Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/862 E. 2022/813 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/862 Esas
KARAR NO :2022/813

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/08/2015
KARAR TARİHİ:21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı taraftan 56000 USD ürün satın aldığını, alınan ürünlerin 23.04.2015 tarihinde müvekkil şirkete teslim edildiğini, ürünlerin incelenmesinde ürünlerin İstenilen yani sipariş verilen renk tonunda olmadığını, bobinler arasında ton farklılıklarının olduğunu, bobinlerin kendi içinde ton farklılıkları olduğu, üzerindeki koruyucu folyonun standart dışı olduğunu ve zor soyulduğunun tespit ettiklerini, karşı tarafa bunu bildirdiklerini, ürünlerin karşı tarafçada incelendiğini, hatanın kabul edildiğini, geri ödeme sözü verildiğini ancak hiç bir sonuç alınamadığından ayıplı ürünlerin geri alınarak bedelinin iadesi için dava açmak zorunda kalındığını, tüm bu nedenlerle ve dava sırasında belirecek durumlar karşısında davanın kabulü ile 56.000 USD ürün bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini, ayıplı ürünlerin iadesi için yediemin mahalli tayinine, yargılama gideri vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın rerik çalışması için müvekkil şirkete vermiş olduğu sipariş numunesi ile müvekkil şirketin yapmış olduğu üretim numunesi arasında da renk farklılığı bulunması olduğunu, bu iki numune arasında renk farkı bulunmasına rağmen, müvekkil şirketin sunmuş olduğu farklı renkteki numunenin davacı tarafından onaylanmış olması ( 07.04.2015 ) ,davacının ürünlerde renk farkı olabileceğini bildiğini ve bu doğal sonucu kabul ettiğini açıkça ortaya koymakta olduğunu, davacı tarafın ürünlerde ton farkı bulunduğundan şikayet etmesi üzerine, ürünlerin incelendiğini, ve sadece 793 m lik 3 ruloda ürünün doğasından kaynaklanan ton farkının biraz daha fark edilir düzeyde olduğu görüldüğünü, üç rulo için indirim yapabileceğini bildirdiklerini, davacının çok yüksek oranda indirim istemesi nedenin anlaşılamadığını, anlaşılamamıştır. Koruyucu jelatinin yüzeyden zor ayrıldığı yönündeki iddialara ilişkin olarak ise söz konusu jelatinin zaten üretim ve montaj aşamalarında kolay sökülmemesi gerektiğini davacının ürünlerin ayıplı olduğu yönündeki iddiasının ve bu iddiaya dayanan talebinin kabulünün mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava satın almadan kaynaklanan alacak tespiti davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında yapıldığı bildirilen sözleşme kapsamında sözleşmeye konu mevcut malların ayıplı olup olmadığı, ayıbın bulunması halinde gizli yada açık ayıp olup olmadığı, kabule icbarın mümkün olup olmadığı, bu hali ile kullanılıp kullanılamayacağı, kullanılır ise davacı zararına neden olup olmayacağı, davacının zararı var ise zarar miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Dava, taraflarca tespit dosyası, ticari defter ve kayıtlar, tanık beyanları, ödemeler, dekontlar yemin ve bilirkişi deliline dayandırılmıştır.
Davaya konu tespit dosyasından bir suret mahkememizce celp edilmiştir.
Mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtlarıda incelenerek, satılan mal ve faturalarda karşılaştırılmak sureti ile mahallinde keşif yapılmak suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş, davacının ticari defter ve kayıtlarının …’de bulunması nedeniyle … Asliye Ticaret Mahkemesine bu hususta talimat yazılmıştır.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sırasına kaydı yapılan dosyada keşif yapıldığı, yapılan keşif sonrasında bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği, bilirkişi raporunda özetle; keşif, tespit dosyası ve esas dosyaya sunulan bilgi belgeler ve tüm dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde;
Dava konusu olan ürünün … olduğunun belirtildiğini, Malzeme Güvenlik Bilgi Formu incelendiğinde : Ürünün adı Lamine edilmiş PVC Folya olduğunu, ürün tanımlamasının karışım olduğunu, Ürün bileşiminde: % 88-92 PVC, % 5-7 DINP, % 1-2 Dimethyl tin mercaptide, % 2-5 TiO2 olduğunu, davacı taraf vekilinin sunduğu şahit numune ile30.09.2016 tarihli keşifte alınan numunelerin sadece çıplak gözle karşılaştırıldığında:Rastgele 3 örnek çalışma yapıldığını,
1.Çalışma:30.09.2016 tarihli keşifte numaraları Son- 2 Baş, 2Son- 3Baş topun içinde renk farklılığının olduğu, şahit numune ile 3 lü kontrol edildiğinde 3 nünde farklı olduğunu, şahit numunenin 1Son- 2Başa daha yakın olduğunu,
2.Çalışma:29 Son -30 Baş,31 Son-32 Baş topun içinde renk farklılığının olduğu,şahit numune ile 3 lü kontrol edildiğinde 3 nünde farklı olduğunu, şahit numunenin 31 Son- 32 Başa biraz daha yakın olduğunu,
3.Çalışma : 22 Son-23 Baş,23 Son-24 Baş topun içinde renk farklılığının olduğu, şahit numune ile 3 lü kontrol edildiğinde 3 nünde farklı olduğunu, şahit numunenin 23 Son-24 Başa daha yakın olduğunun görüldüğünü, en doğru karşılaştırmanın fabrikadan alınan numuneler ile davacı ve davalı tarafta bulunması gereken şahit numunelerin karşılaştırması ile yapılacağını ancak davalı tarafta da bulunması gerekli olan şahit numunenin dava dosyası içinde sunulan belgeler içinde olmadığından karşılıklı iki tarafla birlikte yapılması gereken karşılaştırmanın bu durumda yapılamadığını, çıplak gözle yapılan bu çalışmalarda farklı açılardan bakıldığında parlaklık değişebileceğinden daha kesin sonuçlar için kalınlık, genişlik, parlaklık (TS 4318 EN ISO 2813 Boyalar ve Vernikler- Metalik olmayan boya filmlerinin 20,60 ve 85 açılarda parlaklık tayini ) , çizilme direnci , aşınma direnci, gerilme/ çekme direnci, kimyasal direnç, ışık duyarlılığı, baskılı folyoların renk tutarlılığı testlerinin uygulanması gerekeceğini, bu testlerinde …’da yapacak laboratuvar bulunmamakta olduğunu, 01.07.2015 tarihli … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş. Sayılı tespit dosyasında alınan bilirkişi Heyeti Raporunda tüm miktarın ( 21. ve 29. Topların olmadığı numaralandırmanın 33 top üzerinden yapıldığı 31 topta toplam 9311 m olduğu ) mobilya sanayinde kullanımı mümkün olmayan açık ayıplı ürünler olduğunun belirtildiğini, davalı vekilinin 20.07.2015 tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyanlarında toplam 648 m renk farkı olduğu tespit edildiğini ve bunlar için indirim uygulanacağı bildirildiğini, .(Davalı Vekili 11.05.2015 tarihli dava dilekçesine cevabında sadece 793 m lik 3 ruloda ürünün doğasından kaynaklanan ton farkının biraz daha fark edilir düzeyde olduğu görülmüştür.) belirtilen rulolar dışındaki rulolarda, ruloların kullanılacağı sektör bakımından kabul edilebilir bir ton farkı bulunmadığı şeklinde belirtildiğini, yapılan 30.09.2016tarihli keşifte ilgili toplardan ancak renk kontrolu için dava konusu üründen ilgili toplardan bir topun sonu diğer takip eden topun başı olarak şahit numune ile karşılaştırılmak üzere örnekler alındığını, tüm topların tek tek açılıp tümüne metrelerce bakmanın mümkün olmadığını, ancak yapılan kontrolün renk kontrolü olduğunu, Dava konusu olan bu ürünlerin bu hali ile kullanılamayacağını ancak piyasadaki bazı uygulamalarda MDF üzerine yapıştırma yapan imalatçı ile mobilya imalatçısı makul payda buluşarak bu ürünleri kabul edip imalat ve pazarlamasını müşterinin bilgisi doğrultusunda gerçekleştirebileceğini, ancak bu şartlarla işlem yapılırsa her iki tarafta gerçek