Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1136 Esas
KARAR NO: 2019/479
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 15/11/2016
KARAR TARİHİ: 20/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVACI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … Şarküteri … isimli unvanıyla … adresinde et ticaretiyle iştigal ettiğini, müvekkilinin sahip olduğu iş yerinde 2011-2013 yılı … Bankası … Şubesinde bulunan hesabına bağlı pos cihazını ve … Bankası … Şubesi’ne ait hesaba bağlı pos cihazlarını kullandığını, bu şubeler ile sorunsuz ticari ilişkileri olduğunu, ancak bu şubenin müvekkili adresine uzak olduğu nedenle 2013 yılı Aralık ayında … Bankası… Şubesi ile Üye İşyeri Sözleşmesi imzalanarak davaya konu işlemlerin gerçekleştiği pos cihazının teslim alındığını ve işyerinde kullanılmaya başlanıldığını, 10.01.2014 tarihinde, toptan et ticaretiyle uğraştıklarını ve yurt dışına et pazarladıklarını belirten isimlerinin …, …, … ve … olduğunu belirten 4 kişiyle toptan et alım satımı gerçekleştirildiğini ve bu alışverişe ait 404.000,00 TL’lik ödemenin bu kişilere kredi kartı ile gerçekleştirildiğini, bu işlemde davalı bankaya ait TR… İBAN numaralı hesaba bağlı kredi kartı pos cihazı kullanıldığını, müvekkilinin işlem sırasında kendisine düşen tüm özen ve dikkati gösterdiğini, alıcılar tarafından kullanılan kredi kartlarının yabancı ülke bankasına ait olduğu için pos cihazının şifre istemediği, bu nedenle işlemin alıcıların imzaları ile tamamlandığını, alışveriş tutarının 400.000,00 TL olması nedeniyle işlemin birden çok kredi kartıyla gerçekleştirildiğini, bankanın işleme onay verdiği kartlarla ödemenin tamamlandığını, müvekkilinin kredi kartıyla ödemelere uygun olarak alıcı … adına 165.098,85 TL, … adına 104.999,70 TL, … adına 12.000,11 TL, … adına 121.900,13 TL tutarında irsaliyeli faturalar düzenleyerek kendilerine bir suretini teslim ettiğini, müvekkilinin alım satıma konu yaklaşık 23 ton etin tamamını alıcılara teslim ettiğini, müvekkilinin işlem tutarını bankadan çekmek amacıyla bankaya gittiğinde hesabında bulunan 404.0444,38 TL’nin blokeli olduğunu öğrendiğini, davalı banka yetkililerinin sözlü olarak işlemde kullanılan kartların bağlı bulunduğu yurt dışı bankasından işlemlerin şüpheli olduğuna dair bir bildirim aldıkları için hesaba tedbiren bloke koyduklarını, 120 gün içerisinde işlemlerin tamamlanacağını bildirmiş olduklarını ve akabinde aynı gün müvekkili ile olan üye iş yeri sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin gün sonu işlemi gerçekleştirmesine izin vermeden pos cihazını işleme kapattıklarını ve iş yerine gelerek pos cihazına el koyduklarını, müvekkilinin hesabındaki blokenin kalkması umuduyla bu süreyi beklediğini, ancak banka tarafından blokenin kalkmadığını, bu nedenle … Noterliği 28.05.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarıyla hesabındaki blokenin 3 gün içinde kaldırılmasını, aksi halde alacağın faizi ile birlikte tahsili için yasal yollara başvuracağını bildirdiklerini, bankanın ödeme yapmadığı gibi ödemenin neden yapılamadığına dair samimi ve inandırıcı bir açıklama da yapmadığını, 10.07.2015 tarihinde hesap üzerindeki blokenin kaldırılıp banka tarafından 404.000,00 TL tutarın müvekkili hesabına yatırıldığını ve müvekkilinin bu durumu fark etmeden 13.07.2015 tarihinde yine banka tarafından gerçekleştirilen bir işlemle müvekkili hesabından geri çekildiğini, alacağın ödenmeyeceğinin anlaşılması üzerine İstanbul … İcra Dairesi … esas sayılı dosya ile takibe geçildiğini, bankanın bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle; İstanbul … İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine, alacağın temerrüte düştüğü 28.05.2014 ihtar tarihinden itibaren, bu talebin kabul edilmemesi halinde takip tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacıya ait iş yerine 26.12.2013 tarihinde pos cihazı bağlandığını, üye iş yeri pos cihazından 10.01.2014 tarihine kadar hiç bir işlem gerçekleştirilmediğini, ancak 10.01.2014 tarihinde bir gecede … Bankasına ait 94 farklı yurt dışı kartı ile fallback(şifresiz) işlem denendiğinin tespit edildiğini, bu denenen işlemlerden 404.044,38 tutarında onaylı işlem, 1.127.803,26 TL işlemin de red olarak sonuçlandığını, müvekkili bankanın kullandığı pos cihazından sahte kredi kartı ile işlem yapılması ile ilgili kart bankasıyla görüştüğünü ve olayda kullanılan kredi kartlarının sahte olduğunun teyit edildiğini, bunun neticesinde Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde davacı hakkında … soruşturma numaralı dosya ile soruşturma başlatıldığını, soruşturma neticesinde davacı hakkında Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi … esas sayılı dosya ile ceza davası açıldığını, davacı ile imzalanan üye işyeri sözleşmesi 8.maddesine dayanılarak davacının müvekkili banka … Şubesi hesabına toplam 404.000,00 TL bloke konulduğunu ve firma ile yapılan üye işyeri sözleşmesinin feshi için 13.01.2014 tarihinde işlemlerin başlatıldığını, davacı lehine kaydedilen herhangi bir alacağın bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi… esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 635.794,52-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin… esas,… karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 13.02.2018 tarihli kararında dosyamız davacısı olan sanık …’ın sahte kredi oluşturmak suçundan neticeten 4 yıl 4 ay 15 gün hapis ve 120,00 TL adli para cezası ve sanık …’ın kredi kartını kötüye kullanılmasına teşebbüs suçundan neticeten 2 yıl 11 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesi denetiminden geçerek istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verildiği, buna göre de dosyamız davacısı …’ın kredi kartının kötüye kullanılmasına teşebbüs suçuna ilişkin eyleminden kaynaklanan cezasının 08.06.2018 tarihinde ve sahte kredi kartı oluşturmak suçundan oluşan cezasının da yine 08.06.2018 tarihinde kesinleşmiş olduğu, buna ilişkin evrakların dosyamıza gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunma, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler doğrultusunda davacının takip konusu var ise alacağının belirlenmesi için bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi mahkememize sunduğu 27/04/2018 tarihli raporunda,
120 Günlük Bloke Tutma süresi sonucunda, bloke tutarın davacıya ödenmesi gerektiği görüşünün benimsenmesi durumunda;
Davalı Bankanın, Harcama yapılan kart hamillerinin harcamalara ilişin itirazları veya (charge back) hallerinden birinin 120 günlük süre içinde yapıldığına ilişkin bilgi/belge sunulmaması sonucu, 120 günlük süre hitamında davalı bankaca haksız yere bloke işleminin uzatıldığı, bu nedenlerle davacının Takip Tarihi 07.09.2016 itibariyle davalı bankadan 404.044,38,-TL Asıl Alacak, 103.345,57,-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 507.389,95,-TL alacağı bulunduğu,
Takip Tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 404.044,38,-TL matrah üzerinden % 10,50 ve değişen oranlarda Temerrüt faizi istenebileceği,
Sayın Mahkemenizce, 5464 Sayılı yasanın 22. Maddesi amir hükmünün uygulanması gerektiği görüşünün benimsenmesi durumunda, davalı bankadan talep edilebilecek bir alacak talebinin oluşmayacağı hususlarında görüş bildirmiştir.
Mahkememizce dava dosyasının bilirkişiye tevdi edilerek, uluslararası kredi kartları mevzuatına göre dava dışı kart çıkaran dava dışı Toyota…’nın davalıya ödemesinin olup olmadığı ve davacının talep ettiği faiz miktarı ile davalı tarafın rapora yapmış olduğu itirazları da dikkate alınmak suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmştir. Bilirkişi 29/03/2019 tarihli ek raporunda,
120 Günlük Bloke Tutma süresi sonucunda, bloke tutarının davacıya ödenmesi gerekliği görüşünün benimsenmesi durumunda;
Davalı Bankanın, harcama yapılan kart hamillerinin harcamalara ilişin itirazları veya (charge back) hallerinden birinin 120 günlük süre içinde yapıldığına ilişkin bilgi/belge sunulmaması sonucu, 120 günlük süre hitamında davalı bankaca haksız yere bloke işleminin uzatıldığı, bu nedenlerle davacının Takip Tarihi 07.09.2016 itibariyle davalı bankadan 404.044,38,-TL Asıl Alacak, 103.345,57,-TL ı^leraış faiz olmak üzere toplam 507.389,95 TL alacağı bulunduğu,
Takip Tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 404.044.38,-Tl. matrah üzerinden %10,50 oranlarda Temerrüt faizi istenebileceği,
Sayın Mahkemenizce, 5464 Sayılı yasanın 22. Maddesi amir hükmünün uygulanması gerektiği görüşünün benimsenmesi durumunda, davalı bankadan talep edilebilecek bir alacak talebinin oluşmayacağı hususlarında ek görüş bildirmiştir.
Mahkememizce duruşmada 10.12.2018 tarihli oturumda davacıya 635.794,52 TL’lik takip miktarı dikkate alındığında yatırılması gereken 1/4 peşin harcın 10.857,78 TL olduğu, davalı tarafça icra dosyasına yatırılan 3.178,97 TL’nin ve mahkememize dava açılışı sırasında yatırılan 3.720,34 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.958,07 TL eksik harç bulunduğu hatırlatılmıi bu hususta açıklamada bulunmak için davacı vekilince önel verilmesi talep edilmiş, davacı vekilince de mahkememizce tespit edilen kısım yönünden 3.959,07 TL’nin tamamlandığı, bu haliyle de dava değerinin asıl alacak 405.000,00 TL ve 230.794,52 TL işlemiş faiz olmak üzere 635.794,52 TL olduğunun davacı tarafça kabul edilmiş olduğu ve bu miktarın dava değeri olarak kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67 maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında imzalanan pos cihazı hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin yerinde olup olmadığı, pos cihazına yansıyan yabancı bankaya ait kredi kartından yapılan işlemin geçerli olup olmadığı, bankanın parayı blokede tutmasının yerinde olup olmadığı, bankanın blokede tuttuktan sonra davacının hesabına geçtikten 3 gün sonra tekrardan davacı hesabından alınarak blokeye alınmasının doğru olup olmadığı, ceza yargılanması sonucunun hükme esas alınması gerekip gerekmeyeceği ve paranın akıbetine ilişkin olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf dilekçesi, davalı taraf cevap dilekçeleri, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, icra dosyası, alınan bilirkişi raporu ve ağır ceza mahkemesinden verilen kesinleşmiş mahkumiyet kararı ile tüm dosya kapsamınca davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar usulüne uygun bankanın kendisine sağladığı pos cihazları üzerinden toptan et satışı yaptığı kişilerin kredi kartının kullanılması nedeniyle gerekli dikkat ve özeni göstermek suretiyle toptan satış yaptığı etin bedeli olarak dava dışı kredi kartı kullanan kişilerin, kredi kartlarından çekilen dava dışı yabancı ülke, Japonya bankası olan … Bank’a ait kredi kartlarından çekilen ve bankaca üzerine bloke konulan, bilahare blokesi kaldırılıp hesabına geçirilen ancak tekrardan kendisinden habersiz hesabından çekilerek bloke konulan paranın tahsili amacıyla takip yaptığı, takibinde haklı olduğu iddialarına itibar edilmemiştir. Zira alınan ceza mahkemesindeki bilirkişi raporu uyarınca davacının iddiasına rağmen satış işleminin yapıldığı günde davacının defterleri üzerinde yapılan incelemede satışın yapıldığı tarih ve saatte satışının yaptığı bildirilen etlerin belirtilen miktarda kayıtlarında yer almadığı, stoklarında da görülmediği, keza işlemin yapıldığı tarih ve saat itibariyle belirtilen etleri temin etme imkanının da olmadığı, bu hususun ceza yargılamasındaki mahkumiyeti ile aksinin maddi olgu olarak ispatlanmış olduğu ve buna göre de davacının usulüne uygun satış savunmasına itibar edilemeyeceği, gerek kredi kartlarından çekilen miktar ve gerekse aynı gün çekilenin 3 katına yakın miktarın da onaylanmamış olduğu hususları da değerlendirildiğinde davacının kredi kartı işlemlerine karşılık herhangi bir et satışının olmadığı, aksine mahkememizi de bağlayan maddi olgu tespitine ilişkin olan ağır ceza mahkemesindeki yargılama sonucunda kesinleşen mahkumiyet kararları ile sabit olduğu üzere davacının sahte kredi kartı oluşturduğu ve oluşturduğu bu sahte kredi kartları ile kredi kartının kötüye kullanılmasına teşebbüs suçunu işlediği, kesinleşen mahkumiyet kararı ile sabit olduğundan davacının iddialarına itibar edilmemiştir.
Davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 8.maddesi uyarınca, davalı bankanın yapılan işlemin detayları ile ilgili araştırma yapma ihtiyacı hissettiğinde ve/veya herhangi bir sahtekarlık olayına ilişkin şüphe bulunması halinde davalı bankanın şirket/üye işyeri hesaplarına bloke koyma ve/veya ödemeyi durdurma hakkının bulunması, 5464 sayılı yasanın 22 maddesindeki “aynı kart ile aynı ödeme işlemi için birden fazla harcama belgesi düzenlenemez. Bu hükme aykırı davranılması halinde üye işyeri, satılan hizmet veya mal bedelini üye işyeri anlaşması yapan kuruluştan talep edemez” hükmünün de dikkate alınması gerektiği, buna göre de davacının banka nezdinde blokeli olan talep ettiği kredi kartlarına yapılan kesintilerin suçtan elde edilen gelir olduğu, eylemin suç olduğu, ticari bir kazanç olmadığı, bu nedenle de davacıdan bu yönde bir talepte bulunulamayacağına, alacağı temlik alanlar yönünden de temlik alanların temlik eden hukukuna tabi olması nedeniyle bu kişiler yönünden de temlik edilen kısımlar dikkate alınarak davanın tamamen reddine karar vermek gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davacı tarafça, davalıdan bir talepte bulunulamayacak olmasına rağmen, …Bank’dan veya kart hamillerinden de iadeye ilişkin 120 günlük sürede dosyaya yansıyan bir iade talebi de görülmemiş olmasına rağmen, suç geliri olan bir paranın, hukuk mahkemesi yoluyla da talep edilemeyeceği gerçeği yanında 5464 sayılı kredi kartları kanunu 22.maddesi uyarınca davacının davalıdan bir talepte bulunamayacağına kanaat getirilmiş, ancak paranın da davalı nezdinde bırakılamayacağı zira davalının da üzerinde dosyaya yansıyan bir iade talebi olmadığından ve aradan geçen süre de dikkate alınarak kamu kurumu olan …’ye 5411 sayılı yasanın 62.maddesi dikkate alınarak …’ye devredilmesi gerektiğine kanaat getirilmiş, bu nedenle de davacının davasının reddi ile 5411 sayılı yasanın 62.maddesi uyarınca blokeli olarak paranın …’ye devrine ve bu hususta …’ye bilgi verilmiş ancak kısa kararda 5411 sayılı yasanın 62.maddesi yazılması gerekirken sehven 65.maddesi yazıldığı, gerekçeli karar yazılırken bu maddi hata tespit edilmiş olmakla, kısa karardaki maddi hata giderilerek gerekçeli karar oluşturulmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı nezdinde blokeli olan paranın 5411 sayılı yasanın 62.madde uyarınca …’ye devrine,
3-Bu hususta … ye bilgi verilmesine,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 7.679,41 TL’den düşümü ile geri kalan 7.635,01 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
6-Davalının yaptığı 46,50 TL tebligat giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 39.381,78 TL TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan
E-imza
Üye
E-imza
Üye
E-imza
Katip
E-imza