Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/264 E. 2021/726 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/264 Esas
KARAR NO: 2021/726

DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/03/2015
KARAR TARİHİ: 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi ile müvekkili şirket arasında acentelik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile davalı şirket adına müvekkili tarafından sigorta aracılık hizmetleri yapılması hususunda anlaşmaya varıldığı ve sözleşmenin Acentelik Teminatı başlıklı 6. maddesine istinaden ilki 01/04/2011 tarihinde olmak üzere 100.000,00 TL’lik çekin davalı şirkete teslim edildiğini, yine sözleşme hükümlerine göre bir önceki teminat çekinin iade alınarak aynı bedelli yeni teminat çeklerinin davalı şirkete teslim edildiğini ve teminatın devamının sağlandığını belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ve davasının hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının yukarıdaki maddi hükmü uyarınca tahsil ettiği poliçe primlerini süresi içinde müvekkili şirkete göndermekte düzensiz tutum sergilediğini ve bu nedenle müvekkili şirkete yüksek meblağlarda borçlu kaldığını, davacının müvekkili adına tahsil ettiği primleri kendi hesabına kullanmaya çalıştığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve teminat olarak verildiği ileri sürülen çekin bedelsiz kaldığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının iddia ve savunmalar kapsamında incelenmesi suretiyle rapor tanzimi için mahal mahkemesine talimat yazıldığı, talimat sonucunda mahkememize gönderilen 24/05/2017 tarihli talimat raporunda özetle;
“…1.) Davacı … Ltd.Şti. ‘in tutmakla zorunlu olduğu 2013-2014-2015 yılı yasal defterleri sahibi lehine kanuni delil olarak kullanılabileceği(HMK 222/1.2,
TIK.64.65.88). Davacının kanuni delil olarak kullanılabilecek resmi defterlerinde Davalı … AŞ.in den aldığı komisyonları hesaba geçirdiği, üretim ve Tahsilat/Tediyeleri tali belgelerde/Davalı bilgisayar proğramında takip ettiği, bu programında 31.08.2014 tarihli Mutabakattan önce doğrudan kullanıma kapatıldığı,
2.) Davacı yönünden ; Davalı taraflar arasın imzalanan 12.01.2011 tarihli sözleşmenin 16.madde sine göre uzun süre her ay yapılan mutabakatlar ile işin sürdürüldüğü bu emredici hüküm çerçevesinde 31,08.2014 tarihli mutabakat yapıldığı, içeriği izah edilebilen bu mutabakata göre davacının borcunun olmadığı,
3.) Davalı yönünden ; Dosyaya sunulu belgeler ile bilirkişiliğimize Davacı tarafından sunulan kayıtlı yazışma örneklerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde Davalının iddiasının halen ispata muhtaç olduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde ve talimat cevabı da değerlendirilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu 10/02/2018 tarihli raporda özetle;
“…Yapmış olduğumuz inceleme, açıklama ve ekli belgelere göre aşağıda belirtilen hususlar doğrultusunda, İş bu “Ticari İlişkiden Kaynaklanan Menfi Tespit Davası” nedeniyle Acentenin, Sigorta Şirketine borçlu olduğu kanaatine varılmıştır.
1. Sigorta Şirketinin resmi defter, yardımcı defter ve kayıtları, (Acente hesabına ilişkin borç ve alacak kayıtlar da dâhil), Hazine Müsteşarlığının Tebliğine (Hesap Mutabakatları paragrafında bahsedilen) uygun bir şekilde tutulmuştur. Diğer taraftan TTK hükümlerine göre ispat belgesi olan defterler niteliği taşımaktadırlar.
Bu çerçevede, taraflar arasında hesap mutabakatı sağlanamamasının nedeni, Sigorta Şirketi tarafından 31.08.2014′ te hatalı bildirilen bakiye üzerinden, acentenin ödemelerini yaparak, borcunun sıfırladığını düşünmesi olarak görülmektedir. Ancak Sigorta Şirketinin resmi defter kayıtları ile uyuşmayan 31.08.2014 borç bakiyesinin yanlış olduğu Sigorta Şirketi tarafından, tespit edilerek Acenteye bildirilmiştir.
