Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/112 E. 2022/225 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/112 Esas
KARAR NO:2022/225

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:01/02/2016
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Firması arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçluların sözleşme koşullarına uymaması üzerine noterlik aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, ihtarname tebliğ edilmiş olmasına rağmen kredi borcunun ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca ve davaya dayanak yapılan kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, asıl borçlu şirket tarafından yapılan ödemenin borçtan mahsup edilmediğini belirterek davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağı olup olmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle miktarı, alacağın likit olup olmadığı, noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyamıza getirtilen İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 68.739,68-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının imza itirazının bulunması nedeniyle, Mahkememiz ara kararı doğrultusunda davalının ikamet adresi olan … 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat dosyası üzerinden davalıya ait ıslak imza örneklerinin alınmasına istenilmiştir.
Alınan imza örnekleri ve dosyada mevcut olan ıslak imza örnekleri doğrulutusnda söz konusu sözleşmelerdeki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Grafolog bilirkişi raporunda özetle; sonuç olarak inceleme konusu, … Bankası A.Ş. ile … … San. ve Ticaret Ltd. Şti. aralarında düzenlenmiş, 04/07/2012 tarih ve 250.000/İkiyüzellibin TL. meblağlı Genel Kredi Sözleşmesi’nde … adına atfen atılmış olan imzaların, davalı …’ün eli ürünü olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme, takip dosyası, dava dilekçesi, tüm dosya ekleri ve banka kayıtları incelenerek detaylı gerekçeli denetime açık olacak şekilde davacının davalıdan varsa takip ve dava tarihi itibariyle asıl alacak ve ferilerine ilişkin rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyetinin 03/12/2019 tarihli raporunda özetle; davada, … (… Bank A.Ş.) tarafında … firmasına, imzalanmış olan Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında krediler kullandırıldığı; Bu kullandırılan kredilerden bir kısmının ödenmediği; ödenmeyen tutarların tahsili amacıyla, alacaklı tarafından … firması sahiplerine ve Genel Kredi Sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunan … hakkında icra takibine başlanmış olduğu; 1- GKS Kapsamında Geçerli Kefaletinin Bulunup Bulunmadığı: … (… Bank A.Ş.) ile … firması arasında iki (2) adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olduğu; Bu imzalanan iki (2) sözleşmeden; 2012 yılında imzalana Genel Kredi Sözleşmesinde, kefalete ilişkin imzanın …’a ait olduğu ve bu sözleşme kapsamında verilmiş olan kredilerde, …’ün kefaletinin bulunduğu, 2015 yılında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında verilen kredilerde ise …’ün imzasının olmadığı ve kefaletinin bulunmadığı; dolayısıyla takibe konu borçların kaynağının 2015 tarihli sözleşme olması halinde sorumluluğunun söz konusu olamayacağı, davalının bu sözleşmeden doğan borçlar açısından kefil sıfatını haiz olmadığı, 2-Kefil Sıfatıyla Asıl Alacaklmnn B rından Sorumluluğunun Bulunup bulunmadığı: takibin başlatıldığı 06.01.2016 tarihi itibariyle; 160 ek Nolu kredide 35.247,64.-TL tutarında ödenmemiş borç olduğu; 168 ek Nolu hesapta ise ödenmemiş bir borç olmadığı; İcra takibi başlatılmış olan 06.01.2016 tarihinde, … Firmasının ödemediği 35.247,64.-TL tutarında asıl borç bulunduğu, …’ün, 06.01.2016 tarihi itibariyle … firmasının, almış olduğu krediyi ödememesinden dolayı oluşan 35.247,64.-TL tutarındaki asıl borçtan ve takip yapılmış bulunan 68.739,68.-TL ile işletilen faiz vs masraflardan oluşan tutardan; kefil sıfatıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenemediği, 3-Davacının Kullandırdığı Kredilere (2012 tarihli ve 2015 tarihli GKS ler kapsamında) İlişkin Olarak Davacının Davalıdan Alacaklı Bulunup Bulunmadığı: … Firması tarafından, 06.01.2019 tarihi itibariyle ödenmeyen 35.247,64.-TL borç ile icra emri üzerinde yer alan 68.739,68.-TL ve işletilen faiz vs masraflardan oluşan tutarın; …’ün kefaletinin bulunduğu 2012 Yılı Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırıldığının ticari defter ve belgelerle kanıtlanması halinde sorumlu tutulması gerekmesine karşın, söz konusu kredilerin hangi Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullanıfmış olduğunun alacaklı olduğunu iddia eden banka tarafından açıklığa kavuşturulmaması nedeniyle, söz konusu borçtan …’ün sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenemediği hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, davacı vekiline icra takibine konu edilen kredi alacağının hangi tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, davacı vekilinin sunduğu 26/02/2019 tarihli beyanında, 04/07/2012 tarihli sözleşme ile kredi kullandırıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna itirazlar nedeniyle ve dava konusunun teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bankacı bilirkişinin önceki heyete katılım ile bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 15/11/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi Lehtarı (asıl borçlu) … LTD. ŞTİ. Arasında toplam 1.000.000,00 TI. limitli 04/07/2012 tarihli 250.000,00-TL limitli, 26/05/2015 tarihli 750.000,00-TL limitli 2 adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, Bahse konu işbu sözleşmeyi davalı kefilinde (…) 250.000,00 TL’lık kefalet limiti tahtında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış bulundukları, dava dışı … şirketine 10/08/2015 tarihinde 105.000,00-TL İskonto Kredisi ve 17/09/2015 tarihinde 30.000,00-TL İskonto Kredisi kullandırıldığı, Davalı-kefil … sadece 04.07.2012 tarihli GKS’de kefalet imzası bulunduğu, esasen akdedilen sözleşmeler çerçeve niteliğinde birden çok kredi kullandırılmaya elverişli olan sözleşmeler olduğu, sözleşme ayırımına gerek bulunmadığı ilk etap düşünebileceği, ancak, Yargıtay’ın istikrar kazanmış emsal İçtihatları nazara alındığında, takip ve dava konusu kredilerin kullandırım tarihleri nazara alındığında, tüm kredilerin davalı kefil …’ün şahsi kefalet imzası bulunmayan diğer 26.05.2015 tarihli GKS’leri tahtında kullandırılmış olması nedeniyle, anılan davalı kefilin, kefaleten sorumlu tutulamayacağı, Davalı kefilin sorumluluğu tartışmalı olduğu gözönüne alınarak, takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere terditli olmak üzere;
Davalı kefilin borçtan sorumlu olmadığının kabulü halinde;Davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı asil borçlu şirket arasında 04.07.2012 ve 26.05.2015 tarihli olmak üzere İKİ adet sözleşme imzalandığını, takip ve dava konusu kredilerin tamamı davalı kefiliri kefalet imzası bulunmayan 26.05.2015 tarihli sözleşme kapsamında kullandırıldığını, bu nedenle davalı kefilin kefalet imzası bulunmayan sözleşme tahtında kullandırılan kredi borcundan dolayı sorumlu tutulamayacağını,
Davalı kefilin borçtan sorumlu olmadığının kabulü halinde; Davalı/Kefillerin Kefalet limiti ve Sorumluluğu: Davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 250.000,00 TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarının 65.247,64 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hem kendi ve hem de dava dışı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin düşünülebilineceğini, ancak davalı kefilin kefalet akdi tarihinde evli mi veya bekar mı olduğu hususu delillendirilmeye ve açıklanmaya muhtaç olmakla birlikte, bu rezervin aydınlatılması halinde ve de davalı kefilin bekar olduğu sonucuna varılması kaydıyla borçtan sorumlu olunabileceği söylenebileği, mahkemece raporun benimsenmesi halinde fazlaya ilişkin 2.014,52 TL (68.739,68 – 66.725,16=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 65.247,64 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %22,50 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceği, Dava tarihinden sonra 02.02.2016 tarihinde 50.000,00 TL tutarında çek tahsilatı sağlandığını, işbu tahsilatır dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Dosya kapsamında; davacı banka ile dava dışı … şirketi arasında iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının yalnızca 04/07/2012 tarihli 250.000,00-TL limitli kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, 2015 tarihli GKS’ de imzasının bulunmadığı, dava dışı şirkete ise 10/08/2015 tarihinde 105.000,00-TL İskonto Kredisi ve 17/09/2015 tarihinde 30.000,00-TL İskonto Kredisi kullandırıldığı, söz konusu kredilerin 2015 tarihli GKS kapsamında kullandırıldığı, davalının TBK 583.maddesi uyarınca geçerli bir kefaletinin bulunmadığı, davacı bankanın kredi alacağının tahsili için davalıya müteselsil kefil sıfatıyla başvurarak, talepte bulunamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de davacı bankanın açıkça kötü niyetle takip başlattığı davacı tarafça ispatlanamadığından tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının peşin yatan 833,67 TL’den düşümü ile 752,97 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.736,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza