Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/156 E. 2022/803 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/156 Esas
KARAR NO :2022/803

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/02/2015
KARAR TARİHİ:19/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin öğrencilik yıllarından tanıdığı arkadaşı davalı şirketin % 98 oranında ortağı olan … ile davalı şirkete ileride ortak olma vaadine binaen beraber çalışmaya başladıklarını ve müvekkiline geniş yetkilere havi bir vekaletname ile yürütüleceğini, davalının söz konusu dönemde SGK ve Vergi borçları dolayısıyla şirkete resmi olarak ortak olamadığını, müvekkilinin alt taşeronu olarak görev yapmaya başladığını, bu süreçte müvekkilinin finansal kaynaklarının davalı tarafından kullanıldığını, davalı şirketin 3. Şahıslarla girdiği tüm ticari ve hukuki işlerde müvekkili şirketin sahibi ve yetkilisi gibi hareket ettiğini, müvekkili tarafından yapılan tüm ödemelere rağmen davalının hak edişlerin ödenmeye başladığında müvekkili ile … ilişkisinin bitirildiğini, davalı şirket tarafından verilen geniş yetkili vekaletnamenin azil suretiyle iptal edildiğini, müvekkilinin parasının kötü niyetli ve planlı olarak kullandırıldığından bahisle davalı … hakkında …. İcra Müd.nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından usulsüz tebliğ nedeniyle…. İcra Hukuk Mahk.nin … E. Sayılı dosyası ile tebliğin iptali davası açıldığını, bu davanın reddine karar verildiğini, anılan mahkemenin kararı Yargıtayca bozulmuş ve bu kez ödeme emrinin iptal edilmiş olduğundan bu kez müvekkili tarafından temyiz edildiğini, sözkonusu müdürlük kararının iptali için …. İcra Mahk.nin … E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını ve derdest olduğunu, davalı şirketin elindeki tüm işlerin dava dışı … Grup … Ltd. Şti ye devredilerek şirketin içinin boşaltıldığını, müvekkilinin işten uzaklaştırılması ve verilen tüm yetkilerin alınması ile birlikte davalı şirketin kendi şahsi kaynaklarından yaptığı ödemeler sebebi ile davalı şirketin zenginleştiği müvekkilinin ise fakirleştiğini, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle; …. İcra Müd.nün … E. Sayılı dosyasından müvekkiline İİK.nun 361. Maddesine istinaden gönderilen 25/09/2014 tarihli ödeme muhtırasının ihtiyati tedbir yolu ile dava sonuna kadar durdurulmasına, davalının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, alacağının tespitine, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket ortağı bulunan …’ın uzun yıllardan beri arkadaş olup birlikte bir … yapmak üzere ortaklık kurmaya karar verdiklerini, davacı vergi, sigorta vs. sorumluluğundan şahsen kaçınmak amacıyla kurulan ortaklıkta resmen bulunmadığı, kurulmuş olan ve iki ortak mecburiyeti bulunan limited şirketin hisseleri %98 …, %2 hissesi ise halen davacının kendi sigortalı çalışanı olan … adına yapıldığını, davacıya şirket işlerini yürütebilmesi için … 35. Noterliğinin 15.06.2011 tarihli … yevmiye nolu vekâletnamesi ile yetkiler verildiğini, davacı, elindeki vekaletnameye istinaden internet ortamında müvekkili şirkete ait işleri yürütürken yine kendi şirketi ile müvekkili şirket hesaplarını tamamen birbirine karıştırdığını, adeta bir hesap yumağı haline getirdiğini, hesaplar ancak kendisi tarafından ayıklanabilir duruma geldiğini, usulsüz ödemeler yapmış, aile efradına ve sahibi olduğu diğer şirkete ve ortaklarına usulsüz şekilde müvekkili şirket hesaplarından paralar ödediğini, ayrıca şahsına ait şirketin borçlarını da müvekkili şirkete ait hesaplardan ödediğini, bu zararlar neticesinde müvekkili şirket yetkilisi, davacıya verdiği vekaletnameyi azletmek zorunda kaldığını, davacı ne olduğu belirsiz banka dekontlarını mesnet tutarak icra takibi başlattığını, müvekkilinin, bu süreçte tüm hesapların blokleli olması sebebiyle ve vadesi gelen pek çok çekin de bulunması sebebiyle esasen davacıya bir borcu olmamasına rağmen kar-zarar hesabı yaparak davacının ibraz ettiği protokolü kabul ederek davacıya 120.000,00 TL ödemeyi kabul etmek zorunda kaldığını, davacı, tamamen haksız bir şekilde cebine koyduğu parayı müvekkiline iade etmemek için çeşitli hukuk dışı yollara başvurduğunu, adreslerini dahi değiştirerek paranın tahsiline engel olmaya çalıştığını, davacının tamamen kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını belirterek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, davalı şirketin % 98 oranında ortağı olan … ile davalı şirkete ileride ortak olma vaadine binaen beraber çalışmaya başladıklarını, bu süreçte davalı şirket adına yaptığı ödemeler olduğunu ileri sürerek, yaptığı bu ödemelerin tahsilini icra yolu ile talep ettiğini, itiraz üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığını iddia etmiştir.
Davalı taraf ise, davacının, elindeki vekaletnameye istinaden internet ortamında müvekkili şirkete ait işleri yürütürken yine kendi şirketi ile müvekkili şirket hesaplarını tamamen birbirine karıştırdığını, adeta bir hesap yumağı haline getirdiğini, hesaplar ancak kendisi tarafından ayıklanabilir duruma geldiğini, usulsüz ödemeler yaptığını, aile efradına ve sahibi olduğu diğer şirkete ve ortaklarına usulsüz şekilde müvekkili şirket hesaplarından paralar ödediğini, ayrıca şahsına ait şirketin borçlarını da müvekkili şirkete ait hesaplardan ödediğini, bu zararlar neticesinde müvekkili şirket yetkilisi, davacıya verdiği vekaletnameyi azletmek zorunda kaldığı savunmasında bulunmşutur.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile, davacı tarafından davalı lehine değişik tarihlerde banka yolu ile gönderilen borç paraların sebep olarak gösterilerek takip yapıldığı, takipte asıl alacağın 400.000,00-TL olup, 25.12.2012 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinde yıllık %16,50 oran üzerinden faiz talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 20/07/2017 tarihli ara kararı uyarınca davalı şirket kayıtları, sunulan deliller, dekont ve ödemeler, banka yazışma ve dökümleri denetlenerek, iddia ve itirazlar, taraflar arasındaki ilişki, alacak ve borçlar, yapılan ödemeler, şahsi hesap ödemeleri doğrultusunda temerrüt ve faiz denetlenip, takip konusu var ise alacağın belirlenmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Taraflar arasındaki hukuki sorunun, davacının, davalının işini görmesi sırasında yaptığı harcamaların talep edilmesinden ve bunların yerinde olup olmadığından ibaret olduğu,
Davacının, davalının vergi borçları nedeniyle ortaklık kurulamadığını, bu nedenle ileride kar payı alma vaadi ve orlaklığın kurulacağı (… tüzel kişiliğinin hissedarı olma) vaadi ile harcamaları yaptığımı, bu yönde birçok yazışma olduğunu beyan etriği, Davalının ise bu iddiayı reddettiği, davacının vergi, sigorla v.s. sorumluluğundan şahsen kaçınmak amacıyla kurulan ortaklıkta resmen bulunmadığını, iki ortak mecburiyeti nedeniyle limited şirketin hisselerinin %98 hissesinin …, %2 hissenin ise halen davacının kendi sigortalı çalışanı olan … adına yapıldığını, davacıya şirket işlerini yürütebilmesi için … 35. Noterliği’nin 15.06.2011 tarihli … yevmiye no.lu vekaletnamesi ile yetkiler verildiğini beyan ettiği, Sayın Mahkemenin, davacının iddiasını kabul etmesi halinde, taraflar arasındaki ilişki adi ortaklık olarak değerlendirilebileceği, adi ortaklık sözleşmesinin TBK m. 620 hükmünde, “İki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme” olarak tanımlandığı, Hüküm uyarınca adi ortaklığın 4 adet unsuru bulunduğu, raporda anılan unsurların özetlendiği ancak bir hukuki ilişkinin adi ortaklık olarak nitelendirilebilmesi için, tarafların ortak bir amacı gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmelerinin yeterli olmadığı, tarafların ayrıca ortak amacın gerçekleşmesine katılmayı da yüklenmiş olmalarının gerektiği, TBK m. 620/1’de ifadesini bulan, “ortak amaca erişmek üzere birleşme” şeklinde ifade edilen bu unsura, doktrinde, “…” … amacı birlikte gerçekleştirme, amaç uğruna eşit temel üzerinde birleşerek çalışma unsuru) denildiği, bu unsurun, adi ortaklığın diğer sözleşme ilişkilerinden ayrılmasını sağladığı, somut olayda da tarafların arasındaki … bölümüne ilişkin bir değerlendirme yapılabilecek derecede yeterli bilgiye ulaşılmadığı için ilişkinin adi ortaklık olup olmadığı noktasındaki nihai takdir Sayın Mahkemede olduğu, bu nedenle değerlendirmenin vekalet sözleşmesi hükümleri doğrultusunda yapıldığı,
Dosya kapsamından elde edilen bilgiler kapsamında davacının, davalının hissedarı olduğu şirketi sevk ve idare ederken, doğrudan temsilci olarak hareket ettiğinin, hukuki işlemlerin yapılabilmesi için … 35. Noterliği tarafından 15.06.2011 tarih ve … yevmiye sayılı vekâletnamenin düzenlendiğinin anlaşıldığı, Her ne kadar anılan vekâletnamede, özellikle şirketin sevk ve idaresi ifadesi kullanılmamış olsa da her iki tarafın beyanlarında bu hususun açıkça ifade edildiği, Şti halde taraflar arasında şirketin sevk ve idaresi için sözlü olarak kurulan bir vekâlel sözleşmesi bulunduğu (TBK m. 502), Bu sözleşme kapsamındaki işlerin yürütülebilmesi için ise … 35. Naterliği tarafından 15.06.2011 tarih ve … yeymiye sayılı vekâletname düzenlendiği,
Taraflar arasında bu tür harcamaların nasıl yapılacağı ve sonrasında harcamaların vekile nasıl ödeneceği konusunda bir düzenleme bulunmadığı için (ilişkinin Sayın Mahkeme tarafından adi ortaklık olarak kabul edilmediği olasılıkta) uyuşmazlığın çözümü için TBK’nın vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulama alanı bulacağı,
Vekâlet veren, vekâletin gereği gibi ifası için vekilin yaptığı giderleri ve verdiği avansları faiziyle birlikte ödemekle yükümlü olduğu (TBK m 510/1), Vekâlet sözleşmesinde yapılan giderleri ve verilen avansları ödeme borcunun doğabilmesi için, vekâlet sözleşmesinden doğan edimlerin, gereği gibi ifa edilmesinin gerektiği, edimin gereği gibi ifa edilmediği hususunda ispat yükünün vekâlet verende olduğu; gider ve avans talebinde, bu harcamaların vekâlet sözleşmesi sınırları içinde yapıldığının ispat yükünün ise vekilde olduğu,
Vekilin dolaylı temsilci gibi hareket ettiği, başka ifadeyle kendi adına müvekkil hesabına işlem yaptığı ve bu nedenle borç allına girdiği durumlarda, müvekkilin onu borçtan kurtarma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda davalının veya ona ait şirketin adına olan çeklerle ödeme yapılması durumunda müvekkilin borçtan kurtarına yükümlülüğünün söz konusu olacağı, anıları çeklerle yapılmış ödemelerden doğan borçlar konusunda mali incelemede değerlendirme yapıldığı,
Somut olayda davalının, davacının usulsüz ödemcler yaptığını, aile efradına şirketin parasının aktarıldığını, – işin yapılması sürecinde davalı tarafından büyük zarara uğratıldığını iddia ettiği, bu hususun esasen vekilin özen ve sadakat borcunu gereği gibi ifa etmediği anlamına geldiği (TBK m. 505, 509), Davalının, davacı vekilin davranışları sebebiylezarTiri uğrayıp uğramadığı konusunda dosya kapsamında bir belge bulunmadığı, bununla birlikte davalının, davacının vekâleti suistimal ettiğini, vekilin şirket hesabından aile efradının hesabına para aktardığı yönündeki beyanına karşı, para aktarılan hesabın ortak hesap olduğunun beyan edildiği, bu hususta yapılan mali incelemede, anılan hesabın ortak hesap olup olmadığı ile ilgili bir bilgiye dosya kapsamında yer verilmediğinin tespit edildiği, bu nedenle davacı vekilin, özen ve sadakat borcuna aykırı davranıp davranmadığı, davalıyı zarara uğratıp uğratmadığı konusunda bir değerlendirme yapılamadığı,
Somut olayı yakından ilgilendiren diğer bir hususun da vekilin hesap verme borcu olduğu (TBK m. 508). Vekilin, göreviyle ilgili olan mali konularda da hesap vermek ve buna ilişkin belgeleri müvekkiline sunmak yükümlülüğü altında olduğu, Davalının, davacı vekilin, hesapları yalnızca kendisinin anlayabileceği şekle getirdiği, kendi özel işleri ile karıştırdığını beyan ettiği, bu hususun mali incelemede değerlendirildiği,
Davacının, davalı tarafından kendilerine sulh protokolü yollanmasının borcun kabul edildiği anlamına geldiğini beyan ettiği, davalının ise cevap dilekçesinde belirttiği olaylar silsilesi sonucunda hesaplarının bloke olması, şirketin devamı ve borçların ödenebilmesi için davacıya bir borçlarının bulunmamasına rağmen sulh protokolü yapmayı kabul ettiği ancak son aşamada davacının daha fazla para istemesi nedeniyle imzalanamadığını beyan ettiği, böyle bir protokolün yollanmasının, sulh anlaşması yolunda hukuken bir öneri olarak nitelenebileceği (TBK m. 3), sulh protokolünün dosya kapsamında bulunmaması ile birlikte bir sözleşme yapma çağrısı olan önerinin, borcun kabulü olup olmadığı noktasında nihai takdirin Sayın Mahkemede olduğu,
Davalı şirketin incelenmesi için talep edilen 2011, 2012 ve 2013 yılları (2013 yılı envanter defteri hariç) yılları ticari defterler incelemeye ibraz edilmediği,
Davacı …’a ait … nodu … Bankası şahis hesabından iddia edilen toplam ödemenin 344 .482,00 TL olduğu, ödemenin 164.222,00 TL tutarının davalı … banka hesabına yatırıldığı, ancak diğer firmalar adına ya da bir kısmı personel olan isimler adına yapılan ödemelerin davalı firma adına ticari faaliyet çerçevesinde yapılıp yapılmadığının dosya kapsamında tespit edilemediği,
Davacı …’ın … … Bankası T.A.Ş. nezdinde … numaralı vadesiz TL hesabından davalı şirket lehine yapılan ödemeleri gösteren listede iddia edilen tutarın 19.689,00 TL olduğu, davalı şirket ile ilişkilendirme düşünüldüğünde “…” nolu kredi kartının davalı şirket yetkilisi ve hakim orlağı Ş. …’a ait olduğunun teyit edilmesi halinde ve davacı hesabından yapılan bu ödemelerin davacıya geri ödenmesine hak kazanılması halinde bu tutarın 2.041,00 TI. olabileceği,
Davacının iddia ettiği çeklerden Sayın Mahkeme’nin talebi ile ilgili bankalardan celp edilen çek suretleri ile banka ekstresinde ödemeleri teyit edilen davacının ortağı olduğu … Market (eski adı …) şirketine ait … Bankası … no.lu mevduat hesabından davalı firma lehine ödendiği söylenen çek toplamının 199.815,00 TL olduğu, davacının iddia ettiği çeklerden Sayın Makkeme’nin talebi ile ilgili bankalardan celp edilen çek suretleri ile ödemeleri teyit edilen davacının ortağı olduğu … Market (eski adı …) şirketine ait … Bankası … no.lu mevduat hesabından davalı firma lehine ödendiği söylenen çek toplamının 8.128,00 TL olduğu, bu şekilde ödendiği iddia edilen çek toplamının 207.943,00 TL olup bu tutarın içinde 132.020,00 TL çekin davalı firma lehine ödendiğinin tespit edildiği, ancak diğer firmalar adına düzenlenen çeklerin davalı firma adına ticari faaliyet çerçevesinde yapılıp yapılmadığının dosya kapsamında tespit edildiği,
Davalı şirketin ticari defterleri incelemeye ibraz edilmediğinden düzenlenen çeklerde görülen ya da havalelerde adı geçen bir kısım firmalara yapılan ödemelerin davalı şirketin ticari faaliyetinden kaynaklı olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, bir kısmının personel olduğu SGK kayıtları ile tespit edilen ödemelerin ise para gönderilen ilgili kimsenin personel olması halinde dahi bu ödemenin davalı ticari faaliyetinden kaynaklı olduğu yönünde kesin görüşe varılamadığı, ayrıca personel adına yapılan ödemclerin bir an için davalı şirket adına kullanılmak üzere personel adına gönderildiği kabul edilse dahi, bu durumda bu hususun ticari defterlerin incelemeye sunulması halinde dahi tespitinin kesin olarak yapılamayabileceği,
Davacının davalı şirketi yönetirken aynı zamanda zaman zaman davalı hesabından almış olduğu paraların da olduğu, Bu şekilde rapor metninde yer verilen tabloda gösterildiği üzere … Bankasından 220.155,00 TL, … Bankasından 28.839,00 TL olmak üzere toplam 248.994,00 TL davalı şirket hesabından davacı hesaplarına aktarıldığı, bu tespitin davacı banka ekstresine dayandırıldığı, dosya kapsamına davalı şirket … tarafından ibraz edilen ekstre bulunmadığı için, davalı şirket …’nın banka hesap eksireleri ile karşılaştırma yapılamadığı, bu hususun Sayın Mahkeme tarafından talep edilmesi halinde, dosya kapsamına ilgili ekstrelerin ibrazı ile incelenebileceği, nihai takdirin Sayın Mahkeme’de olacağı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Taraflar rapora yönelik beyan ve itirazlarını sunmuşlar, dilekçeler üzerine belirlenen eksikliklerin giderildikten sonra dosyanın ek rapor için bilirkişilere tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları ek raporda;
Taraflar arasındaki hukuki sorunun, davacının, yaptığını iddia ettiği masrafların iadesinin talep edilmesinden ibaret olduğu,
– Kök raporda da belirtildiği üzere adi ortaklığın tanımından yola çıkarak taraflar arasında özellikle ortak amacın gerçekleşmesine katılma unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin bir değerlendirme yapılamadığı, sornut olayda taraflar arasında bir … bölümünün olup olmadığı konusunda sonuca ulaşmaya elverişli belge bulunmadığı, Sayın Mahkeme tarafından taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğuna hükmedilirse, davalının … ilişkisini bitirme talebi yanında davacının da davalı adına yaptığınt iddia ettiği ödemeter için ilamsız icra yolu ile takip başlatmasının adi ortaklık ilişkisinin TBK m. 639/(6) uyarınca, ortaklardar birinin fesih bitdirimi (veya birinin ilişkinin bitirilmesini beyan etmesi üzerine diğerinin ilamsız icra yolu ile masrafları istemesinin örtülü kabul sayılarak ortakların anlaşması) yoluyla sona erdirildiği sonucuna varılabileceği, bu halde davacının (varsa) harcamalarının iadesinin tasfiye ile sağlanabileceği (TBK m. 644),
– Sayın Mahkemenin harcamaların iadesi bakımından vekalet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulacağına hükmetmesi halinde ise vekâlet verenin, vekâletin gereği gibi ifası için vekilin yaptığı giderleri ve verdiği avansları faiziyle birlikte ödemekle yükümlü olduğu (TBK n Slow%meşmesinde yapılan giderleri ve verilen avansları ödeme borcunun doğabilmesi için, vekâtet sözleşmesinden doğan edirlerin, gereği gibi ifa editmesinin gerektiği, edimin gereği gibi ifa edilmediği hususunda ispat yükünün vekâlet verende olduğu; gider ve avans talebinde, bu harcamaların vekâlet sözleşmesi sınırları içinde yapıldığının ispat yükünün ise vekilde olduğu,
– Vekilin dolaylı temsilci gibi hareket ettiği, başka ifadeyle kendi adına müvekkil hesabına işlem yaptığı ve bu nedenle borç altına girdiği durumlarda, müvekkilin onu borçtan kurtarma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda davalmın veya ona ait şirketin adına olan çeklerle ödeme yapılması durumunda müvekkilir borçtan kurtarma yükümlülüğünün söz konusu olacağı, anılan çeklerle yapılmış ödemelerden doğan borçlar konusunda mali incelemede değerlendirme yapıldığı,
– Somut olayda davalının, davacının usutsüz ödemeler yaptığını, aile efradına şirketin parasının aktarıldığımı, işin yapılması sürecinde davalı tarafından büyük zarara uğratıldığını iddia ettiği, bu hususun esasen vekilin özen ve sadakat borcunu gereği gibi ifa etmediği antamına geldiği (TBK m. 505, 509), Davalının, davacı vekilin davranışları sebebiyle zarara Uğrayıp uğramadığı konusunda dosya kapsamında bir belge bulunmadığı, bununla birlikte davalının, davacının vekâleti suistimal ettiğini, vekilin şirket hesabından aile efradının hesabına para aktardığı yönündeki beyanına karşı, para aktarılan hesabın ortak hesap olduğunun beyan edildiği, bu hususta yapılan mali incelemede, anılan hesabın ortak hesap olup olmadığı ile ilgili bir bilgiye dosya kapsamında yer verilmediğinin tespit edildiği, bu nedenle davacı vekilin, özen ve sadakat borcuna aykırı davranıp davranmadığı, davalıyı zarara uğratıp uğratmadığı konusunda bir değerlendirme yapılamadığı,
– Somut olayı yakından ilgilendiren diğer bir hususun da vekilin hesap verme borcu olduğu (TBK m. 508), Vekilin, göreviyle ilgili olan mali konularda da hesap vermek ve buna ilişkin belgeleri müvekkiline sunmak yükümlülüğü altında olduğu, Davalının, davacı vekilin, hesapları yalnızca kendisinin anlayabileceği şekle getirdiği, kendi özel işleri ile karıştırdığını beyan ettiği, bu hususun mali incelemede değerlendirildiği,
Mali İnceleme İle;
Kök raporda belirtildiği üzere davalı şirketin incelenmesi için talep edilen 201 1, 2012 ve 2013 yılları (2013 yılı envanter defteri hariç) yılları ticari defterler incelemeye ibraz edilmediği, sunulan sınırlı belgelerden sonuca varmanın mümkün olmadığı,
Davacı …’a ait … no.lu … Bankası şahıs hesabından davalı lehine ödendiği iddia edilen toplam tutarın 347.537,00 TL olduğu, ancak sunulan toplam … Bankası listesinde iddia ile sunulan liste toplamının aslında 344.527,00 TL olduğu ve bu toplam 344.527,00 TI. içinden ancak 164,222,00 TL tutar ödemenin davacının şahsi hesabından davalı … banka hesabına yatırıldığı, bu nedenle davacı lehine kabul edilebilir olduğu, ancak davacı taratından davalı tehine ödendiği kabul edilmeyen (344.527,00 TL-164.222,00 TL—) 180.305,00 TL tutarın diğer firmalar adına ya da bir kısme personel olan isimler adena yapılan ödemelerin davalı firma adına ticari faaliyet çerçevesinde yapılıp yapılmadığının dosya kapsamında ve sunuları banka ekstresi ve dekont suretlerinden tespit edilemediği,
Davacı …’ın … … Bankası TA.Ş. nezdinde … numaralı Mhesahıwı şirket lehine yapılalgıemelen’ gösteren listede iddia edilen tutarın 19.689,00 TL olduğu, davalı şirket ite ilişkilendirme düşünüldüğünde 5437 7122 6910 6375” no.lu kredi kartının davalı şirket yetkilisi ve hakim ortağı Ş …’a ait olduğunun teyit edilmesi halinde bu tutarın 2.,041,00 TL olabileceği, söz edilen ödeme bil| |gilerinin aşağıda gösterildiği gibi 4 adet olduğu, (500,00 TI. *240,00 TT. 4750,00 TT. 4551,00 TL.—2.041,00 TI.)
Ancak kök raporda 25 , sayfada 19.689,00 TL tutar içinde yer alan ancak sehven netice bölümüne aktarıtmayan davacının … Bankası hesabından davalı şirket hakim ortak ve yetkilisi … adına 12.10.2012 tarihinde 1.000,00 TL havale/Eft ödemenin davacı tarafından davalı lehine yapılıp yapılmadığınırn mhai takdirinin Sayın Mahkeme’de olacağı, zira iddianın davalı … şirketi adına yapılan ödemelerden kaynaklı talepleri içerdiği, buna göre kredi kartı ödemelerinin tespit edilmesi veya edilmemesi halinde ve davacı tarafından davalı şirket ortak ve yetkilisine yapılan ödemenin davalı şirket lehine kabul edilen ödeme otduğunun Sayın Mahkeme’ce kabulü halinde 1.000,00 TL veya 1.000,00 TL * 2.041,00 TL— 3.041,00 TI olacağı,
Sayın Mahkeme’nin talebi ile ilgili bankalardan celp edilen çek suretleri ile banka ekstresinde ödemeleri teyit editen davacının ortağı olduğu … Market (eski adı …) şirketine ait … Bankası … no.lu mevduat hesabından davalı firma lehine ödendiği söylenen çek toplamının 199.815,00 TL olarak tespit edildiği,, davacının iddia ettiği çeklerden Sayın Mahkeme’nin talebi ile ilgili bankalardan celp edilen çek suretleri ile ödemeleri teyit edilen davacının ortağı olduğu … Market (eski adı …) şirketine ait … Bankası … no.lu mevduat hesabından davalı firma lehine ödendiği söylenen çek toplamının 8.128,00 TL olarak tespit edildiği, bu şekilde ödendiği iddia edilen çek toplamının 199 815,00TL *8.128,00 TL— 207.943,00TL olduğu, ancak 207.943,00 TL tutarlı çekler içinden sadece 132.020,00 TL çekin davalı firma lehine ödendiğinin tespit edildiği, ancak diğer firmalar adına düzenlenen çeklerin davalı firma adına ticari faaliyet çerçevesinde yapılıp yapılmadığının dosya kapsamında tespit edilemediği,
Davalı şirketin ticari defterleri incelemeye ibraz edilmediğinden düzenlenen çeklerde görülen ya da havalelerde adı geçen bir kısım firmalara yapılan ödemelerin davalı şirketin ticari faaliyetinden kaynaklı olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, bir kısmının personel olduğu SGK kayıtları ile tespit edilen ödemelerin ise para gönderilen ilgili kimsenin personel olması halinde dahi bu ödemenin davalı ticari faaliyetinden kaynaklı olduğu yönünde kesin görüşe varılamadığı, ayrıca personel adına yapılan ödemelerin bir an için davalı şirket adına kullanılmak üzere personel adına gönderildiği kabul edilse dahi,bu durumda bu hususun ticari defterlerin inçelemeye sunulması halinde dahi tespitinin kesin olarak yapılamayabileceği,
Davacının davalı şirketi yönetirken aynı zamanda zaman zaman davalı hesabından atmış olduğu paraların da olduğu, Bu şekilde Yapor metninde yer verilen tabloda gösterildiği üzere … Bankasından 220.155,00 TL, … Bankasından 28.839,00 TL olmak üzere toplam 248.994,00 TL davalı şirket hesabından davacı hesaptarına aktarıtdığı, bu tespitin davacı banka ekstresine dayandırıldığı, dosya kapsamına davalı şirket … tarafından ibraz edilen ekstre bulunmadığı için, davalı şirket …’nın banka hesap ekstreleri ile karşılaştırma yapılamadığı, bu hususun Sayın Mahkeme tarafından talep edilmesi halinde, dosya kapsamına ilgili ekstrelerin ibrazı ile incelenebileceği,
Huzurdaki davanın itirazın iptali davası olup, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacıya İİK 361. Maddesine istinaden gönderilen 25.09.2014 tarihli ödeme muhtırasının icrasının ihtiyati tedbir yolu ile dava sonuna kadar durdurulmasının talep edildiği, işbu takip dosyasında ayrıntıları kök raporda verildiği üzere dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalışı tehine değişik tarihlerde banka yolu ile gönderilen borç paraların sebep olarak gösterildiği, takipte asıl alacağın 400.000,00 TL olup, 25.12.2012 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinde yıllık % 16,50 oran üzerinden faiz talep edildiği, ancak takipte talep edilen avans faiz oranının yıllık %13,75 olması gerektiği, davacının işbu takip dosyasında toplam peyderpey toplam 288.616,75 TL tutarı tahsil ettiği, ancak dosya borçlusu …’nin ödeme emrindeki tebligatın usulsüzlüğüne ait itirazı amacı ile yapılan yargılama sürecinde Yargıtay kararı ile ödeme emrindeki tebliğ işleminin 7201 Sayılt Tebligat Kanunu ilgili maddelerine istinaden usulsüz olduğuna ve iptaline karar verildiği, kararın 26.05.2015 tarihinde kesinleştiği, ödeme emrindeki tebtiğ tarihinin 11.01.2013 tarihi olarak kabul edildiği ve devamında bu kez dosyamız davalısı …’nın takip dosyasından davacı tarafından davalıdan tahsil ettiği 288.616,75 1L tutarının tahsilini talep ile çeşitli haciz ihbarnamelerinin düzenlendiği,