2. Sigorta Şirketi 02.03.2015 tarihinde, “Acente’ nin borcunu ödemediği takdirde, Şirkette teminat olarak bulunan 100.000 TL tutarındaki çeki makde çevirmek zorunda kalacağını “ bildirilmiştir. Bunun üzerine Acente, çekin tahsilinin durdurulması ve/veya icra takibine konu edilmemesi için 10.03.2015 tarihinde dava açmıştır.
8. Yapılan köntroller sonucu, Acentenin, Sigorta Şirketine, sigortacılık faaliyetlerinden dolayı; 75.852,57 TL, avukatlık ve mahkeme masraflarından (içinde bulunan gün itibariyle) dolayı; 9.524,23 TL olmak üzere toplam; 85.376,80 TL borcu olduğu görülmüştür.” şeklinde tespit ve görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi hususunda ek rapor alınmış, 03/10/2018 tarihli ek raporda kök rapordaki görüşün değiştirecek herhangi bir husus olmadığı ifade edilmiştir.
Mahkememizce 17.01.2019 tarihli celse ara kararı ile, tarafların iddia ve itirazları, sözleşme hükümleri, kayıtlar ve belgeler denetlenerek, ayrıca davalı kayıtlarında sistem üzerinde gerekli inceleme yapılarak davacının menfi tespit talebi yönünden mahkemece alınan talimat raporu ile önceki heyet bilirkişi raporu da tartışılmak suretiyle rapor düzenlenmesi için dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, sunulan 28/06/2019 tarihli 2. heyet kök raporunda özetle;
“…Açıklanan gerekçelerle, sigortacılık faaliyetinden dolayı ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak oluşan fiili hesap bakiyesi kapsamında 75.852,57 TL acente cari hesap borçu ile 9.524.23 TL icra takibi avukat-hukuk masrafları alacağı toplamı 85.376,80 TL alacağını davacı Acenteden isteyebileceği, hesap mutabakatlarında füli durumun esas, hata ve unutmanın da müstesna olduğundan şehven yapılmış mutabakatın fili durumun tespit edilmesi karşısında önceki imzalı mutabakatın davalı … irketinin aleyhine kullanılamayacağı, kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş ifade edilmiştir.
Mahkememizce 26.09.2019 tarihli celse arar kararı ile, heyete acente konusunda uzman bir bilirkişinin de eklenmesi suretiyle dosyanın önceki heyete yeniden tevdi ile davacı vekili tarafından sunulan kayıtlar incelenerek ve davalı şirket sistemi üzerinde gerekli inceleme yapılarak davacının itirazları ayrı ayrı değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesinin istenilmiş, sunulan 10/03/2020 tarihli ek raporda özetle;
“…Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, Sayın Mahkemece bilirkişi heyetine verilen görev ile sınırlı otarak mezkür surette tahakkuk eden EK Rapor değerlendirmesi neticesinde;
Raporumuzun 3.c ve 3.d bölümündeki tablolarda görüldüğü gibi, tarafların tüm sözleşme dönemine ilişkin üretim rakamları, davacı acentenin net komisyon alacağı ve yapmış olduğu ödemeler sonrası 75.457,30 TL davacı borcumun bakiyesinin bulunduğu,
Hesap mutabakatlarında fiili durumun esas, hata ve unutmanın da müstesna olduğundan sehven yapılmış mutabakatın fiili durumun tespit edilmesi karşısında önceki imzalı mutabakatın davalı … şirketinin aleyhine kullanılamayacağına ilişkin KÖK rapor kanaatimizi değiştirecek bir hususun bulunmadığı,
Her ne kadar davacı acente vekili, 2011 ve 2015 yılları arasındaki aylar bazında poliçe kontrol listesi ve yine aylar bazında tahsilat ekstresinin davalı … şirketi tarafından verilmesi halinde dosyadaki tüm sorunların çözüleceği ifade edilmiş, bu anlamda davalı tarafından bu amaca matuf bir liste (poliçe detayında tahakkuk ve tahsilat) verilememiş ise de, sigorta şirketlerinde Açık Hesap çalışıldığında acentenin poliçe primlerine mahsuben toplu ödediği primler poliçelere dağıtılmaz çünkü bunun yapılabilmesi için cari ayda primin şirket hesabına komisyon düşülmeden brüt prim üzerinden iletilmesi ve hangi poliçe primlerine mahsuben ödeme yapıldığının acente tarafından da belirtilmesi gerekir, o zaman şirket açık olan bu poliçeleri kapatır aksi durumda şirketin böyle bir çalışması olmayacağı, ancak Ay bazında Üretim / Komisyon ve Acentenin yapmış olduğu veya şirket hesabına gönderilen ödemeler görülebileceği, 16 Haziran 2014 tarihinde Acente tahsilat yetkisi kaldırılınca şirket hesap ekstrelerinde görüldüğü gibi poliçeler tek tek listelendiği,
Yanı sıra davalı … şirketinin yerinde incelenmesi sırasında heyetimize tevdi edilen ve raporumuz ekinde mahkemenize sunulan | adet mavi klasör içindeki listelerde tüm poliçelerin ve ödemelerin yer aldığı, bu ödemelerin dışında yapılan bir ödeme varsa, yahut yapıfdığı halde davalı tarafından dikkate atınmamış bir ödemenin, eksik komisyon tahakkukunun bulunması hatinde bunun tespitini davacı acentenin de yapabileceği, kaldı ki ödermeyi yaptığının ispat yükünün huzurdaki menfi tespit davasında davacı tarafa ait olduğu,
Açıklanan gerekçelerle, davacının davalıya sigortacılık faaliyetinden dolayı ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak oluşan fiili hesap bakiyesi kapsamında, 22.05.2015 takip tarihi itibarıyla 75.852,57 TL ana para acente cari hesap borcunun bulunduğu, menfi olarak tespit edilen zararının bulunmadığı kanaatlerine varılmıştır.” şeklinde görüşe yer verilmiştir.
Mahkememizce 09.07.2020 tarihli celse ara kararı ile, davacı vekili tarafından rapor ekinde sunulan kayıtların davalı şirket kayıtları ile karşılaştırılarak itirazlarında değerlendirilmesi suretiyle ek rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine dair verilen karar gereğince sunulan 14/10/2020 tarihli 2. Ek raporda özetle;
“…Davacı İtirazı Yönünden; Yukarıda ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere, davacı itirazlarına iştirak edilmemiş olup, KÖK ve EK raporda değiştirilecek bir husus bulunmadığından değerlendirme ve kanaatlerin aynen geçerliği otduğu, sair hususların yüce yargı makamının takdirinde kaldığı kanaatlerine ulaşılmıştır.” şeklinde rapor sunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme, dosya kapsamı ve yukarıda ayrıntılarına yer verilen bilirkişi kök ve ek raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı acente Göksu Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi ile davalı … şirketi … arasında, 12.01.2011 tarihinde Acentetik Sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme ile Acente, Beyoğlu 4. Noterliğinden verilen 14.01.2011 tarihli ve 06623 yevmiye numaralı vekâletname doğrultusunda, “belirlenen sigorta dallarında, sözleşme yapma ve şirket adına prim tahsil etme yetkileri olan, (A) tipi sigorta acentesi konumuna sahip duruma geldiği anlaşılmaktadır.
Acentelik Sözleşmesinin Acentelik Teminatı ile ilgili olan 6. Maddesine göre: Davacı acentenin, faaliyetine başlamadan önce bu Sözleşmenin uygulanması veya feshi sonucunda doğabilecek taahhüt ve yükümlülüklerini karşılamak amacıyla şirket nezdinde teminat tesis etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Bu kapsamda; acentenin, şirket nezdinde tesis etmiş olduğu teminat olarak bedelsiz olduğu iddiası ile dava konusu edilen; TEB Samsun Şubesi’ne ait, 7032503 numaralı, 31.03.2015 tarihli 100.000,00 TL tutarında çeki mevcuttur.
Yasal mevzuatta acentelerin sigorta şirketi adına sigortacılık faaliyetinde bulunabilmek için teminat verme yükümlülüğü, 14.04.2008 tarihli- 26847 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan, Sigorta Acerteleri Yönetmeliği’nin 9 / (1) Maddesi ile düzenlenmiş olup, madde hükmü; “Sigorta şirketlerinin faaliyetleri nedeniyle acentelerinden isteyebilecekleri teminatın miktarı ve koşulları taraflar arasında serbestçe belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Daha sonra mevcut Sigorta Acenteleri Yönetmeliği yürürlükten kaldırılarak yerine, 22.04.2014 tarihli-28980 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan yönetmelik yürürlüğe girmiştir. İlgili yönetmeliğin Üçüncü Bölüm 15 — (1) – ğ) Maddesi ile tesis edilecek teminata ilişkin hükümlerin sigorta şirketleriyle acenteler arasında yapılacak acentelik sözleşmelerinde düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
Poliçelerin Takibi, Kabul va İptalieri, Sözleşmenin 14. Maddesinde düzenlenmiş, acentenin her ne suretle olursa olsun tahsilatını yapamadığı poliçeleri, tanzim ediklikleri ayı takip eden ayın iptal rejistrosuna kaydederek, Şirkete iade edeceği hükmüne yer verilmiştir. Acente düzenlediği poliçe, zeyilname ve iptallere ait rejistro kayıtlarını tutmakla yükümlü kılınmıştır.
Bu madde ile acente, düzenlediği poliçe, zeyilname ve iptallere ait rejistro kayıtlarını tutmakla yükümlü kılınmıştır Böylelikle Acente, bedelini tahsil edemediği poliçeleri iptal etme yoluyla, üzerinde haksız yere borç kalma olasılığından kurtulmuş olacaktır.
Prim Tahsili ve Prim Tahsitatının Şirket’e ödenmesi konusu Sözleşmenin 16. Maddesinde düzenlenmiş olup burada; “Acentenin tahsil ettiği primler emanet para hükmünde olup, acente bir hafta süresince tahsil ettiği primlerin kornisyonları düşüldükten sonra kalan kısmını en geç ertesi haftanın son iş günü mesai bitim saatine kadar Şirket’e intikal ettirmek zorundadır” denilmektedir.
15. Madde ile acentenin prim tahsilatırı komisyontar düşüldükten sonra şirkete vermesi, bir başka deyişle acentenin komisyon alacağını peşin olarak alması kayıt altına alınmıştır.
Hesap Mutabakatı, Muhasebe ve Denetim, Sözleşmenin 16. Maddesinde yer almaktadır. Buna göre, acente tahsil ettiği primleri, poliçeler itibari ile ayrı bir hesapta tutmak zorundadır. Her ayın ilk on günü içinde, bir önceki ayın üretim, tahsilat ve ödemeleri içir taraflar arasında mutabakat yapılır. Mutabakata ilişkin belgelerin birer örneği usulüne uygun olarak taraflarca saklanır. Şirket tarafından acenteye her ay genel borç ve alacağını göüsteren Hesap Ekstresi tablosu gönderilir. Acente on beş gün içerisinde hesaplara itiraz etmediği takdirde, ekstre bakiyesini itirazsız kabul etmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Sözleşmenin Acente tarafından feshinin nedenlerinden biri olarak gösterilen, Şirketin usulüne uygun mutabakat yapmadığı gerekçesi 16.Maddeye dayandırılmış ve haklı nedenle fesih sebebi olarak gösterilmiştir.
Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi; Samsun … Noterliğinden 31.12.2014 tarihli- … yevmiye numaralı ihtarname ile davacı acente tarafından feshedilmiştir. Haklı fesih nedeni olarak; sözleşmenin 16.Maddesi uyarınca yapılması gereken aylık mutabakatların 2013 yılından itibaren sekteye uğraması, 31.08.2014 tarihi itibariyle mutabık kalınan borç tutarına göre acentenin vermiş olduğu çekler nedeniyle bu anlamda borcunun kalmamış olması, açık sistem taksitli prim tahsili sisteminden (komisyonların düşülmesine imkan tanıyan) , kapalı sistem peşin prim tahsili sistemine geçilmesi suretiyle, davalı şirketinin sözleşmeye aykırılık oluşturması gösterilmiştir. Acentelik sözleşmesi, acente tarafından 31.12.2014 tarihinde feshedilmiş olmasına rağmen, davalı … şirketinin Beyoğlu 11. Noterliğinin 13.03.2015 tarihli ihtamamesi ile sözleşmeyi kendisinin feshettiğine yönelik savunmasının kabulü mümkün görülmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın esaslı noktası, taraflar arasında akdedilen hesap mutabakatının geçerliliği bulunup bulunmadığıdır.
Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi süresince taraflarca değişik tarihlerde hesap mutabakatı yapıldığı, davalı … şirketi ile davacı acente arasındaki 31.08.2014 tarihinde yapılan, sigorta şirketinin de altını imzaladığı mutabakatta davacı acentenin 145.877,33 TL belirlenmiş borcunun değişik tarihlerde verilen çekler ile ödendiği sabit ise de; davalı … şirketi tarafından 08.12.2014 tarihinde davacıya gönderilen yazı ile Ağustos 2014 ayı bakiyesinin 225.796,10 TL olduğunun ve bakiye 79.918,77 farkın oluştuğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile, yukarıda ayrıntılarına yer verilen aynı yönde tespit ve değerlendirmeler içeren tüm kök ve ek bilirkişi raporları da dikkate alındığında davalı … şirketi tarafından tüm yasal mevzuata uygun olarak tutulan kayıtlara göre mutabakat tarihi olan ağustos 2014 itibari ile davalı … şirketi tarafından alacak miktarı hatalı olarak beyan edilmiş ve bu belirlemeye göre mutabakat yapılmış olmasının ardından davalı tarafça mutabakata esas alınan hatalı alacak bildiriminin davacıya yazı ile iletilmiş olduğu gözetildiğinde mutabakat kapsamında tarafların mutabık kaldıkları 145.877,33 TL üzerinden mutabakatın geçerli sayılmasının mümkün olmadığı bakiye miktar yönünden davacının davalıya borçlu olduğu anlaşılmakla davacının menfi tespit istemli davasının reddine, davacı tarafın kötüniyetli olduğu hususunun sabit olmaması sebebiyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine ve HMK.’nın 397/2. maddesindeki, ihtiyati tedbir kararının etkisinin aksi belirtilmedikçe nihai hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönündeki açık yasal düzenleme gereğince, mahkememiz 11/03/2015 tarihli tedbir kararında aksine bir düzenleme bulunmadığından davalı tarafın ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki talebinin HMK. 937/2. maddesi gözetilerek reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebi şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-HMK.’nın 397/2. maddesindeki, ihtiyati tedbir kararının etkisinin aksi belirtilmedikçe nihai hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönündeki açık yasal düzenleme kapsamında, mahkememiz 11/03/2015 tarihli tedbir kararında aksine bir düzenleme bulunmadığından davalı tarafın ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki talebinin HMK. 397/2. maddesi gözetilerek REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin yatan 1.707,75 TL’den düşümü ile 1.648,45 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza