Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/523 E. 2019/1098 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/523 Esas
KARAR NO : 2019/1098

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2015
KARAR TARİHİ : 21/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’nun çok uzun zaman müvekkili ve ailesinin sigortalama işlerini yaptığını ve tüm ailede güven sağladığını, müvekkili ve ailesinin davalının hangi sigorta şirketinden sigortaladığına bakmaksızın tüm sigorta poliçelerini Zareh vasıtası ile yaptırdığını, davaya konu olayların meydana geldiği tarihlerde müvekkilinin eşinin ağır derecede rahatsızlandığını, uzun süreli ve masraflı tedaviler vefat ettiğini, müvekkilinin muhasebecisinin hesapların kontrolü sırasında kredi kartı ile yapılan sigorta primi ödemelerinin çok yüksek olduğunu fark ettiğini, durumu müvekkiline bildirdiğini, birlikte yapılan inceleme neticesinde esasen ortada müvekkili ya da sigorta primini ödediği yakınları ile ilgili bir sigorta poliçesi olmadığı halde kredi kartından karşılıksız ve haksız çekimler yapıldığını tespit ettiklerini, bu dönemde …’nun …Şti.’de çalıştığını, davalı …’in gerçek prim bedellerini tahsil ettiği gibi müvekkille ilgisi olmayan haksız tahsilatları da yaptığını belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilince dilekçesinde tabloda tarih ve çekim bedelleri bildirilen bedellerin tahsilat sisteminde kontrol edildiğini, ilgili tarihlerde belirtilen çekimlerin tahsilat sistemine girişine ilişkin kayıtların bulunamadığını, bununla birlikte takdir edileceği üzere sigorta şirketlerinin doğrudan poliçe bedellerini tahsil ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıların davaya karşı cevap dilekçesi sunmadıkları görüldü.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, davacıya ait kredi kartı bilgilerinin rızası ve onayı olmaksızın davalı … tarafından kullanılarak 62.278,07 TL’nin tahsil edildiği iddiası ile bu bedelin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Davalı … Şti., davalı … Sigorta Anonim Şirketinin acentesi, davalı … ise davalı … Şti.’nin çalışanıdır.
Davacıya ait kredi kartının ekstre kayıtları ilgili bankadan celp edilmiş, davacının kartından 75.589,92 TL’lik işlem yapıldığı tespit edilmiştir. Yine davalı sigorta şirketi tarafından sunulan poliçe tablosunda, davacı kredi kartından farklı kişiler adına düzenlenen ferdi 3S sağlık poliçesi ile 132 adet tahsilat yapıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti raporunda; davacıya ait kredi kartı bilgilerinin kendi bilgi, rıza ve onayı dışında davalı acente çalışanı Zareh tarafından kullanılarak yapılan 62.276,07 TL’lik usulsüz işlemlerden dolayı davalıların müteselsilen sorumlu oldukları yönünde görüş ve kanaat sunmuştur.
Davalı … Polis Merkezi Amirliğinde 23/05/2016 tarihinde “…Sebebini açıklamak istemediğim bir konuyla alakalı paraya ihtiyacım vardı ve tabiri caizse şeytana uydum ve o dönem, … isimli şahsın kredi kartı bilgilerini kullanarak … şirketi üzerinden 21.000,00 TL kredi kartından para çekerek kendi işlerimde kullandım. Aynı zamanda bir dosya üzerinden … isimli sigorta şirketi üzerinden de 62.278,07 TL, şahsın bilgisi dışında para çekerek kendi işlerimde kullandım. …Daha sonra 62.278,07 TL’lik dosyayla ilgili konu gün yüzüne çıkınca ben şikâyetçi …, isimli şahısla, şahsın kendi ofisinde görüşme yaptım. Aramızda bir anlaşma yaptık. Bu anlaşmaya binaen ben şahıstan bir hafta kadar süre istedim. Ve bir hafta süre zarfında tam olarak tarihini hatırlamamakla birlikle 2014 Temmuz ayında …Bankası … Şubesinde …’ın şirketi bünyesinde çalışan bir elamana 50.000,00 TL elden para verdim. Utandığım için bu ödemeyi yaptığıma dair bir belge talep etmedim. Geriye kalan 12.278,07 TL parayı da en kısa sürede ödeyeceğim…” şeklinde beyanda bulunarak, davacıya ait kredi kartından, davacının bilgisi ve onayı olmaksızın 62.278,07 TL’lik işlem yaptığını kabul etmiştir.
Davacıya ait kredi kartı ekstresinde toplam işlem tutarı 75.589,92 TL olup, davalı acente tarafından 13/08/2014 tarihinde 9.521,16 TL ve 21/08/2014 tarihinde 3.790,00 TL olmak üzere toplam 13.311,85 TL’nin davacıya ödendiği, davacının bakiye zararının 62.278,07 TL (75.589,92 TL – 13.311,85 TL) olduğu belirlenmiştir. Davalı … Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu 23/05/2016 tarihli ifadesinde 62.278,07 TL’lik işlem yaptığını kabul ederek, 50.000,00 TL’sini davacının bir çalışanına elden ödediğini iddia etmiş ise de, bu ödemeye ilişkin belge almadığını beyan ettiği ve Mahkememiz dosyası kapsamında da bu ödeme yönünden bir beyan ve belge sunmadığı anlaşılmakla, davalı …’nun 62.278,07 TL’den sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun “Kusursuz Sorumluluk” başlığı altında yer alan 66.maddesinde “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.” hükmü yer almaktadır. Davalı …’nun, diğer davalı … Şti.’nin çalışanı olduğundan, TBK 66.maddesi uyarınca davalı …’nun işlemlerinden, adam çalıştıran olarak acentenin sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı … Şti ise davalı … Sigorta Anonim Şirketinin acentesidir ve farklı kişiler adına düzenlenen ferdi 3S sağlık poliçesi ile 132 adet tahsilatın davacıya ait tek kredi kartından ödendiği, davalı şirketlerin kayıtları ile sabittir. Davalı sigorta şirketinin çalışmakta olduğu acente hakkında denetim yapması gerekmekte olup, farklı kişiler adına düzenlenen ferdi 3S sağlık poliçelerine ilişkin primlerin, davcıya ait olan tek bir kattan tahsil edilmesi şüpheli mahiyette olmasına rağmen davalı sigorta şirketinin poliçeler ve tahsilatlar yönünden herhangi bir inceleme yapmadığı, acente yönünden gerekli denetimi yapmadığı ve özen göstermediği için sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle, davacının kredi kartından haksız olarak tahsil edilen 62.278,07 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davanın KABULÜ ile, 62.278,07 TL’nin 06/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 4.254,21 TL karar ve ilam harcından 1.063,56 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 3.190,65 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 1.095,36 TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.819,10 TL masraf olmak üzere toplam 2.914,46 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.200,59 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Sigorta vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR