Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/234 E. 2021/687 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/234 Esas
KARAR NO:2021/687

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:02/03/2016
KARAR TARİHİ:23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe 16/04/2013/16/04/2014 vadeli … no.lu işyeri sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınmış olan …’ya ait işyerinde 20/11/2013 tarihinde çıkan yangın sonucu, sigorta işyerinin hasara uğradığı, yangın sonrası düzenlenen yangın raporuna göre yangının davalı …’un maliki olduğu … ve … Sistemleri adına altında işletilen fabrikanın bahçesinde arka cephede bulunan çelik konstrüksiyondan yapılmış saç kaplı barakada muhafaza edilen kolay yanar nitelikteki perde kumaş toplarının ve imalat ile ilgili yardımcı malzemelerinde kullandığı mahalde meydana geldiğini, diğer davalı ….’nin yangının başladığı işyerinin sigortacısı olduğu, davalı … şirketinin meydana gelen zarardan poliçe limitleri çerçevesinde sorumlu olduğunu, yangın sonrası düzenlenen ekspertiz raporu doğrultusunda müvekkili şirket tarafından 79.042,00 TL hasar tazminatının kendi sigortalısına 10/01/2014 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketin sigortalısına yaptığı ödeme ile TTK 1472.maddesi gereğince sigortalısının haklarına kanuni halef olduğunu, bu itibarla müvekkili şirket tarafından ödenen 79.042,00 TL hasar bedeli maddi tazminatın ödeme tarihi olan 10/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Ticaret Kanunu’ndan ve uygulamasından doğan tüm davaların ticari dava niteliğinde olduğunu, tarafların arasındaki uyuşmazlığın TTK’da düzenlenmiş olan yangın sigortasından kaynaklandığını, davanın mutlak ticari davalardan olup Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görünmesi gerektiğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini istediklerini, davacı tarafın müvekkili sigorta şirketine rücu edebilmesi için öncelikle sigortalısının hukuki haklarına kanunda öngörülen şekilde halef olduğunu kanıtlaması gerektiğini, yangın raporu dikkate alındığında müvekkili şirketin sigortalısının yangın çıkmasına neden olacak herhangi bir eyleminin bulunmadığını, kusurunun bulunmadığını, bu nedenle rücu şartlarının oluşmadığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görülmekte olan davadaki tüm tarafların tacir olduğunu, davaya Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini istediklerini, müvekkili davalının yangının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı … şirketine sigortalı iş yerinde yangın sebebiyle meydana gelen hasarın dava dışı sigortalıya tazmininden kaynaklanan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından, davacı … şirketine 16.04.2013/16.04.2014 vadeli … nolu İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınmış olan …’ya ait işyerinde 20.11.2013 çıkan yangın sonucu sigortalı işyeri hasara maruz kaldığı, yangın sonrası düzenlenen yangın raporuna göre yangının davalının maliki olduğu ve … Sistemleri adı altında işletilen fabrikanın bahçesinde arka cephede bulunan çelik konstrüksiyondan yapılmış saç kaplı barakada muhafaza edilen kolay yanar nitelikteki perde kumaş toplarının ve imalatla ilgili yardımcı malzemelerin depolandığı mahalde meydana geldiği, diğer davalı …. ise yangının başladığı işyerini 14.11.2013 / 14.11.2014 vadeli … nolu … … Sigorta Poliçesi (EK.7) ile sigorta örtüsü altına alınmış olup sigorta poliçesinde Yangın Mali Mesuliyet teminatı altında komşu fabrikalarda meydana gelen hasarlar 652.250,00 TL ye kadar sigorta güvencesi altına alındığı, davalı … şirketinin meydana gelen zarardan poliçe limitleri çerçevesinde sorumlu olduğu, yangın sonrası ekli ekspertiz raporu, teklifler ve faturalar uyarınca poliçe özel şartlan gereği eskime payı, eksik sigorta ve sovtaj tenzili yapılarak toplam 79.042,00 TL hasar tazminatının 10.01 2014 tarihinde EFT yoluyla dava dışı sigortalıya ödenmesi sebebiyle söz konusu ödemenin davalı iş yeri maliki ile davalı … şirketinden rücuen tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İddia, savunmalar ve toplanan deliller kapsamında tarafların meydana gelen yangın olayında kusur durum ve oranları ile hasarın ve hasar tutarının tespiti hususunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, sunulan 13/06/2018 tarihli kök raporda özetle;
“… İş yerinde gece bekçisi olarak çalışan …’ın daha evvel de oksijen kaynağı ile pencere demirleri kesilmek suretiyle iş yerine hırsız girmeye çalışmış. O hırsızlık olayı esnasında da demirler kesilirken duman çıktığını hatırlayan gece bekçisi; … yine iş yerine hırsız girdiğini düşünmüş olması geçmişte böyle bir hırsızlığa teşebbüs olayı yaşanmasına rağmen bu bölgeye kamera konulmaması tedbirsizlik olarak algılanmıştır.