Davacı tarafın kök rapora karşı itiraz dilekçesinde, taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu kabul edildiğinde davacının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde vekaletten azil edilerek davalı şirketten uzaklaştırıldığı dönemde, şirketin o dönemde elinde bulunan yüksek montanlı ve hacimli … projesinden kaynaklı yaptığı cironun ve kazancında tespiti gerektiğini, bu bakımdan dava dışı 3. Şahıs ve davalı …’nızı üst taşeronu konumundaki … A.Ş.’nin davalı borçlu … ile … Projesi kapsamında imzaladığı sözleşmeler, bu proje ile ilgili olarak davalı … şirketine yapılar tüm ödemeler, hak edişler ile ilgili dosyaya geleti belgelerinde incelenmesi gerektiği ve bu projeden davalı şirketin yaptığı ciro ve kazancın tespiti gerektiğini, raporda buna değinilmediğini ve incelemenin yapılmadığını, anılan belgelerin taraflarınca incelenmesinde davalı …’nın … projesi kapsamında 2.736.000.00 TL’lik hak ediş aldığının açıkça görüldüğünü, söz konu hakedişlerden davacıya herhangi bir ödeme yapılmaması için davacının vekaletnamesiniz azli yolu ile şirketten uzaklaştırıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, beyan ettiği, ancak her şeyden öncha dilekçesişde mevzu bahsi olduğu için taraf beyanları bölümünde yer aldığı, işbu davaya konu icra takip talebinde yerinin olmadığı, bu açıdan kök raporda bir hesaplamaya gidilmediği, ancak Sayın Mahkeme tarafından bu talebe ait bir hesaplama yapılması talep edilmesi halinde bu firmanın ticari defterleri üzerinde inceleme yetkisi verilmesi gerektiği, dosyaya sunutan evraklar ile bu talebin değerlendirilemeyeceği, davacı vekilinin bu firma için inceleme yetkisi talebi de olmadığı, ayrıca bu hususun tespiti için davalı … ticari defter ve kayıtlarının da ibraz edilmesi gerektiği,
Davalı … savunmasında yer alan davacımın usulsüz ödemeler yaparak aile efradına ve sahibi olduğu diğer şirket ve ortaklarına davalı şirket hesaplarından ödemeler yaptığı, davacının kardeşi Nilgün Sailer’e 1.600,00 TL usulsüz ödeme de butunduğu yönündeki iddiaların ispatına yönelik belge sunulmadığı ve mali inceleme ile tespit yapılamadığı, kaldı ki bu hususun tespitinde davalı ticari defterlerinin de ibrazının gerektiği, ancak bunun da bizzat davalı tarafından sunulmadığı, kök raporda tespit edilemeyen bu iddialara karşı Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde karşı bir itirazında olmadığı,
Yukarıda izah edildiği üzere BS-BA formlarının beyan tarzı ile dava dışı firma ziyaretleri neticesinde Irmak Metal dışında diğer firmalardan davacı lehine farklı bir sonuç doğmadığı, davalı …’nın BA-BS bildirimlerinde görülen bir kısım firmaların davacı tarafından çek düzenlendiği bildirilen firmalarda olduğu, ancak Form beyan formatından ödemenin teyitine dair kesin delil olamayacağı, gerek davalı gerekse dava dışı firmalarda yapılar incelemede teyit yapılamadığı, davacının bu hususa itiraz etmesi halinde davacının kendi ticari şirketlerinin de dava dışı firmalar ile ticari ilişkisinin olup olmadığının teyit edilmesi ve inceleme yetkisi verilmesi gerektiği,
Dava dilekçesinin 11. Maddesine göre; iddia edilen ve tespit edilen tutarları aşağıda tablo halinde gösterildiği gibi olduğu,
Davacının davalı şirketi yönetirken aynı zamanda zaman zaman davalı hesabından almış olduğu paraların da olduğu, Bu şekilde rapor metninde yer verilen tabloda gösterildiği üzere Garatıti Bankasından 220.155,00 TL, … Bankasından 28.839.00 TL olmak üzere toplam 248.994 00 TL davalı şirket hesabından davacı hesaplarına aktarıldığı, bu tespitin davacı banka ekstresine dayandırıldığı, dosya kapsamına davalı şirket … tarafından ibraz edilen ekstre bulunmadığı için, davalı şirket …’nın banka hesap eksireleri ile karşılaştırma yapılamadığı, bu hususun Sayın Mahkeme tarafından talep edilmesi halinde, dosya kapsamına ilgiti ekstrelerin ibrazı ile incelenebileceği, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Ek rapor sonrasında taraf vekilleri itiraz ve beyanlarını sunmuşlardır.
