Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/537 E. 2021/144 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/537 Esas
KARAR NO :2021/144

DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/02/2014
KARAR TARİHİ: 19/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin adresine hacze gelinmesi nedeniyle ihtiyati haciz bedeli 160.410,00 TL 15.08.2011 tarihinde icra dosyasına yatırıldığını, ihtiyati tedbir yoluyla icra takibi durdurulmuş ise de …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 16.02.2012 tarihli kararı ile davanın reddedildiğini, kararın 21.03.2013 tarihinde kesinleştiğini, bunun üzerine icra takibine devam edildiğinden müvekkilinin adresine tekrar hacze gelindiğini ve müvekkilinin 75.400,00 TL bakiye bedel istirdat haklarının saklı kalmak kaydı ile icra dosyasına yatırılmak zorunda kalındığını, davalı hiçbir alacağı bulunmamasına rağmen icra dosyasından yaptığı haksız tahsilat nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin arkadaşı ve aynı zamanda mecurun kiralama işini takip eden …’ın 100.000,00 USD miktarlı senedi üzerinde kendi ismi ve adresini bulunmaksızın imzalayıp davalıya verdiğini, takibe konu bono, müvekkilinin muhtemel kira borçlarına kefalet adına … tarafından imzalanarak davalıya verildiğini, icra takibine konu borcun 24.12.2013 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin borcu bulunmamasına rağmen ödemek zorunda kaldığı bedelin davalıdan geri alınmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılmış olan davanın haksız ve hukuka dayanaktan yoksun ve gerçekle ilgisinin bulunmadığını, verilen görevsizlik kararının doğru olmadığını, iddia ve dava edildiği gibi kambiyo senedine dayanan alacağın, kira alacağı ile ilgili olmayacağını, davacı borçlu yapılan icra takibi sürecinde borca itiraz etmemiş olup, sadece imzaya itiraz etitğini, icra mahkemesindeki örnek alma sırasında değişik imzalar atmış ve bununla sahteciliğe yönelmiş ancak mahkemelere savcılığa,icra dairelerindeki evraklarına vekaletnamelere atmış olduğu eski imzalarını temin etmiş ve icra mahkemesine sunmuş olduklarını, adli tıp ilgili dairesince yapılan inceleme sonucu imzanın borçludan sadır olduğuna karar verildiğini, ve icra inkar tazminatına ve cezai şart ödemesine karar verildiğini, açılmış olunan davanın sadece , iştigal konusu faktoring olan davacıya zaman kazandırmaya matuf bir dava olduğönu, alacaklarının sahih ve mahkeme kararı ile de tespit edilmiş bir dava olduğunu, haksız ve mesnetsiz gerçeğe dayanmayan istirdat davasının reddine karar verilmesini. Yargılama gider ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Davanın Mahkememizin …/… esasının kaydının yapıldığı, 07/02/2014 tarih, 2014/… Esas, 2014/… karar sayılı ilamı ile verilen yetkisizlik kararı gereğince dosyanın nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemelerine tevdi edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 07/04/2014 tarih, 2014/…, 2015/… karara sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2015/537 esasına kaydı yapılan dosyada, yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına, …. Noterliğinin 19/06/2008 tarih … yevmiye nolu imza beyannamesinin, …. noterliğinin 19/06/2008 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletname belge aslının, …. Noterliğinin 06/08/2004 tarih ve … yevmiye nolu imza beyannamesinin, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının … kasa nolu kasası içinde ödeyecek … olan 01/01/2009 tanzim tarihli, 10/11/2010 vade tarihli, 100.000,00 USD bedelli bir adet senet aslı,…’a ait … Kaymakamlığı, … İlçe Nüfus Müdürlüğünden gelen sürücü belgesi aslı, sürücü belgesi, yenileme formu, Gelir İdaresi Başkanlığından gelen Kira Kontratı yoklama Fisi, imza sirküsü ortaklar kurulu kararı, … … …. Ltd.b Şi. Anterli yazı, Gelir İdaresi Başkanlığından gelen kurulup Faktoring yönetim kurulu kararı, vergi dairesine yazılan yazı alınmıştır.
…. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/290 esas sayılı dosyasının ve …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarının dosyamız içine celp edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 03/05/2017 tarihli celse ara kararı gereğince, imza incelemesi yapılarak rapor alınmak üzere dosyanın ATK’ ya sevkine karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 04/01/2021 tarih, …-…Nolu raporunda; inceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile …’nin mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’nin eli ürünü olduğunu hususunda uzmanlık görüşünü bildirmiş olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından davalı aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan takip dosyasında, kambiyo senedi üzerinde yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığı, senedin teminat senedi olup olmadığı, davacı tarafından icra baskısı altında yapılan ödemenin davalıdan istirdatını talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 17.12.2003 gün ve E:2003/…, K:2003/…; 12.10.2011 gün ve E:2011/…, K:2011/…; 04.12.2013 gün ve E:2013/…, K:2013/…; 14.05.2014 gün ve E:2013/…, K:2014/…; 18.02.2015 gün ve E:2013/…, K:2005/… sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır.
Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik unsurlar da vardır. Yerleşik Yargıtay kararlarında ve öğretide de kabul edildiği üzere, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Zira bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle, bir illete bağlı olması gerekmez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def’i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır. Bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
Dosya kapsamında, davacı tarafça sözleşmedeki kira artışları nedeniyle teminat olmak üzere senedin düzenlenerek verildiği, kira borcunun bulunmadığı ve taşınmazın tahliye edilmesine rağmen iade edilmediğini, davalı tarafından takibe konulduğunu belirtilmiş ise de, gerek kira sözleşmesinde, gerekse senet üzerinde takibe konu senede ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davacının kira sözleşmesine taraf olmadığı, senedin teminat senedi olarak kabul edilemeyeceği, senet üzerindeki imza inkar edilmiş olsa da, bilirkişi raporu ile imzanın davacıya ait olduğu, senet nedeni ile borçlu olunmadığını ispat yükü, aksini iddia eden davacıda olup, davacının takibe konu senedin kira sözleşmesine istinaden depozito olarak verildiğini ispatlayamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Şartlar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin alınan 4.027,05 TL’den düşümü ile geri kalan 3.967,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 24.956,70 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı 35,70 TL tebligat ve posta giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza