Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/26 E. 2018/613 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/26 Esas
KARAR NO : 2018/613
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/01/2015
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline sigortalı davaya konu … plaka sayılı aracın geçirdiği kaza nedeniyle tek taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası yaşandığını, aracın malikinin davalı olduğunu, aracın sevk ve idaresinin dava dışı …’te olduğunu, istiap haddi nedeniyle müvekkilinin sigortalıya rücu hakkının doğduğunu, açılan hasar dosyaları neticesinde yaralılara toplam 47.903,04-TL ödeme yapıldığını ve bu alacakların davalıya rücu edildiğini, alacakların tahsili için davalı ve … aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından takip başlatıldığını, davalı tarafça takibei itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın asıl malikinin … olduğunu, aracın 20/10/2018 tarihinde adı geçene satıldığını, satış sözleşmesinin adi olmasına rağmen kaza sırasında müvekkilinin malik olmadığını, davanın asıl taraflarının adı geçenler olduklarını, kazanın çukur nedeniyle gerçekleştiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı 3. kişiye ödeme yapan trafik sigortacısının ödediği bedelin, KTK’nun 95. maddesi ile ZMSS poliçesi ve ZMSS Genel Şartları gereği davalı sigortalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Bu kapsamda dosya değerlendirildiğinde, dava konusunun Mahkememizin görev alanına girmediği belirlenmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 2. maddesi; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” 3. maddesi ise “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde düzenlenmiştir.
6502 sayılı Kanunun, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü değerlendirildiğinde; davacı, davalıya ait aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen şirket olup, bu poliçeyle üstlendiği sorumluluk gereği dava dışı 3. kişiye yaptığı ödemeyi, sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsil etmek istemektedir. Bu durum karşısında, davaya konu istem, taraflar arasındaki trafik sigorta sözleşmesine dayanmaktadır ve davacı sigorta şirketi ile akdedilen sigorta sözleşmesi tüketici işlemi, davalı sigortalı gerçek kişi ise tüketici olup, poliçeye konu aracın ise ticari değil hususi araç olduğu, bu durumda davanın Mahkememizin görev alanına girmediği belirlenmiş olmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda;
1-HMK 114/1c ve 115 maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, HMK’nın 20. maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
¸e-imza
Hakim
¸e-imza