Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/786 E. 2023/257 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/786 Esas
KARAR NO:2023/257

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/07/2015
KARAR TARİHİ:29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında liman dalgakıranı ve sahası yapımı sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin fore kazıklarının yapımı kapsamında taşeron sıfatını taşıdığını, taraflar arasında yapılan e-posta yazışmaları ile müvekkilinin işini eksiksiz olarak tamamlandığının davalı tarafça ikrar edildiğini, buna rağmen davalı tarafından ödenmesi gereken fatura bedellerinin ödenmediğini, bu hususta kendileri ile iletişime geçtiklerini ancak sonuç alınamadığını, bunun üzerine alacağın tahsili için …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça yapılan fore kazıklarda aşınmaların meydana geldiğini, yapıldığı iddia edilen işin tam ve eksiksiz olarak yapılmadığını, kazıklarda yapılan tamirat işlemlerinin bedellerine ilişkin olarak davacıya ihtarnameler gönderildiğini ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından tamirata harcanan bedelin, sözleşmede belirtilen teminattan kesilerek bakiye kısmın davacıya ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 83.610,32-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK’nın 67. maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve talimat kanalıyla alınan raporda bilirkişi özetle; “…davalı tarafın ayıplı işlerin düzeltilmesiyle ilgili davalı tarafın düzenlediği 4/08/2015 tarihli A … seri numaralı 58.022,96-TL bedelli fatura davacı defterlerinde mevcut olmadığı, teminat bedeline yönelik 27.339,52 TL ödeme kayıtlara alınmış olduğu, bu şekilde, hak ediş faturaları ve ödemeler sonucunda y davalı …’in davacı … İnşaat’a 25.580,36 TL bakiye baorcu kaldığı, davacı işi tamamlayıp inşaat alanını terk ettikterni sonra, fore kazık imalatlarının ön tarafları kazılmış, davacının yapmış olduğu imalattaki kusur, hasar ve noksanlıklar gözle görülür hale gelmiş, bu kusur ve hasarların tespiti de dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere İdare Petlim Limancılık A.Ş. tarafından yapılmış, dolayısıyla davacının imal ettiği işlerde kusur, noksan ve/veya hasarların var olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı ve davalı, İdareden kendisine onarılması talebi ile gelen bu uygunsuz imalatı, resen üçüncü kişilere tamir ettirmiş olduğu…” yönünde görüş ve kanaat sunmuştur.
Mahkememizce talimat ile alınan bilirkişi raporu sonrasında alınan ikinci talimat raporunda özetle; “…davalı ; … Ticaret Yapı Malzemeleri ve İnşaat Turizm Mad. San. Ve Limited Şirketi’nin 2014-2015 yılları yasal defterlerin 6102 sayılı yeni TTK. ilgili hükümleri yönünden ticari defterlerin ispat kuvveti bakımından Davalının 2014-2015 yıllına ait Yasal defterlerin (Yevmiye, Defter-i Kebir, Envanter) açılış tasdiklerinin süresi içinde yapıldığı, Yevmiye Defterinin k.ip.mış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun tasdik edildiği, Davalı şirketin defter kayıtlarına 83.693,32 TL davacı taraftan alacaklı olduğu …” yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
Alınan talimat raporları sonrasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle birleştirici rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 12/01/2023 Uyap havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
“…
IV. TEKNİK İNCELEME
Dava konusu olan fore kazık imalat işi davalı tarafından davacıya 17.10.2014 tarihinde imzalanan sözleşme ile verilmiştir. Dava dosyasındaki bilgiler doğrultusunda davacı sözleşme kapsamındaki işini bitirmiş ve davalı tarafından proje müdürü olarak çalışan … tarafından 24.03.2015 tarihinde atılan mail ile onaylanmıştır. Daha sonra üst yapının imalatının başlaması için toprağın kazılmasından sonra kazıkların çatladığı görüldüğünden fore kazık tamirat işi imalatı yapan firma dışında başka bir firma tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı ve davalı arasında imzalanan sözleşmenin 12.maddesinde işin kontrolünü şantiye kontrolü altında Taşeron tarafından idare ve icra olunacağı
belirtilmiştir. Burada net olarak açıklanmasa da iş hazır edildiğinde beton dökümünden önce işin kontrolü taşeron tarafından yapılacağı anlaşılmıştır. Buda eğer taşeron tarafından beton dökümünden önce yapılan hatalı imalatın işveren tarafından kontrol edilmeden veya taşeron tarafından düzeltilmeden betonun dökülebileceği anlamı çıkmaktadır. Böyle hatalı imalatın beton dökülerek kapatılıp kapatılmadığı dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılamamaktadır. Ancak dosya kapsamındaki fotoğraflardan görüldüğü kadarı ile dökülen fore kazıklarında betonun doldurmadığı bölgeler, pas payının kalmadığı bölgeler oluştuğu görülmektedir. Bu gibi sorunlar şu şekilde açığa çıkabilmektedir; Beton döküm esnasında betonun kalıbın içine homojen bir şekilde tam yerleşmesi için yeterince vibrasyon yapılmaması. Bu işçilik hatasıdır. Kazık demiri hazırlanırken donatı demirinin kalıba değmemesi için pas payları monte edilir. Fotoğraflarda görüldüğü kadarı ile bir kazıkta donatı demiri kalıba değdiği için beton tarafından kapatılamamış ve donatı demiri gözükecek şekilde dışarıda kalmıştır. Bu işçilik hatasıdır. Kazık kalıbına dökülen betonun ideal slumpın altında olmasından dolayı betonun kalıp içine tam yerleşememişidir. Bu beton üretim tesisinin hatasıdır. (slump: betonun akışkanlık seviyesidir. 1-30 cm arasında değerdedir. Rakam ne kadar küçük olursa beton akışkanlığı o kadar az olur. Beton kuru olur. Rakam ne kadar yüksek olursa beton o kadar akışkan olur) Yukarıda açıklanan nedenlerden hangisinin kazık betonlarındaki kusura neden olduğu dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılamamaktadır. Ancak bu gibi durumların önüne beton dökülmeden önce demirin, kalıbın kontrolünün taşeron dışında başkaca bir kurum/taraf/yetkili tarafından kontrol edilip imzalı doküman altına almaktır. Dava dosya kapsamında buna benzer bir doküman bulunmamaktadır. Sonuç olarak iş tamamlandıktan sonra yapılan işin tamamı toprak altında kaldığından dolayı işin kusurlu olup olmadığı görülemeden iş teslimi yapılmıştır. Proje müdürü olan kişinin mail yolu ile işin tamamlandığını bildirmesinin nedeni de bundan dolayı olduğu yüksek ihtimaldir. İşin kusurlu olduğu üst yapının imalatının başlaması için toprak kazılıp kazıkların ortaya çıkmasından sonra açığa çıktığı anlaşılmıştır.
Davaya konu 13.05.2015 tarihli icra takip talebinin davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 13.03.2015 tarih ve A-… seri/sıra no.lu “… Konteyner Limanı Projesi açıklamalı ve 70.856,20 TL + 12.754,12 TK kdv= 83.610,32 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, İcra konu faturanın davalı şirket tarafından T.C. … 6. Noterliği tarafından düzenlenen 17.03.2015 tarih ve 06375 yevmiye numaralı İhtarname ile yasal süresinde iadesinin yapıldığı, İcra ve dava konusu fatura tutarının matrahı olan 70.856,20 TL tutarın davacının davalıdan olan 1. Hakediş kesintisinin 13.485,60 TL, 2. Hakediş kesintisinin 21.179,93 TL, 3. Hakediş kesintisinin 21.198,67 TL, 4. Hakediş kesintisinin 14.992,00 TL, toplamından meydana geldiğinin taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, İcra konusu faturanın davalı şirket ticari defterlerine kayıt edilmediği, İcra konusu faturanın davacı şirket ticari defterlerine 13.03.2015 tarihinde kayıt edildiği, ancak 17.03.2015 tarihinde davalının itirazı ile kayıtlardan çıkarıldığı, 30.03.2015 tarihinde bir kez daha kayıt edildiği, ancak davalının 07.04.2015 tarihli 2. İhtarname tarihinde tekrar kayıtlardan çıkartıldığı, aslında icraya konu faturanın davacının kayıtlarında da bulunmadığı, İcra takip tarihinin 13.05.2015, dava tarihinin ise 23.07.2015 iken davalı tarafından davacı şirkete 27.339,52 TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin her iki tarafın ticari defterlerinde 13.08.2015 olarak kayda geçtiği, Davalı şirketin cevap dilekçesinde yapılan imalatın hasarının, sözleşme süresi ve davacı tarafça yapılan iş bittikten sonra ortaya çıktığını, sözleşmede bulunan yetkilere dayalı olarak işveren davalı tarafından geciktirilmeksizin hasarın giderildiğini, yapılan hasar onarım bedelinin kdv dahil 58.022,96 TL yansıtma faturasının tanzim ve tebliğ edilerek teminat bedelinden kesildiğini, işin bu kısmının idareye tesliminin de gerçekleştiğinden bakiye teminat bedeli olan 27.339,52 TL’nin davacı yana ödendiğini, beyan ettiği, davalı şirketin bu beyana göre 14.08.2015 tarih ve … no.lu ve 58.022,96 TL davacıya kestiği faturanın ticari defterlerinde kayıt edildiği, davacıda ise kayıtlı olmadığı, davalı şirketin 83.610,32 TL tutarın 27.339,52 TL tutarını ödediği bakiye (83.610,32 TL -27.339,52 TL)=56.270,80 TL tutar fark için davacıya 58.022,96 TL tutarında masraf yansıtma faturası düzenlediği, 58.022,96 TL -56.270,80 TL=1.752,16 TL farkın sebebi anlaşılamadığı, ancak 1.752,16 TL farkın davacıya ödenen tutar içinde olduğu kabul edildiğinde davacı açısından bir zarar olmadığı, ya da bir başka deyişle aslında bu masraf faturasına göre davacıya 27.339,52 TL tutardan 1.752,16 TL tutarın eksiltilerek ödenmesi gerektiği, dava esas değerinin fatura ana para alacağı olan 83.610,32 TL olarak belirlendiği, icra takip talebinin tek bir fatura alacağından kaynaklı olduğu, cari hesap bakiye farklarının önemli olmadığı, iddia ve savunmalarda üzerinde durulmadığı, İcra takip talebinde istenilen asıl alacağa işleyecek yıllık % 10,5 avans faiz tutarının TCMB verilerine göre ilgili tarihteki geçerli oran olduğu, Hukuki İnceleme İle; davacı tarafından talepte bulunulan 83.610,32-TL’nin, davalı şirket tarafından 4 hakedişten kesilmek üzere her hakediş bedelinin % 5’i oranında tutulduğu hususunda bir ihtilafın bulunmadığı, halli gereken uyuşmazlık konusunun 83.610,32-TL’lik teminata konu tutarın davacı tarafından talep edilebilir niteliği haiz olmadığı noktasında toplandığı, teminat kesintilerinin iadesi talebi yönünden ise taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinin belirleyici olabileceği, zira tarafların anlaşmasına göre sözleşmenin 7. maddesi uyarınca işin tamamlanmasını müteakip teminat kesintilerinin iade edileceğini kararlaştırıldığı, sözleşmede kararlaştırılan “(…) işin tamamlanmasını müteakip (…)” kavramından “işin taşeron davacı tarafından tamamlanıp işsahibi davalıya tesliminin” mi kararlaştırıldığı yoksa; “işin (projenin tümü ile) davalı tarafından tamamlanıp …’e (idareye) tesliminin” mi kararlaştırıldığı hususlarının kesin bir şekilde anlaşılamadığı; davacı ilgili hükmü, işi kendisinin davacıya teslimi ile tamamlanacağı şeklin yorumlamakta iken; davalı, işin …’e teslimi ile tamamlanacağı şeklinde yorumladığı, ilgili hükmün birçok şekilde yorumlanabileceği, i. Şayet Sayın Mahkemece davacının, ifa ettiği edimden beklediği menfaati (SGK kesintilerinin iadesi), sözleşmelerin nisbiliği ilkesi tarafı olmadığı bir sözleşme ilişkisinin (Davalı işveren ile …) mukadderatına bağlanamayacağı kanaatinde olunması halinde işin tamamlanmasının kavramı, davacı lehine yorumlanabileceği ve işin davacıdan davalıya teslimi ile sona ereceğinin ifade edilebileceği; bu sebeple de davacının SGK kesintileri sebebiyle talep ettiği teminat tutarlarının iadesini talep edebilmesinin mümkün olabileceği, ii. Şayet Muhterem Mahkeme tarafından davacıdan kesilen teminatın, işin ilgili idareye teslim esnasında taşeronun (davacının) yaptığı işle ilgili olarak doğacak sorun ve sıkıntıların geciktirilmeksizin giderilmesi amacına hizmet ettiği dolayısıyla işin …’in kabulüne sunulduğu tarihten sonra teminat amaçlı kesilen %5’lik kesintinin talep edilebileceği kanaatinde olunması halinde davacının, ancak …’in kesin kabulü tarihinde talepte bulunabileceği ifade edilebileceği, Sayın Mahkemenin bu maddede belirtilen açıklamalar neticesinde sonuca ulaşma kanaatinde olunması halinde … tarafından kesin kabulün gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin; gerçekleştirildi ise bu kabulün hangi tarihte gerçekleştirildiğinin tespiti gerekeceği, ancak dosya münderecatından bu yönde bir tespitin yapılamadığı, bu tespit yapılırken davacı tarafından başlatılan icra takibinin göz önünde tutulması gerektiği, o iayet … tarafından kesin kabulün bu tarihten önce gerçekleştirildiği tespit edilir ise teminat tutarlarının iadesi talebi mümkün olabileceğinden başlatılan icra takibi tarihi itibariyle teminatın iadesine ilişkin talep hakkının muaccel olduğunun ifade edilebileceği, o buna karşın kesin kabulün bu tarihten sonra gerçekleştirildiği tespit edilir ise teminat tutarlarının iadesi talebi mümkün olmayacağından başlatılan icra takibi tarihi itibariyle teminatın iadesine ilişkin talep hakkının muaccel olmadığının ifade edilebileceği…” yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; taraflar arasında liman dalgakıranı ve sahası yapımı sözleşmesi imzalandığı, davacının fore kazıklarının yapımı kapsamında taşeron sıfatını taşıdığı, davacı tarafça iş bedeline ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafça kendisine ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine takip yapıldığı, davalının takibe itirazı üzerine duran takibe devam edilebilmesi amacıyla itirazın iptali istemi ile işbu davanın açıldığı, davalı tarafça ayıplı ifa sebebiyle yapılan imalat bedelleri olduğu, davacıya borçlu olunmadığı savunması ile davanın reddi talep edilmiştir.
Dava konusu olan fore kazık imalat işi davalı tarafından davacıya 17.10.2014 tarihinde imzalanan sözleşme ile verilmiştir. Dava dosyasındaki bilgiler doğrultusunda davacı sözleşme kapsamındaki işini bitirmiş ve davalı tarafından proje müdürü olarak çalışan … tarafından 24.03.2015 tarihinde atılan mail ile onaylanmıştır. Daha sonra üst yapının imalatının başlaması için toprağın kazılmasından sonra kazıkların çatladığı görüldüğünden fore kazık tamirat işi imalatı yapan firma dışında başka bir firma tarafından yapıldığı savunması yapılmıştır. Davacı ve davalı arasında imzalanan sözleşmenin 12.maddesinde işin kontrolünü şantiye kontrolü altında Taşeron tarafından idare ve icra olunacağı belirtilmiş, iş teslimin kontrolüne ilişkin net bir ifadeye yer verilmemiştir. Yani, taşeron tarafından beton dökümünden önce işveren tarafından kontrol edilmeden veya taşeron tarafından
Düzeltme yapılmadan betonun dökülmüş olması mümkün olduğu gibi işveren tarafından işin kontrol edilerek teslim alınmış olmasının da mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve dosya kapsamına göre teknik yönden denetime elverişli bulunan 12/01/2023 tarihli birleştirici bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, davacının edim ifasının ayıplı olup olmadığı hususunun bu hali ile net olarak tespitinin mümkün olmadığı, işi teslim alan davalının işin ayıplı olduğuna yönelik savunmasının dosya kapsamındaki mevcut deliller ile ispat edilemediği, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca işin tamamlanmasını müteakip teminat kesintilerinin iade edileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmede kararlaştırılan işin tamamlanmasını müteakip kavramından sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince işin taşeron davacı tarafından tamamlanıp iş sahibi davalıya tesliminin kararlaştırılmış olduğu kanaatine varılmıştır. Dolayısı ile 83.610,32-TL’lik teminata aynı zamanda takibe konu bakiye iş bedelinin davacı tarafından davalıya işin teslimi ile ödenmesi gerektiği ve işin teslim edilmiş olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, dava tarihinden sonra, 13/08/2015 tarihinde davacıya ödenen 27.339,52-TL’lik kısmi ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına, davalının ayıplı ifa savunması bulunduğundan takip sırasında alacağın likit olmadığı, borçlunun itiraz anında itirazında haksız olmadığı kanaatinin hasıl olması sebebiyle şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı tarafından …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile takibin aynen devamına (Dava tarihinden sonra, 13/08/2015 tarihinde ödenen 27.339,52-TL’nin kısmi ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına.),
2-İcra inkar tazminatı talebinin, şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 5.711,39-TL karar ve ilam harcından 1.009,81-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 4.701,58-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 1.041,61-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 6.301,20-TL masraf olmak üzere toplam 7.342,81‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.377,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip … Hakim …