Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/120 E. 2019/619 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/120 Esas
KARAR NO : 2019/619

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2016
KARAR TARİHİ : 25/06/2019

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/05/2013 yılında … markası adı altında 2 yıl süreli yetkili satıcı sözleşmesi imzaladıklarını, fakat davalı şirketin sözleşme devam ederken tek tarafları olarak sözleşme şartlarını değiştirmek istediğini, müvekkili şirketin değişiklikleri kabul etmediği için davalı şirketin sözleşmeyi fiilen feshettiğini, yapılan sözleşme gereği müvekkili şirketin gerektüm düzenlemeleri yaptığını fakat davalı …’in istediği mevcut hal ile ikinci el araçlarını satışını yapmaya başladığını, … otomobilin bir süre sonra sözleşmeyi fiilen feshetmiş olmasına karşın uğranılan zarar bedeli ve yapılması gereken ödemelerin müvekkili şirkete yapılmadığını, davalı şirketin meydana gelen zararların ödemesi için müdeaddit kereler uyarılmasına rağmen herhangi bir sonuç alınamadığını, sonrasında ise … Otomotivde bulunan araçlara haciz konulduğunu, oysa ki haciz işleminin kendi bünyesindeki kardeş şirketler olan … A.Ş ve …arasında gerçekleştiğini, her iki şirketinde yönetim kurulu başkanının … olduğunu, her iki şirketin adresinin de … olduğunu belirterek, öncekilikle…, …, …,… plaka sayılı araçların trafik kaydına ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, davalarının kabulü ile fiilen sözleşmenin fesih tarihi olan 16/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan kira bedeli olan 50.000,00 TL, iç dekorasyon ve reklam tabelası için 28.426,22 TL, işçilere ödenen eğitim masrafları için 10.000,00 TL, 50.000,00 TL protföy tazminatı, 20.859,00 TL cari hesap ekstresi ve 20.000,00 TL mahrum kalınan karın tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile özetle; davanın yetkisiz yargı çevresinde açıldığını, taraflar arasında düzenlenen yetkili satıcı sözleşmesi 12.10 maddesinde yargı çevresinin açıkça İstanbul mahkemeleri olarak düzenlendiğini, yine davacı tarafça talep edilen miktarların hiç birinin müvekkili şirketten talep edilemeyeceğini belirterek, tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, yetkisiz yargı yerinde açılan davanın yetki yönünden reddine, bu kabul edilmemesi halinde haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı davacının tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri ve resen toplanması gerekli belgeler için müzekkereler yazılmış ve istenilen belgeler dosyaya sunulmuştur.
Bursa Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacının talep kalemleri hakkında, davacının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle rapor düzenlenmesi istenilmiş olup, talimat mahkemesince aldırılan 11/11/2016 tarihli rapora göre davacının 20.621,36-TL cari hesap alacağının bulunduğu belirlenmiştir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine talimat yolu ile davacı kayıtlarında yeniden inceleme yapılmış, 20/11/2017 tarihli talimat raporunda “Davacı dosyasına sunduğu 27,12.2016 Tarihli (önceki) bilirkişi raporuna kar£ı beyanlarımız konulu yazısında; “Sahibi olduğu bir plazayı sadece davalı … firması ile yapılacak ticari iş için tahsis ettiğini oysa taraflar arasındaki sözleşme olmasaydı bu plazayı kiraya vererek yüksek gelir elde edebileceğini ileri sürmüş, bu iddiasıyla ilgili de davacıyla …AŞ adına düzenlenmiş Kira kontratı, 05/08/2017 tarihli davacı … AŞ tarafından …AŞ’ye düzenlenmiş 13.750 TL +KDV tutarlı kira bedeli faturası ve … AŞ firmasının cari hesap ekstresini sunduğu, bu ekstrede Ocak 2017’den itibaren her ay düzenli olarak 13,750 TL + KDV (16.225 TL) fatura kaydı olduğu, görülmüş olup konuya ilişkin hukuki değerlendirme Sayın Mahkemeye aittir.Davacı dava dilekçesinde sözünü ettiği iç dekorasyon ve reklam tabelâsı masraflarıyla ilgili olarak Cari Hesap ekstresi ve faturaları sunmuştur. Cari hesap ekstreslnde faturaların haricinde 3.540 TL’llk bir kayıt daha olmasına rağmen ilgili kaydın evrakı incelemeye sunulmamıştır. Davacının işçiler için ödenen eğitim masrafları Talebinin incelenmesinde; Davacı dava dilekçesinde personeli için 10.000 TL eğitim masrafı yaptığını beyan ederek davalıdan talep etmiş ancak bilirkişi incelemesine bu eğitim bedelleri ile ilgili fatura, ödeme dekontu gibi belgeleri sunmamıştır. Davacı dosyasına sunduğu 27.12.2016 Tarihli (önceki) bilirkişi raporuna karşı beyanlarımız konulu yazısında; yazı ekinde işçilerine ait bordoları ve SGK evraklarınI sunarak toplamda 3 işçisine 80.000 TL’den fazla maaş ödemesi yaptığını, SGK’ ya da 33.000,00 TL den fazla prim ödemesi yaptığını beyan ettiği, 50.000 TL Portföy Tazminatı Talebinin incelenmesi; davacı tarafın dosyasına sunduğu 27.12.2016 Tarihli (önceki) bilirkişi raporuna karşı beyanlanmız konulu yazısında; dava konusu sözleşmenin davalı tarafça haksız ve zamansız olarak feshi sonrasındaki dönemde davalı taraf müvekkil şirketin çabalan ile oluşturduğu müşteri çevresiyle iş yapmaya devam etmiştik, bu durum ise davalı tarafın haksız kazanç elde ederek müvekkilin haksızlığa uğramasına sebep olmaktadır, îşte bu haksızlığın bir nebze otsun giderilmesi için davalı tarafın müvekkil şirkete portföy tazminatı ödemesi gerekmektedir. Ancak portföy tazminatının ise yanlızca müvekkil şirket defterlerinin incelenmesi sonucu tespit edilmesi mümkün değildir.” diyerek bu hesaplamanın davalı taraf defterlerinden hesaplanmasını istediği görülmüştür. 20.859 TL 2. el araç satımı nedeniyle alacak talebinin incelenmesi; yukarıda da belirtildiği gibi davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 20.621,36 TL alacaklı göründüğü tespit edilmiştir. 20.000 TL mahrum kalınan kar talebinin incelenmesi; davacı dosyasına sunduğu 27.12.2016 Tarihli (önceki) bilirkişi raporuna karşı beyanlarımız konulu yazısında; ” Dilekçemiz ekinde yer alan komisyon faturalarından da anlaşılacağı üzere müvekkil şirket sözleşmenin ayakta olduğu dönemde üzerine düşen edimleri fazlasıyla yerine getirmiş olup yoğun bir komisyon ağı kurmuştur. Davalı firmanın haksız ve zamansız feshi nedeniyle müvekkil şirketin bu komisyon gelirleri de bir anda kesilmiş ve bu gelirden mahrum kalmıştır. Zira komisyon faturaları incelenince müvekkil şirketin son dönem olan Kasım 2014 döneminde 19.110,00 TL, önceki dönem olan Ekim 2014 döneminde ise 17.110,00 TL komisyon faturası düzenlediği görülecektir. Bilirkişice tüm komisyon faturaları incelenerek sözleşmenin haksız ve zamansız feshi nedeniyle mahrum kaldığı kazanan hesaplanmaması da hatalı olmuştur diyerek yazı ekinde … adet fatura sunduğu görülmüştür” ifadelerine yer verilmiştir.
Dosya mahkememizce resen belirlenen bilirkişilere tevdii edilerek davalı kayıtları üzerinde inceleme yapılıp birleştirici rapor rapor hazırlaması talep edilmiş olup 04/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda “Davacının davalının sözleşme ilişkisi çerçevesinde göndermiş olduğu talimatlara uymadığı bu nedenle sözleşmenin fiilen sona erdirdiği, bu bakımdan davacının müspet ve menfi zarar talebinin yerinde olmadığı, Bununla birlikte talimat yoluyla alman bilirkişi raporu ve davalının beyanları dikkate alındığında, davacının 20.621,36-TL cari hesap alacağının bulunduğu” şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
Taraflarca yapılan itirazlar neticesinde dosya ek rapor hazırlaması için bilirkişiye tekrar tevdi edilmiş bilirkişiler 20/03/2019 tarihli ek raporunda “Davacının davalının sözleşme ilişkisi çerçevesinde göndermiş olduğu talimatlara uymadığı bu nedenle sözleşmenin fiilen sona erdirdiği, bu bakımdan davacının müspet ve menfi zarar talebinin yerinde olmadığı, Bununla birlikte talimat yoluyla alman bilirkişi raporu ve davalının beyanları dikkate alındığında, davacının 18.377,45.-TL cari hesap alacağının bulunduğu,” şeklinde ek raporunu sunmuştur.
Netice olarak, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunun ihtilafsız olduğu, davacının talebinin, davalının sözleşmeye aykırı bir şekilde tek taraflı olarak değişiklik yapmak isteyip, bu değişikliğin kabul edilmemesi üzerine davalının fiilen sözleşmeyi sona erdirmesi üzerine oluşan menfi ve müsbet zararların (kira, dekorasyon ve personel eğitim bedelleri ile portföy tazminatı ve mahrum kalman kar) tespit edilmesi ve ödenmesi ayrıca ödenmeyen cari hesap alacağının da ödenmesine ilişkindir. Davalı tarafından bir takım değişiklikler yapılmak istendiği, davacının bu değişiklikleri kabul etmediği sözleşme ilişkisinin bu nedenle fiilen sona erdiği hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. İspat kuralı gereği davacının “davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirme yetkisi bulunmamasına rağmen, bu yönde değişiklik yapmak istemesi üzerine sözleşme ilişkisinin fiilen sona erdiği” yönündeki iddiasını geçerli delillerle ispat etmesi gerektiği açıktır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davacı tarafından, davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirmek istediğine yönelik delil olarak sunduğu yazının tüm ortaklara hitaben yazılan bir yazı olduğu, yazıda giriş aidatının davacı ve diğer bayilerin lehine 12.500 Euro’ya çekildiğinin yani indirildiğinin belirtildiği, yine aynı şeklide davacı ve diğer bayiler lehine nakit ödeme durumlarında %1 indirim yapılacağının, vadeli seçeneklerde bir defaya mahsus olmak üzere 30 gün ve 60 günlük vadeli çeklerin alınabileceğinin, bayilerin nakit ya da vadeli olarak almadıkları araçların geri alınacağının belirtilmiş olduğu, bu yazının iddia edilenin aksine, davalının sözleşmeyi davacı ve diğer bayiler aleyhine tek taraflı olarak değiştirilmesini içeren bir yazı olmayıp, bir takım avantajlar sunan bir bilgilendirme yazısı olduğu, dolayısıyla davacının “davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirme yetkisi bulunmamasına rağmen, bu yönde değişiklik yapmak istemesi üzerine sözleşme ilişkisinin fiilen sona erdiği” yönündeki iddiasının yerinde olmadığı ve ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır. Bilgilendirme yazısının, davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak davacı ve diğer bayiler aleyhine değiştirilmesi niteliğinde olduğu kabul edilse dahi, sözleşmenin 2. maddesi kapsamında davalıya bu yönde yetki tanınmış olduğundan davacının bu hususu gerekçe göstererek değişiklikleri kabul etmemesi yine de yerinde görülmemiştir. Adı geçen yazıda, ortaklardan ayrıca 100.000 TL’lik banka teminat mektubu da talep edilmiş ise de yine bu talebin sözleşmenin 12.2 maddesi uyarınca davalıya tanınan yetki çerçevesinde belirlenen bir hak olduğu, talep edilen 100.000 TL’lik teminat mektubunun miktarı ve yapılan işin mahiyeti dikkate alındığında bu teminatın da fahiş olmadığı açıktır. Tüm bu gerekçelerle davacının davalının sözleşme ilişkisi çerçevesinde göndermiş olduğu talimatlara uymadığı bu nedenle sözleşmenin fiilen sona erdirdiği, bu bakımdan davacının müspet ve menfi zarar talebinin yerinde olmadığı ve bu talepler yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, bununla birlikte talimat yoluyla alman bilirkişi raporu ve davalının beyanları dikkate alındığında, mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda yapılan değerlendirmeler ve rapor ekinde yer alan ve incelenmiş olan davalı tarafın 2016 yılı kayıtlarına göre davacının 18.377,45.-TL cari hesap alacağının bulunduğu anlaşılmakla, cari hesap alacağına ilişkin bu miktar yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 18.377,45 TL cari hesaba ilişkin alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafın DİĞER TALEPLERİNİN REDDİNE,
3-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 1.255,36 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 3.061,75 TL harçtan mahsubu ile fazla alınmış olan 1.806,39 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 347,10 TL, bilirkişi ücreti 2.300,00 TL ve talimat mahkemesi keşif harcı 221,80 TL olmak üzere toplam 2.868,90 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 10,25) 294,06 TL yargılama gideri ve 1.255,36 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.549,42 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 28,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre (% 89,75) 25,13 TL nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 15.604,47 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
8- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