafın defter ve kayıtları incelenmek suretiyle davalı taraftan talep edebileceği maddi tazminatın bulunup bulunmadığının tespitinin istenilmesine karar verildiği, karar gereğince dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 15/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davacı tarafından incelemeye sunulan 2014-2015-2016 yılı ticaridefterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı yanın 2016 yılında 157.055.666,94 TL Net Kar elde ettiği, yine davacı yanın cirosunun % 4,26’sının dava konusu ürünlerin satışının oluşturduğu, ilgili yılarda davacı yanın cirosunun tutarsal olarak azalış göstermediği fakat ihtilafa konu ürün satışının 2016 yılında miktar bazlı %3 oranında azaldığı, bunun sebebinin dava konusu ürünlerin döviz cinsinden faturalandırılıp satılması olduğu, (2014 yılında dolar kuru ortalama 2,1905 TL iken, 2015 yılında 2,7240 TL ve 2016 yılında da 3,0235 TL olarak işlem gördüğü,) Hal böyle iken, cirolarda artış görünmesinin nedeni satış miktarının azalmasına rağmen, ürünün dolar üzerinden alış satışının yapılması ve dolar kurunun artışı olabileceği, davacı yanın talep edebileceği maddi tazminatın üst sınırının; takdir sayın mahkemenize ait olmak üzere, (2016 yılı Net Kar X Cironun |çındekı Dava Konusu Ürünlerin Payı X Dava Konusu Ürünlerde Azalma Oranı) şeklinde hesaplanabileceği kanaatine tarafımızdan vardığı, Diğer bir ifade ile 157.055.666,94 TL (2016 Net Kar) X 0,0426 (Ciroda Ki Pay) X 0,03 (Miktarsal Azalma) – 200.717,14 TL olabileceği, davacı yanın davalı yandan dava tarihi itibarıyla talep edebileceği maddi tazminatın üst sınırının 200.717,14 TL olarak hesaplanabileceği, Davacı yan tarafından davalı yandan şimdilik kaydı ile 2.000,00 TL maddi tazminatın talep edildiği” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun (TTK) Dördüncü Faslında düzenlenen ‘Haksız rekabet’, 54.maddesinde ‘Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ‘ şeklinde tanımlanmıştır.
Bu maddeye göre, iktisadi rekabetin varlığı ya da yokluğunda alınacak ölçü, özellikle objektif iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığıdır.
Eğer bir olayda, objektif iyiniyet kurallarına aykırılık varsa, burada hakkın kötüye kullanımı söz konusudur. Objektif iyiniyet kurallarını, her olayda geçerli kabul edilebilecek bir ölçü bulmak mümkün değildir. Dolayısıyla her somut olayda, iyiniyet kurallarına aykırılığın olup olmadığının kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerekir.
Kanun koyucunun buradaki amacı, ekonomik alanda dürüstlük ilkesini hakim kılarak, bunun ihlal edilmemesini sağlamaktır.
Ekonomik ve ticari hayatta herkes, ahlak ve objektif iyiniyet kurallarına uygun bir şekilde hareket ederek, ancak kendi emek ve gayreti ölçüsünde bir kazançla yetinmelidir. Bir tacirin, kendi emek ve gayretine dayanan kazancı, gerek ahlaki gerekse kanuni yönden meşrudur. Fakat, bir kimsenin en ufak bir yorgunluğa ve zahmete girmeden bir başkasının yıllar yılı didinip alın teri ve göz nuru dökmek suretiyle ancak meydana getirdiği ve tamamen kişisel emek ve gayretinin ürünü olan çalışmasına ortak olması hali, hem ahlak kurallarına bir aykırılık oluşturur ve hem de haksız rekabeti meydana getirir. Bu şekildeki bir haksız rekabet, “parazit-tufeyli” rekabet olarak nitelendirilir. Bir başkasının yıllarca çalışmak suretiyle ancak elde edebildiği emek ve şöhretine elatmak suretiyle -deyim yerindeyse- onun sırtından para kazanmak isteyen kimsenin hareketi, kendi emeğine dayanmadığı için, ahlak kurallarına ve kanun hükümlerine göre, haksız rekabettir (Doğanay, İsmail: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 3.Baskı, Cilt I, Ankara 1990, Sahife 314-318).
Bu kapsamda; haksız rekabetin 6102 sayılı TTK m. 54 ve devamı hükümlerinde düzenlendiği, haksız rekabet hallerinin ise m. 57’de genel olarak belirtildiği, ancak haksız rekabet teşkil eden davranışların sayılan bu hallerle sınırlı olmadığı, somut olaya göre değerlendirme yapılarak bir eylemin haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağının mahkemece tayin edilmesi gerektiği, haksız rekabetin, haksız fiilin özel bir türü olması nedeniyle her türlü kanıtla ispat edilebileceği, davacı tarafından haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat, haksız rekabetin tespiti, men’i ve kararın yayınlanması isteminde bulunduğu eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu açıktır.
TTK m. 55/1 -a(4) hükmü
“a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle:
4. Başkasının mallan. İş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan mevzuat hükmü kapsamında haksız rekabet eyleminin var olup olmadığı yönünde Mahkememizce alınan bilirkişi kök raporunun ve dosya kapsamına inceleme esaslarına göre denetime elverişli olduğu, raporda; davacı ve davalı ürünleri üzerinde yapılan araştırma neticesinde davalı yanın ait ürünlerin incelenen her bir yapı elemanı bakımından ayniyet derecesinde davacı ürünlerine benzer olduğu, davalı ürünlerinin davacı firmaya ait ürünler ile birleşebilir, birbiri yerine ikame edilebilir şekilde üretilmiş olduğu, davalı ürünleri ile davacı ürünlerinin üretim tekniği açısından ayniyet derecesinde benzer olduğu, davalı firma ürünlerinin davacı firma ürünleri ile monte edilebilir şekilde uyumlu üretildiği, birbirlerine monte edildiklerinde elektrik akımının kullanılabildiği, ancak davalı ürünlerinin faz dizilimlerinin farklı olması sebebiyle bir arada kullanımlarının yangın ve elektrik kaçağı riski barındırdığı, davacı firmanın ürettiği söz konusu ürünlerin … sertifikalarının bulunduğu, davalı firmaya ait ürünlerin sertifika belgesinin dosya kapsamında bulunmadığı yönündeki tespitler ile dava konusu ürünlerle aynı işleve sahip dava dışı üçüncü kişilere ait ürünlerin davacı ürünleri ya da sektörde çalışan diğer firmaların ürünleriyle benzer olmadığı yönündeki tespitler dikkate alındığında, davalının haksız rekabet oluşturacak şekilde söz konusu ürünleri üretmiş olduğu kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulü ile; davalı tarafından davacı aleyhine haksız rekabet eyleminde bulunulduğunun tespitine, haksız rekabet eyleminin men’ine, hükmün ilanına ve yine yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunan 25/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen davacının söz konusu ürünler sebebiyle uğramış olduğu maddi tazminat tutarı üzerinden davacı tarafın ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı tarafın haksız rekabet konusu mallara ve imalatında kullanılan araçlara el konulması ve el konulan ürün ve araçların imhasına yönelik talebi yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; söz konusu ürünlerin benzer mahiyette davacı ürünleri ile ikame/monte edilebilir şekilde üretilmiş olmakla haksız rekabet eyleminin sabit olduğu değerlendirilmiş ise de; davalı tarafından üretilen ürünlerde davacı ürünlerinin model ve marka/amblem/isimlerinin kullanılmadığı, davalı dışında malları elinde bulunduran ve ürünlerin haksız rekabet oluşturduğunu bilebilecek durumda olmayan üçüncü kişilerin de haklarının etkilenmesi ihtimali gözetilerek imha için gerekli koşulların oluşmadığı kanaati ile bu yöndeki talep bakımından fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı şirketin eyleminin davacı şirket tüzel kişiliğinin ticari itibarını zedeleyici nitelikte olmadığı kanaatine varılmış olması sebebiyle davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı tarafından davacı aleyhine haksız rekabet eyleminde bulunulduğunun TESPİTİ ile HAKSIZ REKABET EYLEMİNİN MEN’İNE,
2-Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle hükmün tirajı 100.000’in üzerinde olan bir gazetede ilanına,
3-Maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 200.717,14-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Manevi tazminat talebinin REDDİNE,
5-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
6-Alınması gerekli 13.710,98-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.571,13-TL peşin harç ile 3.395,00-TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 8.744,85-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 33,50-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 2.866,75-TL olmak üzere toplam 2.900,25-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.002,39-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç ve ıslah harcı gideri 4.966,13-TL’nin toplamı olan 6.968,52-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 22.500,20-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır