Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/780 E. 2023/336 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/780 Esas
KARAR NO:2023/336

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/07/2015
KARAR TARİHİ:17/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalının aynı anne ve babadan olma kardeş olduklarını, müvekkili ile davalının babalarının yıllar önce öldüğünü, 4 ay kadar öncede annelerinin vefat ettiğini, davalının 3-4 yıl kadar önce eşi ile olan ihtilafından dolayı eşi ve eşi dışında gelişen olaylarla ilgili olarak mal varlığını korumak amacıyla annesinden … 8. Noterliğinin 19/03/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin edildiğini, bu vekaletnamenin taşınmaz alımı, taşınmaz satımı, taşınmazı kiraya verme yetkisi, banka hesaplarından para çekme yetkisi, maaş alım yetkisi, araç satın alma yetkisi, araç satma yetkisi gibi yetkiler içerdiğini, davalı tarafın bu vekaletname ile çeşitli aralıklarla bankalar ve diğer resmi yerlerde annesi adına işlemlerde bulunduğunu, davalı tarafın bu vekaletname ile yapmış olduğu işlemlerin ne zaman, nasıl olduğunu annesi, müvekkili ve hiçbir kimse tarafından bilinmediğini, anne …’nun daha sonra … 3. Noterliğinin 09/02/2015 tarih, … yevmiye numaralı azilnamesi ile davalıyı azlettiğini, davalının azledilmesinden çok kısa bir süre sonra annenin vefat ettiğini, annenin vefatından çok kısa bir süre sonra davalı tarafın müvekkiline miras sebebiyle ihtilaf oluşturduğunu, araya bir çok insanın girmesine rağmen bu ihtilafı devam ettirdiğini ve müvekkili aleyhine icra takibinde bulunduğunu, davalının yapmış olduğu takibin kesinleştiğini, icra takibine konu olan bonolarda anne …’nun borçlu olarak gözüktüğünü, bonolardaki borçlu annenin takipten önce vefat ettiğini ve davalı tarafından da alacaklı olarak gözükmesinden dolayı müvekkilinin icra takibinde tek başına borçlu gözüktüğünü, icra takibi başlatılan bu iki senet tetkik edildiğinde, bu iki senedin de aynı bilgisayardan, aynı karaktarlerde, aynı puntolarda yazılmış olduğu, miktar ve tarih dışındaki bütün her şeyin aynı olduğunu, senet alacaklısının da “bayan …” olduğunun görüleceğini, müteveffanın, davalı tarafa toplamda 700.000,00 TL gibi yüksek bedelli iki tane senet vermesi, bu miktarda borçlanmanın mümkün olmayacağını, çünkü müteveffa, mütevazi bir yaşantısı olan ve miras yoluyla sahip olduğu varlıkların dışında kendi el emeğinin değerlendirilmesi sonucu elde ettiği gelirle hiçbir kimseye ihtiyaç duymadan yaşayan birisi olduğunu, dolayısıyla müteveffanın böyle yüksek bir bedelle borçlanmaya ihtiyacı olmadığı gibi davaya konu senetlerden haberinin bile olmadığı müvekkilince düşünüldüğünü, zaten gerçekte böyle bir borç olsa idi davalı tarafın annesinin vekili olduğu süre içerisinde, yani her türlü imkana sahip iken, bu borcu tahsil edebilecek durumda olduğunu, ancak davalı tarafından böyle bir işlem yapılmadığını belirterek davanın kabulüne, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın, haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili ile eşi arasında ihtilaf olup olmamasının bu dava ile ilgisi bulunmadığı gibi, mal varlığını korumak amacıyla annesinin vekili olduğu iddiasının da akla ve mantığa uygun bir yanı bulunmadığını, işbu davanın menfi tespit davası olup, borçlu olunmadığını ispat yükünün davacıda olduğunu, tarafların müşterek murisi olan anneleri …’nun sağlığında yüksek miktarda nakit paraya ihtiyacı olduğunu, müvekkilinin, genç yaşından itibaren kimya mühendisi olarak dünya çapında iş yapan büyük ilaç firmalarında çok yüksek maaş karşılığında yönetici olarak çalışmış olup, henüz bekarken yaptığı yüksek miktarda tasarrufu bulunmakta olduğunu, murisin, müvekkilin bu birikiminin olduğunu bildiğinden, ev almak için ve sair nedenlerle ihtiyacının olduğunu söyleyerek borç para istediğini, müvekkilinin de annesine çok düşkün olduğu için ve onun rahat yaşamasını evlatlık görevi olarak kabul ederek kendisine bir kaç defa borç para verdiğini, davacının, Bağ-Kur’da çalışarak emekli olmuş, lise mezunu bir kimse olduğunu, murisin, ilk olarak aldığı borç parayı ödemek istediğinde davacının kendisine engel olması nedeniyle davacıya ve eşine maddi konularda güvenemediğini ve ileride müvekkili mağdur edebileceklerinden endişe ettiğini söylediğini, murisin, yaşının ilerlemiş olması ve çeşitli rahatsızlıklarının da bulunması nedeniyle, bir ayağının çukurda olduğunu belirterek, kendisine bir şey olması halinde büyük kızı olan davacının müvekkilin alacaklarını inkar edeceği düşüncesiyle dava konusu emre muharrer senetlerin düzenlenmesini ısrarla istediği ve tanzim edilen senetleri imzaladığını, senetlerin içeriğinin doğru olduğunu, muris tarafından bilerek ve isteyerek, akıl sağlığı yerinde olarak imzalandığını, bu senetlerin müvekkiline verildiğinden davacının da bilgisi bulunduğunu, hatta senetlerin fotokopilerinin de davacıda mevcut olduğunu, dava konusu emre muharrer senetler Türk Ticaret Kanunu’nun 766. maddesinde belirtilen unsurları taşıdığını, murisin, miras yolu ile elde ettiği bir mal varlığı olmadığını, murisin 13.03.2015 tarihinde vefat ettiğini, müteakip günlerde davacının akrabalarına ve müşterek tanıdıklarına müvekkili ile uzlaşacağını ve hakkını mutlaka vereceğini söylediği için müvekkili işbu bonolara ilişkin olarak bir işlem başlatma gereği duymadığını, ancak davacının son olarak müvekkili ile hiç bir şekilde uzlaşmayacağını yakın çevresine söylediğini öğrenince, icra takibi başlatmak zorunda kaldıklarını senetlerin murisin vefatından sonra tanzim edildiği iddiasının doğru olmadığını, davacının, ödeme emri tebliğ edildikten sonra icra takibine itirazda bulunmadığı ve takip kesinleştiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri, ticari faiz ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, icra takibine konu edilmiş olan iki adet senetteki imzanın tarafların annesi olan müteveffa murise ait olmadığı, senetlerin muris tarafından düzenlenmediği ve muvazaa olduğu iddiası ile senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin 24/06/2019 tarihli celse ara kararı uyarınca taraflarca bildirilen tanıkların yetki sınırı dışında olanlar için her bir tanık başına 30,00 TL tanıklık ücreti ve talimat gideri karşılandığında bulundukları yer mahkemelerine talimat yazılmasına, yetki sınırlarında olan tanıklar için tanıklık ücreti 50,00 TL ile tebligat gideri karşılandığında davetiye ile celplerine veya hazır edildiklerinde dinlenmelerine karar verilmiştir.
Mahkememizce 10/12/2019 tarihinde davacı tanıklarının beyanlarının alınması için talimat yazılmıştır.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Davacıyı çocukluğumdan beri tanırım. Eskiden aynı mahallede oturuyorduk. Bununla birlikte tarafların annesi … bizimle aynı binada oturduğu için sonraki dönemde de kendisi ile görüşmeye devam ettik. Kendisi zaman zaman annesini ziyarete gelirdi. Hatta hafta içi hergün kendisini görürdüm. Muris … ile hep davacı ilgileniyordu. Davalının ilgilendiğini hiç görmedim. Senede bir iki kez gelirdi. O da bayramlarda olurdu. Oturduğu ev …nun kendisine aitti. Bildiğim kadarıyla davalı İstanbulda yaşamaktadır. Ben muristen davalı hakkında olumsuz bir şey duymadım. Davalının neden nadiren geldiğini bilmiyorum. Yalnızca muris davalının gelip gitmemesinden yakınırdı. Davalının muris ile arasında bir sorun var mıydı yok muydu bilmiyorum. Maddi manevi ihtiyaçlarını davacı karşılıyordu. Murisin parasal bir ihtiyacı yoktu. Sadece fiziksel olarak davacı ilgileniyordu. Bildiğim kadarıyla murisin parası, aylığı vardı. Oturduğu evin haricinde de taşınmazı olduğunu ve İstanbulda olduğunu duydum. Murisin davalıdan ya da başka birinden borç alma ihtiyacı olmadığını zannediyorum. Geçmişte de böyle birşey duymadım. Parası vardı. Muris senede bir kez İstanbula giderdi. Birkaç gün kalır dönerdi. Ne kadar kaldığını tam bilmiyorum. Muris ile yaklaşık 20 sene aynı binada oturduk. Murisin mal varlğıına ilişkin bilgileri kendisinden duyuyordum. Detaylı bilgim yoktur dedi.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Davacıyı ve murisi tanıyorum. Murisin eşi ile arkadaşlığıım vardı. Davacıyı ise iş dolayısıyla tanırım. Sendika başkanlığı yapıyordum. Davacıyı eşi ile nişanlandığı dönemlerde de tanıyordum. Murisi çok iyi tanırım. Murisin oturduğu ev kendine aittir. Aylığı vardı. Aylığı kendisine mi ait yoksa eşinden mi kaldı bilmiyorum. Muris ve eşi eskiden beri zengindir. Kimseye ihtiyaçları olmamıştır. Çevreden bilindiği kadarıyla muris zengin bir aileydi ancak mali durumuna ilişkin detaylı bilgim yoktur. Murisin eşinden başka taşınmazları olduğunu, köylerde icara verildiğini duyardım. Ancak nerede ne taşınmazı olduğunu bilmiyorum. Murisin parasal bir ihtiyacı yoktu. Hatta bizlere bile faydası vardı. Fakire fukaraya yardım ederdi. Kendisi 2-3 sene önce vefat etmiştir. Kendisinin hiç borç almaya ihtiyacı olmamıştır. Murise davacı bakıyordu. Onunla davacı ilgileniyordu. Davalıyı hiç görmedim. Davacının murisle ilgilendiğini sohbetlerimiz esnasında davacıdan duydum dedi.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Tarafları tanırım. Davacıyı daha yakından tanırım. Tarafların annesi olan …na hala olarak hitap ederdik. Çocukluğumuzdan beri kendisini tanırız. En son ölmeden önce İstasyon Caddesinde bulunan bir yerde kalıyordu. Yanına bir iki kez gitmiştik. Hasta olduğu için geçmiş olsun demiştik. Muris pek o kadar variyetli olmamakla beraber kimseye muhtaç değildi. Eşinden emekli aylığı aldığını biliyorum, bankada parası olup olmadığını, oturduğu ev dışında kendi murisinden kalan … tarafında bir yer olduğunu biliyorum. Başkaca taşınmaz olup olmadığını bilmiyorum. Bir keresinde sohbet ederken … Beldesinden kooperatife gireceğini söylemişti. Bunu bana söyleyeli 10-15 sene olmuştur. Kimsenin yardımına ihtiyacı yoktu. Parasal olarak kendisini idare edecek durumdaydı. Muris … da genellikle davacının yanına gidip gelirdi ayrıca İstanbula da gidip gelirdi. Muris ölmeden önce bile ele ayağa düşmüş birisi değildi. Kendi ihtiyaçlarını görebiliyordu. Kızları ile aralarında sorun olup olmadığını bilmiyorum dedi.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Tarafları tanırım. Davacıyla yaklaşık 10 yıldır aynı binada oturuyoruz. Komşu oluruz. Davalıyı ise davacının yanına gelip gitmesinden tanırım. Benim aynı binada dükkanım da vardır. Muris ile babam eskiden aynı mahallede otururlardı. O zamandan tanışıklığımız vardır. Muris davacının yanına gelip gittikçe dükkanda olduğundan kendisini görüyor ve sohbet ediyordum. Kendisi aklı başında birisi idi. Ölümünden 5-6 ay öncesine kadar gayet sağlıklıydı. Son zamanlarda davacının desteğiyle hayatını sürdürüyordu. Kendisine evde bakım hizmeti veriliyordu. Murisin oturduğu dairesi … nezih bir semtinde fiyatı yüksek bir dairedir. Ayrıca … Beldesinde termal villası olduğunu ve İstanbulda bankada paralarının olduğunu duydum. Emekli maaşı alıyordu eşinden dolayı. Kimseye maddi olarak bir muhtaçlığı yoktu. Kendisinin toplu para ihtiyacı olduğunu da hiç duymadım. Tahmin etmiyorum. Muris vaktini davacının evinde geçiriyordu. Davalı yılda bir iki kez geliyordu. Kızlarıyla ilgili bir şikayeti olduğunu duymadım. Murisin bankada parası oludğunu davacıdan ve davacının eşinden duydum. Davalının haciz yoluyla murisin bir miktar parasını aldığını duydum dedi.