Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/246 E. 2021/127 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/246 Esas
KARAR NO:2021/127

DAVA:İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ:04/03/2016
KARAR TARİHİ:15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Açılması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafın ortakları arasında … ve … de bulunduğu bir şirket olarak … Hastanesi, Tıp Medical sektör ağırlık olmak üzere … Kampüsü ve … oluşan çok yüksek bedelli ve katma değerli bir projeyi hayata geçirmek istediğini, müvekkili şirketin ise davalı şirkete tasarım ve danışmanlık hizmeti verdiğini, ancak bu hizmetler karşılığı borcun ödenmediği bunun üzerine ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası üzerinden iflas yolu ile Adi Takipte ödeme emri gönderildiğini, ancak davalını itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, İİK.159/1-2 madde uyarınca teminatsız olarak muhafaza tedbirleri uygulanmasına, davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının iflasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı Şirket Hissedarı … vekilinin sunduğu dilekçede özetle,
Mahkemede görülmekte olan “İflas istemli” itirazın iptali davasının 10.07.2017 tarihli duruşmasında ” Davalı Şirket Hissedarları ve yönetimine TTK hükümleri doğrultusunda tebligatın yapılması, borca batık olup olmadığı hususlarında beyanlarının alınmasına, sicil kayıtlanndaki isimlere ayrı ayrı tebligatların yapılmasına” karar verildiğini, ara karar gereği şirket yönetim kurulu üyesi sıfatı ile … adına dava dilekçesi ve duruşma zaptı tebliğe çıkarıldığını, işbu belgelerin 22/07/2017 tarihinde tebellüğ edildiğini. Davacı iddialarını kabul etmediklerini, işbu davaya konu icra takibi ikame olunduğunda şirket ticari defter ve kayıtları incelenmiş olup, dava konusu işleme ve alacak miktarına ilişkin herhangi bir fatura, sözleşme vb ticari belgenin şirket kayıtlarında olmadığının tespit olunduğunu, Basiretli bir tacirin ticari defter ve kayıtlarında, talep olunan alacağa dair herhangi bir kayıt olmaksızın talep edilen alacağı ödemeyeceğini, Davacı iddiasının ” …nin web sitesi tasarımını, logolarını, broşür ve prospektüslerin, reklam konseptlerinin, animasyon film vb hizmetlerin geliştirilmesi ve yapılması hususunda tasarım ve danışmanlık hizmeti verildiği” yönünde olduğunu, bir an için bu hizmetlerin verildiğini kabul ettiklerinde dahi, bu hizmetlerin bedelinin 233.460,56 USD olduğunun bilgisine nasıl ve nereden ulaşacağını, şirket kayıtlarında alacağa ilişkin ne bir fatura ne bir sözleşme mevcut olduğunu, sözleşme, fatura olmadığını, zira davacının da bu sözleşmeyi dava dosyasına delil olarak sunmadığmı/sunamadığını, Talep olunan bedelin bugünkü Türk Lirası karşılığının 819.000TL olduğunu, yukarıda da arz ettikleri üzere bir an için bu işlemlerin yapıldığını kabul edildiğinin düşünüldüğünde dahi bu işlemlerin piyasa rayiç değerinin ne olduğunu, Bu bedele bakıldığında, ortada ciddi bir prodüksiyonun olması gerektiğini, buna ilişkin de şirketin ticari defter ve kayıtları ile fiili durumunda bu yönde bir belge, bilgi, emare olmadığını, hal böyle olunca davacı yamn alacak talebini kabul etmelerinin mümkün olmadığım, Davacının öncelikle 25.02.2015 tarihinde aynı bedelli/aynı alacak konusu için ….İcra Müdürlüğü … E numarası ile haciz yolu ile icra takibi başlattığını, işbu icra takibine süresi içinde borca, ferilerine ve yetkiye olmak üzere itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, Daha sonra dava konusu ödeme emrinin taraflarına tebliğ edildiğini, taraflarına gönderilen ödeme emrinden anlaşıldığı kadarı ile önceki ….İcra Müdürlüğü … E numaralı haciz yollu icra takibi iflas takibi olarak 1 defaya mahsus değiştirilmediğini aynı alacak için iflas yolu ile yeni bir icra takibi başlatıldığını, bu sebeple öncelikle derdestlik itirazlarını sunduklarım, diğer taraftan Yönetim Kurulu Üyesi sıfatına haiz olduğu şirketin borca batıklığının sözkonusu olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de görülecektir ki şirketin aktifleri, pasiflerini kat ve kat karşılayacak durumda olduğunu belirterek, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket hissedarı … vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde özetle;
Davacı tarafın tüm iddialarını reddettiklerini, … tarafından yapılan incelemelerde davacının iddia ettiği gibi bir hizmetin alınmadığının görüldüğünü, iddia edilen hizmete dair fatura, sözleşme vb ticari belgenin olmadığının defterlerin mevcut kayıtlarla tutarlı olduğunun görüldüğünü, Davacının iddialarını herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere; böyle bir hizmet alınmış olsaydı bile yani web sitesi tasarımı, logo ve broşür hazırlama işi için 233.460,56 USD (yaklaşık 819.000,-TL) tutarında bir sözleşmeyi onda birinden daha aza yapabilecekken böyle fahiş bedelli bir sözleşmeyi imzaladığını iddia etmenin ve hatta düşünmenin akla ziyan, hukuki dayanaktan yoksun ve komik bir iddia olmaktan öteye geçemediğini, davacının davasını ispatlamak üzere herhangi bir fatura ve sözleşme ibraz edememesinin de yukarıdaki beyanlarını desteklemediğini, anılan nedenlerle davacının alacak talebini kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, Davacının 25.02.2015 tarihinde aynı bedelli/aynı alacak konusu için … aleyhine ….icra Müdürlüğü … E numarası ile haciz yolu ile icra takibi başlattığını, işbu icra takibine süresi içinde borca, ferilerine ve yetkiye olmak üzere itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, Daha sonra dava konusu ödeme emrinin tebliğ edildiğini, gönderilen ödeme emrinden anlaşıldığı kadarı ile önceki … .İcra Müdürlüğü … E numaralı haciz yollu icra takibi iflas takibi olarak 1 defaya mahsus değiştirilmediğini aynı alacak için İflas yolu ile yeni bir icra takibi başlatıldığını, bu sebeple öncelikle derdestlik itirazlarını sunduklarını, …’nın yönetim kurulu üyesi olduğu …’nin borca batıklığının sözkonusu olmadığını, şirketin aktifleri, pasiflerini kat ve kat karşılayacak durumda olduğunu belirterek, davanın reddine, tüm giderlerin ve avukatlık ücretinin karşıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket hissedarı …’ın sunduğu cevap dilekçesinde özetle;
Mahkemede görülmekte olan ” İflas İstemli” itirazın iptali davasının 10.07.2017 tarihli duruşmasında ” Davalı Şirket Hissedarları ve yönetimine TTK hükümleri doğrultusunda tebligatın yapılması, borca batık olup olmadığı hususlarında beyanlarının alınmasına, sicil kayıtlanndaki isimlere ayrı ayn tebligatların yapılmasına” karan verildiğini, Davacı iddialarını kabul etmediklerini, şirket yönetim kurulu üyeliği yanında aynı zamanda davayı takip eden, davalı vekili sıfatının da söz konusu olduğunu, İşbu davaya konu icra takibi ikame olunduğunda gerek yönetim kurulu üyeliği, gerekse vekil sıfatı ile şirket ticari defter ve kayıtları taraflarınca incelenmiş olduğunu, dava konusu işleme ve alacak miktarına ilişkin herhangi bir fatura, sözleşme vb ticari belgenin şirket kayıtlarında olmadığının tespit olunduğunu, davacı iddiasının ” …nin web sitesi tasarımını, logolarını, broşür ve prospektüslerin, reklam konseptlerinin, animasyon film vb hizmetlerin geliştirilmesi ve yapılması hususunda tasarım ve danışmanlık hizmeti verildiği” yönünde olduğunu, Bir an için bu hizmetlerin verildiği kabul edilse dahi, bu hizmetlerin bedelinin 233.460,56 USD olduğunun bilgisine nereden ulaşacaklarını, şirket kayıtlarında alacağa ilişkin ne bir fatura ne bir sözleşme mevcut olduğunu, sözleşme, fatura olmadığını, davacının da bu sözleşmeyi dava dosyasına delil olarak sunmadığını/sunamadığını, Talep olunan bedelin bugünkü Türk Lirası karşılığının 819.000TL. olduğunu, yukarıda da arz ettikleri üzere bir an için bu işlemlerin yapıldığını kabul edildiği düşünüldüğünde dahi bu işlemlerin piyasa rayiç değerinin bu mu olduğunu, Bu bedele bakıldığında, ortada ciddi bir prodüksiyonun olması gerektiğini, buna ilişkin de şirketin ticari defter ve kayıtları ile fiili durumunda bu yönde bir belge, bilgi, emare olmadığını, davacının alacak talebini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, Davacının öncelikle 25.02.2015 tarihinde aynı bedelli/aynı alacak konusu için ….İcra Müdürlüğü … E numarası ile haciz yolu ile icra takibi başlatmış olduğunu, işbu icra takibine süresi içinde borca, ferrilerine ve yetkiye olmak üzere itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, ….İcra Müdürlüğü … E numaralı haciz yollu icra takibi iflas takibi olarak 1 defaya mahsus değiştirilmediğni aynı alacak için iflas yolu ile yeni bir icra takibi başlatıldığını, bu sebeple öncelikle diğer taraftan Yönetim Kurulu Üyesi ve davada temsile yetkili vekil sıfatına haiz olduğu şirketin borca batıklığının sözkonusu olmadığını, şirketin aktifleri, pasiflerini kat ve kat karşılayacak durumda olduğunu belirterek, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davanın iflas yoluyla yapılan takibe itirazın kaldırılarak, davalı hakkında iflas kararı verilmesine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davalı münkir olup, davacının davalıya inovasyon kampüsü ve göl evlerinden oluşan proje için projenin logoları, broşür ve perspektiflerinin, reklam kartpostallarının, animasyon, film ve web sitesi, e-posta imzaları, yayınlar, dijital foto ve imaj ve sanatsal proje hizmetlerinin hazırlanması, geliştirilmesi, yapılması hususunda tasarın ve danışmanlık hizmeti verilip verilmediği, verilmiş ise karşılığı ödemenin davacıya yapılıp yapılmadığı, davacıya ödeme yoksa, davacının iflas yoluyla takip ve dava tarihinde davalıdan alacağı varsa alacak ve ferilerinin ne olduğu, davalı itirazının haklı olup olmadığı, itirazın kaldırılmasının gerekip gerekmediği, depo kararı verilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı görülmüştür.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 233.460,56 USD üzerinden iflas yolu ile icra takibi yapıldığı,
….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafındın davalı aleyhine toplam 233.460,56 USD üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişilere tevdi edilerek Davacı taraf iddiası, dosyadaki bilgi ve belgeler, iflas yoluyla takip dosyası, taraf defter ve eki belgeleri ve tüm dosya kapsamınca inceleme yapılarak detaylı, gerekçeli, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle varsa alacağının tüm ferileriyle birlikte tespitine ve alacaklı olması halinde duruşma tarihi dikkate alınmak suretiyle depo kararına esas olacak mahiyette tüm alacak, ferileri, harç, gider ve vekalet ücretini kapsayacak şekilde detaylı, dayanaklı, rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler 13/12/2019 tarihli sundukları raporda özetle;
Somut olayda iddia edilen sözleşmenin VARLIĞININ uyuşmazlık konusu olduğu,
– … … AŞ. ortak ve yönetim kurulu üyelerinin dosya kapsamında bulunan beyanlarında, davacının alacağının sebebi olarak belirttiği sözleşmenin inkar edildiği,
– Danışmanlık sözleşmesi tipik bir sözleşme olmamakla birlikte geçerliği açısından uyulması gereken bir şeklin varlığının söz konusu olmadığı, ispat şekli konusunda nihai takdirin Sayın Mahkemede olduğu,
– Dosya kapsamında yer alan davacı … tarafından düzenlenmiş olan faturaların içeriğinde söz konusu faturaların kapsamında … açıklamasında …, … …, … University, … …, … … … … şeklinde proje açıklaması yer aldığı, Buna göre Sayın Mahkemenin takdirinde olmakla birlikte söz konusu faturaların ekinde yer alan dekontlarla bir kısım ödemelerin yapıldığı sonucuna varılıp taraflar arasında bir danışmanlık sözleşmesi yer aldığı sonucuna gidilebileceği, ancak bu durumda da takibe konu yapılan bakiye bedelin hesaplanmasının eş deyişle bedelin dayandığı hükümlerin kaynağı/taraflar arasındaki (sözlü) irade uyuşmasının kapsamı belirlenemediği için bakiye bedelin taraflar arasında (varlığı kabul edilirse) sözleşmeye uygun olup olmadığının değerlendirilemediği,
Nihai takdir Sayın Mahkemede olmakla birlikte taraflar arasında sözlü şekilde yapılmış bir danışmanlık sözleşmesinin varlığı kabul edildiğinde bu sözleşmeden doğan edimlerin ifa edilip edilmediği, dosya kapsamında Davacı vekilinin 27.10.2016 tarihli delil listesinde Sayın Mahkemeye ibraz edilen proje dosyasının anılan danışmanlık sözleşmesine dayanılarak tamamlanıp tamamlanmadığı, takibe konu alacağın dayanağım oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerektiği,
Ek olarak söz konusu delil listesinde, davalının eski yönetim kurulu üyesi olduğu iddia edilen … tarafından alacağın kabul edildiğine dair 29.5.2014 tarihli beyanı da yer aldığı, Söz konusu beyanın içeriğinin tarafımızca Türkçeye çevirilmesi konusunda yetkimiz bulunmadığından Sayın Mahkeme tarafından görevlendirilecek bir tercüman ile belirlendikten sonra değerlendirme yapılabileceği, . Buna ek olarak söz konusu beyanın hukuki niteliği, taraflarca mutabık kalınan alacakların ödenmesi anlamına geldiği şeklinde Türkçeye çevrilse bile …’in eski yönetim kurulu üyesi olup olmadığı, yönetim kurulu üyesi ise temsil yetkisini haiz olup olmadığı (TTK m. 367/11) hususları aydınlatıldıktan sonra incelenebileceği, Davacının delil listesinde yer alan adlı web sitesinin çözüm ortaklan adlı sayfasında … ibaresi karşısında bu güzel web sayfasından, logosuna kadar … … diğer pek çok güzel şeyin tasarımcıları ifadesi yer aldığının belirtildiği,
Davalı tarafın davacı taraftan 2012 yılında 8 adet toplamı 507.321,59 USD (909.319,50 TL. karşılığı) bedelli, 2013 yılında 2 adet toplamı 112.924,73 USD (200.735,00 TL. karşılığı) bedelli fatura aldığı ve davalı tarafın davacı tarafa toplam 620.246,32 USD (1.110.054,50 TL. karşılığı) borçlu hale geldiği, Davalı tarafın davacı tarafa 2012 yılında 437.648,52 USD (786.751,67 TL. karşılığı), 2013 yılında 182,597,80 USD (330.612,26 TL. karşılığı) olmak üzere toplam 620.246,32 USD ( 1.117.363,93 TL. karşılığı) ödeme yaptığı ve ticari defterlerine işlediği,
Davalı tarafın ticari defter kayıt ve belgeleri mevcut haline göre, davalının davacı tarafa 25.02.2015 takip tarihi itibari ile borçlu olmadığı görülmüştür. Davacı taraf …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 54.280,19 USD Asıl Alacak (31.01.2013), 7.859,47 USD İşlemiş Faiz, 56.000,00 USD Asıl Alacak (28.02.2013), 7.807,78 USD İşlemiş Faiz, 94.836,24 USD Asıl Alacak (30.03.2013), 12.676,88 USD İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 233.460,56 USD alacak talebinde bulunduğu,
Davacı taraf icra takibine alacağa dayanak olarak, … Caddesi … adresli … ünvanlı firma adına,
31.01.2013 tarihli … numaralı 54.280,19 USD bedelli, 28.02.2013 tarihli … numaralı 56.000,00 USD bedelli,
30.03.2013 tarihli … numaralı 94.836,24 USD bedelli Toplamı 205.116,43 USD bedelli faturaları sunmuştur. Davacı tarafın icra takibine alacak olarak sunmuş olduğu faturalar davalı ticari defterlerine işlenmediği görülmüştür.” hususlarında görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Tarafların rapora karşı itiraz ve beyanları üzerine bilirkişilerden ek rapor alınmış olup, bilirkişiler ek raporda;”davacı tarafın 20/03/2020 tarihli dilekçe ekinde sunduğu, davalı defterlerine işli ve hiçbir itiraza tabi olmadan ödendiği bildirilen 10678, 10691, 10703 ve 10708 sıra numaralı faturaların incelenmesinde, davacı tarafından sunulan faturalar ile davalı tarafından sunulan faturalar üzerinde yer alan firma ünvanı ve bedellerinin tutmadığı, tarafların sundukları faturalar üzerinde kaşe imza bulunmayıp, davacı tarafından sunulan faturaların mı yoksa davalı tarafından sunulan faturaların mı geçerli olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, davacı tarafından sunulan …. Şirketi’nin 09/07/2019 tarihli hesap özetinde, davacı tarafın 15 adet toplamı 878.025,96 USD bedelli faturaların ödendiği, davaya konu edilen 3 adet toplamı 205.116,43 USD ödenmesi gereken fatura tutarı yazılı olduğu, davacı tarafından davaya konu edilen takip dosyasına sunulan faturalar üzerinde “… …. … Caddesi … ” yazdığı, davacı tarafın dosyaya sunulan dava konusu faturalardan dolayı davalı taraftan alacaklı olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, detaylı olarak açıklanan hususlar dışında şirket ana sözleşmesinde belirtilen konularda temsil ve ilzam etmek üzere, A grubu imza yetkililerinden herhangi birisi ile B grubu imza yetkililerinden herhangi birisinin Şirket ünvanı altında müşterek imzalamaları gerektiğinin belirtildiği, …’un 01/07/2014 tarihli Yönetim Kurulu kararında B grubu imza yetkilisi, Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı olduğu, bu kişi tarafından alacakların kabul edildiği iddia edilen yazışmanın 29/05/2014 tarihli olduğu, alacakların kabul edilip edilmediği hususunda nihai takdirin mahkemeye ait olduğu” şeklinde görüş ve değerlendirmelerde bulunmuşlardır.
Netice olarak dosya kapsamı ve bilirkişi kök ve ek raporlarındaki tespitler ışığında mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacı taraf …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 54.280,19 USD Asıl Alacak (31.01.2013), 7.859,47 USD İşlemiş Faiz, 56.000,00 USD Asıl Alacak (28.02.2013), 7.807,78 USD İşlemiş Faiz, 94.836,24 USD Asıl Alacak (30.03.2013), 12.676,88 USD İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 233.460,56 USD alacak talebinde bulunduğu, takibin iflas yolu ile takip olduğu, takip dayanağı olan alacağın, … Caddesi … adresli … ünvanlı firma adına, 31.01.2013 tarihli … numaralı 54.280,19 USD bedelli, 28.02.2013 tarihli … numaralı 56.000,00 USD bedelli, 30.03.2013 tarihli … numaralı 94.836,24 USD bedelli Toplamı 205.116,43 USD bedelli faturalardan oluştuğu, davacı tarafın icra takibine alacak olarak sunmuş olduğu faturalar davalı ticari defterlerine işlenmediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın davacı taraftan 2012 yılında 8 adet toplamı 507.321,59 USD (909.319,50 TL. karşılığı) bedelli, 2013 yılında 2 adet toplamı 112.924,73 USD (200.735,00 TL. karşılığı) bedelli fatura aldığı ve davalı tarafın davacı tarafa toplam 620.246,32 USD (1.110.054,50 TL. karşılığı) borçlu hale geldiği, Davalı tarafın davacı tarafa 2012 yılında 437.648,52 USD (786.751,67 TL. karşılığı), 2013 yılında 182,597,80 USD (330.612,26 TL. karşılığı) olmak üzere toplam 620.246,32 USD ( 1.117.363,93 TL. karşılığı) ödeme yaptığı ve ticari defterlerine işlediği, davalı tarafın ticari defter kayıt ve belgeleri mevcut haline göre, davalının davacı tarafa 25.02.2015 takip tarihi itibari ile borçlu olmadığı görülmüştür.
Her ne kadar davacı taraf dava konusu alacağın davalı şirket yetkilisi tarafından mail ortamında kabul edildiğini iddia etmiş ise de, adı geçen …’un 01/07/2014 tarihli Yönetim Kurulu kararında B grubu imza yetkilisi, Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı olduğu, bu kişi tarafından alacakların kabul edildiği iddia edilen yazışmanın 29/05/2014 tarihli olduğu da gözetilerek, mail yazışma tarihinde bu kişinin yetkili olmadığı, dolayısıyla davalı şirket adına borcun kabul edildiği iddiasının dinlenilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Takip dayanağı olan faturaların, … Caddesi … adresli … ünvanlı firma adına, 31.01.2013 tarihli … numaralı 54.280,19 USD bedelli, 28.02.2013 tarihli … numaralı 56.000,00 USD bedelli, 30.03.2013 tarihli … numaralı 94.836,24 USD bedelli Toplamı 205.116,43 USD bedelli olduğu da gözetildiğinde, bu faturaların davalı şirket adına düzenlenmemiş olduğu görülmekle davalının bu faturalardan sorumlu olamayacağı değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından … ünvanlı firma adına düzenlenen bazı faturaların davalı tarafından ödendiği, bu sebeple dava konusu olan faturalardan da davalı şirketin sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de, hem raporda da belirlendiği üzere taraflarca sunulan faturaların farklı olması, hem de davalı tarafından kendi adına kesilmemiş olup ta ödenen faturaların diğer kendi adına olmayan bütün faturaların da ödeneceği anlamına gelmeyeceği kanaatiyle davalının bu yöndeki iddiaları da dikkate alınmamış ve nihai olarak açıklanan bütün gerekçelerle, davacının dava ve takip konusu faturalardan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 2.900,40 TL’den mahsubu ile fazla alınmış olan 2.841,10 TL ‘nin karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/02/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza