Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/483 E. 2021/493 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/483 Esas
KARAR NO:2021/493

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/05/2015
KARAR TARİHİ:13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında adi yazılı şekilde hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalının borcunun ifasında hukuka aykırılıkların mevcut olduğunu, borçlunun temerrüde düştüğünü, temerrüde ilişkin şekli koşulların yerine getirildiğini, borçlu temerrüdüne dayalı olarak aynen ifa ve gecikme tazminatı taleplerinin söz konusu olduğunu belirterek davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bahsi geçen sözleşme nedeni ile alacağı hizmetin 35 adet web sitesinin tasarımının yapıp teslim etmekten ibaret olup, davacının bu hizmeti yerine getiremediğini, davacının müvekkili şirkete teslim ettiği, müvekkili şirket tarafından teslim alınan tek bir site çalışmasının mevcut olmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği davalının temerrüde düştüğü, borcun ifasında hukuka aykırı davrandığı, sözleşmeye konu siteleri teslim almaktan kaçındığı şeklindeki beyanlarının tamamen uydurma olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıda bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizin 16/06/2016 tarihli 1 nolu celsesinde tarafların ticari kayıt, defterleri ve gerekirse bilgisayar sistemleri üzerinde iddia, savunma, sözleşme kapsamı doğrultusunda sözleşmeye konu hizmetin yerine getirilip getirilmediği, gerilmemiş ise bu hususta davalının bir kısım bilgi ve döküman paylaşımı yapmadığı ileri sürüldüğünden bu hususun etkili olup olmadığı, ayrıca sözleşme nedeni ile tanzim edilen fatura ve ödeme olup olmadığının, web tabanlı yazılım, web sitesi tasarımı, hosting alanlarında uzman bilgisayar mühendisi ve borçlar hukukçusu bilirkişiye inceleme yaptırılması için ara karar oluşturulmasına, yönelik ara karar kurulduğu, 17/11/2016 tarihli 2 nolu celsede önceki celse 4 nolu ara karar gereğince dosyanın yazılım bilişim hususlarında uzman bilgisayar mühendisi bilirkişi, sözleşme bilirkişisine tevdine karar verildiği, sunulan kök raporda özetle; her ne kadar 35 adet web sitesinin tasarlanması yönünde anlaşılmış ise de taraflarca 30 adet web sitesinde mutabık kalındığı, 29 adet web sitesinin hazırlandığı, web sitelerinde kullanılan kodların ve tasarımların özgünlüğünün bulunmadığı, temelde aynı açık kaynak koduna sahip oldukları, sözleşmede belirtilen arama motoru optimizasyonu (SEO) işleminin siteler yayına alınmadığı için gerçekleştirilmediği; davacının, davalının eksik bilgi vermesi nedeniyle alan adı ve etki alanı (DNS ve Domain) işleminin yapılmadığı iddiasında bulunduğu fakat bu yükümlülüğün ve barındırma işlemi (Hosting) yükümlüğünün davacıda olduğu, davalının eksik bilgi vermediği, ayrıca davalı tarafça sözleşmenin revize edildiği fakat davacı tarafça revize uygun hareket edilmediği, revizenin esaslı olduğunu, bu nedenle revize işlemlerinin davacı tarafça kabulünün gerektiği, davacı tarafça bu yönde bir kabulde bulunulmadığı, bu nedenle davacının revize uygun hareket etmediği iddiasının yerinde olmadığı, ayrıca davalı tarafça sözleşmeye uygun olarak davacıya ödeme yapılmadığı, buna karşı davacı tarafça da temerrüt hakkının kullanılmadığı ve işlemlere devam edildiği, sonuç olarak sözleşmede belirtilen şartlarda web sitelerinin hazırlandığı fakat SEO çalışmasının yapılmadığı, davalının eksik bilgi sunmadığı, barındırma hizmetinin davacının sorumluluğunda olduğu, bu nedenle davalının borca uygun olmayan edimi reddetmekte haklı olduğu yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
09/10/2017 tarihli ara karar ile kök rapora itirazlar değerlendirilerek ve yapılan ödemelerin de tespiti için ek rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yapılmasına ve heyete ayrıca mali müşavir bilirkişi eklenilmesine, yönelik ara karar kurulduğu, ara karar gereği dosyanın heyete tevdi edildiği, sunulan ek raporda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olduğu ve web sitelerinin inşası ve belirli trafik limitleri dahilinde hosting hizmetinden oluştuğu, alan adı kaydı ve inşa işlemlerinin bir bütün olarak anlaşılması gerektiği, sözleşmede alan adına ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı, her ne kadar dosya ve sözleşme kapsamında bu hizmet ayrımına ilişkin bir ibare bulunmamış ise de taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında davacının davalıdan alan DNS yönlendirmesini beklediği ve davalının bu yönlendirmenin yapılacağına dair onay verdiği fakat yönlendirme işlemi için sözleşmenin kendilerine gönderilmesini beklediği, ayrıca borcun ertelenmesine ilişkin bir sözleşme olmaması nedeniyle davacının bu yönde itirazda bulunmasına karşın davacının TBK.93.maddesi uyarınca davalıyı temerrüte düşürmediği, bu yönde bir talepte bulunmadan sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeye devam ettiği, bu durum nedeniyle taraflar arasında bir tecil anlaşmasının varlığı sonucuna ulaşıldığı, sonuç olarak DNS yönlendirmelerinin gerçekleşmemesinin sebebine ilişkin dosyada bir delil bulunmadığından alternatifli bir rapor hazırlanacağı; davacının DNS’lerden sorumlu tutulması halinde davalının borca uygun olmayan edimi reddetmekte haklı olduğu, davacının DNS’lerden sorumlu tutulmaması halinde ise davalının borcunu gereği gibi ödemediğini, bunun üzerine davacı tarafından ihtarname gönderilmesine karşı davalı tarafın da davacının edimini yerine getirmesinin istenildiği, bu durumda davalının muaccel hale gelmeyen taksitler için temerrüte düşürülemeyeceği, böylece ihtarnamede belirtilen toplam bedel olan 91.440,00-TL’nin talep edilemeyeceği, davacının talebinin sözleşmenin 10.4.maddesindeki müşterinin ödemelerde 5 gün gecikmesi durumunda ayrı bir ihtara gerek kalmaksızın yasal gecikme faizi ödemeyi ve geri kalan bakiyeyi peşinen, kayıtsız ve şartsız ödemeyi kabul ettiği düzenlemesine dayandığı; somut olayda asıl uyuşmazlığın DNS yönlendirmesinin kimin sorumluluğunda olduğunun belirlenemediğinden doğduğunu, dosyadaki bilgi ve belgelerden kesin bir sonuca varmanın mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememiz 16/07/2019 tarihli 10 nolu celse 2 nolu ara karar ile; dosya kapsamında alınan teknik inceleme raporunun karar vermeye elverişli olmadığı değerlendirilerek dosyanın bilgisayar mühendisi bilirkişiye tevdii ile, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri, edimler, davacı tarafça yapılan işler, önceki rapora yönelik taraflarca sunulan beyan ve itirazlar ile önceki rapor içeriği de tartışılarak davacı tarafından sözleşme kapsamında edimlerin yerine getirilip getirilmediği yönünde rapor düzenlenmesinin istenilmesine yönelik ara karar verildiği karar gereğince dosyanın bilgisayar mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan kök raporda özetle; başta 35 web sitesi olarak anlaşılmasına rağmen taraflarca 30 adet web sitesinde mutabık kalındığı, domain ve hosting hizmetlerinin birbirleri ile ilişkili olduğu, sözleşmenin 3.2.maddesi uyarınca sunucu hizmetinin davacının sorumluluğunda olduğu, bu nedenle davacının DNS işlemlerini yerine getirmesi gerektiği, ayrıca web sitelerinin dijital kopyalarının incelenmesinde tasarımların özgün olmadığı, SEO çalışmasının yapılmadığı ancak yayına alınmayan web siteleri için zaten bu çalışmanın yapılmasının mümkün olmadığı, sonuç olarak farklı web sitelerinin hazırlanması, domain ve dns hizmeti verilmesi, web sitesi üzerinde 15 günlük test yapılması ve 35 adet web sitesi hazırlanması gibi edimlerin davacı taraça yerine getirilmediği yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
27/02/2020 tarihli 12 nolu celsede; davacı tarafça rapora karşı sunulan itirazlar, alınan raporlarda teknik incelemeye ilişkin bölümler ile önceki celse davacı asilin beyanları bir arada değerlendirildiğinde alınan teknik raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı kanaatine varıldığından davacı vekilinin yeniden rapor alınmasına ilişkin talebinin kabulüne, tarafların iddia ve savunmaları, imzalanan sözleşme hükümleri, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları, davacının sözleşme kapsamında üstlendiği edimleri değerlendirilerek ve dosya kapsamında alınan önceki bilirkişi raporları da değerlendirilerek;
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2.1.maddesinde “…EMC tarafından müşteri için domain adı farklı 35 adet web sitesi tasarım…” ibaresi mevcut ise de, sözleşme kapsamında ve Ek 1-A’da davacının edimleri arasında dns yönlendirmesine ilişkin bir hüküm olmadığı ve davacı tarafından çeşitli tarihlerde davalıya gönderilen e-postalarda web sitelerinin tamamlandığı belirtilerek, davalıdan dns yönlendirmelerinin istenildiği bu kapsamda “…ayrıca domain yönlendirmeleri gerekmektedir, bunun için domainleri isterseniz siz yönlendirin veya hangi firmadan domainleri aldıysanız bize kullanıcı bilgilerini gönderin biz halledelim…, …transfer bilgilerini bize gönderin ya da dnsleri size verilen dns adresine yönlendirin…, …tamamlamış olduğumuz 35 adet web sitesini sizin domainlerde yayınlayabilmek için sizin talebiniz üzerine domainleri bize transfer edin ya da domain panel bilgilerini bize verin biz sizin adınıza halledelim…, domainlerin bilgilerini gönderebilirseniz yönlendirmelerini yapacağım…” şeklinde e-postalar gönderildiği buna karşılık davalı tarafça davacıya “…bitirmiş olduğunuz web sitelerini atar mısınız onay verdikten sonra dns’lerini yönlendirelim…, …yönlendirme işlemleri gerçekleşiyor…” şeklinde cevaplar verildiği belirlendiğinden;
-Sözleşme kapsamı ile edimler değerlendirilerek, alan adı ve dns yönlendirmesi yönünden gerekli açıklamalar yapılarak, bu işlemlerin hangi taraf yükümlülüğünde olduğunun tespit edilmesi, sözleşme ve ekinde yer alan davacı yükümlülükleri arasında yer almıyor ise bu durumda değerlendirmesinin taraflar arasındaki e-posta yazışmaları incelenerek yapılması ve seo hizmeti yönünden de açıklama yapılması, davacı tarafından hizmetin yerine getirilip getirilmediğinin tespit edilmesi,
-Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre 35 adet web sitesi tasarımının farklı olması gerektiği belirtildiğinden, davacı tarafından tasarımı tamamlanan web sitelerinin özgün nitelikte olup olmadığının belirlenmesi,
-Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre web sitelerinin testlerden geçip geçmediği ve süresi içerisinde davalı tarafa tesliminin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi,
-Taraflar arasında imzalanan sözleşmede, davacı yükümlüğünün 35 adet farklı web sitesi olması sebebiyle, davacı tarafından daha az sayıda web sitesi tasarımı yapıldığının tespit edilmesi halinde, davalı tarafından her bir sitenin tek başına kullanımının mümkün olup olmadığı, yani edimin bölünebilir nitelikte olup olmadığı, tamamlanan web sitelerinin kullanımının davalıya yarar sağlayıp sağlamayacağı değerlendirilerek bu durumda tamamlanan web siteleri ile seo çalışması ve hosting hizmeti yönünden alacak miktarının, toplam sözleşme bedelinin davacının her bir edimi yönünden, edimin niteliğine göre ayrı ayrı oranlanarak tespit edilmesi, bu tespitin ise davacı ediminin 35 adet farklı web sitesi tasarımı, seo çalışması ve hosting hizmeti olması sebebiyle, sözleşme bedelinin belirlendiği 10.maddesinin dikkate alınarak yapılması,
-Davacının sözleşme hükümleri kapsamında edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi ve önceki raporlara karşı davacı vekili tarafından sunulan itirazlar ayrı ayrı değerlendirilmesi, önceki bilirkişi raporlarındaki tespitler tartışılarak, farklı görüşte olunması halinde ise gerekçesi ile açıklanarak yeni bir rapor düzenlenmesi için dosyanın, bilgisayar yüksek mühendisi, bilgisayar programcısı ve öğretim görevlisi bilişim uzmanından oluşan alanlarında uzman bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş ve alınan raporda özetle; davaya konu sözleşmenin 2.1 maddesinde “Sözleşme konusu EMC tarafından müştsri için domain adı farklı 35 adet web sitesi tasarım teslim süresine dek belirlenecek olan E K 3-A daki yazılımın devri işidir.” denildiği, dosyada mübrez email içeriklerinden 35 sayısının maddi hata olduğu, gerçekte 30 adet internet sitesi yapılması hususunda tarafların mutabık kaldığı, davacının mutabık kalınan 30 adet web sitesinden 29 adet web sitesini tamamladığı, her bir internet sitesinin birbirlerinin farklı … temaları ile oluşturulduğu, 29 adet web sitesi için 16.916-TL + KDV talep edebileceği, sözleşmede zikrolunan “Domain adı farklı” lafzının özgün tasarım manasına gelmediği, farklı domain adını haiz web sitelerine yükleme yapılacağı manasına geldiği, 30 adet web sitesinin 17.500 TL gibi bir bedele özgün olacak şekilde tasarımı ve içeriğin uygulanmasının bilişim sektöründe 2015 yılında dahi hayatın olağan akışına uygun bir bedel olmadığı, bu bedel ile ancak bir tane özgün web sitesi bile yapılmasının ancak muhtemel olduğu, davacının 29 adet web sitesi için SEO çalışmalarını tamamladığı, dış SEO çalışmalarının fiili imkansızlıktan dolayı tamamlayamadığı, iç SEO çalışmalarının yapıldığı bu cihetle SEO çalışmaları karşılığında 29.000 TL + KDV bedel isteyebileceği, DNS yönlendirmesi hususunun sunucu barındırma işlemi ile alakasız ve bağımsız olduğu, alan adının sadece alan adı sahibi tarafından (kullanıcı adı / şifre ile) istenilen suni yönlendirilebileceği, tamamlanmış web sitelerinin canlıya alınamamasının davalı yanın yönlendirmesini yapmaktan imtina etmesi sonucu gerçekleştiği; bu cihetle, davalı hizmeti teslim almamasından kaynaklanan davacının edimini ifa etmesinin imkansız geldiği, dosya kapsamının bütünsel olarak değerlendirilmesi neticesinde, proje fiyatının paket hizmetteki fiyat olduğu, bu hizmet paketinin 30 adet web sitesi için geliştirme, arama motorlarında öne çıkarma (SEO) ve barındırma hizmetini içerdiği, proje dahilinde yazılım geliştirme süreçlerin doğal olarak yaşandığı, proje üzerinde emek harcandığı, ancak davalı şirketin bir şekilde hizmeti teslim alıp ödeme yapmaktan imtina ettiği, bu cihetle edimin ifasının imkansız hale geldiği, sözleşmede 30 adet web sitesi geliştirme bedeli olarak 17.500 TL’ye anlaşıldığı, bir web sitesi için bu bedelin 583 TL’ye tekabül ettiği, 2015 tarihi fiyatlarıyla bile bu tutarın düşük olduğu, bilişim sektöründe bu tip hizmet sözleşmelerinin bir paket olarak değerlendirilmesi gerektiği, bir web sitesi için 583 TL bedel ödenmesinin ancak dış SEO ve hosting hizmetlerinin fiziki imkansızlıktan dolayı verilmemesinden mütevellit eksik ödeme yapılmasının hakkaniyete uygun olmayacağı, davalı yanın sözleşmede esaslı değişiklik yapma iradesini beyan etmesine karşılık bu hususun davacı yan tarafından kabul görmediği, davalı yanın hiç ödeme yapmayarak neticede temerrüte düştüğü, temerrüt tarihinin tam olarak belirlenmesinin Mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
Dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları, raporlara karşı sunulan beyan ve itirazlar hep birlikte değerlendirilmiştir.
Yapılan inceleme ile taraflar arasında hem davacının edimlerini yerine getirip getirmediği, hem de davalı tarafça borcun ödenip ödenmediği yönünde uyuşmazlık olduğu anlaşılmış ise de alınan raporlar ile borcun ifasına ilişkin husumetin de yine davacı tarafın alacak talebine dayanak hizmet sözleşmesi gereği teknik hizmetlerinin yerine getirilip getirilmediğine dayandırıldığı anlaşılmıştır.
Alınan ilk kök ve ek rapor ile web sitelerine internet üzerinde erişimi sağlayan ve web sitesinin adresini belirleyen DNS ve Domain (Etki Alanı ile Alan Adı) işlemlerinin davacının yükümlüğünde olduğu yönünde görüş bildirilmiş, beyan ve itirazlar üzerine yeni bir bilirkişiden alınan ikinci kök raporda da alan adı ve barındırma (Domain ve Hosting) hizmetlerinin birbirleri ile bağlantılı olduğu, bu nedenle davacının alan adı işlemlerinden sorumlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan ilk iki raporda her ne kadar DNS işlemlerinin davacıya yüklendiği görülmüş ise de dosyaya sunulan e-posta yazışmalarının incelenmesinde DNS ve domain bilgilerinin sürekli olarak davalıdan talep edildiği, buna karşı davalı tarafça bu taleplere olumlu ve bilgilerin davalı tarafından sağlanacağı izlenimi bırakan ve davacının iddialarının ikrarı niteliğinde cevapların verildiği, bu şekilde yazışmaların tekrar edildiği fakat davalı tarafından DNS bilgilerinin davacıya verilmediği anlaşılmıştır.
Teknik bilirkişilerin görüşleri ile e-posta yazışmaları arasındaki çelişki nedeniyle domain işlemlerinin kimin yükümlülüğünde olduğu, haliyle davacının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirip getirmediği hususu aydınlatılamamış olduğundan mahkememizce 27/02/2020 tarihli 12 nolu celse 3 no ile ayrıntılı bir ara karar oluşturularak dosyanın bilgisayar yüksek mühendisi, bilgisayar programcısı ve öğretim görevlisi bilişim uzmanından oluşan alanlarında uzman bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiştir.
Alınan son kök rapor ile Hosting ve Domain işlemlerinin birbirinden bağımsız işlemler olduğu, domain hizmetine ilişkin olarak davalı tarafça bir kullanıcı adı/şifre verilmesi gerektiği;
Yine ilk raporlarda bu hizmetin davacı tarafça da sağlanabileceği, sözleşmede domain işlemlerine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafça karşılanması gerektiği yönünde görüş sunulmuş ve uyuşmazlığın sözleşme kapsamında muallakta kaldığı anlaşılmış ise de taraflar arasındaki e-posta yazışmaları ile davalının domainlere ilişkin bilgilere sahip olduğu ve davacıya verileceği hususunun ikrar edildiği, son alınan bilirkişi raporundaki Domain-Hosting ayrımı da dikkate alındığında domainlere ilişkin edimin davacıya yükletilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ayrıca alınan tüm bilirkişi raporları ile diğer uyuşmazlık konusu olan SEO çalışmalarının yapılabilmesi için web sitelerinin yayına alınması ve bunun için de DNS kayıtları yapılması gerektiği belirtilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı üzere davalı tarafça bu bilgilerin sağlanmaması nedeniyle web sitelerinin yayına alınamadığı, bu durumda yapılamayan SEO çalışmalarından davalının sorumlu olduğu kanaati oluşmakla, mahkememizce teknik bilirkişi heyetinden alınan 11/12/2020 teslim tarihli son bilirkişi raporunun dava konusu iddia ve savunmalar kapsamında yeterli irdeleme ile ayrıntılı gerekçe, açıklama ve tespit içerdiği bu hali ile denetime elverişli olduğu anlaşılmış olup, söz konusu bilirkişi raporu ile; davacının davalıdan 29 adet web sitesi için 16.916,00 TL + KDV , SEO çalışmaları karşılığında ise 29.000,00 + KDV talep edebileceği yönündeki tespit kapsamında mahkememizce KDV yönünden yapılan hesap neticesinde; 29 adet web sitesi için 16.916,00 TL + KDV ( 16.916,00 + 16.916,00 x %18 KDV =19.960,88), SEO çalışmaları karşılığında ise 29.000,00 + KDV (29.000,00 + 29.000,00 x %18 KDV = 34.220,00) olmak üzere toplam 54.180,88 TL üzerinden davacı tarafın ıslah dilekçesi de gözetilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 54.180,88 TL’nin dava tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 3.701,09 TL karar ve ilam harcından 840,00 TL ıslah harcı ile 85,39 TL peşin harcın toplamı olan 925,39 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 2.775,70 TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 117,19 TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 4.904,70 TL masraf olmak üzere toplam 5.021,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.843,51 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2021

Katip …

Hakim …