Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/251 E. 2022/919 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/251 Esas
KARAR NO:2022/919

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:05/03/2015
KARAR TARİHİ:02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’in maliki olduğu … plakalı ticari aracın … nolu poliçe ile davalı … Sigorta AŞ tarafından KTK zorunlu mali sorumluluk ve ihtiyari mali sorumluluk poliçesi ile sigorla kapsamına alındığını,13.12.2013 günü dava dışı … plakalı ticari taksinin … sevk ve idaresinde iken davacı müvekkilin kullandığı … plakalı motorsiklete çarparak yaşam boyu sakat kalmasına sebebiyet verdiğini, dava dışı sürücünün, müvekkili ağır yaralamış olmasına rağmen durmadığını, ve alkollü olduğu için olay yerinden hemen uzaklaştığını bu nedenle olayla ilgili kaza tespit tutanağının tutulamadığını, olay sonrasında trafik polisleri tarafından el yazı ile düzenlenmiş trafik kazasını gösteren krokinin mevcut olduğunu, … Hastanesine Sağlık Kurulunun 17/07/2014 tarihli raporu ile davacı müvekkilin beden gücünün %27 olarak belirlendiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzcre şimdilik 500.00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden 13.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesin, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkil şirkete 12.03.2013-12.03.2014 tarihleri arasında … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere poliçe teminat limitinin sürekli sakatlık halinde kişi başı 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davadan önce talepte bulunulmadığından olay tarihi itibariyle faiz talebinin yerinde olmadığını, öncelikli olarak tüm delillerin toplanması gerektiğini, akabinde kusur ve maluliyet tespiti için ATK raporu, tazminat hesaplaması için ise aktüer raporu alınması gerektiğini, somut olayda davacının kaza sırasında kask kullanıp kullanmamasının müterafik kusur indirimi teşkil edeceğini, SGK Tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini, davacının olay tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu, söz konusu talep ile ilgili davadan önce müvekkil şirkete müracaat edilmediğini, bu nedenle de müvekkil şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle tüm delillerin toplanması ile kusur, maluliyet ve iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına, müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluğun azami limit ile sınırlı tutulmasına, müterafik kusur şartlarının varlığı halinde tazminattan indirime gidilmesine, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkil şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masraflarının vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, gerçekleşen trafik kazası nedeniyle tazminat davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; gerçekleşen trafik kazası nedeniyle davacının beden gücünden yoksun kalıp kalmadığı, kaza nedeniyle davalıdan tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunması halinde miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır
Dava, taraflarca davaya konu trafik kazasına gösteren kroki, sigorta poliçesi, trafik kayıtları, sağlık raporu, soruşturma dosyası, bilirkişi raporu, tanık deliline dayandırılmıştır.
Taraflarca sunulan bilgi ve belgeler, mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler hep birlikte değerlendirilmiş, öncelikli olarak yaşanan trafik kazası nedeniyle kusur ve maluliyet durumunun belirlenmesi ve rapor alınmak üzere dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 11/01/2016 tarihli ve 07/07/2021 tarihli kusura ilişkin rapor düzenlendiğini, 07/07/2021 tarihli kusur raporunda özetle;
Dosyada mevcut bilgi ve belgeleri göre yapılan inceleme neticesinde,
Dava konusu olay sırasında motosikletin yeşil ışıkta geçmiş olması durumunda;
a) Davacı sürücü … idaresindeki motosiklet ile seyir halindeyken olay yeri trafik ışıklı kavşağa gelip kendi istikameti için yeşil yanmakta olan ışığa istinaden seyrine devam ettiği sırada, bölünmüş yolun karşı yön bölümünden mevcut “U” dönüşü yasağına rağmen doğrultu değiştirerek “U” dönüşü yapan otomobil nedeniyle kazaya karıştığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığını,
b) Sürücü … idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken olay yeri trafik ışık kontrollü kavşağa gelip orta refüj aralığından mevcut yasak levhasına rağmen “U” dönüşü yaptığı, bu manevrası sırasında karşı yönünden yaklaşan motosikletin hız-mesafe durumunu dikkate almadığı ve gayrinizami manevrasıyla kazaya sebebiyet verdiği olayda kusurlu olduğunu,
Olay sırasında motosikletin kırmızı ışıkta geçmiş olması durumunda;
a) Davacı sürücü … idaresindeki motosiklet ile seyir halindeyken olay yeri trafik ışıklı kavşağa yaklaştığında hızını düşürüp kendi istikametine yanmış bulunan kırmızı ışığa istinaden durması gerektiği hususlarına riayet etmediği, mevcut haliyle seyrine devam edip kırmızı ışıkta geçtiğinde de bölünmüş yolun karşı yön bölümünden mevcut “U” dönüşü yasağına rağmen doğrultu değiştirerek “U” dönüşü yapan otomobille kazaya karıştığı olayda kusurlu olduğunu,
b) Sürücü … idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken olay yeri trafik ışık kontrollü kavşağa gelip kendi yönü (sola doğrultu değiştirmesi) için ışık bulunmayan mahalde orta refüj aralığından mevcut yasak levhasına rağmen “U” dönüşü yaptığı ve gayrinizami manevrasıyla kazaya sebebiyet verdiği olayda kusurlu olduğunu, neticeten;
Olay sırasında motosikletin yeşil ışıkta geçmiş olması durumunda;
a) Davacı sürücü …’ın kusursuz,
b) Sürücü …’nin %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu;
Olay sırasında motosikletin kırmızı ışıkta geçmiş olması durumunda;
a) Davacı sürücü …’ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu,
b) Sürücü …’nin %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
21/04/2017 tarihli maluliyete ilişkin Adli Tıp Raporunda özetle;
Mevcut belgelere göre;
… oğlu, 1977 doğumlu …’ın 13/12/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı vertebra füzyonu arızası nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak:
Gr1 X (2…..33) A %37
E cetveline göre %36.2 (yüzdeotuzaltınoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememiz ara kararı doğrultusunda davaya konu tazminat miktarının hesaplanması hususunda dosyanın aktüer bilirkişiye tevdiine karar verildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; taraflarca sunulan bilgi belgeler, mahkemece celp edilen bilgi ve belgelerin hep birlikte değerlendirildiğini, yapılan inceleme sonucunda kaza olayına ilişkin iki bilirkişi raporunun olduğu görülmüştür. Kusura ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun seçenekli olduğunu, seçeneklerin birinde kazalı …’ın %100 kusursuz olacağı belirtilirken diğer seçenekte %100 kusurlu olabileceğinin belirtildiğini, diğer bilirkişi raporunda ise davacı kazalı …’ın kusursuz, dava dışı sürücü …’nin %100 kusurlu olduğu belirtildiğini, …’ın kaza olayının meydana gelmesinde % 100 kusurlu olması halinde tazminat talep etme hakkının olamayacağını, dava dışı sürücü …’inin %100 kusurlu olması halinde talep edilebilecek tazminat miktarının, sakatlık ve ölüm olaylarında kişi başına poliçe teminat üst limitinin 250 000,00 TL olduğunu, hesaplana maddi tazminat tutarı olan 185.215,17 TL’nin poliçe teminat üst limitini aşmadığını, temerrüt tarihinin davanın açıldığı 05.03.2015 tarihi olması gerektiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar değerlendirilmiş, ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 03/04/2018 tarihli raporunda özetle; Kaza olayına ilişkin iki bilirkişi raporunun olduğu görüldüğünü, kusura ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun seçenekli olduğunu, seçeneklerin birinde kazalı …”ın %100 kusursuz olacağı belirtilirken diğer seçenekte %100 kusurlu olabileceğinin belirtildiğini, diğer bilirkişi raporunda ise davacı kazalı …’ın kusursuz, dava dışı sürücü …’nin %100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, …’ın kaza olayının meydana gelmesinde %100 kusurlu olması halinde tazminat talep etme hakkının olamayacağını, Dava dışı sürücü …’inin %100 kusurlu olması halinde; emsal ücret araştırmalarına göre hesaplanan maddi tazminat tutarının 362.266,06 TL olduğunu, sakatlık ve ölüm olaylarında kişi başıma poliçe teminat üst limitinin 250.000,00 TL olduğunu, hesaplana maddi tazminat tutarının poliçe teminat üst limitini aştığı anlaşıldığından talep edilebilecek maddi tazminal tutarının 250.000,00 TL olduğunu, söz konusu tutara davanın açıldığı 05.03.2015 tarihinden itibaren yasal faiz oranı üzerinden temerrüt faizi işletilmesi gerektiği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Yargılama aşamasında davacı vekilince, 12/04/2018 havale tarihli dilekçesi ile dava değerinin 250.000,00 TL’ye ıslah edilmiştir.
Mahkememizce, Adli Tıp Kurumundan gelen kusur raporunda ihtimali değerlendirme yapıldığı görüldüğünden Yerleşik Yargıtay Uygulamaları çerçevesinde kaza tespit tutanağında imzası bulunan davacı … ve dava dışı …’nin trafik kazasının oluşuna ilişkin beyanlarının alınması ile dosyanın, Karayolları kürsüsünden seçilecek bir bilirkişi heyetine tevdi ile kusura yönelik rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince sunulan raporda özetle; nihai kararın tamamen mahkemeye ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış oldukları inceleme sonucunda, dava konusu somut olayda, Davalı şirkete Trafik sigortalı, … plaka numaralı ticari otomobilin dava dışı sürücüsü …’nin hatalı sevk ve idaresinin, birinci (asli) derecede ve tam, % 100 (yüzde yüz) oranında etkili olduğunu, … plaka numaralı motosikletin sürücüsü, davacı …’ın ise, etkili herhangi bir kural ihlalinin ve hatalı davranışının bulunmadığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Tanık olarak bildirilen … mahkememizin 02/06/2021 tarihli duruşmasında hazır edilmiş, tanığın duruşmadaki beyanında ” ben 2013 senesi Aralık ayında meydana gelen kazada … plakalı aracı kullanıyordum, kaza anında …’in önündeki ışıklardan … istikametine doğru dönüş yapmak için aracımı yönlendirdim, bu sırada … istikametinden … istikametinden … istikametine gitmekte olan Motorsiklet aracıma sağ taraftan vurdu, aracın sağ alt tarafına doğru girdi, kar yağışı olması nedeniyle araç trafiğini tamamen durdurdu, trafik ışığının bana mı yoksa davacıya mı kırmızı yandığını hatırlamıyorum, ben aracı davacının üzerine sürmedim araç hareket halinde değildi, kazadan sonda davacıyı ambulans ile hastaneye götürdüler, bende Şişli Karakoluna giderek teslim oldum,” şeklinde beyanı üzerine davacı vekilinin sormuş olduğu soruya istinaden;” dönüş yapmış olduğum yerde U dönüşü yasağı vardı, ancak trafiğin kapalı olması nedeniyle bütün araçlar dönüş yapıyordu, … caddesi üzerinden de … istikametine doğru da araç trafiği vardı ve araçlar geçiş yapıyordu, dedi benim bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanını tamamladığı, beyanına da imzası ile tevsik etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın, sene değişikliği de göz önüne alınarak ek rapor alınması hususunda aktüer bilirkişiye yeniden tevdi edildiği, alınan ek raporda özetle; kaza olayına ilişkin iki bilirkişi raporunun olduğu görüldüğünü, Kurumun raporunun seçenekli olduğunu, seçeneklerin birinde kazalı …’ın %100 kusursuz olacağı belirtilirken diğer seçenekte %100 kusurlu olabileceği belirtildiğini, diğer bilirkişi raporunda ise davacı kazalı …’ın kusursuz, dava dışı sürücü …’nin %100 kusurlu olduğu belirtildiğini, …’ın kaza olayının meydana gelmesinde %100 kusurlu olması halinde tazminat talep etme hakkının olamayacağını dava dışı sürücü …’inin %100 kusurlu olması halinde; Emsal ücret araştırmalarına göre hesaplanan maddi tazminat tutarının toplam 821.422,42 TL olduğunu, sakatlık ve ölüm olaylarında kişi başına poliçe teminat üst limitinin 250.000,00 TL olduğunu, hesaplana maddi tazminat tutarının poliçe teminat üst limitini aştığı anlaşıldığından talep edilebilecek maddi tazminat tutarının 250.000,00 TL olduğunu, söz konusu tutara davanın açıldığı 05.03.2015 tarihinden itibaren yasal faiz oranı üzerinden temerrüt faizi işletilmesi gerektiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denilmektedir. Daha kısa bir anlatımla, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, KTK. m. 91’de belirtildiği üzere işletenin “üçüncü kişilere” verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. 2918 sayılı KTK.nun 91.maddesine göre: “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Sürücünün ve yardımcılarının kusurundan “kendi kusuru gibi” sorumlu olan işletenin bu sorumluluğunu Yasa’nın KTK’nun 91/1.maddesi uyarınca (belli bir miktara kadar) sigortacı üstlenmiştir. Bu nedenle, Yasa’nın 85.maddesine göre sorumlu olan işleten ve teşebbüs sahibi gibi, sigortacı da, sürücü ve yardımcılarının kusurundan “kendi kusuru gibi” sorumludur. Bunun sonucu, sürücü yüzde yüz kusurlu olsa bile, işletenin belli bir oranda sorumluluğunu üstlenmiş olan sigortacı, kaza yapan sürücünün kusurundan “kendi kusuru gibi sorumlu” olduğundan, sürücünün yakınlarının “can zararları” söz konusu olduğunda, (Yargıtay’ca öngörülen ve benimsenen ölçülere göre) hesaplanacak maddi tazminat tutarını ödemek zorundadır.
Kaza olayına ilişkin iki bilirkişi raporunun olduğu görülmüştür. Kusura ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun seçenekli olduğu, seçeneklerin birinde kazalı …’ın %100 kusursuz olacağı belirtilirken diğer seçenekte %100 kusurlu olabileceği belirtilmiştir. Diğer bilirkişi heyet raporunda ise dava dışı sürücünün beyanlarına göre ATK raporunda seçenekli hesaplama yapılmışsa da, davacı sürücünün ışık ihlali yaparak kavşağa giriş yaptığının ileri sürülebileceğini ortaya koyabilecek bir trafik lambası bulunmadığı, bu açıdan davacı sürücünün beyanı ile kaza tespit tutanağındaki krokinin birbiriyle örtüştüğü, davacı kazalı …’ın kusursuz, dava dışı sürücü …’nin %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dava dışı sürücü …’inin %100 kusurlu olması halinde talep edilebilecek tazminat miktarı aktüerya bilirkişsi tarafından hesaplanmış, SGK tarafından davacı sürücüye yapılan 3.330,02 TL geçici iş göremezlik ödeneği yapılan hesaplamadan düşülerek karar vermek gerekmiştir.
Zorunlu mali sorumluluk sigortalarında hasar miktarına faizin işletilmeye başlayacağı tarihi tespit ederken trafik kazaları esas itibariyle haksız fiil sayılmakla birlikte, ZMSS teminatı sunan sigortacı açısından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira sigortacının tazmin yükümlülüğünü düzenleyen KTK.m.98/1 ve 99/1 hükümlerinde sigortacının bu yükümlülüğünün durumun sigortacıya ihbarından itibaren sekiz işgününde ödenmesi gerektiği düzenlemesi yer almaktadır. Sigortacıya yapılan bu ihbar BK.m.117 hükmünde öngörülen ihbar niteliğinde olup, bu ihbarı müteakip öngörülen sekiz günlük sürenin sonundan itibaren sigortacı temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Sigorta şirketine hiçbir ihbarda bulunulmaksızın dava açılması halinde sigortacı davanın açıldığı tarih itibariyle temerrüde düşmüş sayılır. Zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı KTK.m.91/1 uyarınca işletenin aynı yasanın 85/1 maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunu üzerine aldığından oluşan riziko nedeniyle sigorta ettiren, zarar görenlere karşı hangi oranda temerrüt faizi ödemesi gerekiyor ise onun hukuksal sorumluluğunu üzerine alan sigortacı da aynı oranda temerrüt faizi ödeyecektir. Dava dosyası incelendiğinde; kazanın 13.12.2013 tarihinde meydana geldiği, davacı tarafın davalı Sigorta şirketinden dava tarihinden önce talepte bulunmadığı, temerrüde düşülen tarihin davanın açıldığı 05.03.2015 tarihi olacağı, kazaya karışan araç ticari olduğuna ilişkin bir kayda rastlanmadığı için temerrüt faizinin yasal oranı üzerinden hesaplanarak dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, 17.751,65 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 232.248,35 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 250.000,00 TL tazminatın 05/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 17.077,50 TL karar harcından peşin alınan 27,70 peşin harç ile 860,77 TL ıslah harcı toplamı 888,47 TL’den mahsubu ile eksik olan 16.189,03 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 59,50 TL ilk masraf, 1.875,20 TL yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta gideri, bilirkişi ve Adli Tıp rapor masrafı, 860,77 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.535,62 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 38.000,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı Davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır