Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/270 E. 2020/467 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/270 Esas
KARAR NO:2020/467

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/03/2016
KARAR TARİHİ:01/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde oluşan borç alacak ilişkisi nedeniyle davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının borcunu ödemeyerek kötü niyetle icra dosyasına itiraz edip durdurduğunu, takibe konu borca ilişkin faturalarının mevcut olduğunu teslim edilip faturalandırılan bu ürünlere ilişkin davalının itiraz etmediğini, alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılan itrazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine davacı yanın başlattığı icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, davacının bahsettiği faturalara ilişkin ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, faturanın keşideci tarafından düzenlenen tek taraflı bir evrak olduğunu, dava şartının bu sebeple oluşmuş sayılamayacağını, davanın reddini, takibin iptalini, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi Raporu: Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda ” Taraflar arası ticari ilişkinin sözleşmeye bağlı olmaksızın 2012-2015 yıllan arasında devam ettiği, Davacı şirketin icra takibinin başlatıldığı 04.09.2015 tarih itibari ile davalıdan ticari defter kayıtlarına göre 77.079,27 TL cari hesap alacağı olduğu ve bu ana para alacağı üzerinden icra takip talebinin başlatıldığı, icra takibine dayanak olan borcun davacı yanın ticari defter kayıtları ile uyumlu olduğu, Davalı tarafın Saym Mahkeme tarafından bildirilen gün ve saatte defterlerini ibraz etmediğinden incelenme olanağı sağlanmadığı, ileri ki tarihte davalı vekili ile yerinde inceleme yetkisi kapsamında ticari defterleri üzerinde inceleme yapılabilmesi için tarafımca yapılan telefon görüşmesinde defterlerin sunulmayacağı bildirildiğinden ve dosyaya davalı tarafından cari hesap da sunulmadığından davacı kayıtlan ile karşılaştırma olanağının bulunmadığı, icra dosyasında cari hesap ekstrelerinin bulunduğu, ancak yapılan itiraz dilekçesinde ekstreler bazında aynntılı itiraz bulunmadığı, … Kargo bilgilerine göre davalının kendisine gönderilen 5 ayn gönderinin tamamını teslim aldığı, tarafların sorun olmayan 2012 ve 2013 döneminde şehirlerin (…) ayrı olması nedeni ile aynı sistemi kullandığı, 2014 yılında davacı tarafından davalıya dört ayn fatura düzenlendiğini, davalı tarafından bu faturalardan 3 ayrı fatura içinde bir kısım malların 5 ay sonra iade faturası ile düzenlenerek davacıya iade edildiği, ancak almadığı iddia ettiği diğer ürünleri bu iade faturası ya da bir başka tasarruf ile iade etmediği, itiraz etmediği bu aşamada dosyaya bilgi ve belge sunmadığı, bu durumun ticari hayatın gerçekleri ile açıklanamaz olduğu, Dava ve uyuşmazlık konusu 2014 yılı faturalarının tamamının davalı itirazlarının kabul edildiği varsayımında dahi davalının davacıya önceki işlemlerinden dolayı (yukanda açıklanmıştır) 12.763,37 TL borcu bulunduğu, Uyuşmazlık konusu faturaların davalıya en son Mayıs 2014 aymda düzenlendiği, davalının 2014 Ekim ayında iade faturası düzenlediği ve Ekim 2014 tarihinde ve daha sonra en son olarak 10.07.2015 tarihinde dahi davacı tarafa ödeme yaptığı saptanmış olduğundan davalı savunmasının mevcut işlemler ile uyumlu olmadığı, Davacı iddiasmm kabul edildiği durumda davalıdan olan alacak tutarının 77.079,27 TL olduğu, ancak 2014 yılı faturalarından 06.05.2014 tarih ve… no.lu ve 3.919,32 TL fatura içeriği ürünlerden davacıya iade yapılmadığı ve bu durumda bir an için davalının bu faturadan haberdar olmadığı varsayımının kabul edilmesi halinde davacınm davalıdan olan alacak bedelinin (77.079,27 -3.919,32=)73.159,95 TL olacağı,” şeklinde rapor sunmuştur.
-Dava konusu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası
-Davacının ticari defter ve kayıtları; davalı yan sunmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Ayrıca bilindiği üzere hak düşürücü süre olumsuz dava şartlarından olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemece davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. İtirazın iptali davaların da bu süre İcra ve İflas Kanununun 67/1 maddesi uyarınca itirazın tebliğinden itibaren bir yıldır. Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.

Dava konusu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 77.079,27 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan ışığında tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı,bunun üzerine …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile kaldığı yerden devamına,
2-Takip konusu olup mahkememizce de kabul edilen 77.079,27 TL toplam alacağın %20 si olan 15.415,85 TL tazminatın oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 5.265,28 TL karar ve ilam harcından 930,93 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 4.334,35TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 964,43 TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 2.629,00TL masraf olmak üzere toplam 3.593,43 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.820,31TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı – davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.. 01/10/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