Güvenlik kameraları genellikle bina giriş çıkışları, önemli belgelerin ve eşyaların depolandığı yerlerle , güvenlik riski oluşabilecek yerlere konulması gerekmektedir.
20. 11. 2013 günü saat 02:30 sıralarında gece bekçisi … güvenlik kamerasından duman çıktığını fark etmiş ancak yangının çıktığı alana gidip yangına müdahalede bulunmadığı gibi hemen itfaiyeyi arayacağı yerde 155 polis ihbar hattını aramıştır.
Dumanı görür görmez o bölgeye gidip ilk müdahaleyi yapmış olsaydı beklide yangını önlemiş olacaktı. Bekçisi olan bir fabrikada yangının nereden çıktığının bilinmesi gerektiği. Yangının Tinerciler tarafından çıkartıldığına dair kesin bir delil olmadan yangının tinercilere yüklendiği. Yangının belki de başka bir yerde başka bir nedenden de kaynaklanmış da olabileceği.
BORÇLAR KANUNU 69.Maddesinde ; “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür” denildiğinden
Mahkeme dosyası içeriğindeki delil ve belgelerin incelenmesi neticesinde, yangının davalının fabrikasında çıktığı öngörülen yangın sonucu komşusu …’ya ait işyerinin de hasar gördüğü.
Dolayısıyla, davalıların; Davacı … 79.042,00.TL maddi tazminatından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce 14.11.2019 tarihli ara karar ile heyete yangın uzmanı ve sigortacı bilirkişi dahil edilerek tarafların kök rapora karşı sundukları beyan ve İtirazlarının ayı ayrı değerlendirilmesi ve aynı olaya ilişkin….Asliye Ticaret Mahkemesi İle ….Asliye Hukuk Mahkemesi kapsamında temin edilen bilirkişi raporları da değerlendirilerek ek rapor düzenlemek üzere dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Sunulan 04/02/2020 tarihli ek raporda özetle;
“…SAYIN HEYETTEN AYRIK KATARAKtyukartda irdelenen ve tespit edilen diğer hususlara göre: yangının davalı işyerindeki bir bozukluk nedeni ile başladığı, davalı işyerinde yangına sebebiyet verilecek bir ateş kaynağının bulunduğunun ispat edilemediği, yangın raporunu hazırlayan itfaiye görevlileri tarafından hazırlanan rapor ve diğer raporlar göz Önünde bulundurulduğunda davalı sigortalı bina malikinin kusursuz sorumluluğunun dahi
5.NETİCE VE KANAAT:
Tüm delillerin münakaşası her türlü hukuki tavsif ve nihaî karar tamamıyla Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
Yangın 20.11.2013 tarihinde sabaha karşı saat 02.30 sıralarında meydana gelmiş vc başlangıç noktası tespit edilememiştir.
Yangının Elektrik Tesisatlarında başlaması için; devreden çok aşırı Elektrik gücü çekilmesi Bu çekilen aşırı gücün kabloyu ısıtması ısınan kablonun izolesini eriterek akabinde eriyen izolasyonunu tutuşturması bundan sonra yangının başlayarak çevreye yayılmasının gerekliği
Dava konusu işyeri kapalı ve de hiçbir çalışma olmadığı gerekçesiyle.
Elektrik tüketilmeyen ” Akım çekilmeyen ” yerde kablolarda her hangi bir ısınma olmayacağından Elektrikten yangın çıkamayacağı.
Üzerinden Elektrik yükü “akımı” çekilmeyen Elektrik kablolarının ısınmasının söz konusu olamayacağı, dolayısıyla İsınmayan bir kabloda da yangın çıkmasının mümkün olamayacağı gibi hususlar göz önüne alındığında işyerinde sabaha karşı çıkan yangının Elektrik dışında başka bir nedenden Kaynaklandığının sabit olduğu.
İşyeri Bekçisinin 20.11.2013 günü saat 02:30 sıralarında gece bekçisi … güvenlik kamerasından duman çıktığını fark etmiş ancak yangının çıktığı alana gidip yangına ilk müdahalede bulunmadığı gibi hemen İtfaiyeyi arayacağı yerde 155 polis ihbar hattını aramıştır.
Dolayısıyla: itfaiyeye yangın ihbarının geç yapılması, yangının itfaiyenin ulaşamayacağı kadar en uç köşede başlamış olması nedeni ile müdahalenin zorlaşması, fabrika içindeki malzemelerin depolanmasının da uygun olmadığını göstermektedir.
İşyeri Bekçisinin Dumanı görür görmez o bölgeye gidip ilk müdahaleyi yapmış olsaydı beklide yangını önlemiş olacaktı.
Açık Umanlara istinaden; Yangının büyümesine ihmal ve tedbirsizliğin neden olduğu şeklindeki eski görüşümüzü tekrarla ek raporumuzu ( 11.Gökhan Balıkçı’nın ayrık görüşü İle)” şeklinde tespit ve görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, aynı yangın olayına ilişkin olarak dava dışı sigorta şirketi tarafından aynı sigorta poliçesine dayalı olarak davalı … şirketi ve davalı iş yeri malikine karşı açılan rücuen tazminat talepli davanın yargılamasının yapıldığı …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/184 esas ( bozma öncesi 2014/376 esas) sayılı dosyası kapsamında mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17/10/2019 tarih, 2016/14027 esas, 2019/9576 karar sayılı ilamı ile karar “… Binada özellikle de yangın çıkan bölgede yangın çıkaracak bulgulara da rastlanmadığına göre yangın, davalının kullanımında olan binada değil binanın dışında meydana gelmiştir. Davalılar kusurlu sorumlu ise de yangının davalının kullanımında olan binadan kaynaklanmaması dış etkenler nedeni ile yangının çıktığının anlaşılması, davalının bina maliki olarak alarm, kamera sistemi, bekçi bulundurmak gibi yeterli önlemleri almış olması, 3. Kişinin kusuru nedenleri ile davalı ile zarar arasındaki illiyet bağı ortadan kalkmıştır. Bu durum karşısında davalıların meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verildiği, Mahkemece bozma ilamına uyularak, 23/09/2020 tarih, 2020/184 esas, 2020/484 karar sayılı ilamı ile davanın reddine dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Kesin delil, yanları ve hakimi bağlayan, bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hakimin kesin delilleri takdir yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul etmek zorundadır.
Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup, bunlar; ikrar (HMK madde 188), senet (HMK madde 193), yemin (HMK madde 228) ve kesin hükümdür (HMK madde 303).
Kesin hüküm de, aynı konuda daha sonra açılan davada kesin delil oluşturur ( Baki Kuru, age., C. II, s. 2034 vd ).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/1867 E – 2020/908 K sayılı ilamında, birinci davada verilmiş olan hükmün; aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak ve aynı hukukî ilişki hakkında açılan ikinci davanın konusu, birinci davadakinden farklı olsa bile, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında (birinci davada) verilmiş olan (kesin) hükmün, ikinci davada kesin delil teşkil edeceği açıkça belirtilmiştir.
Somut olayda aynı yangın sebebiyle meydana gelen hasardan kaynaklı olarak dava dışı sigorta şirketi tarafından işbu dosya davalıları aleyhine açılan rucüen tazminat tahsili istemli davanın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/376 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de; söz konusu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17/10/2019 tarih, 2016/14027 esas, 2019/9576 karar sayılı ilamı ile, davalı bina malikinin kusuru bulunmadığı kusursuz sorumluluğunun ise şartlarının bulunmadığı ve davalıların hasardan sorumluluğu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Dolayısı ile aynı dava sebebine, aynı dava konusuna ve aynı davalılara sorumluluk atfedilmek suretiyle dava yöneltilmiş olması gözetilerek söz konusu kesinleşmiş mahkeme hükmünün işbu dosya bakımından da kesin delil niteliği taşıdığı anlaşılmakla meydana gelen yangın olayında davalı … şirketine sigortalı bina maliki davalının kusurunun bulunmadığı ve kusursuz sorumluluğunun yasal şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.349,90-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.290,60-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraflar vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 11.075,46-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)