Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/243 E. 2021/468 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/243 Esas
KARAR NO : 2021/468
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/03/2016
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizden verilen (… ATM ) 2012/… Esas 2013/ … Karar sayılı 18/06/2013 tarihli karar Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının 2013/… E. 2015/ … K. Sayılı ilamı ile bozulmuş olup, bozma ilamı kesinleşmekle H.M.K. nun 363. maddesi gereğince resen ele alınarak esas defterinin yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılarak görülen yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili 26/01/2012 günlü dilekçesi ile davalının müvekkil şirket nezdinde … sayılı ferdi sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı olup davalının beyansız hastalığının tespiti üzerine poliçenin iptal edildiğini, davalının müvekkil nezdinde ilk poliçesinin 08/08/2007 tarihli olup poliçe beyanlara uygun özel şartla üretildiğini, davalının poliçe akdi ve yenileme işlemleri sırasında dolduğu formlarda 19/07/2004, 14/10/2005, 17/10/2005, 21/10/2005, 20/10/2005 tarihli tanı ve tedavileri ile önceki dönem sağlık poliçeleri hakkında bilgi vermediğinin tespit edildiğini, poliçe genel şartlarının 6. Maddesi sigorta ettirene sözleşme yapılırken doğru beyanda bulunma yükümlülüğü getirdiğini, sigorta başlangıç tarihinden önce varolan hastalıklarla ilgili harcamanın teminat dışı tutulduğunu, davalıya 5.016,05 TL tazminatın ödendiğini, buna karşılık poliçe özel şartlarının 14 ve 17/1 maddeleri uyarınca müvekkile iadesi gerekeceğinden bunun tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 28/02/2012 günlü cevap dilekçesinde özetle; sözleşmeyi yapmadan önce geçmiş döneme ait yapılmış olan … Sig. A.Ş ve … A.Ş sağlık sigortalarını sunduğunu, o poliçede sol kasık fıtığı operasyonuna istinaden tüm kasık fıtıkları tetkik ve tedavi muafiyeti olduğunun beyanının şerh edildiğini, davacı yanın tek taraflı hukuka aykırı bir şekilde feshinin yasal olmadığını açıklamak suretiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacı … tarafından ödendiği ileri sürülen tazminatın poliçe özel şartlarının 14 ve 17/1 maddeleri uyarınca iadesi gerekip gerekemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce ileri sürülen tüm deliller toplanmış ön inceleme duruşması yapılmış ve uyuşmazlık konusu belirlenerek bu doğrultuda bilirkişilerden rapor alınmıştır. Bilirkişiler Sigorta Uzmanı… , … Hastanesi Emekli Müdürü … ve Doktor Bilirkişi … tarafından 18/01/2013 günlü rapor ibraz edilmiştir. Alınan raporda, geçerli olarak kabul edilen poliçenin feshedilemeyeceği görüşünde bulunmuşlardır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı karşısında; uyuşmazlık konusu hakkında değerlendirme yaparak bilirkişilerin raporlarını sunduğu, raporların bütün uyuşmazlığı irdeleyerek bilimsel verileri içerdiği, içeriği ve sonucu itibariyle mahkememizce de yerinde görüldüğünden rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizden verilen ( … ATM ) 2012/… Esas 2013/… Karar sayılı 18/06/2013 tarihli karar Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının 2013/… E. 2015/… K. Sayılı ilamı ile bozulmuş olup bozma ilamında ” Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının beyan yükümlülüğüne aykırı davranmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, davalının davacı nezdinde ilk olarak 31.08.2007 tarihinde ferdi sağlık sigortası yaptırdığı, bu poliçede önceye dayalı olarak kasık fıtığı rahatsızlığını beyan ettiği, bu rahatsızlığına ilişkin olarak poliçeye muafiyet kaydı konulduğu, poliçenin aynı şartlarda 2008, 2009, 2010 tarihlerinde yenilendiği, en son olarak sigortalının Üveit ve Coxa Artoza hastalıklarına ilişkin olarak ek teminat getirilerek poliçenin 31.08.2011 tarihinde yenilendiği ancak sigortalının beyansız hastalığı bulunduğu gerekçesiyle iş bu 2011 yılına ait son poliçenin sigorta şirketi tarafından 12.09.2011 tarihinde iptal edildiği anlaşılmaktadır. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 1290. maddesi( 6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay’ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır.Gerek TTK’nın 1290. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, formun doldurulmamış olması sigortalının sağlığına ilişkin konularda sigortacıya bildirimde bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı sözkonusudur. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının Üveit ve Coxa Artoza hastalıkları olup olmadığı, bu hastalıklerı kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı … 2007’den beri devam eden sigorta poliçesini 2011 yılında yenilerken sigortalı hastalığını beyan edip sigorta bu şartlara göre yapıldığına göre sigortalının kastından söz edilemiyecektir. Bu durumda sigortalının rahatsızlığının 2005 yılında ortaya çıkması karşısında içinde sigorta hukukçusununda bulunduğu uzman bilirkişi kurulundan, davaya konu ödemelerin dayanağı olan sigorta poliçelerinin aktedilmesi sırasında iddia edilen rahatsızlıklarının bulunup bulunmadığı, bu rahatsızlıkları beyan etseydi ödemesi gereken primin artıp artmayacağı, ne kadar prim ödediği konularında araştırma yapılarak proporsiyon hesabı sonucunda sigortalıdan geri istenebilecek bir bedelin bulunup bulunmadığı tartışılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. ” gerekçesi ile bozularak yeniden yargılama yapılmak üzere mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı da değerlendirilerek rapor hazırlaması için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi heyeti raporunda “bozma İlamı ve görevlendirme kapsamında yapılan incelemelere bağlı olarak; verilen gerekçelerle ve takdiri Sayın Başkanlığınıza ait olmak üzere; Üveit hastalığı kronik karakterde olmadığı İçin,(iz bırakmadan iyileştiği için) sigorta Şirketine bildirmesinin gerekli bulunmadığı ve bu nedenle, üç adet göz muayenesi için ödenen tutarlar bakımından bir prim artışı ve proporsiyon hesabı yapılmadığı, Yargıtay bozma ilamında da ifade edildiği gibi, davalı … ettirenin kasden olmasa da 2005 yılında Amerikan Hastanesi tarafından konulan “Koksartroz” tanısını bildirseydi prim de buna göre artacaktı değerlendirmesi yapıldığında, bizzat davacı tarafından da beyan edildiği ve davalı tarafından kabul edildiği gibi Koksartroz giderleri bakımından primin % 20 oranında artacak olabileceği, Hesaplanan prim artışları ile olması ödenmesi gereken primle ödenen prim esas alınarak bozma ilamı ve görevlendirme kapsamında yapılan proporsiyon hesabına göre, 15.12.2008 35532 TL Radyoloji tedavisi için Ödenen tutardan 138 TL’nın, 22.12.2008 91,00 TL Ortopedi ve Travmatoloji için ödenen tutardan 36 TL’nın ve 21.05.2009 4.047,75 TL Fizik Tedavi için ödenen tutardan 1.562,75 TL’nın iadesinin söz konusu olabileceği, yönündeki kanaatimizi Sayın Başkanlığınıza saygılarımızla arz ederiz. Şeklinde heyet raporunu sunmuşlardır.
Netice olarak Yargıtay bozma ilamında da ifade edildiği gibi, davalı … ettirenin kasden olmasa da 2005 yılında … Hastanesi tarafından konulan “Koksartroz” tanısını bildirseydi prim de buna göre artacaktı değerlendirmesi yapıldığından, bizzat davacı tarafından da beyan edildiği ve davalı tarafından kabul edildiği gibi Koksartroz giderleri bakımından primin % 20 oranında artacağı, hesaplanan prim artışları ile ödenmesi gereken primle ödenen prim esas alınarak bozma ilamı ve görevlendirme kapsamında bilirkişilerce denetime açık hüküm kurmaya elverişli rapor kapsamında yapılan proporsiyon hesabına göre, … TL Radyoloji tedavisi için Ödenen tutardan 138 TL’nın, 22.12.2008 91,00 TL Ortopedi ve Travmatoloji için ödenen tutardan 36 TL’nın ve 21.05.2009 4.047,75 TL Fizik Tedavi için ödenen tutardan 1.562,75 TL’nın iadesinin söz konusu olduğundan yapılan ödemeden yukarıdaki hesaplanan miktarlar düşürülerek davanın kısmen kabulü aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
– 15/12/20218 tarihinde 355,32 TL Radyoloji tedavisi için ödenen tutardan 138,00 TL nin, davacıya iadesine, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren reeskont faizi işletilmesine,
-22/12/2008 tarihinde 91,00 TL Ortopedi ve travmatoloji için ödenen tutardan 36,00 TL nin, davacıya iadesine, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren reeskont faizi işletilmesine,
-21/05/2009 tarihinde 4.047,75 TL Fizik Tedavisi için ödenen tutardan 1.562,75 TL nin davacıya iadesine, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren reeskont faizi işletilmesine,
2-Alınması gerekli 118,64 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 283,75 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 165,11 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 283,75 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti 4.610,50 TL olmak üzere toplam 4.894,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.736,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip …

Hakim …