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Tarafları tanırım. Davalıyı küçüklüğünden tanırım. Davacı ile ise halen yakınlığım vardır. Anne babam tarafların anne babasıyla yakın dosttu. Bu sebeple aramızda dostluk mevcuttur. Davalıyı çocukluğundan sonra tekrar görmedim. Kendisini yolda görsem tanımam. Murisin oturduğu ev kendisine aitti, aylığı vardı, aylığı eşindendi, bankada parası olduğunu kendisinden duydum. Ömrünün son zamanlarında hasta olduğu dönemde kendisini ziyaret ettiğimde muris bana davalının kendisinden taşınmazlarını ve bankadaki paralarını istediğini, onun üzerine yapmasını istediğini ancak bunu diğer kızı olan davacıya o üzülmesin diye söylememediğini anlattı. Hatta davalının bu sebeple kavga edip gittiğini söyledi. Muris davacının hakkını davalıya geçirmemek için bu talebi kabul etmemiş. Muris ile davacı ilgilenirdi. Muris 10-20 sene davacıyla aynı evde oturmuştur. Murisle hep davacı ilgilenmiştir. Davalıyı hiç görmedim. Önceki sohbetlerimizde de muris kendisinin mal varlığıyla alakalı olarak davalının kendisini rahatsız ettiğini söylüyordu. Murisin bir keresinde kalçası kırılmıştı. İstanbula gitmişti, tedavi olurken kızının evinde kalamadığını, kızının onu evine götürmediğini, kardeşinin evinde kaldığını üzülerek söylemişti dedi.
Mahkememizin 04/01/2022 tarihli ara kararı uyarınca Dosyamız kasa evraklarının İstanbul ATK’ya gönderilerek, dava konusu olan 250.000,00 TL ve 450.000,00 TL bedelli iki adet senette yer alan imzaların, ödeyecek (keşideci) olarak adı geçen, taraflar murisi müteveffa …’na ait olup olmadığının belirlenmesi için, senet asılları ve kasa evrakları üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
ATK raporunda özetle; İnceleme konusu senetlerde borçluya atfen atılı yazı unsuru içerir imzalar ile …’nun mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’nun eli ürünü olduğu belirlenmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre, ATK’dan alınan rapora göre senetler üzerindeki imza muris …’na ait olduğundan, her ne kadar davacı taraf yeniden inceleme yapılmasını talep etmiş ise de, mahkememizce alınan bu rapor yeterli görülmekle yeniden inceleme de yapılmadığından, imzanın murise ait olmadığı yönündeki iddianın yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı taraf, murisin senet tarihlerinde davalıdan borç para almasını gerektirir bir durum olmadığı yönünde beyanlarda bulunarak senetlerin muvazaalı şekilde düzenlendiğini iddia etmiş ise de, muris …’na adına olan bankalarda bulunan hesaplarındaki yüklü miktarda para giriş çıkışlarının kendisine vasi tayin edilmiş durumda bulunan murisin hangi işlem ve faaliyetleri dolayısıyla gerçekleştiğinin ortaya konulamamış olması, bu miktardaki para giriş çıkışlarının sadece murisin ailesinin ve eşinin durumunun iyi olduğu iddiası ile açıklanamayacağı, davacı tarafın bu iddiaları, murise ait hesaplardaki para giriş çıkışları, davalı hesaplarından muris hesaplarına karşılıklı yapılan işlemler, davalı tarafın paraların kendisine ait olduğu yönündeki beyanları, davacının ödeme emri tebliğ edildikten sonra icra takibine itirazda bulunmadığı ve takip kesinleştiği hususları ile birlikte bütün halinde değerlendirildiğinde, , davacının dava konusu senetlerin düzenlenmesi ve takibe konulmasında muvazaa olduğuna yönelik iddialarını ispatlayamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı kanaati ile nihai olarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Davalı tarafın tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.977,13 TL harçtan mahsubu ile fazla alınmış olan 5.979,23 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 95.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza