Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1008 E. 2019/975 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1008 Esas
KARAR NO : 2019/975

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/08/2011
KARAR TARİHİ : 21/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili 15/10/2008 günlü dava dilekçesi ile; müvekkil firma ile 1 nolu davalı …A.Ş.arasında faktoring sözleşmesi imzalandığını sözleşme gereği faktoring ilişkisi çerçevesinde 1 nolu davalının 3.şahıstaki alacaklarının temlik alındığının, diğer davalı …’e ait… 537 ada, 4 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine davalı şirketin müvekkili ile kurmuş olduğu ticari ilişki üzerine asaleten ve kefaleten imzalamış olduğu sözleşmelerden doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere birinci derecede 1.000.000,00 TL ve ikinci dereceden 1.500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında protokol akdedilerek temlik alınan fakat karşılıkları ödenmeyen faturalara ilişkin geri ödeme planı oluşturulduğunu ve yerine getirilmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini ve yine ödeme yapılmaması üzerine bu kez İstanbul …İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunulduğunu, itiraz üzerine takibin durduğu vurgulanarak itirazın iptali ile takibin devamına ve %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep va dava etmiştir.

CEVAP : Davalılar vekili 03/06/2009 günlü dilekçesi ile; delil listesini ibraz etmiş ve davanın reddini istemiştir.

KANITLAR VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Davacı şirket tarafından davalılar hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 2.125.000,00 TL asıl alacak, 43.664,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.168.000,00 TL alacağın tahsili için takipte bulunulduğu süresinde takibe itiraz üzerine takibin İİK.66.maddesine göre durduğu ve aynı yasanın 67.maddesine göre de 1 yıllık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalı şirket arasında yapılan ticari ilişki sonucu faktoring sözleşmesi düzenlendiği ve …’ün doğacak borçların teminatı olmak üzere ipotek verdiği anlaşılmakta olup bu noktada bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu yapılan takipte İstanbul Mahkemelerinin yetkili olup olmadığı ve ayrıca davacının davalılardan alacaklı bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı yanın yetki itirazının mahkememizin 17/07/2009 günlü oturumunda ipotek belgesinde uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu vurgulanmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir. O halde uyuşmazlık davacının davalılardan alacaklı bulunup bulunmadığı noktasında odaklanmaktadır.
Tarafların ileri sürmüş olduğu tüm deliller toplanarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi …’den rapor alınmıştır. Alınan raporda, davacının takip tarihi olan 09/11/2007 tarihi itibariyle 2.125.000,00 TL asıl alacak, 43.664,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.168.000,00 TL alacaklı bulunduğu, borca teminat olarak alınan ipotek azami hat ipoteği olmakla takip tarihinden itibaren borç, faiz ve masraflar dahil ipotek limiti olan 2.500.000,00 TL’ye varıncaya kadar 2.125.000,00 TL matrah üzerinden %25 faiz istenebileceği ayrıca vurgulanmıştır.Bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar değerlendirilmiştir.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2009 gün 2008/87 – 2009/731 sayılı kararıyla iflasına karar verildiği ayrıca anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkememizce iflas işlemleri devam ettiğinden durma kararı verilmiş ve davalı şirket yönünden eldeki dava kayıt kabul davasına dönüşmüştür. Bu çerçevede iflas tarihi itibariyle alacağın belirlenmesi gerekeceğinden mahkememizce bu kez bilirkişi …’den ek rapor alınmıştır. Alınan ek raporda, davacı şirketin davalılardan ipotek borçlusu …’den kök raporda da belirlendiği gibi takip tarihi olan 09/11/2007 itibariyle talebi ile bağlı olarak 2.125.000,00 TL asıl alacak, 43.000,00 TL işlemiş faiz olmak üzere 2.168.000,00 TL alacaklı bulunduğu, borca teminat alınan ipoteğin azami hat ipoteği olduğundan takip tarihindeki borç ipotek limiti olan 2.500.000,00 TL’ye varıncaya kadar 2.125.000,00 TL matrah üzerinden %25 faiz ve masrafların istenebileceği, davacı şirketin talebiyle bağlı olarak talep ettiği 3.066.493,41 TL’lik alacağın 2.500.000,00 TL’lik kısmının ipotekle temin edilmiş olduğu gözetilerek rüchanlı alacak olarak 3.066.493,41 TL – 2.500.000,00 = 566.493,41 TL’sinin adi olarak masaya kabulünün mümkün olduğu vurgulanmıştır. Davacı yanca bilirkişi raporuna beyanda bulunulmuş ve herhangi bir itiraz vaki olmamıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yukarıda açıklandığı şekilde ve mahkememizce alınan rapor ve ek rapor bilimsel verileri içerdiği ve hesaplamanın doğru ve yerinde bulunduğu raporların içerik ve sonucu itibariyle yerinde görüldüğü anlaşılmakla rapor ve yapılan hesaplama gözetilerek itirazın iptaline karar verilmiştir.
Mahkememizce (İstanbul Kapatılan …Asliye Ticaret Mah…. ) verilen karar Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2015/113 E.-2016/2004 K.sayılı, 30/03/2016 tarihli ilamı ” Mahkemece hükme esas alınan raporda, işlemiş faiz hesabının iflas tarihine kadar hesaplandığı belirtilmesine rağmen, iflas tarihi 10.12.2009 olduğu halde, faiz hesabının 14.02.2011 tarihine kadar yapılması ve buna dayalı olarak bulunan rakamın hüküm altına alınması hatalı olduğu gibi, takip talebine ve kayıt kabul talebine dönüşen istek içerisinde yer alan asıl alacak miktarı içerisinde işlemiş faiz talebinin de bulunduğu gözetildiğinde taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre bu kalem alacağın talep edilip edilemeyeceği üzerinde durulmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Keza borç hesabında ödenmeyen çekler kapsamında, aynı raporda … A.Ş. tarafından keşide edilen çekler nazara alınmışsa da davalı müflis şirket dışında tüzel kişiliği bulunan şirketçe keşide edilen çek bedellerinden ne sebeple müflisin sorumlu tutulacağının belirtilmemesi yerinde görülmemiştir.
Son olarak kayıt kabul davası ile itirazın iptali davası ayrı usul hükümleri ve temyiz süresine tabi olduğundan itirazın iptali davasının ayrı olarak yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Hükmü ile bozulmuştur
Mahkememizce yeni esasa kaydededilen davada, bozma ilamına uyularak yargılamasına devam olunmuştur.
Davacı vekili 08/07/2019 tarihli duruşmaya gelmemiş, bunun üzerine takip edilmeyen dosyanın HMK ‘nın 150. Maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, 3 aylık süre içinde yenileme dilekçesi sunulmadığından davanın HMK 150 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 150/5. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 18.495,95 TL’den düşümü ile geri kalan 18.451,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı Müflis…A.Ş.nin yaptığı 110,00 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-Davalı Müflis …A.Ş. kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderlerin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle üzere karar verildi.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza