Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1281 E. 2018/541 K. 04.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1281 Esas
KARAR NO : 2018/541

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 04/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili davası ile müvekkillerinin hissedarı oldukları davalı şirketin 26.09.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı olağan genel kurul toplantısının 2-3-4-5-6-7 no’lu maddelerinin müvekkillerinin yapmış oldukları red oylamasına karşın kabulü yönünde karar oluşturulduğu, şirketin usulsüz işlemleri nedeniyle şirkete özel denetçi tayin edilmesine karar verildiği, davalının kötü niyetli olarak denetimin yapılacağı günün bildirilmediği ve müvekkilinin yokluğunda denetimin yapıldığını, yönetim kurulu üyesi …’ın tazminat ödemeye mahkum edildiğini, adı geçenin özel belgede sahtecilik suçundan mahkum olduğunu, davacılar tarafından açılan ortaklıktan çıkma talepli davadan bilirkişilerce davacıların talebinin haklı bulunduğunu, bilançoların gerçeği yansıtmadığı ve buna dayalı yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmediğinin de söz konusu olamayacağı, ibra kararının TTK oy mahrumiyetini düzenleyen 436. maddesine aykırı olarak alındığını, önceki ibra kararının … 36. ATM’ce iptal edildiğini bu nedenle alınan genel kurul kararlarının iptaline, yargılama gideri ve ücreti vekalete karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
Davalı vekili cevabında, davanın dayanağının bulunmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesi gerekip … 12. ATM … sayılı dosyası ile inceleme yapıldığı ve düzenlenen raporda şirketin yaptığı işlemlerin denetlendiği, usulüne uygun olduğu, davacılar tarafından Yavuz Doğan’ın tazminat ödemeye mahkum edildiği iddiasının ise ilgili kararın Yargıtay’da adı geçen yönünden bozulduğu ve halen derdest olduğu, müvekkili şirketin yaptığı işlemlerin usulüne uygun bulunduğu, çeşitli mahkemelerde açılan davada davacının farklı isnatlarda bulunduğunu, ortaklıktan çıkma talepli açılan davaların da henüz sonuçlanmadığı, TTK 436. maddeye aykırı alındığı ifade edilen kararların usulüne uygun olup şirket sermaye ve hisse adedine göre yönetim kurulu üyelerinin kendi ve birbirlerinin ibralarında oy kullanmadıklarının açık olduğunu, alınan tüm kararların yasalara ve şirket ana sözleşmesine uygun olarak alınarak düzenlendiğini, davacıların kötü niyetli olduğu açılan dava sonuçlarının bunu belgeleyeceği bu nedenle öncelikle TTK 448 maddesi gereğince teminat göstermelerine, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesi istenilmiştir.
İncelenen dosyada davanın davalı şirkete ait genel kurul kararının iptaline yönelik olduğu ve süresinde bulunduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller, şirket sicil dosyası, ana sözleşme, genel kurul tutanakları ve hazirun cetveli denetlenip, celp edilmiş, celbi istenen ilgili mahkeme dosyaları da denetlenmiş, bu doğrultuda davalının teminat talebinin dosyadaki istem, mahiyet değerlendirilip TTK 448 maddesi doğrultusunda yerinde görülmeyip talebin yargılamada denetlenebileceği de dikkate alınarak reddine karar verilip bu doğrultuda tüm iddia ve itirazlar denetlenip, genel kurulda alınan kararların mahiyeti de dikkate alınarak iptali koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuştur.
Denetlenen dosyada davacıların ortağı bulundukları davalı şirketin 26.09.2016 tarihinde 2015 yılı olağan genel kurul toplantısı için toplandığı ve bu toplantıda alınan 2-3-4-5-6 ve 7 no’lu gündem maddelerinin ve alınan kararların iptalini talep ettiği, davalı şirketin şirket esas sözleşmesi sermayesi ve payları değerlendirilip, dava konusu genel kurul toplantısında tüm payların temsil edildiği ve bu oylamalarda itibari değeri 6.424,900 TL olan 1.284.900 adet payın vekaleten, itibari değeri 6.425,100 TL olan 1.285.020 adet payın ise asaleten temsil edildiği, alınan kararların 2 no’lu gündem maddesinin yani iptali talep edilen maddelerden olan bilanço ve gelir tablosunda olup karar verildiği, davacıların finansal tabloların gerçeği yansıtmadığı konusunda yapılan mali denetimde genel kurula sunulan 2015 yılı bilançosu ve gelir gider tablosunda davalı şirketin defter ve kayıtlarının esas alındığını, genel ilke ve prensiplere uygun olarak düzenlendiği, ticari defterlerinin yasaya uygun olarak tutulduğunu ve aynı zamanda bağımsız denetçi ve YMM tarafından da tespit edildiği, 2015 yılı mali tablosunun gerçeği yansıtmadığına yönelik bir veriye rastlanmadığı, gündemin 3. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin …, … ve …’un 2015 faaliyetleri nedeniyle ibralarına karar verildiği yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarından ve diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanmadığı hususunun genel kurul toplantı tutanağında açıkça ifade edildiği, yapılan denetlemede TTK 436/1 maddesi kapsamında değerlendirildiğinde ortaklığı korumak amacıyla konulan bir hüküm olup, pay sahibinin kendi menfaatini kullanarak oy vermesini engellemeyi amaçladığı, bu maddenin emredici bir kural olduğu, davada yönetim kurulu üyelerinin ibrasının genel kurul toplantı gündeminde açıkça yer aldığından açık ibra niteliğinde olduğu, tüm mali denetlemede usulüne uygun olarak düzenlenen kayıt ve defterlerde belirlendiği üzere 3 no’lu gündem maddesiyle ilgili alınan kararın da bu veriler doğrultusunda usulüne uygun olarak verildiği ve alındığı genel kurulun bilgisine sunulmayan veya sunulan bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel bir takım hususlar içermekte ise yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerin bilançonun tasdiki ile ibra edilmiş olmayacakları aynı şekilde bilançoda yer almasına rağmen mahiyeti itibariyle anlaşılmayan hususlarda da ibranın söz konusu olmayacağı, bu nedenle anılan gündem maddesinde davacı iddialarının yerinde olmadığı, 4 no’lu gündem maddesi yönünden ise bilançoların gerçeği yansıtmadığı düşünüldüğü ve kar tutarının gerçeği yansıtmadığı, karın dağıtılması gerekmekle birlikte beyan edilen karın olmaması gerekenin altında olduğu gerekçesiyle karın dağıtılması yönünden kabul oyu vermekle birlikte dağıtılan kar miktarı bakımından ihtirazı kayıtların olduğu bu hususun bilançoların gerçeği yansıtmadığı ve kar tutarının gerçeği yansıtmadığı hususları ifade edilerek olumsuz oy kullanıldığı, iptal davası açabilecek kişilerden olan toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren bu muhaliflerin muhalefetini tutanağa geçiren pay sahipleri olup karara olumsuz oy vermeleri ve karara muhalefetlerini tutanağa geçirmeleri koşuluyla iptal davasının açılabileceği, davacıların söz konusu karar ile ilgili olumsuz oy kullanmadıklarından adı geçenlerin iptal davası açabilmeleri koşulundan olan karara olumsuz oy verme koşulunun bulunmadığı, bu nedenle de 4 no’lu gündem maddesi ile ilgili alınan kararın iptal edilebilirliğinin olmadığı, 5 no’lu gündem maddesinde ise şirket ana sözleşmesinin maksat ve mevzuna ilişkin 3. maddesinin değiştirilmesi hususunun tartışıldığı, kefalet verebilmek ve şirketin gayrı menkullerini gerek kendi borcu gerekse şirketin en az %30 ortağı olan tüzel kişilerin borçlarının teminatı için ipotek verebilme şeklinde değiştirilmesine karar verildiği, davacıların şirketin öncelikle kendi menfaatlerini göz önünde bulundurması gerektiği, kefalet vermekle ilgili maddenin yargıya taşınarak henüz yargılamanın tamamlanmadığı ifade edilip, davada davalı şirket esas sözleşmesinin 3. maddesinin i ve m maddelerinin değiştirildiği, sermaye ve oy çokluğuna sahip ortakların haksız ve bencil kararlarıyla azlık pay sahiplerini denetim altına alarak engel olma amacının güdüldüğü, genel kurulda alınan kararlar kanun ve esas sözleşmeye uygun olmasına rağmen çoğunluğun yetkilerini kötüye kullanarak azlığı ve münferit pay sahiplerinin meşru çıkarlarını ihlal ediyorsa dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle genel kurul kararının iptalinin gerektiği oy çokluğunu elinde bulunduran pay sahiplerinin kişisel çıkarlarını eline almış olmasına ilişkin eğer karar şirketin amaç ve önemli çıkarı gerektirmeksizin çoğunluk pay sahiplerinin kişisel çıkarları uğruna alınmış ise öncelikle dürüstlük kuralına aykırı ve iptal edilebilir bir karar olduğunu, TTK 445 deki bu hükmün MK2 de yer alan genel hukuk ilkesi, genel kurul kararları hakkında da uygulanacağının tekrarından başka bir anlam taşımadığı, bu durumda alınan 5 no’lu gündem maddesi ile genel kurul kararının dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesi ile iptal edilebilir nitelikte bulunduğu, gündemin 6 no’lu maddesi ile sermaye başlıklı 6. maddede esas sözleşmesi yönünde değerlendirildiğinde düzenleme yapıldığı bu düzenleme ile hisse senetleri hamiline yazılıdır. Hisse senetleri muhtelif bastırılabilir bedelleri tamamen ödenmemiş paylar için hamiline yazılı hisse senedi çıkarılamaz, hisse senedi çıkarılıncaya kadar il muhaber çıkarılabilir. Sermaye artırımında ortaklar tarafından nakden taahhüt edilen sermaye paylarının en az %25 e tescil tarihine kadar, kalanı ise tescili izleyen 24 ay içerisinde ödenir, sermaye borçları yönetim kurulunun alacağı kararlar dairesinde ve tüm ortakların yazılı olurları alınmak suretiyle belirlenen tarihten önce istenebilir şeklinde düzenlendiği, davacıların söz konusu karara herhangi bir muhalefetinin bulunmadığı, TTK 446/B maddesinde sayılan haller haricinde ancak karara olumsuz oy vermeleri ve muhalefeti tutanağa geçirtmeleri halinde iptal davasının talep edilebileceği, bu doğrultuda ayrıca sermaye başlıklı 6. maddenin değiştirilmesine yönelik genel kurul kararının kanuna ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı bulunmadığı ve iptal koşullarının tartışılamayacağı, gündemin 7. maddesinin denetlenmesinde şirketin bağlı ortaklığı … A.Ş’nin sermaye artırımına katılmasına karara verildiği, davacılardan … vekili tarafından bu karara itiraz edilerek muhalefet şerhinin konulduğu, davalı şirket sermaye artırımına katılmak istediği … A.Ş’nin %45 payına sahip olduğu, artırıma katılmanın bu şirketin paylarının korunması açısından önemli olduğu, davalı şirketin söz konusu sermaye artırımı yapılan önceden %69 olan payının rüçhan hakkının kullanılmaması nedeniyle %45’e düşürüldüğü bu nedenle de şirketin korunması amaçlı alınan bu kararda da iptal edilebilir nitelikte bulunmadığı tartışılarak rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, bilirkişi raporu denetlenerek tarafların beyanları alınmış, bilirkişilerin bu konuda yapmış oldukları denetlemeler yeterli ve yerinde görülerek itirazlarının reddi ile denetlenen ve iptali talep edilen genel kurul kararındaki sadece 5 no’lu gündem maddesinin dürüstlük kuralına aykırı ve sermayenin korunması ilkesine uygun bulunmadığı nedenle iptal edilebilir nitelikte bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile diğer istemlerin reddine karar verilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçede açıklandığı üzere
1-Davanın kısmen kabulu ile davalı şirketin 26/09/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısındaki 5 nolu gündem maddesinin iptaline,
2-Diğer istemlerin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 6,70 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 3.167,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.180,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık kesin süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı alenen ve usulen tefhim olundu. 04/06/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

YARGILAMA GİDERİ /
62,70 TL İlk masraf
105,00 TL Tebligat gideri
3.000,00 TL Bilirkişi ücreti /
3.167,70 TL