Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/306 E. 2021/137 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/306 Esas
KARAR NO:2021/137

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/03/2016
KARAR TARİHİ:16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin güvenlik hizmeti verdiğini, davalı şahısların, diğer davalı şirketlerin yetkilileri olduğunu, 05.04.2013 tarihinde davalılardan … ve …’nın maliki olduğu …/…, …/…’da ve …/…’da bulunan boş binaların; …’nın …/… ve …/…’da bulunan konutunun; … ve …’nın yetkilileri olduğu ve kendi aralarında bir grup şirketi olan … …. AŞ’nin … Merkez Ofisi’nin ve …’ye ait … tesisinin; … ve …’ya ait olan …’nin ve yine … ve …’ya ait … Sitesi’nin ve …’nın güvenliğini sağlamak amacıyla davalı taraflar ile güvenlik hizmeti sözleşmeleri imzalandığını, sözleşme kapsamında davalılara güvenlik hizmeti verildiğini ve güvenlik personeli istihdam edildiğini, sözleşmede güvenlik proje müdürünün maliyetinin sehven belirtilmediğini, bu yanlışlık fark edildikten sonra davalılara ihbar yapıldığını ve davalıların maliyeti kabul ederek kısmi bir ödeme yaptıklarını fakat 46.532,38-TL alacağın tahsil edilemediğini, alacağın tahsili için …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan sözleşmede güvenlik proje müdürüne ilişkin bir ibare bulunmadığını, bu kadroya ilişkin herhangi bir maliyet hesabının yapılmadığını, sözleşmede bulunmayan bir kaleme ilişkin alacak talebinde bulunulamayacağını, bu alacak kalemi yönünden başlatılan icra takibinin hukuksuz olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … … AŞ, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmeye göre bir güvenlik müdürünün işe alınacağının ve fazla çalışma, tatil çalışması, SGK ve muhtasar ödemeleri gibi maliyet ve sorumlulukların davacıda olacağının belirlendiğini, proje güvenlik müdürü kadrosunun belirtilmediğini ve bu kadroya ilişkin herhangi bir maliyet hesabının yapılmadığını, sözleşmede bulunmayan bir kaleme ilişkin alacak talebinde bulunulamayacağını, bu alacak kalemi yönünden başlatılan icra takibinin hukuksuz olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak sebebiyle davacı tarafından davalılar aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından, davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile 46.532,38 TL ana para alacağı, 3.279,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.811,96 TL alacak miktarı üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, her ne kadar takip talebine dayanak faturalar eklenmemiş ise de dosya kapsamından, ana para alacağının, davacı şirket tarafından düzenlenen “Güvenlik Proje Müdürü” açıklaması bulunan tamamı 28.02.2015 tarihli 10 adet faturadan kaynaklandığı, toplam fatura bedelinin tamamının istenmediği anlaşılmış olup, takibe davalıların itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından duran takibe devam edilebilmesi için işbu itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia, savunmaları kapsamında taraflar arasında akdedilen sözleşmeler ve tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından öncelikle, davalı …nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, talimat marifetiyle söz konusu davalının ticari defter ve kayıtları incelenmiş kök ve ek rapor ile tespitler yapılmış, mahkememizin 25.06.2020 tarih ve (1) no.lu ara kararı ile “Davacı şirket ile davalı … .A.Ş. ‘ye ait ticari defter ve kayıtlar incelenerek taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri, tarafların iddia ve savunmaları, davalılar tarafından varsa yapılan ödemeler, davacı tarafça sözleşme konusu hizmetin verilip verilmediği denetlenerek davacının takibe konu alacak yönünden temerrüt ve faiz hususu da değerlendirilerek rapor düzenlenmesi söz konusu talimat raporları da değerlendirilmek suretiyle davacı ve diğer davalıların defter ve kayıtlarının incelenmesi hususunda dosya birleştirici rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, mahkememize sunulan 30/12/2020 teslim tarihli heyet raporunda özetle;-Davacı ile her bir davalı ile ayrı ayrı arasında sözleşme ile ticari ilişkinin kurulduğu,
Sözleşmelerin davacı ile diğer davalı arasında 05.04.2013 tarihinde imzalandığı, 25.04.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve 24.04.2016 tarihinde sona ereceğinin hükme bağlandığı, ancak davalıların tercihi ile 30.09.2014 tarihinde sona erdiği, erken feshin İşbu davanın konusu olmadığı, -Davaya konu edilen faturaların her birinin davalılar tarafından noter İhtarnamesi ile TTK 21. Madde hükmüne uygun olarak yasal süreler içinde davacıya iade edildiği ve ticari defterlere işlenmediği, buna karşılık davaya konu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davalılardan … Anonim Şirketi ile davacı arasında var olduğu İddia edilen sözleşmenin nüshasının bulunmadığı ancak … tarafından davacıya keşide edilen…, Noterliği taralından düzenlenen 20.03.2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesinde ve davaya cevap dilekçesinde sözleşmenin varlığının İnkâr edilmediği görülmüştür. Davalılar ile davacı arasında [… … ile imzalanan sözleşme dosyada bulunmamaktadır), sözleşmelerin tamamı birbirinin aynısıdır. Bu nedenle açıklamalarımız her bir sözleşmeyi kapsayacak şekilde tek bir sözleşme üzerinden yapılmıştır.
Sözleşmenin m. 6/(13) hükmünde, projelerde yer alan güvenlik görevlilerinin denetlenmesi için güvenlik müdürü görevlendirileceği, TÜM MAAŞ, MESAİ, FAZLA ÇALIŞMA, TATİL ÇALIŞMASI, SGK ve MUHTASAR ödemelerinin davacı … sorumluluğunda olacağı kararlaştırılmıştır. Güvenlik müdürünün görevi, temelde projelerde yer lan güvenlik görevlilerinin denetimine özgülenmiştir. Şu hâlde söz konusu müdür, projelerle görevlendirilmek üzere istihdam edildiği için güvenlik proje müdürü veya güvenlik müdürü olarak adlandırılmasının önemli olmadığı düşünülmektedir (TBK m. 19). Sayın Mahkemenin, söz konusu hüküm doğrultusunda, davacı …’in ödemelerden sorumlu olacağı ve bu ödemeleri davalıdan tahsil edemeyeceği, ödemelerin tahsil edilebileceği hallerin sözleşmenin m. 6 / (2), (3) te sayılan güvenlik görevlilerine özgülenmiş hallerle sınırlı olduğu kanaatini taşıması halinde davalılardan talep etmesi sözleşmeye dayalı olarak mümkün olmayacaktır. Eş deyişle, davacının sözleşmede kendisi tarafından ödenmesi kararlaştırılmış güvenlik müdürü giderlerini, davalılardan talep edemeyeceği düşünülmektedir. Bu durumda davalılara fatura düzenlenmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır. Kaldı ki somut olayda, mali inceleme doğrultusunda anılan faturalara itiraz edildiği de tespit edilmiştir.- Ancak Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması eş deyişle maliyetin davalılar tarafından karşılanacağı kanaatine varması halinde ise, mali incelemede yapılan değerlendirmelere göre hareket edilecektir. Bu halde, davalıların söz konusu faturalara itiraz ettiği ve ticari defterlerine işlemediği göz önüne alındığında, hizmetin verilip verilmediği de güvenlik konusundaki uzman heyet üyemiz tarafından belirlenemediğinden davacının alacak hakkı sahibi olduğu sonucuna ulaşılamamaktadır. Son olarak, davacı, anılan proje müdürlerine ilişkin maliyetlerin bir kısmının kabul edildiği ve ödendiğini iddia etmektedir. Nihai takdir Sayın Mahkemede olmak üzere, davacının anılan elektronik postasına yanıt veren …’in adının altında … Koordinatörü yazılı olduğu, elektronik posta adresi uzantısının… olduğu, bu kişinin davaldan temsil yetkisi olup olmadığının dosya kapsamındaki belgelerden tespit edilememesine ek olarak söz konusu yanıtta, açıkça proje müdürü maliyetlerinin kabul edildiği sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Mali incelemede ise davacının davalıların kabul ederek kısmi ödeme yaptıkları iddiasına rağmen davalılarca söz edilen faturalara karşı davacının sunulan 2014 yılı ticari defterlerinde herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığı, davacı ticari defterlerinde takip konusu 10 faturanın tamamının kayıtlı olduğu tespit edilmiştir Yukarıda izah ettiğimiz sebepler ve tespitler sonucunda, anılan maliyetlerin kabul edildiği ve bir kısmının ödendiği sonucuna varılamadığı görüşlerine yer verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; davacı ile davalılardan … ve … arasında 05/04/2013 tarihinde akdedilen 25/04/2013 tarihinden itibaren uygulanacak ve 24/04/2016 tarihinde sona erecek hizmet sözleşmesi imzalandığı, yine davacı ile davalılardan … arasında aynı tarihlerde aynı nitelikte bir sözleşme daha imzalandığı, davacı ile davalılardan …. A.Ş arasında yine aynı nitelikte, davacı ile dava dışı şirketler arasında aynı nitelikte ve son olarak davacı ile davalı … … A.Ş. Arasında her ne kadar dosya kapsamında davalılardan … Anonim Şirketi ile davacı arasında var olduğu iddia edilen sözleşme bulunmasa da … tarafından davacıya keşide edilen…. Noterliği tarafından düzenlenen 20.03.2015 tarih ve … yevmiye no.lu İhtarnamesinde ve davaya cevap dilekçesinde sözleşmenin varlığının inkâr edilmediği, sözleşmelerin birbirinin aynı olduğu anlaşılmıştır.
Takibe dayanak proje müdürü maliyeti olup, güvenlik proje müdürü açıklaması ile faturaların davacı tarafından düzenlendiği bu faturalardan kaynaklanan alacak sebebiyle davalılar aleyhine takip yapıldığı gözetildiğinde; uyuşmazlıkta açıklığa kavuşturulması gereken ilk husus sözleşmelerde, bir güvenlik proje müdürü pozisyonunun yer alıp almadığı ve bu poziyon için kararlaştırılmış bir hizmet bedeli (ücretin) yer alıp almadığı hususlarıdır. Esasen davacı, dava dilekçesinde, güvenlik projesi müdürlerinin maliyetlerinin sözleşmelerde sehven yer almadığını iddia etmiş, davalılar da sözleşmenin m. 6 hükmünde yer alan güvenlik müdürünün kastedildiği kabul edilse bile anılan hükmün proje müdürü değil güvenlik müdürü istihdamına özgü olduğunu iddia etmişlerdir. Somut olayda hukuki sorun, taraflar arasındaki sözleşmelerde sehven yer verilmediği ancak yer verilmemesine rağmen ifa edildiği ileri sürülen güvenlik sözleşmesi kaynaklı edimlerden doğan bir alacak hakkının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, sözleşmelerde yer alan edimlerin kapsamının ve bu edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Davacı tarafından takibe dayanak faturaların da içinde bulunduğu bakiye alacakların ödenmesi için noter kanalıyla davalılara keşide edilen ihtarnameler ile davalılar tarafından davaya konu fatura asıllanmn 16.03,2015/17.03,2015 tarihine tebliğ alındığı ve TTK 21. Madde hükmüne uygun olarak yasal 8 gün içerisinde 20.03.2015 tarihinde noter ihtarnamesi ile iade ettikleri anlaşılmıştır.
Bu itibarla; davaya konu faturaların davalılara tebliği sonrasında davalılar tarafından yasal süresi içinde iade edildiği ve faturaların yalnızca davacının defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalıların ticari defter, kayıtlarında ise kayıtlı olmadığı mali yönden yapılan inceleme neticesinde bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Ayrıca taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında “güvenlik proje müdürü” olarak bir pozisyonun belirlenmemekle birlikte kastedilenin sözleşmedeki belirlemede bulunan güvenlik müdürü olabileceği mahkememizce değerlendirilmiş ise de; güvenlik müdür pozisyonu için tüm hususların tek tek düzenlendiği ve tüm işçi alacakları, maaş, tatil alacağı, fazla mesai alacağı, sgk ödemelerinin davacı … Güvenliğin sorumluluğunda olacağı açıkça hüküm altına alındığı anlaşılmakla; davacı tarafın takibe konu proje müdürü maliyeti olarak alacak hakkının bulunmadığı kanaati oluşması sebebiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 850,67-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 791,37-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar … … AŞ, … ve … tarafından yapılan 18,25-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraflar vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 7.275,55-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2021

Katip …

Hakim …