rayiç üzerinden alışveriş yapacaklarından dolayı davacı zararına neden olacağını, taraflar arasında karşılıklı olarak onaylanmış satış sözleşmesi, detaylı teknik özellikleri de kapsayan sipariş talebi, renk onayı belgesi bulunmadığından karşılaştırma yapılamayacağından bu durumda imalatın talebe göre yapılıp yapılmadığının değerlendirilemeyeceğini, dava konusu ürünün ayıp kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun şayet ayıp kapsamına giriyorsa ayıbın gizli yada açık ayıp olup olmadığının değerlendirmesinin uzmanlık alanlarında kapsamadığını, netice itibarı ile Rapor içeriğinde hesaplandığı üzere; davalı vekilinin 20.07.2015 tarihli beyanına göre 648mt. Ürünün ayıplı olduğu ve TL tutarının 10.468.21 TL olduğu; y ine davalı vekilinin 11.05.2015 tarihli beyanında 793 mt. Ürünün ayıplı olduğu ve TL, tutarının 12.810.63 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Bilirkişi taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan itirazlar değerlendirilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, ek raporda özetle; 25.03.2019 tarihinde davacıya ait … OS8 bulunan fabrika işyerinde yapılan keşfe müteakip taraflarınca sunulan mahkeme dosyası ve ekinde sunulan numuneler üzerinde rapor tanzim etmek üzere verilen görev gereği mahkeme dosyası ekinde bulunan numunelere göre ; davacının şunmuş olduğu sabit numunelere göre renk tan farklılığı :
Renk tonları aynı bobin içerisinde farklı olmasa bile, ayrı bobinlerden alınıp kaplanan yarı mamuller ( mdf, sunta, levhalar ) tam mamule ( bitmiş mabilya ürünleri ) döndüğünde, üzerlerinde kozmetik farklar oluşacağı kanaatine varıldığını, her bir bobinin başlangıç ve sonları arasında kendi içinde renk, ton farklılığının olup olmadığı hususunun tüm bobinlerin açılması mümkün olmadığından tespit edilemediğini, her bir bobinin diğer bobinlerle renk-ton farkının olup olmadığı, gözle tespit edilebilen farklılıkların olup olmadığı hususunda , Bobinler arası renk-ton farklılıkları gözle bakıldığında kolayca tespit edilmekte olup renk-ton farkı bulunduğunu, farklılık varsa bu farklığa rağmen mobilyada kutlanılıp kullanılmadığının ve aynı mobilya grubunda kullanıldığında ren-ton faklılığı oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi hususunda ise her mobilya ürünü farklı modüllerden oluşmakta olup, modül parçaları ve modüllerin bütünü arasındaki kozmetik farkların tamamen renk ve ton farkından oluştuğunu, Modül parçaları ve modüllerin bütünü arasındaki kozmetik farklar tamamen renk ve ton farkından oluşmakta olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Bilirkişi ek raporunun gelmiş olduğu ancak bilirkişilere verilen inceleme içeriklerinin hiçbiri gerçekleştirilmeden ek raporun düzenlendiği mahkememizce kanaat olmuştur. Ara karar gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesine yeniden aynı talimat yazılarak yönergede yazılı hususlarda, dosya kapsamı ile uyumlu ve talimat yönergesindeki şekilde her bir yönergeyi karşılayacak şekilde detaylı, gerekçeli, denetime elverişli, talimatta belirtilen incelemeler yapılarak, ve tüm rulolar açılmak sureti ile talimatta yazılan fotoğraf ve video kayıtları yapılarak ve numuneler alınarak işlem tesis edilmesine, ve incelemeler neticesinde rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince keşif günü verilerek davacı şirketin işyerinde,14.06.2021 tarihinde yapılan keşfe müteakip talep edilen hususlarla ilgili tespit ve incelemeler yapılmış, akabinde dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından raporda özetle; taraflarına verilen görev doğrultusunda davacı vekilinin mahkeme dosyasına sunduğu 14.06.2021 tarihli ek rapor alınmasına dair dilekçesindeki beyanları, Talimat Mahkemesinin tespit talepleri göz önüne alınarak yapılan değerlemeler neticesinde, keşif anında davacı vekilinin beyanında ,keşfe bir diyeceğinin olmadığını ancak bu aşamada esas mahkemesinin bir stüdyo kurularak inceleme yapılması istenmişse de Yıldız Teknik Üniversite’si incelemesi talebinden vazgeçildiği,ton farkı iddiasının olmadığının kabul anlamına gelmediğini, dava konusu ürünlerin üzerindeki koruyucu folyonun kolay sökülüp sökülmediği,bu haliyle üretimde kullanılıp kullanılmayacağı hususlarında tespit yapılmasını talep ettiklerini, bilirkişi heyeti olarak ihtilaf konusu ürünlerin bulunduğu fabrika imalat bölümünde ürün rulolarının atıl bir şekilde istiflendiğinin görüldüğünü, bu rulolarda birer parça numune alınarak ve bu numuneler fotoğraflanarak dosya içerisine konmuş olup bu numuneler üzerinde yapılan tespitlere göre ; davacının beyan ettiği koruyucu folyonun sökülme kolaylığı açısından inceleme yapılması talepleri göz önüne alınarak, alınmış olan numuneler üzerinde yapılan tespitlerde rapor ekine koyulan 1 no’lu numune üzerinde yapılan işlemde üzerine yapışık olan folyonun maket bıçağı sureti ile bile sökülemediğinin görüldüğünü ve görüntülendiğini, 2 no’lu numune üzerinde yapılan işlemde ürün üzerinde bulunan folyonun tırnak ucu ile çekildiğinde olması gerektiği gibi söküldüğünden, bilirkişi heyeti olarak mobilya imalatında kullanımına uygun olduğu kanaatine varıldığını, neticeten yapılan tespitler neticesinde davacı şirket vekilinin keşif esnasında keşif zaptında beyan ettiği hususlar ile ilgili olarak yapılan tespitlere göre ;rapor ekine fotoğrafları konan numuneler üzerindeki yapılan işlemde 1 no’ lu kusurlu ürünün koruyucu folyosunun sökülmediği ve mobilya sektöründe kullanılmasının mümkün olmadığı ve imalat bölümünün bir kısmında atıl şekilde istiflendiğinin görüldüğünü, firmadan temin edildiği beyan edilen 2 no’lu numunenin üzerinde yapılan işlemde ise koruyucu folyonun kolayca söküldüğünün bilirkişi heyeti olarak gözlemlendiği bildirilmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş olup, davacı vekilinin rapora karşı beyanları doğrultusunda rapor alınmak üzere talimat mahkemesinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
… 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/17 talimat sayılı dosyasından alınan raporda özetle; Mahkemenin talebi ile Bilirkişi heyeti olarak dosyaya sunulan 25.06.2021 tarihli raporda belirtildiği üzere, 1 Nolu —kusurlu ürünün — koruyucu folyosunun sökülmediğini , mobilya sektöründe kullanılmasının mümkün olmadığı şatıl bir şekilde imalat bölümünün bir köşesinde istiflenmiş olarak görüldüğünü, 2 Nolu numunenin farklı firmalardan temin edildiği ürünlerin üzerindeki folyonun kolayca söküldüğünün rapor edildiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesinin tespiti taleplerine göre, bilirkişi heyeti olarak , dosyada bulunan 01.07.2015 tarihli raporlarında belirtildiği üzere, 9311 metre ürünün tamamının ayıplı. olduğu , mobilya üretiminde kullanılmasının mümkün olmadığını, ürün üzerindeki ayıpların tamamının üretici firmaya ait — kusur olarak — değerlendirilmiş olup ,rapor sunduklarını, davalı şirketin, davacı şirkete ,bu ürünlerin karşılığı olarak , 22.04.2015 tarih , … nolu , 9311 metre ürün ,150.415.89 TI. bedelli fatura gönderdiğini, davacı şirketin ticari defterlerinde, bu faturayı, 30.04.2015 tarih … yevmiye maddesinde kayıt altına aldığını, davacı şirketin, davalı şirkete bu ürünler karşılığı tanzim edilen fatura karşılığı olmak üzere, davalı şirketin , … Bankası Yeditepe şubesindeki …/… nolu hesabına, – 16.04.2015 tarihinde 51.000 $,. 08.04.2015 tarihinde 5.000 $ olmak üzere 56.000 $ … Bankası … Şubesi vasıtası ile gönderdiğini, bu gönderilen 56.000 $ ödemeye ait havale makbuzlarını ,ticari defterlerinde 10.04.2015 tarih ve 144 yevmiye maddesinde 5000 $ karşılığı 12.917.50 Tİ. olarak , 51.000 $ karşılığı olan 137.771.40 TL’yi 20.04.2015 tarih … yevmiye maddesinde kayıt altına aldığının görüldüğünü, davacı şirketin tutmuş olduğu ticari defterlerinin kanunlara uygun olarak tutulduğunu, bu davada delil olarak kabul edilebileceği kanaatine varıldığını, neticeten; davacı şirketin davalı şirkete göndermiş olduğu 56.000 $ tutarındaki ödemenin, dosyaya rapor sunan bilirkişilerce yapılan tespitler neticesinde , ayıplı ürün karşılığı olduğunu, bu ürünlerin tamamının mobilya üretiminde kullanılmayacağı görüş ve kararlarına göre , davacı şirketin 16.04.2015 tarihine göre 56.000 $ zararının olduğu kanaatine varıldığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Tarafların rapora karşı itirazları değerlendirilmiş, mahkememizce dosyada mevcut raporların yeterli ve denetime elverişli olduğu kanaati ile rapora karşı itirazların reddine karar verilmiştir.
Satım akdinin kurulduğu ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiş ve “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” düzenlemesi mevcuttur.
Madde gerekçesinde, “… Bu maddenin üçüncü fıkrasında üç köklü değişiklik yapılmıştır. (1)Hükümdeki şekil, geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmış, ispat şartına dönüştürülmüştür. Bu amaçla eski metinde yer alan “muteber olması için” ibaresine metinde yer verilmemiştir. Bu değişikliğin sebebi, geçerlik şartının artık haklı bir gerekçesinin bulunmaması ve teknikteki hızlı gelişmedir. Ayrıca hiçbir modern kanunda bu kadar ağır bir geçerlilik şartı yer almamaktadır. Şartın tacir gibi basiretli bir işadamı için öngörülmüş olması da anlamsız bulunmuştur. (2) İadeli taahhütlü mektup taahhütlüye dönüştürülmüştür. Çünkü , burada varma teorisinin kabulünü haklı gösterecek bir gerekçe mevcut değildir. (3) Güvenli elektronik imza hem Borçlar Kanununda kabul edilmiş hem de düzenli bir sisteme bağlanmıştır. Hükme bu olanak da eklenmiştir.” şeklinde açıklanmış ve böylece tacirler arasında ihtar ve ihbarlar için öngörülen şekil şartı geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmıştır.
Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK.’nun 23/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. Bu süreler, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gündür.
Satış sözleşmesinde, satıcı zapttan ve ayıptan ari bir şekilde satılanın, mülkiyetini geçirmek amacıyla, zilyetliğini alıcıya devretmekle yükümlüdür. Satılanın ayıplı olması halinde alıcı TBK’nın 227/1. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanabilir ve genel hükümlere göre tazminat isteyebilir.
Somut olayda, davacının dava konusu ürünleri 23/04/2015 tarihinde teslim aldığı, davalı tarafça inkar edilmeyen taraflar arasındaki yazışmalarına göre, malların tesliminden bir gün sonra 24/04/2015 tarihinde malların ayıplı olduğunun davalı firma yetkililerine bildirildiği fakat davalı tarafından ayıbın kabul edilmediği, davacının bunun üzerine … Asliye hukuk Mahkemesi’ne değişik iş talebi ile başvurduğu, 01/07/2018 tarihli rapor ile ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edildiği, ayrıca mahkememizce talimat yoluyla yapılan keşifler sonrasında aldırılan bilirkişi ek ve kök raporlarına göre de dava konusu malların ayıplı olduğunun tespit edildiği, somut olayın özelliği ve arızanın niteliği gözetildiğinde, davacının, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı,ilgili maddede belirtilen ihbar yükümlülüğünün şekil şartı olmayıp ispat aracı olduğu değerlendirildiğinde, davacının ilgili kanun maddesinde bildirilen ihbar şartını yerine getirmiş olduğu fakat davalı tarafından kabul edilmediği anlaşılmış, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kabulü ile, 31 bobin halinde bulunan toplam 9.311 metre … ürünün davalıya iadesi şartıyla 56.000,00 USD’nin ürünlerin iade tarihinden itibaren 3095 S.K.nun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli olan 10.629,03 TL’nin peşin alınan 2.657,26 TL’den mahsubu ile eksik olan 7.971,77 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydının yapılmasına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 31,83 TL ilk masraf, yargılama aşamasında yapılan posta, tebligat ve bilirkişi ücreti 13.085,55 TL olmak üzere toplam 13.117,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 24.340,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır