Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/288 E. 2020/484 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/288 Esas
KARAR NO : 2020/484

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 17/03/2015
KARAR TARİHİ: 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında cari taşıma ilişkisine bağlı borç alacak ilişkisi bulunduğunu, davalının müvekkiline olan borcunu ödemediğini bu borca ilişkin faturalarında bulunduğunu, davacı şirketin taşıma işini yaptığını, ancak alacağını tahsil edemediğini, bu sebeple davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ve …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattıklarını, davalının takiplere itiraz ederek durdurduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkilinden alacağı olduğundan bahisle açtığı icra takiplerine itiraz ettiklerini takiplerin durduğunu, bunun üzerine huzurdaki davayı açan davacının kötü niyetli olduğunu, davacının müvekkiline ait bir kısım malların dağıtımını yaptığını, ancak müvekkiline tebliğ edilmeyen ve müvekkilince kabul edilmeyen faturaları dayanak göstererek huzurdaki davayı ikame ettiğini, müvekkilinin borcunun olmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden davacının aslında borçlu olduğunu, alacaklarının tahsili için hukuki yollara başvuracaklarını, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
– …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip
-Bilirkişi Raporu
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
6100 Sayılı HMK’nın ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222.maddesinde;
(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi*1* yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./23. md) Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. sayılacağı düzenlenmiştir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 63.648,57 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek dava konusu alacağa ilişkin ayrıntılı rapor hazırlaması talep edilmiş heyet raporunda ” Davacı ile Davalının inceleme konusu yapılan 2014 yılları ticari defterlerinin 6762 sayılı (Mülga) TTK.m.66, HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defter kayıtlarında davalıdan 65,000,00-TL alacağının olduğu, icra takibine konu olan 63.238,59-TL Toplam tutarlı faturalarla ticari defter kayıtlarının uyumsuz olduğu, Davaya konu olan 63.238,59-TL tutarlı faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair kaşe İmzalı nüshaların görülmediği, fatura tebliğ usullerinin TBK 552. Madde ve TTK 21. Maddesine göre yapılmadığı. Davacının davalıya düzenlediği faturaları icra takibi öncesinde davalıya tebliğ ettiğine dair tespit yapılmadığı, Sayın mahkemenizin davaya konu 4 adet fatura üzerinden davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalı yandan bakiye cari hesap bulunmadığı” şeklinde raporunu sunmuşlardır.
Bilirkişi raporu ve dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere dava konusu dört faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davaya konu faturaların tebliğlerine ilişkin usulüne uygun tebliğ edildiğini gösterir yazılı belge olmadığı davalının aralarında ticari ilişki olduğuna yönelik itirazının bulunmadığı ancak davacı yanca sunulan bu faturalara itiraz ettiği görülmüştür.
Yukarıda yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalar ve deliller ışığında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ;faturanın tek taraflı olarak düzenlenen bir belge olduğu, faturanın yukarıda açıklandığı üzere sahibi lehine delil oluşturması için her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması gerektiği, somut dosyamızda davalının ticari defterlerinde faturaların kayıtlı olmadığı, , dava konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına alacağın ispatı için yeterli olmadığı, davacının dava konusu faturalara konu mal ve hizmetin verildiğini ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine
2-Alınması gerekli harç 54,40 TL olup, peşin alınan 761,75 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 707,35 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.021,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.08/10/2020

Katip …

Hakim …