Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/721 E. 2022/411 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/721 Esas
KARAR NO : 2022/411

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/07/2015
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/05/2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki…ı araç ile sürücü …’ın kullandığı tescilsiz ve plakasız motosikletin çarpışması neticesinde çift taraflı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, trafik ekiplerince olay yerinde yapılan incelemede kazaya karışan her iki aracında kaza mahallinde olmadığı, kazada çarpışma noktasının tespit edilemediği, taraflara ait kusur durumlarının belirtilemediğini, kaza neticesinde müvekkilinin ciddi şekilde yaralandığını, kaza sonrasında müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, tedavi altına alındığını, kaza ile ilgili soruşturma başlatıldığını belirterek davanın kabulüne, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açıklayıcı ve net olmayan dava dilekçesinin reddinin gerektiğini, dava öncesi yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, davaya ilişkin delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, davanın ihbarını talep ettiklerini, davacı tarafından alınmış ödeme ve açılmış tüm dava bilgilerinin bildirilmesi gerektiğini, kazaya sebep olduğu bildirilen aracın olay tarihini kapsayan mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen kazadaki kusur durumu ve kusurlu hareket ile meydana geldiği iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, güvence hesabı yönetmeliğine göre motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararların hesaptan karşılanmayacak zararlar olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu olayda hatır taşıması söz konusu olduğundan davanın müvekkili kuruma yöneltilmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını, davacının müterafik kusurlu olduğunu, davacıya kaza sonucunda SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır.
6098 sayılı TBK 53.maddesinde, haksız fiil nedeniyle ölüm halinde uğranılan maddi zararlar, cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olarak belirtilmiştir. Yasal düzenlemeye göre ölenin yardımından faydalananlar, ölüm nedeniyle yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatında amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, destek tazminatı fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır.
Davaya konu kazanın 26/05/2014 tarihinde saat 15:00 sıralarında dava dışı sürücü…’ın sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile… istikametinden Bingöl istikametine doğru seyretmekle iken, Bingöl Caddesi üzerinde, M.Akif Ersoy Caddesi kavşağında, kavşakta sola dönüş manevrası yapan dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı araç ile çarpışması neticesinde, motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’ nin yaralanması ile meydana geldiği anlaşılmıştır. Davalı Güvence Hesabına tazminat istemi ile başvuruda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası ve uzlaştırma tutanağı celp edilmiştir. Soruşturma dosyasında, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İddia-savunma, talep kalemleri ve sorumluluklar denetlenmek suretiyle kusur tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesinin 20/09/2018 tarihli raporunda özetle: sürücü … idaresindeki motosiklet ile meskun mahaldeki caddede seyri sırasında olay yeri kavşağa geldiği esnada, kavşak kolları üzerinde gerekli-yeterli kontrolleri yapıp ilk geçiş hakkını sol taraftan düz devam etmek suretiyle kavşağa girmekte olan motosiklete vermesi gerektiği hususuna riayet etmediği, dikkatsizce kavşağa girmesi sonucu sol tarafından kavşağa yaklaşan motosikletin seyir istikametini kapatarak motosikletle çarpıştığı olayda asli %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu, sürücü …idaresindeki otomobil ile meskun mahaldeki caddede seyri sırasında olay mahalli kavşağa yaklaştığında yola gereken dikkatini vermediği, sağ tarafından kavşağa giren otomobile karşı zamanında uygun tedbirine başvurmayıp otomobille çarpıştığı olayda tali derecede %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce, maluliyetin tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. ATK 2.İhtisas Kurulunun 27/04/2020 tarih ve 5348 karar nolu raporunda özetle; davacı …’nin 26/05/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre E cetveline göre %14.3 (yüzdeondörtnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Mahkememizce, aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. oy birliği ile mütalaa olunur. Bilirkişinin sunduğu 04/01/2021 tarihli raporda özetle; 4 ay/120 gün süre işe geçici iş göremezlik zararının kazanın oluşumunda kusurun bulunmadığının kabulü ile 3.672,25 TL olduğu, sürekli iş göremezlik- efor kaybının % 14,3 maluliyet oranı ve kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 116.078,06 TL olduğu, toplam maddi zararının ise 119.750,31 TL olduğu, işbu tutarın kazada motosiklet sürücüsünün % 20 Kusurlu olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda; Davalı Güvence Hesabının tescilsiz motosiklet sürücüsünün kusuru oranında hesaplanan işbu toplam maddi zararın 23.950,06 TL’sinden sorumlu olabileceğinden, kazada … plakalı araç sü …’ın kazanın oluşumunda % 80 kusuru olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda, kaza sırasında geçerli bir ZMMS poliçesi bulunmayan aracın kusuru oranında davalı Güvence Hesabının toplam hesaplanan maddi zararın 95.800,25 TL sinden sorumlu olduğundan söz edilebileceği, Elbette; kaza sonrası maluliyetine konu arızasının ayak bileğinden kaynakladığı görülmekle, kask takıp takmamasının müterafık kusur durumunu etkilemeyeceği, ancak arkadaşının motorunda taşındığı ve tescilsiz bir araçta yolcu konumunda olduğu görülmekle müterafık kusur durumu konusundaki takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğu, temerrüt tarihi ve Faiz; Dava öncesinde davacı tarafından davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığını ispatlar belgenin dava dosyasında bulunmadığı ve Güvence Hesabı tarafından dava öncesi herhangi bir başvurunun bulunulmadığını belirttiğinin tespiti ile 06.07.2015 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceğinin (sigortasız araç hususi ve tescilsiz araç motosiklet) takdir ve münakaşasının Sayın Mahkemeye ait olduğu, (Yargıfay Genel Hukuk Kanunun1999/19-73 E. 1999/106 K. 17.02.1999 tarihli kararı gereği/ yasal faiz), SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin bulunmadığı hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekilince bilirkişi raporu doğrultusunda, …plakalı araç için talep edilen dava dilekçesi ile talep edilen 3.000,00-TL talebini, 95.800,25-TL olarak ıslah edildiği bildirilmiştir.
5684 sayılı Kanunun 14.Maddesinde “Güvence Hesabı” nın düzenlendiği; anılan maddeye göre “(1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla …Sigorta,… ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.
(2) Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c)Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç)Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için,
başvurulabilir. Cumhurbaşkanı, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir.” hükmü düzenlenerek, Güvence Hesabına başvurulabilecek haller sayılmıştır. Trafik Sigortası Yaptırmak Zorunda Olanlar ise;
1- Araç sahibi – İşleten – Girişimci
KTK. m. 3’deki ve m. 85 ile sonraki maddelerdeki tanımlara göre, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş olan araç sahibi,
Motorlu aracın sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracı uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan, aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işleten ve araç üzerindeki fiili tasarrufu bulunan, aracın kullanılmasından ekonomik çıkar ve yarar sağlayan işleten,
Motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi olan gerçek veya tüzel kişiler (girişimci), KTK ‘nun 91’inci maddesine göre Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) yaptırmak zorundadırlar.
2- Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar
KTK. m.104’e göre motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüs sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulur.
yukarıda yazılı teşebbüs sahipleri kendilerine bırakılan motorlu araçların tümünü kapsamak üzere esasları Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakanlıkça tespit edilecek bir Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmak ve denetimlerde bu sigortanın yapıldığını belgelemek zorundadırlar.
3- Motorlu araç yarış düzenleyicileri
KTK. m. 105/3’e göre yarış düzenleyicileri, yarışa katılanların ve yardımcı kişilerin yarış sırasında üçüncü kişilere vermeleri olası zararları karşılamak üzere bir Sorumluluk Sigortası yaptırmak zorundadırlar. Bu tür sigortalarda sigorta tutarları, zorunlu mali sorumluluk sigortasındaki tutarlardan az olamaz.
4- Motorlu araç römorkları ve çekilen araçlar yönünden sorumluluk sigortası
KTK. m. 102’ye göre, bir römorkun veya yarı römorkun veya çekilen aracın sebep olduğu zararlardan dolayı, çekicinin işleteni, motorlu aracı işletenin sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre sorumlu tutulur. Çekilen araçla ilgili olarak sorumluluk genel hükümlere tabidir.
Çekicinin sorumluluk sigortası, çekiciyi işletenin, römorkun sebep olduğu zararlardan dolayı sorumluluğunu kapsar. İnsan taşımada kullanılan römorklar için ek bir sorumluluk sigortası yaptırılarak tüm katarın en az zorunlu mali sorumluluk sigortası tutarlarının kapsamına girmesi sağlanmadıkça, trafiğe çıkarılamaz.
5- Devlet ve kamu tüzel kişileri
KTK. m. 106’ya göre, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar 85’inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101’inci maddedeki şartları taşıyan sigorta şirketlerine Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmakla yükümlüdürler.
6- Yabancı plakalı taşıtlar
KTK. 91/6. maddesinde “turistlere ait taşıtlarla, uluslararası çok taraflı veya karşılıklı anlaşmalar kapsamına giren yabancı plakalı taşıtların Türkiye’de uluslararası anlaşmalarla kabul edilmiş sigortaları yoksa, bunlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında yapılır.” denilmiştir.Trafik Sigortası Kapsamına Giren Araçlar;
1- Motorlu taşıt araçları
KTK. 91. maddesi ile bu maddenin yollama yaptığı 85/1. madde hükmüne göre sigorta kapsamına giren araçlar motorlu taşıt araçları’dır. Bu niteliği taşımayan araçlar (kural olarak) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından yararlanamazlar.
KTK. 3. maddesine göre taşıt, karayolunda insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan araçlardır. Bunlardan makine gücü ile yürütülenlere motorlu taşıt, insan ve hayvan gücü ile yürütülenlere “motorsuz taşıt” denir.
Motorlu taşıtlar: Otomobil, minibüs, otobüs, troleybüs, kamyon, kamyonet, çekici, arazi taşıtı, itfaiye, cankurtaran ve cenaze araçları, motosiklet, triportör, radyo – televizyon – sinema – kütüphane ve araştırma araçları, bozuk veya hasara uğramış taşıt veya araçları çekmek, taşımak, kaldırmak gibi özel işlerde kullanılan motorlu araçlar, personel servis ve okul servis araçları, toplu taşıma araçları, kamu hizmeti taşıtları vb.dir. Bunlar yasanın 24. ve 25. maddelerine göre Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmamışlarsa trafiğe çıkamazlar.
2- Römorklar
Motorlu araçla çekilen, insan ve yük taşımada kullanılan motorsuz taşıtlara römork; bir kısmı motorlu taşıt veya araç üzerine oturan, taşıdığı yükün ve kendi ağırlığının bir kısmı motorlu araç tarafından taşınan yarı römork; azami yüklü ağırlığı 750 kilogramı geçmeyen hafif römork türünden taşıtlar zorunlu sorumluluk sigortası kapsamına girmez ise de, KTK. m.102’ye göre bu tür araçların verdiği zararlardan dolayı, çekicinin işleteni sorumlu olduğundan, aynı maddenin 2. fıkrasına göre “çekicinin sorumluluk sigortası, çekiciyi işletenin, römorkun neden olduğu zararlardan dolayı sorumluluğunu da kapsar.”
İnsan taşımada kullanılan römorklar için 102. maddenin 3. fıkrasında “Ek sorumluluk sigortası” yaptırılacağı hükmü yer almış ve “insan taşımada kullanılan römorklar, römork için ek bir sorumluluk sigortası yaptırılarak tüm katarın en az zorunlu mali sorumluluk sigortası tutarlarının “kapsamına girmesi sağlanmadıkça trafiğe çıkarılamaz.” denilmiştir.
3- İş makineleri
KTK. 3. maddesinde 17.10.1996 gün 4199 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle iş makineleri motorlu araçlar kapsamına alınmış ve “yol inşaat makineleri ile benzeri tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ile çeşitli kuruluşların iş ve hizmetlerinde kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş, karayolunda insan, hayvan, yük taşınmasında kullanılmayan motorlu araçlar” biçiminde tanımlanmıştır.
Gene yasanın 3. maddesinde lastik tekerlekli traktörler için ayrı bir tanımlama yapılmış ve “belli şartlarda römork ve yarı römork çekebilen, ancak ticari amaçla taşımada kullanılmayan tarım araçlarıdır.” denilmiştir.
Bu tanımlamalar çerçevesinde iş makineleri ve traktörler için Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılması zorunludur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının, trafik kazası nedeniyle maluliyet i nedeniyle davalıdan tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının yolcu olarak bulunduğu motorlu bisikletin kaza tespit tutanağında tescilsiz motosiklet olarak belirtilmiş olup, başkaca hiçbir bilgi olmadığından dosya kapsamından aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı Güvence Hesabı’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edilmesi nedeniyle, Mahkememizce, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunun ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilerek, ceza dosyası celp edilmiş, söz konusu motosiklete ilişkin bilgiler sorulmuş, davacı vekiline tescilsiz motosiklete marka, model, silindir hacminin ve bulunduğu yerin bildirilmesi için kesin bir süre verilmiş, ancak kayıt ve belge sunulmamış, motosikletin bulunmaması nedeniyle uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılarak, araç motor silindir hacminin belirlenmesi mümkün olmadığından, silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun tespit edilemediğinden, davacı tarafın tescilsiz motosiklet için maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın … plakalı araç yönünden davalıdan tazminat talebinde ise mahkememizce … Cumhuriyet Başsavcılığının …Soruşturma sayılı dosyası ve uzlaştırma tutanağı celp edilmiş, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 üncü maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulmuş, 26.05.2014 tarihli uzlaştırma teklif formu düzenlenmiştir. Söz konusu belgede CMK’nun 253. maddesi çerçevesinde davacıya uzlaşmayı kabul ya da reddetmenin hukuki sonuçları anlatılmış, teklif formunun (D) bendinin (a) alt bendinde;uzlaşmanın gerekleşmesi durumunda mağdur ya da suçtan zarar görenin her türlü hukuki dava ve takip haklarının sona ermesi karşılığında şüpheli hakkındaki suç soruşturmasının son bulacağının belirtildiği, davacının uzlaştırma teklifini kabul etmek suretiyle formun altını imzaladığı, Cumhuriyet Baş Savcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. 5271 sayılı CMK’ nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. ” CMK’ nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Söz konusu Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Dolayısıyla, davacının tazminat davası açma hakkı bulunmadığı anlaşıldığından, davacının bu tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 53,00 TL nispi harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.051,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/04/2022

Katip
e-imza

Hakim
e-imza