Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/682 E. 2018/587 K. 18.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/682 Esas
KARAR NO : 2018/587
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2015
KARAR TARİHİ : 18/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davası ile müvekkili ile davalı şirket arasında 01.09.2014 tarihinde hak ediş usulü şirket sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme uyarınca sözleşmenin fesih tarihine kadar hak etmiş olduğu ve geçersiz fesih nedeniyle muaccel hale gelen sözleşmenin 5 aylık sürelerine ait bedellerin tazmininin talep edildiğini bu sözleşmede müvekkili tarafından davalı … kuruluşuna beyin cerrahisi branşında sağlık hizmetinin sözleşmede belirtilen şartlar doğrultusunda sunulması davalı şirketin de bunun karşılığı olan bedeli müvekkiline ödemesi yönünde anlaştıklarını, ancak davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak Hiçbir haklı gerekçe olmaksızın… Noterlilğinin 02.03.2015 tarih … yevmiye no’lu ihtarıyla sözleşme gereklerine uymayan verimsiz çalışmalar hastaneyi …, İl sağlık müdürlüğü ve hizmet verilen hastalara karşı sorumluluk gerektirecek şekilde verilen hizmetin gereğine aykırı uygulamalar nedeniyle tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 4. madde gereğince 02.04.2015 tarihi itibariyle fesh ettiklerini ifade ettikleri, uzlaşmanın sağlanamadağını, feshin haksız ve dayanaksız olarak gerçekleştiğini, sözleşmenin kalan 5 aylık süresinin müvekkil şirket ve ekibinin hak etmiş olduğu ödenmeyen tutarı talep etme hakkını oluşturduğu, tazmin sorunluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin tüm edimlerini kusursuz olarak yerine getirdiğini, feshin geçersiz olup alacakların muaccel hale geldiğini, davalının temerrüt tarihi itibariyle işleyecek ticari faizi ile dava konusu alacaklarının şirketin fesih tarihine kadar hak etmiş olduğu ve davalı tarafından ödenmeyen 10.000,00 TL alacağın şimdilik kaydı ile 15.04.2015 sözleşmenin geçerli bir neden olmadan haksız fesih edilmiş olması nedeniyle geri kalan 5 aylık ücreti 450.000,00 TL nin yine 15.04.2015 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, masraf ve vekalet ücretine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
Davalı vekili cevabında taraflar arasında mevcut sözleşmenin bulunduğunu ancak müvekkili tarafından haklı nedenle davacının kusurlu işlemleri sebebiyle, katlanılmaz hale gelmesinden dolayı feshin yapıldığını, geçerli sebep gösterildiğini ve fesih hükümlerini yine sözleşmede yer alan şartlar doğrultusunda yaptıklarını, 1 ay önceden haber verdiklerini, hastane bünyesinde sunulan sağlık hizmetinin standartlardan uzak olduğunu bu nedenle gelir kaybı ile tazminat talebinin yerinde bulunmadığı, müvekkilinin temerrüte düştüğünün kabul edilemeyeceğini, dava tarihinden önce referanslarının iyi olmasının sözleşmenin fesh edilemeyeceği anlamı taşımadığını, ileri sürülen iddialarını somut delillerle kanıtlayamadıklarını, bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesi istenilmiştir.
İncelenen dosyada davanın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi içerisinde haksız nedenle süresinden önce fesih edildiği iddiasına dayalı ödenmeyen bedel ve sözleşme sonuna kadar kalan süre içerisindeki gelir kaybına ilişkin tazminat davasıdır.
Yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, sözleşme, ihtarlar, hastanenin … kayıtları ve hastane kayıtları, yapılacak bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Dosyaya tüm deliller temin edilmiş, hastanedeki tüm kayıtlar celb edilmiş,… Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü ilgili yazışmaları davacı ve davalının sunduğu tüm delil ve beyanlar incelenmiştir.
Mahkememizce bu doğrultuda davalı kayıtlarında öncelikle iddia ve itirazlar, sözleşme hükümler, sunulan deliller, karşılıklı edimler, kusur, hizmet var ise belirlenip ve ayıplı edimin mevcut ise denetlenerek tazmine ilişkin alacak kalemleri doğrultusunda davacının alacağının belirlenmesi için bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuştur.
Talimat ile yapılan incelemede, taraflar arasında 01.09.2014 tarihli hak ediş usullü şirket sözleşmesi düzenlendiği bu sözleşme ile davacı tarafından davalı … kuruluşuna beyin cerrahisi branşında sağlık hizmetinin sözleşmede belirtilen şartlar doğrultusunda sunulması ve karşılığının ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalının sözleşme süresinden önce sözleşmenin 4. maddesine istinaden 02.04.2015 tarihi itibariyle sözleşmeyi fesih ettiğini bildirir … Noterliğinin 02.03.2015 tarihli ihtarnamesi doğrultusunda davalının delil olarak sunduğu 13 hastadan ilk 5 tanesinin hastalardan …’nın belirlendiği oranlardan daha fazla miktarda para alındığı iddiasının olduğu, paranın hastanenin faturalar karşılığı muhasebesi tarafından alındığı, davacı şirket ile hastaya yapılan işlem karşılığında alınacak ücret ile bir ilgisinin olmadığı, dolayısıyla doktorun alınan ücret ile direkt bir ilişkisinin bulunmadığı, hastadan alınacak ücret …muhasebesinin sorumluluğunda bulunduğu, davalı tarafından gösterilen 8 hasta ile eksik epikriz bilgilerinden dolayı …’nın faturalarda yaptığı kesintilerden bahsedildiği, yapılan bu incelemelerde … isimli hastanın kayıtlarında yaklaşık 6 ay önce ameliyat olması nedeniyle … yetkililerince komplikasyon kabul edilmiş ve kesinti yapılmış olduğunun görüldüğü, … tarafından kesintiyi yapan kişinin rolunün bu durumda büyük olduğunu, çoğunlukla pratisyen hekimlerin bu işlemi yaptığı, ancak beyin cerrahisi gibi uzmanlık gerektiren bir konuda bir uzmanın karar vermesi gerektiğini ve dolayısıyla yanlış kesintilerin yapılabileceğini, bu durumun … ile görüşülerek düzeltilebildiği, üst kurula itiraz edilebildiği, ya da mahkeme yoluyla dava konusu edilebildiği bu nedenle epikrizin doğru yazılmış olsa dair … nın hatalı kesinti yapabildiği ya da muhasebe tarafından faturada yanlış ameliyat kodunun da girilmiş olabileceği ve bu durumda doktora bir kusurun yüklenemeyeceği zira doktor tarafından hastanın usulüne uygun işlemlerinin ve tedavisinin yapıldığı muhasebeleşme ve diğer faturalara döküm işlerinin farklı olduğu sonuçta hastalara sunulan hizmetin usulüne uygun olarak yerine getirildiği, kalitesinin düşük ve özensiz olduğu iddiasına yönelik dayanak olarak denetlenemeyeceği, gösterilen delillerin ilk 5 hasta ile ilgili olan hastane kayıtlarına kesilen faturalarla ve sonraki 8 hastayla ilgili … nın mevzuat gereği yaptığı kesintiler olduğu, bu kesintilerden hekimlerin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafından … tarafından yapılan kesintilerin doktor hak edişlerinden düşüldüğü de incelenmiştir.
Bu doğrultuda yapılan tüm kayıtlardaki incelemelerde davalının cari hesap ekstresinde görüldüğü gibi sözleşme tarihi olan 01.09.2014 tarihinden sonra davacı firma tarafından davalıya 8 adet toplam KDV hariç 826.215,53 TL tutarlı fatura kesimi yapıldığı, KDV li tutarın 841.117,35 TL olduğu, davalı kayıtlarına göre yapılan havaleler ile ödendiği belirtilerek herhangi bir borcunun bulunmadığın belirlendiği, davacıya ait denetlenen muavin hesap dökümleri incelendiğinde davalıdan herhangi bir borcu olmadığının tespit edildiği, mali konularda yapılan denetlemelerde davalının geçmiş dönemlerden kalan ödenmeyen kesintiler karşılığı KDV hariç 253.000,00 TL iddiası denetlendiğinde davalı defterlerinde bu yönde bir kaydın bulunmadığı, gerekli denetlemenin yapılabilmesi için ayrıca bilanço, mizan ve BS formları ile hesap dökümlerinin ibrazının gerektiği belirtilmiş, bu yönde ilgili kayıt ve dayanaklar tarafların beyanları doğrultusunda dosyaya temin edilip tüm itirazlar çerçevesinde yeniden incelenmiş, davacı kayıtları da ve ticari defter ve kayıtları da mahkememizce oluşturulan konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla değerlendirilmiştir.
İncelenen ticari defter ve kayıtlarında davacının davalı şirkete düzenlenen Eylül 2014 ve Nisan 2015 tarihleri arasında KDV’siz toplam 826.215,53 TL faturaların olduğu, bunların KDV tutarlarıyla, 841.117,35 TL olarak belirlendiği, davacının kayıtlarında yapılan incelemede ve talimatla davalı kayıtlarında yapılan denetlemenin ve işlemlerin değerlendirildiği, davacı tarafından kesilen faturaların talimat bilirkişilerinin de belirlediği üzere davalı kayıtlarında yer aldığı, ödemelerin banka yoluyla yapılan havaleler ile ödendiği ve beyin cerrahisi bilirkişisinin tespitinin değerlendirmesiyle ifade edilen hususlarda davalı tarafından kesintilerin yapıldığı, ancak buna yönelik davalının iddia ettiği hususların yani doktorun bu yöndeki kusurundan bahsedilemeyeceği, yapılan işlemlere dayalı kesintileri davacı hak edişinden düştükleri belirlenmiş, davacı talebi doğrultusunda davacının talep ettiği ödenmeyen alacak miktarı ve sözleşmenin geri kalan 5 aylık süre için istenilen bedel yönünden gerekli inceleme ve değerlendirmeler yapılmıştır.
Söz konusu sözleşme hükümlerine göre sonlanmasına kadar mevcut olan 5 aylık süre içerisinde her iki tarafın da kayıtlarında sabit olduğu üzere davacı tarafın sözleşme feshedilmeden önce çalıştığı dönemde bu kesilen faturalar nedeniyle yapılan hesaplamada da aylık 118.030,79 TL gelir elde ettiği, 5 aylık süre içinde ise bu tutarın KDV hariç 590.153,95 TL olarak belirlendiği, davacının uzman doktor ile çalıştığı ve ödediği 7 ayda toplam 106.962,24 TL ödemenin aylık ortalaması belirlenip 5 ay için bu uzman doktora ödeyeceği bedel de 76.401,60 TL olarak hesaplanıp bu gelirinden düşüldüğünde davacının KDV hariç 513.752,35 TL gelir kaybına uğrayacağının belirlendiği, davacı tarafın haksız olarak hak edişlerinin kesintiye uğranılması nedeniyle yapılan denetlemede de NöroŞirurji kliniğine dair beyin cerrahisi bölümünün … fiyatlandırması, medikal muhasabe ve hak ediş kesintisi adı altında yapılan kesintilerin listesi malzeme kesintilerinin detaylarının sunulduğu, bunların incelenmesiyle 125.300,00 TL medikal muhasebe kesintisi, 90.564,50 TL özellikli malzeme kesintisi olmak üzere toplam 215.944,50 TL kesintinin yapıldığı, davalı tarafından işletilen hastanenin bu kliniğinde tüm ayakta, yatılı tedavi gören, ameliyat olan ve yoğun bakımda kalan hasta kayıtlarının 05.11.2010 yılından başlamak üzere sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı fesih tarihine kadar olan bölümünün incelenmesi suretiyle gerçek cironun ve buna bağlı olarak da davalı şirketin gerçek hak edişlerinin ve alacağının hesaplanmasının gerektiği, ancak davacının bu 5 aylık gelir süresinde talep edebileceği rakamın talimat ile alınan ve uzman beyin cerrahisi bilirkişisinin de yapılan işlemleri denetleyerek sundukları raporlarının da denetlenmesi sonucunda bunların davacıya yüklenilecek kusur niteliğinde bulunmadığı, haksız feshe neden olamayacağı ifadesi karşısında 513.752,35 TL 5 aylık gelir kaybı alacağı ifade edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, izleme olanağı sağlayan bilirkişi raporu değerlendirilmiş, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kurulmasını sağlayan sözleşmenin davalı … hizmetlerine ait olan hastanede davacı şirketin Nöroşiruji kliniğinde davalıya bir veya iki uzman ile hizmet vereceği hekimin kast ihmali ve sair nedenlerden dolayı mesleki sorumluluğu kapsamında verdiği her türlü zararın şirket tarafından görevlendirilecek hekim ve şirkete yükletileceği zarar ve sorumluluğun hukuki yollarla hastaneye yüklendiği durumlarda, hastanenin şirket tarafından görevlendirilecek hekim ve şirkete rücu edebileceği, şirketin bu sözleşmeyi imzalamakla gayri kabili rücu kabul ttaahhüt ve beyan ettiği, diğer bir maddesinde hak ediş brüt cirosundan tek uzmanı ile çalışırken %37.5, 2 uzmanla çalışırlarsa %42.5 oranında hak edişin herhangi bir nam adı alştında kesinti yapılmadan ödeneceği, sözleşme eki hak ediş hesaplaması esaslarında yer aldığı, şirketin görevlendirdiği hocanın… Ünv. maaşının brüt tutarının tamamının davalı tarafından ödeneceği, bu ödemenin herhangi bir hak ediş kaybına yol açmayacağı brüt ciro ya da şirket hak edişinden düşülemeyeceği hususunun belirlendiği görülmüştür.
Davalı tarafından taraflar arasındaki bu sözleşmenin, sözleşmenin sona erme tarihinden önce gönderilen fesih ihtarı ile fesh edildiği, kusurlu işlemlerden bahsedildiği ve haklı nedene bu şekilde dayandırıldığı, denetlenen talimat raporunda işlemlerin Nöroşiruji kliniğinde ve beyin cerrahisi ile ilgili hususları kapsayan bölümde olmasına istinaden bu yönde uzman hekimin de yapılan işlemleri denetlemesi için bilirkişi olarak tayininin gerektiği ve bu yönde uzman bilirkişinin ilgili klinikte kendi branşına yönelik hususları denetlediği, bunun adı geçen uzmanlık alanı dışında bir başkası tarafından denetlenemeyeceği, kaldı ki talimat işlemlerinin ayrıca kayıtları kontrol edecek ve bu yönde de uzman mali müşavir ve bağımsız denetçinin de gözetiminde yapıldığı, yapılan denetlemede davalının feshe konu ettiği ve davacıyı sorumlu tuttuğu, dolayısıyla da kesinti yaptığı işlemşlerin de görev yapan doktorların herhangi bir hatasının kastı ve ihmalinin bulunmadığı, kaldı ki mesleklerinin usulüne uygun olarak icra ederek epikriz raporlarını düzenledikleri bu raporların ve yapılan işlemlerin hastane tarafından faturalandırırken ya da kayda alınırken yine uzman bilirkişinin açıkladığı üzere yanlış kayda geçilmesi ve pratisyen hekimin de bu işlemi yaptığı nedenle bu aksaklıkların yaşanabileceği ancak bu durumda bu hususun sorumluluğunun davacıya yüklenemeyeceği, kaldı ki bu aksaklıkların yine rapor ile belirlendiği üzere ve mahkememizce de takdir edildiği nedenle … ile karşılıklı görüşmeler sonucu düzeltilebileceği, aksi halde üst kurula itiraz edilebileceği en olmadığı şekilde mahkeme yoluyla dava edilebileceği belirtilmiş ve hekimin burada kusurlu olarak adledilebileceği bir durumun mevcut olmadığı, hekimin sadece kendi mesleki bilgileri doğrultusunda işlemlerini yerine getirdiği, gereken ücretlerin muhasebe ve ilgili mali birimlece sonuçlandırıldığı, bu durumda … ‘nın yapmış olduğu kesintiden davacının sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığı kalitesiz, düşük ve özensiz hizmet iddiasına bir dayanak teşkil edecek kayıt ve delilin yer almadığı belirtilerek davacının verdiği sözleşme gereği verdiği hizmete ilişkin kusurunun bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda davacı davasıyla talep ettiği ödenmeyen alacak ve sözleşmenin erken ve haksız feshine dayalı kalan süre içerisindeki alacağa yönelik istemi mali olarak denetlenmiş,yapıaln hesaplamalar ile her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer alan 2014 ve 2015 yılında elde edilen gelir ortalaması belirlenmiş 30.09.2014 tarihinden sözleşmenin fesih olunduğu 02.04.2015 tarihine kadar davacının kesmiş olduğu KDV si ile birlikte fatura toplamının 826.215,53 TL olduğu, KDV’siz bedelin 841.117,35 TL olduğu bu miktarın 7 aylık süre içerisinde yapıldığı nedenle aylık davacının kar değerinin belirlenmesi yapılmış, aylık 118.030,79 TL olarak elde ettiği gelirin 5 aylık süreye tekabül eden miktarının KDV hariç 590.153,95 TL olarak belirlenip uzman doktora bu süreç içerisinde yani 7 aylık sürede ödenen bedelin hesaplanması ile son 5 aydaki ödeyeceği miktar da düşülmek suretiyle sonuçta davacının davalıdan sözleşmeden geri kalan 5 aylık süre için 513.752,35 TL gelir kaybının oluşacağının hesap edildiği, defter ve kayıtların birbirini teyid ettiği, dosyada tarafların alınan beyanları ile davalının beyin cerrahı bilirkişinin beyanlarının dikkate alınamayacağının ifadesi karşısında bu konuda uzman ve görüşü alınabilecek bilirkişinin bir beyin cerrahı olması gerektiği, davacının talebinde yer alan 450.000,00 TL bedeli ıslah ederek, ıslah edilen 513.752,35 TL üzerinden talep ettiği ve bu miktarın davasına konu ettiği yönündeki açıklamaları dosya kapsamı ile alınan tüm raporların usulüne uygun bulunduğu, başka incelenebilecek herhangi bir hususun değerlendirilemeyeceği ve kalmadığı, davalının hizmetin ayıplı olarak verildiğine dair ifade edilen son beyanlarında dahi faturalandırmadaki sorunların gündeme getirildiği ancak bunun kayıtlarda yapılan incelemede ve hastanenin ilgili bölümünün işleyişinin alınan raporlar ile de belirlendiği, hizmet kusuru ve doktor kusuru sayılamayacağı, dolayısıyla sözleşmenin 4. maddesinin fesih koşullarının bulunmadığı, davacının celse de 10.000,00 TL alacağı yönünden yaptığı talebe yönelik isteminden vazgeçtiği ve karşı tarafın da bu yönde bir itirazının bulunmadığı, tarafların bu aşamada sulh olma ihtimallerinin de olmayıp davanın mahiyeti ve niteliğinin teknik değerlendirmeleri gerektirdiği nedenle tanıkların dinlenmesinin de dosyaya bir fayda getirmeyeceği anlaşılmış, davacının vazgeçtiği alacak kalem yönünden karar oluşturulmasına yer olmadığına gelir kaybına yönelik istemlerin ise talepleri çerçevesinde beyan ve ıslah dilekçeleri kapsamında açıklanan gerekçeler ile bu değerler üzerinden kabulü ile aşağıdaki karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçede açıklandığı üzere,
1-Davacının dava konusu ettiği 10.000,00 TL’ye yönelik olan talebinden vazgeçmiş olduğundan bu konuda karar oluşturulmasına yer olmadığına,
2- Davacının gelir kaybına ilişkin istenilen ise ıslah edilen değer ile birlikte kabulü ile 513.752,35 TL’nin davalıdan tahsiline, bu bedelin 450.000,00 TL’sine 16.04.2015, 63.752,35 TL’sine 27.02.2018 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35.094,42 TL karar harcından peşin alınan 8.944,65 TL’nin mahsubu ile geri kalan 26.149,77 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 12.602,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 34.500,09 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.180,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık kesin süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı alenen ve usulen tefhim olundu.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
35.094,42 TL İ.H 7.887,45 TL İlk masraf
8.944,65 TL P.H / 1.089,00 TL Islah harcı
26.149,77 TL Bakiye harç 2.250,00 TL Bilirkişi ücreti
1.000,00 TL Talimat gideri
376,00 TL Posta gideri /
2.602,45 TL