Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/808 E. 2020/120 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/808 Esas
KARAR NO : 2020/120

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2015
KARAR TARİHİ : 10/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin… isimli eserin yapımcısı olduğunu, dava dışı …A.Ş ile müvekkili arasında 21.10.2013 tarihli sözleşme ve 23.10.2013 tarihli ek sözleşme uyarınca eserin belirli bölge üzerinde ve genelindeki sinema salonlarında gösterimi ile elde edilecek geliri toplama ve tahsili ili ve %5 oranında komisyon ücreti karşılığında …A.Ş’ne bırakıldığını, …A.Ş’nin sözleşme ile yüklenilen edim ve taahhütlerini yerine getirmemesi sebebiyle … Noterliği’nin 26.05.2014 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 21.10.2013 tarihli sözleşmenin 10.1 maddesi uyarınca sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin ihtar edildiğini, …A.Ş’nin müvekkili ile akdedilen sözleşme ve ek sözleşme öncesinde davalı … ile imzalamış olduğu 28.02.2013 tarihli faktoring sözleşmesi uyarınca sözleşmenin 16.maddesindeki yasağa rağmen temlik edildiğini, mezkur sözleşme ve ek sözleşme uyarınca eserin gişe gelirinden doğan alacaklı ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından …A.Ş’ne son olarak 2014 yılı Şubat ayında 11.897.367,53 TL, Mart ayında 15.347.685,17 TL, Nisan ayında 2.298.671,75 TL fatura kesildiğini, …A.Ş tarafından da dağıtım bedeli adı %5 komisyona ilişkin sözleşmesel alacakları müvekkili şirkete fatura edilmiş ise de; süreç içerisinde…A.Ş tarafından müvekkili şirkete 3.kişi sinema işletmelerinden tahsil ettiği bedellere ilişkin bilgi verilmemeye başlanması sebebiyle sözleşme ve ek sözleşme uyarınca hangi tutarda gelir toplandığı ve davalı şirket ile imzalamış oldukları faktoring sözleşmesi uyarınca ne kadarının davalı şirketçe tahsil edildiğinin müvekkili tarafından bilinmediğini,…A.Ş’nin borca batık hale geldiğini bilen davalı … şirketi tarafından müvekkili şirket ile…A.Ş arasındaki sözleşmeden önce imzalanan hukuka aykırı faktoring sözleşmeleri dayanak gösterilmek suretiyle müvekkili şirkete ait gösterim bedellerinin haksız ve hukuka aykırı şekilde gerçekleştirilen temlik yoluyla tahsil edilerek karşılandığının ikrar edildiğini ve milyonlarca liralık bütçe ile yüzlerce kişi istihdam edilerek müvekkili şirket tarafından çekilen filmin gelirinin haksız ve hukuka aykırı şekilde tahsil edildiğini ve müvekkili şirketin milyonlarca liralık zarara uğramasına sebebiyet verildiğini, davalı … şirketinin hukuka aykırı işlemleri ile tahsil ettiği müvekkili şirket alacaklarını iade yükümlülüğü bulunduğunu, davalı şirket ile…A.Ş arasında imzalanan faktoring sözleşmesinin geçersiz olduğunu, açıklanan nedenlerle; davalı şirketin … isimli filmin gösterim bedeli olarak 3.kişi sinema işletmecilerinden tahsil ettiği müvekkili şirket alacaklarının tespiti ile tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili bilahare sunduğu 08.03.2018 tevdi tarihli dilekçesi ile dava değerini 12.020.694,58 TL’ye yükselterek davasını ıslah etmiş ve ıslah harcını da aynı tarihte harç tahsil makbuzu ile yatırdığı görülmüştür.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dışı…A.Ş ile müvekkili arasında 28.02.2013 tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme kapsamında…A.Ş’nin alacaklarını müvekkili şirkete devrettiğini, sözleşmeye konu devir olunan alacakların…A.Ş’nin sinema işletmecileri ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacaklar olup, faturaya bağlanmış ve müvekkili şirkete Alacak Bildirim Formu ile devredilmiş alacaklar olduğunu, devir olunan faturalar ile alacakların tahsil edildiğini, mükerrer temliklerin önlenmesi için temlik keyfiyetinin faturalara işlendiğini, faktoring işleminin taraflarının faktor, müşteri ve borçlu olup, müvekkili şirket tarafından müşteri ve borçlular arasındaki ilişkinin gerçek bir ticari ilişkiden kaynaklandığı tespit edilmiş, temlike konu alacaklar fatura ile tevsik edilmiş ve mevzuatın aradığı tüm araştırmalar yapılmış olup herhangi bir yasal zorunluluk bulunmamasına rağmen bildirimli faktoring işlemi yaparak borçlulara ihbarda bulunulmuş, temlik olunan alacağı doğuran işlem faturalar ile de tevsik olunan …A.Ş ile sinema işletmecileri arasındaki mevcut hukuki ilişki olduğunu ve müvekkili şirketin bu hukuki ilişkiden kaynaklı alacağa ilişkin gerekli ve yeterli araştırma yaptığını, müvekkili şirketin bunun dışında konusu ve tarafları farklı bir alacak konusunu, tarafları farklı bir lisans devir sözleşmesini inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, kendilerine devredilen faturaların bir kısmında “…” filmine ait gösterim ücretleri yer alırken bir kısmın da bu film ile birlikte başkaca filmlere ait gösterim bedeli yer almakta olduğunu, bir kısmında ise bahse konu işe ilişkin gösterim bedelinin yer almadığını ve müşterisi …A.Ş’nin fatura borçluları …A.Ş ve …A.Ş arasındaki ticari ilişkinin bahse konu filmin gösterim tarihinden önceye dayandığı, bu ticari ilişkiden doğan alacakların 19.07.2013 tarihinden itibaren müvekkiline temlik edilmeye başlanıldığını, bahse konu film gösteri ücretinin yer aldığı faturaların ise 28.02.2014 tarihinden itibaren müvekkili şirkete devredilmeye başlanıldığını, bu faturaların müvekkili şirkete sadece finansman kullanmaya değil tahsilat hizmetine yönelik devredilmiş bulunduğu ve tahsilata yönelik devredilen faturalardan tahsil edilen bedellerinin ise …A.Ş’ne ödendiği, her ne kadar davacı taraf …A.Ş ile arasındaki sözleşmeye dayanmış ise de kendilerini devredilen ve faturalarla tevsik edilen alacağın ise …A.Ş ile sinema işletmecileri arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklandığını, müvekkilinin buna dönük gerekli incelemeleri yaptığını, başkaca araştırma yapma yükümlülüğünün bulunmadığını, 21.10.2013 tarihli dayanılan sözleşmede davacının bahse konu filmin yapımcısı olduğu ve bu eserin işletme hakkının, sinema salonlarına dağıtım hakkının, sözleşme yapma, işletme hak ve yetkilerinin …A.Ş’ne devredildiğinin görüldüğü ve sözleşmenin 3.maddesinde işletme haklarının sözleşme süresi boyunca münhasıran …A.Ş’ne devrinin düzenlendiğini, bu maddeye göre davacı şirketin esere ilişkin dağıtım, gösteri ve işletme haklarını münhasıran devretmiş olması nedeniyle …A.Ş’nin sinema salonları ile kendi nam ve hesabına sözleşme yapma hakkının bulunduğunu ve sözleşmenin 5.1 ve 8.1.maddesinde esere ilişkin sinema salonları ile sözleşme yapma hakları ve mali yönden tüm hak ve yetkilerin …A.Ş’ne devredildiği vurgulanmakta ve açıkça hakkın devrinden bahsedildiğinden buna göre bir temsil yetkisinden söz edilemeyeceğini, yine sözleşmede eserin tanıtımı, sigortası, dağıtılması, kopyaların saklanması gibi masrafların da …A.Ş’ne ait olacağının kararlaştırıldığı, yine sözleşmenin 8.2.maddesine göre …A.Ş’nin gösterim gelirlerini tahsil etmemesi, edememesi veya sinema salonlarının gelirleri ödemese dahi lisans veren payın KDV’si ile birlikte lisans verene ödeneceğinini kararlaştırıldığını, tahsil edilmeyen/edilemeyen gösterim gelirlerinin dahi …A.Ş tarafından davacıya ödenmesi yükümlülüğü yüklenmiş olduğundan …A.Ş’nin üstlendiği borcun dolaylı temsil veya vekalet akdine dayalı olduğunu da iddia edilemeyeceğini, …A.Ş’nin davacı tarafın doğrudan veya dolaylı olarak temsilcisi olmadığı ve lisans veren payının ayrı …A.Ş ‘nin sinema salonlarına olan alacaklarının ayrı olduğu, buna göre de …A.Ş’nin davacı hesabına değil kendi nam ve hesabına göre hareket ettiği, davacının, alacağını lisans payı olarak nitelendirdiğini, bu nedenle dolaylı temsilin söz konusu olmadığını, yine …A.Ş ile davacı arasında dolaylı temsile dayalı bir vekalet akdi bulunmamakla birlikte bir an için dolaylı temsil yetkisi verildiği varsayılsa dahi bu yetki ve sınırları müvekkiline bildirmediğinden müvekkili aleyhine ileri sürülemeyeceği, müvekkilinin faktoring hükümlerine davranmadığı ve iyi niyetli olmadığına ilişkin iddialarının asılsın olduğunu, zira müvekkilinin …A.Ş ile sinema işletmecileri arasındaki ticari ilişkinin gerçekliğini tevsik dışında bir yükümlülüğünün bulunmadığını ve bu yükümlülüğü de yerine getirdiğini, aynı sektörde faaliyet gösteren sinema işletmecilerin dahi bilmediği ve müvekkili şirkete ödeme yapıldığı dikkate alındığında …A.Ş’nin sadece dağıtıcı olarak hareket ettiği iddiasının müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin lisans sözleşmesi niteliğinde olduğundan müvekkilinin iyi niyetli olup olmadığının araştırılmasının da gerekmediğini, yasal mevzuata göre hareket ettiğini, haksız, ahlaka aykırı, davacıyı zarara uğratacak hareketin bulunmadığını, iyi niyetli olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı delil olarak, davacı ile …A.Ş arasında imzalanan sözleşmeler, yapımcı olduğunu gösterir temsil belgesi, ihtarname, davalı ile …A.Ş arasında imzalanan sözleşme, kesilen faturalar, 3.kişi sinema salonlarına gönderilen ihtarnameler, sinema salonlarından gelen cevaplar, davalı ile sinema işletmeleri arasındaki yazışmalar, müvekkili tarafından …A.Ş’ne kesilen faturalar ile …A.Ş’nin müvekkiline kestiği faturalar, ceza yargılama dosyaları, hukuki mütalaa, …A.Ş ile sinema işletmeleri arasındaki çerçeve sözleşme, bilirkişi, tanık, keşif, yemin deliline dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak, faktoring sözleşmesi, temlik bildirim yazıları, alacak bildirim formları, faturalar, hesap ekstreleri, tanık beyanları, hukuki mütala, bilirkişi incelemesi, tarafların ticari defterleri ve yemin deliline dayanmıştır.
Mahkememizce dava dosyasının teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle bilirkişiler …, … ve …’den rapor alınmış, alınan bu rapora göre; “Davacının asli ediminin başlantılı hak sahibi olarak mali hak kullanımın devrini borçlanması açısından tam ruhsat (lisans) sözleşmesine özgü lisans verenin borcu, gösteriden elde edilecek gelirin %5 lik kısmının iş görme ediminin karşılığı olarak …A.Ş’ne bırakılmasının vekalet verenin ücret ödeme borcu oluşturduğunu, …A.Ş’nin asli ediminin dolaylı temsil yetkisi veren vekalet sözleşmesinde vekilin borcunu oluşturduğu, …A.Ş’ne sözleşmede açıkça lisans verene ait olacağı kararlaştırılan ve sözleşme 16.maddesi ile temlik yasağı getirilen gelirlerin 3.kişilere devretmeye hakkı olup olmadığı noktasında sorunun toplandığı, bu nedenle …A.Ş’nin edimine ilişkin olarak vekalet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı,
Dolaylı temsilcinin, iç ilişkinin gerektirdiği işlemlerin sonucunda doğan haklar ve borçlar öncelikle onun mal varlığına geçtiği için alacaklara ve taşınırlara ilişkin devir borcunu yerine getirmekten kaçınması ya da iflas ve haciz sebebiyle borç konusu üzerinde tasarruf yetkisini kaybetmesi ihtimallerine karşı müvekkili korumak için TBK 509 maddesi ile hüküm getirildiği, bu hüküm ile vekilin dolaylı temsil yetkisine dayanarak iktisab ettiği alacağı bir başkasına devretmesi tehlikesini önleme imkanı sağlandığı ve somut olayda davacının %5 oranındaki komisyon ödeme borcunu, eserin gösterilmesi, temsilden elde edilecek gelirin ve bu gelire bağlı olarak belirlenecek komisyonun tahsil yetkisinin …A.Ş’ne vermek suretiyle ifa ettiği ve eserin kopya ve fragmanları ile diğer malzemeleri temsil ettiği, buna göre de mahkeme tarafından davacının sözleşmeden doğan borçlarını ifa ettiğinin kabulü halinde taraflar arasındaki karma sözleşmeden doğan alacak haklarının TBK 509 maddesi uyarınca davacıya geçeceğinin kabulü gerekeceği ve bunun sonucu olarak dava dışı …A.Ş’nin alacak hakları üzerinde tasarruf yetkisini kaybedeceği, alacağın temliki işlemi bir tasarruf işlemi olduğu için temlik edenin tasarruf yetkisinin gerektiği ve mahkemenin bu hususu bu şekilde kabul etmesi halinde …A.Ş’nin yaptığı temliklerin tasarruf yetkisi eksikliği nedeniyle kesin hükümsüz olduğunun kabulü gerekeceği ve alacakları devralanların mal varlığında sebepsiz zenginleştirme yaratacağı, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde alacakların davacıya devredilene kadar …A.Ş’nin mal varlığında kalmaya devam edeceği ve bu sırada …A.Ş’nin bunları 3.kişilere devredebileceği ancak bu noktada da sözleşmedeki temlik yasağının değerlendirilmesi gerekeceğini, sözleşmenin 16.maddesine göre davacının rızasına bağlı temlik yasağı getirildiği, buna rağmen alacağın temlik edilmesi halinde temliğin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, TBK 183/2maddesi uyarınca bu hükümsüzlüğün yalnızca borçlu açısından hüküm ifade edeceği, yani nispi etkisiz olacağı görüşü dışında doktrinde temlik alan ve temlik eden hakkında da hüküm ifade edeceği yönünde farklı görüşte bulunduğu, nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, mahkemece temliğin kesin hükümsüz olduğunun kabul edilmesi halinde kesin hükümsüzlüğün herkese karşı ileri sürülebileceği,
Davacının 509/1 uyarınca kendi borçlarını yerine getirmiş olmasından dolayı alacağın devri işleminin geçersizliğinin davalıya karşı ileri sürebileceği, davalı … şirketine yapılan temlik işleminin tasarruf ehliyeti eksikliği nedeniyle ge.çersiz olabileceği, temlik edilen faturalar toplamının 10.209.126,42 TL + 1.837.169,43 TL KDV olmak üzere 12.020.694,58 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Alınan bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine tarafların rapora itiraz ettikleri ve itirazları değerlendirilmek üzere mahkememizce aynı heyetten ek rapor alınmış, sunulan ek raporda itirazları karşılar mahiyette raporu genişleterek önceki görüşlerini tekrar etmişlerdir.
Dava alacak davasıdır.
Dosyamız davacısı “…” film yapımcısı olup, dosyamız davalısı … filminin sinemalarda gösterimi, dağıtımı ve sair konularını içerir mali hakların devrini ve filmin sinema salonlarındaki gösteriminden elde edilecek gelirin taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak paylaşımına ilişkin dava dışı …A.Ş ile yapılan sözleşmeye istinaden …A.Ş’nin bu sözleşmeye dayalı olarak dava dışı diğer 3.kişiler sinema salonları ile yaptığı anlaşmadan kaynaklanan hasılatı kendi komisyonu da içinde olacak şekilde dosyamız davalısı faktoring sözleşmesi ile yapmış olduğu temlik sözleşmesinin tarafıdır.
Davacının, dava dışı …A.Ş ile yapılan eserin mali haklarının devri sözleşmesinden istinaden, davalının ise dava dışı …A.Ş ile yapılan temlik sözleşmesi uyarınca dava dışı …A.Ş’nin 3.kişi sinema salonları ile yapmış olduğu gösterim sözleşmesine dayalı tahsil edilen alacakların davalıdan talep edilip edilemeyeceği, edilebilecek ise hangi hükümlere dayalı olarak talep edilebileceği, dayanağının ne olacağı hususunda tartışılması gerektiği ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 5.maddesindeki “Sinema eserleri, her nevi, bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi tespit edildiği materyale bakılmaksızın elektronik veya mekanik benzeri araçlarla gösterilen sesli veya sessiz birbiriyle ilişkili görüntüler dizisidir.” düzenleme uyarınca dava konusunun bir eserden, … filminden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, buna göre de aynı kanunun 13.maddesindeki “Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür. Eser sahibine tanınan hak ve selahiyetler eserin bütününe ve parçalarına şamidir….” , 18.maddesindeki ” Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir….Bir eserin yapımcısı veya yayıncısı ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir….” 20.maddesindeki “Henüz alenileşmemiş bir eserden her ne şekilde olursa olsun faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Alenileşmiş bir eserden eser sahibine münhasıran tanınan faydalanma hakkı bu kanunda mali hak olarak gösterilenlerden ibarettir. Mali haklar birbirine bağlı değildir. Bunlardan birinin tasarrufu ve kullanılması diğerine tesir etmez….”, 23.maddesindeki “Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkı münhasıran eser sahibine aittir….” 48.maddesindeki “eser sahibi veya mirasçıları kendilerine kanunen tanınan mali hakları süre, yer ve muhteva itibariyle mahdut veya gayri mahdut karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredebilirler. Mali hakları sadece kullanma selahiyeti de diğer bir kimseye bırakılabilir(ruhsat)….” ve 56.maddesindeki “Ruhsat; mali hak sahibinin başkalarına da aynı ruhsatı vermesine mani değilse (basit ruhsat), yalnız bir kimseye mahsus olduğu takdirde (tam ruhsat) tır. Kanun veya sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça her ruhsat basit sayılır. Basit ruhsatlar hakkında hasılat kirasına, tam ruhsatlar hakkında intifa hakkında dair hükümler uygulanır.” şeklindeki hükümlerinde bu nedenle tartışılması gerekir.
5846 sayılı FSEK’nun 76.maddesindeki “Bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan dava ve işler ile bu kanundan kaynaklanan ceza davalarında görevli mahkeme sınai mülkiyet kanunun 156.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen mahkemelerdir….” şeklindeki düzenleme uyarınca 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 156/1 maddesindeki “bu kanunda ön görülen davalarda görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi…” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde öncelikle davaya bakacak görevli mahkemenin tespiti gerekir. Zira görev hususu HMK 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup HMK 138.maddesi uyarınca öncelikle ve HMK 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her safhasında dikkate alınması gerekir.
Dosyamız taraflarının her ikisi de tacir olup, işin de her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve bu nedenle de 6102 sayılı yasanın 4 ve 5.maddelerinde ön görülen şartlar var ise de; mahkememiz ile Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi arasında özel ve genel görev yetkisi bulunduğundan 5846 sayılı yasanın 76.maddesi ile atıf yapılan 6769 sayılı Sınai Milkiyet Kanununun 156/1 maddesi Uyarınca bu davaya bakma görevinin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğuna kanaat getirilmiş, bu nedenle de davacının davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereği usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK115/2 maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL FİKRİ SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda yetkili mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza