Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/496 E. 2019/1110 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/496 Esas
KARAR NO : 2019/1110

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/04/2016
KARAR TARİHİ : 25/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı ile müvekkil şirket arasında 06.04.2005 tarihinde Taşıma sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme kapsamında müvekkil şirketin yüklendiği edimlerini ifa ettiğini, sözleşme sebebiyle kalan bakiye miktar alacaklarına ilişkin 22.01.2007 tarihinde mutabakat imzalandığını, mutabakat metninin içeriğinde de belirtilen, davalı şirketin sözleşme gereğince müvekkiline 31.12.2006 tarihi itibariyle 216.000 USD karşılığı 303.609,60 TL borçlu olduğunu, alacağının ise 43.786,99 TL olduğunu beyan ettiğini ve bu beyanı müvekkili şirketçe onaylanarak işbu hususun aynı metne derkenar verildiğini, buna göre müvekkili firmanın davalıdan 259.822,61 TL alacaklı olduğunu, ancak davalı tarafça işbu bedelin müvekkiline ödenmediğini ve bunun üzerine müvekkilince davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, işbu takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini, bu nedenlerle; davanın kabulü ile 259.822,61 TL alacağın 31.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu üzerine bilahare davacı tarafça dosyaya sunulan 17.05.2018 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek 563.712.53 TL’ye dava değerini çıkarmış, buna ilişkin harcını da aynı gün ikmal ederek makbuzunu dosyaya sunmuş olduğu görülmüştür.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının taleplerinin nelerden ibaret olduğu ve bu taleplerinin dayanağının neler olduğunun açıklanmadığını, dava dilekçesi içinde 10 yıldan fazla bir süre önceye dayanan alacak iddialarında bahsedilen toplam 259.822,61 TL’nin neye istinaden istenildiği ve isteğin dayanaklarının tam anlamıyla izah edilmediğinden taleplerin belli olmadığını, davanın açıldığı 29.04.2016 tarihi itibariyle davacının iddialarının başlangıcı olan 06.04.2005 tarihi arasında 11 yıldan fazla süre geçmiş olması nedeniyle zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacının müvekkili şirket ile akdettiği 07.04.2005 tarihli protokolün 2. maddesinde “…’ta alıcıya eksik LPG teslimlerinden dolayı doğabilecek yaklaşık 188.000 USD LPG bedeli karşılığında 188.000 USD alacağını …’a teminat olarak bırakmayı kabul etmiştir” şeklindeki madde ve aynı protokolün 3.maddesinde “…, alıcı(…) ile …’ın yapacağı cari hesap mutabakatı neticesinde eksik teslim karşılığı tahsil edilemeyen tutarın, teminat olarak bırakılan 188.000 USD tutardan tahsil edilmesini kabul eder” şeklindeki maddeler uyarınca 188.000 ABD Doları alacağını teminat olarak bıraktığını ve ileride fire bedelinin bu tutardan tahsil edileceğini kabul ettiğinden hiç bir alacağının bulunmadığını, olaydaki tarafların her ikisinin de tacir olduğunu, TTK 18.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmesinin kanuni bir zorunluluk olduğunu, davacı tarafın huzurdaki taleplerle ilgili geçmişte Şişli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasından takip başlattığını, takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davacı tarafın daha sonra itirazın iptali davası yoluna gitmeyerek haklı durumu kabul ettiğini, açıklanan nedenlerle; zaman aşımı itirazının kabulü ile davanın reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın davalıdan tahsili talepli alacak davasıdır.
İddia- itiraz, sözleşme hükümler, yapılan ödemeler, ticari ilişkide denetlenmek suretiyle varsa alacağın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler mahkememize sundukları 09/04/2018 tarihli raporda,
Dava dosyasına ibraz edilen 22.01.2007 tarihli mutabakat mektubunda davacının davalıdan 303.609,60.-TL alacağı olduğu ve 43.786,99.-TL borçu olduğunun kabul edildiği,
Davacı …’nın…’ya eksik ürün teslim etmesi halinde, eksik teslim edilen tutar hesaplanacak ve … ile yapılacak cari hesap mutabakatında bu tutar …’nın …’dan olan alacağından kesilecektir. Teknik ifade İle ikale sözleşmesinin m. 3 hükmü ile taraflar, …’nın alacağından kesinti yapılmasını, …’nın …’ya eksik ürün teslim etmesi geciktirici koşuluna bağlamışlardır. Teslimin eksik yapılmaması halinde ise kesinti yapılmayacağı açıktır. Nitekim ikale sözleşmesi niteliğindeki Protokol metninde 188.000,00 $ fire bedeli olarak belirlendiği,
Dosya kapsamındaki bilgilerden,…’nın eksik ürün teslim edip etmediği, etti ise buna ilişkin ihtarname veya belge, … ile yapılmış bir cari hesap mutabakatı bulunmamaktadır. Şu halde, yukarıdaki bilgiler ve tespitler ışığında Sayın Mahkeme tarafından geciktirici koşulun (yani eksik teslimin) gerçekleşmediği sonucuna ulaşılması halinde, davalının davacıya mali incelemede belirlenen alacak tutarında [612.014,40.-48.301,87= 563.712,53.-TL] borçlu olduğu sonucuna varılacağı hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Davacı tarafça rapor sonrası davanın ıslah edildiği, harcın tamamlanarak dosyanın heyetçe görülmesi gereken dava değerine erişmesi nedeniyle heyete tevdi edildiği görülmüştür.
Mahkememizce bu kez taraflar rapora karşı beyan ve itirazları değerlendirilmek ve ayrıca davalı ile dava dışı … arasındaki sözleşme sunuldu ise o sözleşme, sunulmaz ise davacı ile davalı arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak davacının nakliyesini yaptığı ve her bir nakliye için davacıya teslim ettiği … tarafından kaşeli imzalı belgelerin tek tek defterlerin de incelenip denetlenmek suretiyle tespiti ile davacıya tevdi edilen yükün tam olarak defterlerde zikredildiği şekilde teslim edilip edilmediğinin net olarak ortaya konulması hususlarında ek rapor düzenlenmesi bilirkişilerden istenmiştir.
Önceki bilirkişi heyetine uluslararası nakliye uzmanı bir bilirkişi dahil edilerek ek rapor 25/10/2019 tarihinde mahkememize sunulmuştur. Raporda bilirkişiler özetle,
Davalı yan ile davacı yan arasında 06.04.2005 taııhlı abonman taşıma sözleşmesi kurulduğu, sözleşme süresinin 12 ay olduğu,
Bilirkişi kök raporu ve taraf beyanları doğrultusunda teminat bedelinden alacak tahsilinin temel sebebinin davalı ve davacı arasındaki sözleşme uyarınca teslimatın gerçekleşmediği, ve/veya alıeı-satıcı arasındaki satış sözleşmesine dayanan şartname kapsamı doğrultusunda fire oranının belirlenenden yüksek olduğu hususlarına uyuşmazlığın temel konusu olduğu,
Bu sebeple, dosya içeriğine sunulan klasör içeriğinde davalı ve dava dışı … arasındaki kontratların tek tek içeriğinin irdelendiği, söz konusu kontratların şartnamesinde toplam, aylık teslim edilmesi gereken miktarın ve fire oranlarının farklılaşabildiği, davacı taşıyıcının bu kontratlardan hangisine bağlı olan taşımaları doğrudan gerçekleştirdiğinin dosya içeriğinden tespit edilemediği,
Dosya içerisinde davacı taşıyıcının üstlendiği toplamda 10 adet taşımaya dair taşıma senedinin olduğu, 1 yıllık sözleşme ifası süresince ve satış kontratlarında belirtilen aylık, toplam satış tutarları göz önüne alındığında bu sayıdan çok daha fazla taşıma operasyonunun yürütüldüğü kanaati oluştuğu,
Ancak diğer taşıma süreçlerine dair tespitlerde bulunulacak taşıma senedi evraklarının dosya içerisinde bulunmadığı, kontratlarda belirtilen fire oranlarının taşıyıcının yükü teslim aldığı miktar ile teslim ettiği durumdaki miktarında farklılık olup olmadığı, farklılık var ise davalının bu hususun kaydını tutup tutmadığı veya senet üzerine işleyip işlemediği senetlerin olmaması sebebiyle tespit edilemediği,
Ayrıca dosya içeriğine sunulan resmi mercilere … ile ticari ilişkilere dair yazılan yazılar göz önüne alındığında, taşıyıcının sorumluluğundan öte, Irak bölgesinde ve … firmasının bünyesindeki işleyiş sebebiyle araçların bilinçli olarak tamamının boşaltılmadığı, araçların teslim edilmesine karşın teslim edildiğine dair CMR senetlerinin …’ya iletilmediği yönünde bildirimlerin, teslim koşulu ve fire oranının taşıyıcı sorumluluğu haricinde de meydana gelebilmiş olabileceği yönünde kanaat uyandırdığı,
Dolayısıyla nihai takdir sayın mahkemenizde olmak üzere kanaatimizce taşıyıcının teminatına taşıma süreçlerine konu yüklerin teslim edilmemesi ve fire oranından yüksek kayıplarla telsim sebebiyle zarar doğduğu iddiasının dosyadaki veriler ile net olarak ortaya koyulamadığının değerlendirildiği, bu bağlamda kök raporda da belirtildiği üzere geciktirici koşulun (eksik teslimin) gerçekleştiği sonucuna varılamadığı yönündeki görüşümüzün devam ettiği, hususlarında görüşlerini sunmuşlardır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, alınan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşme ve protokol uyarınca davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca davacının davalıya yurt dışına araçları ile taşıma işini üstlendiği ve bu taşıma işlerindeki olası eksik teslim veya belirlen fire oranından daha yüksek orandaki fire hallerinde alıcının dosyamız davalısına yöneltebileceği taleplerinin karşılığı olarak nakliye bedelinin sözleşmenin 6.1. maddesine göre davalı tarafça davacının istihkakından mahsup suretiyle veya teminatından sözleşme 6.4. maddesindeki hesaplama yöntemi kullanılmak suretiyle tahsil edilebileceğinin kararlaştırıldığı ve buna göre de taşıma işinin sonunda taraflar arasındaki dosyada mübrez yazışmalardan davacının davalıya 43.786,99 TL borçlu olduğu, davacının ise davalıdan 216.000 USD karşılığı 303.609,60 TL alacaklı olduğu, imzalı kaşeli belgeler ile tespit edildiği, yine taraflar arasındaki 07.04.2005 tarihli protokol ile de davacının davalıya 850.908,30 USD’lik nakliye bedeli faturası kestiğini, bu bedel dışında bir alacağının olmadığını, yine doğabilecek eksiklikler nedeniyle 188.000 USD’nin teminat olarak davalıya bırakılacağının kabul edildiği ve davacının dava dışı alıcı yurt dışına yerleşik tüzel kişi olan … ile …’ın yapacağı cari hesap mutabakatı neticesinde eksik teslim karşılığı tahsil edilemeyen tutarın teminatı olarak bırakılan 188.000 USD tutardan tahsil edilmesini kabul ettiği, 17 adet dorsenin … ‘a iade edileceği ve davacının dorse başına 1,750.00 USD olmak üzere 29.750,00 USD’yi davalıya teminat olarak bırakmayı kabul ettiği ve ekspertiz sonucunda oluşacak kesin bakiyenin taraflar arasında alacaklı çıkacak tarafın ödeme yapması ile kapatılacağı ve davalı tarafından, davacıya daha önce verilip kullanımına sunulan… plakalı tamir edilen dorseye ait 22.392,85 YTL tutarındaki (16.587,29 USD) tamir bedelinin de davacının hak edişinden düşüleceğini, buna göre toplam kesinti bedeli 234.337,29 USD düşüldüğünde net ödenecek bedelin 616.571,01 USD olacağının taraflarca kararlaştırılmış olduğu ve en son 22.01.2007 tarihli cari hesap mutabakatı ile davacının davalıdan 216.000 USD karşılığı 303.609,60 YTL alacaklı olduğu taraflarca kararlaştırılmış olduğundan çözülmesi gereken sorunun davacının taşıma bedellerinden kaynaklı olan, ancak sözleşmenin 6.1.maddesi uyarınca geciktirici şarta bağlı olan teminatın davalıdan tahsil şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun miktarın ihtilaflı olmaması nedeniyle değerlendirilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça alacağın zaman aşımına uğradığı iddia edilmiş ise de bu yöndeki talebi yerinde görülmemiştir. Zira taraflar arasındaki sözleşme uyarınca alacak 10 yıllık zamanaşımına tabi olmasının yanında geciktirici olumsuz şartın gerçekleşmemiş olmasına bağlı olarak alacak muaccel hale gelecek olup, bu şartın gerçekleşmesi tarihinden itibaren bu 10 yıllık sürenin işleyeceği, bu nedenle öncelikle alacağın muaccel olacağı tarihin tespiti ve sonucuna göre zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti gerekir.
Taraflar arasındaki 07.04.2005 tarihli protokolde 188.000 USD’nin açıkça kararlaştırılmış olduğu ve davalının dava dışı yurt dışında yerleşik … ile yapacağı hesap mutabakatı neticesinde tutulan teminatın serbest bırakılacağı kararlaştırılmış olduğu, ancak hesap mutabakatı için bir sürenin öngörülmemiş olduğu, davacı yönünden bunun alacak haline gelebilmesi için olumsuz olarak geciktirici şartın gerçekleşmemiş olması gerekir. Davacı tarafça protokol yapıldıktan ve aradan 2 yıl geçtikten sonra takip yapılmış ve davalı tarafça bu takibe itiraz edilmiş olduğu dikkate alındığında alacağın muaccel olup olmadığının bu tarihten itibaren değerlendirilmesi gerekmiştir.
Protokolün yapıldığı 07.04.2005 tarihinin üzerine 2 yıl geçmesine ve protokol yapılacak dava dışı 3. Kişinin yurt dışında yerleşik olması nedeniyle davacının 2 yıllık süreyi beklemesinin M.K 2.maddesindeki dürüstlük kuralı dikkate alındığında yeterli ve yerinde olacağına, aksi halin ise her ne kadar davalı tarafın protokolde … ile mutabakat yapması şartına teminatın serbest bırakılması bağlanmış ise de; bu hükümde bir sürenin öngörülmemesinin açıkça ahlaka aykırı olduğu, bunun yanında aradan geçen süre dikkate alındığında M.K. 2.maddesi gereğince davalının dürüst davranma ilkesine aykırı davranmış olacağı, hakkını kötüye kullanmış olacağına kanaat getirilmiş, bu nedenle de; davacı tarafça davalı daha önce ihtar edilip, temerrüte düşürülmemiş olmasından, davalı aleyhine yapmış olduğu takip tarihi itibariyle davalının temerrütünün itirazına rağmen gerçekleşmiş olduğuna kanaat getirilmiştir. Buna göre de bu süre dikkate alındığında davanın açıldığı tarih olan 29.04.2016 tarihi itibariyle henüz 10 yıllık süre dolmamış olduğundan davalının zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Davalının temerrütünün icra takibi ile başladığının kabul edilmesine rağmen davacı tarafça her ne kadar dava değeri 259.822,61 TL olarak gösterilmiş ve bilahare 17.05.2018 tarihinde dava değerini 563.712,53 TL’ye çıkardığı görülmüş ise de; davalının belirtilen takip tarihi itibariyle tüm alacak yönünden temerrütünün gerçekleşmiş olduğuna ve bu nedenle de davacı tarafça talep edilen faizin de bu tarihten itibaren uygulanması gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Protokol hükmü gereği, her ne kadar davalı nezdinde bulunan, davacının taşıma hak edişlerinden kesilen teminat miktarının davalı tarafça dava dışı 3.kişi ile yapılacak mutabakat sonuna bırakılmış olmasının ve mutabakat için ise bir süre öngörülmemiş olmasına rağmen aradan geçen süre ve takip tarihi dikkate alınarak, davalının davacı ile kararlaştırılan miktardan tahsilatı gerektirecek dosyaya …’dan sadır olmuş herhangi bir bilgi ve belge sunanaması ve aradan geçen süreye rağmen halen davacı alacağını teminat olarak uhdesinde tutmasının M.K 2.maddesine açıkça aykırı olacağına kanaat getirilmiştir. Kaldı ki davalı tarafça davanın açıldığı 2016 tarihinde dahi davacının teminatından mahsubu gerektirecek yine dava dışı yurt dışında yerleşik …’dan sadır olmuş bir eksiklik iddia ve ispatında da bulunamadığı, yurt dışında yerleşik … ile mutabakatın ise henüz yapılmamış olmasına rağmen, durumun kendi inisiyatifinde uzun süre bırakılmasının özellikle işin yapıldığı ve sona erdiği tarih ile takip tarihine kadar aradan geçen süre ve dava tarihine göre aradan geçen süreye rağmen bir girişimde dahi bulunduğunun iddia ve ispatı yapılamadığından mahkememizce davalının bu tavrının M.K 2.maddesindeki dürüst davranma ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı düşeceğine kanaat getirilmiş, bu nedenle de davacının davasının kabulü gerektiğine ve temerrüt için icra takip tarihine kadar geçen süre mahkememizce yerinde görülmek suretiyle belirtilen tarihten itibaren hükmedilen 563.712,53 TL’nin 25.04.2007 tarihinden itibaren tarafların tacir olması hususu dikkate alınarak avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının kabulü ile, 563.712,53 TL’nin 25.04.2007 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 38.507,20 TL karar harcından peşin alınan 9.626,81 TL’nin mahsubu ile geri kalan 28.880,39 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 11.984,31 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 36.498,50 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan
E-imza
Üye
E-imza
Üye
E-imza
Katip
E-imza

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
38.507,20 TL İ.H 4.470,63 TL İlk masraf
9.626,81 TL P.H / 5.189,68 TL Islah harcı
28.880,39 TL Bakiye harç 2.200,00 TL Bilirkişi ücreti
124,00 TL Posta gideri /
11.984,31 TL