… Bankası … Şubesi’ne müzekkere yazılarak davalı şirketin … nolu hesabının 10/03/2011-17/10/2012 tarihlerini de kapsayacak şekilde bu tarih aralığına ilişkin hesap ekstresi ile … Bankası’na müzekkere yazılarak davalı şirketin TR … nolu hesabının 12/07/2011-05/11/2011 tarihlerini de kapsayacak şekilde bu tarih aralığına ilişkin hesap ekstresinin gönderilmesi istenilmiş ve istenilen bilgi ve belgeler temin edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 02/03/2020 tarihli ek raporuna karşı yapılan itirazlar, ve bu rapordan sonra dosyaya temin edilen bilgi ve belgeler de incelenmek suretiyle, davacının ortağı olduğu dava dışı … Ltd Şti ve davalı defterlerinin incelenmesi ve ikinci ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 2. ek raporunda
Mali İnceleme İle: Tüm itirazlar, yeni sunulan ticari defter ve belgelerin 02.03.2020 tarihli ek rapordan farklı bir sonuç vermediği,
Davalı şirketin sunulan ticari defterlerinden esas sunulması gereken 2011, 2012 yılları sunulmadığından ve devamı 2013 ve 2014 yıllarının eksik ve boş olarak sunulmasından dolayı davalı şirket defterleri ile bir sonuca varılamayacağı,
Davacı …’a ait … numaralı … Bankası şahıs hesabından davalı lehine ödendiği iddia edilen toplam tutarın 347.537,00-TL olduğu, ancak sunulan toplam … Bankası listesinde iddia ile sunulan liste toplamının aslında 344.527,00-TL olduğu ve bu toplam 344.527,00-TL içinden ancak 164.222,00-TL tutar ödemenin davacının şahsi hesabından davalı … banka hesabına yatırıldığı, bu nedenle davacı lehine kabul edilebilir olduğu, ancak davacı tarafından davalı lehine ödendiği kabul edilmeyen (344.527,00-TL – 164.222,00-TL=) 180.305,00-TL tutarın diğer firmalar adına ya da bir kısmı personel olan isimler adına yapılan ödemelerin davalı firma adına ticari faaliyet çerçevesinde yapılıp yapılmadığının dosya kapsamında ve sunulan banka ekstresi ve dekont suretlerinden tespit edilemediği
Davacı …’ın … … Bankası T.A.Ş. nezdinde … numaralı vadesiz TL hesabından davalı şirket lehine yapılan ödemeleri gösteren listede iddia edilen tutarın 19.689,00 TL olduğu, davalı şirket ile ilişkilendirme düşünüldüğünde “5437 7122 6910 6375” numaralı kredi kartının davalı şirket yetkilisi ve hakim ortağı Ş. …’a ait olduğunun teyit edilmesi halinde bu tutarın 2.041,00-TL olabileceği, söz edilen ödeme bilgilerinin aşağıda gösterildiği gibi 4 adet olduğu, (500,00-TL + 4240,00-TL + 750,00-TL + 551,00-TL=2.041,00 TL)
Ancak kök raporda 25 . sayfada 19.689,00 TL tutar içinde yer alan ancak sehven netice bölümüne aktarılmayan davacının … Bankası hesabından davalı şirket hakim ortak ve yetkilisi … adına 12.10.2012 tarihinde 1.000,00-TL havale/EFT ödemenin davacı tarafından davalı lehine yapılıp yapılmadığının nihai takdirinin Sayın Mahkeme’de olacağı, zira iddianın davalı … şirketi adına yapılan ödemelerden kaynaklı talepleri içerdiği, buna göre kredi kartı ödemelerinin tespit edilmesi veya edilmemesi halinde ve davacı tarafından davalı şirket ortak ve yetkilisine yapılan ödemenin davalı şirket lehine kabul edilen ödeme olduğunun Sayın Mahkeme’ce kabulü halinde 1.000,00-TL veya 1.000,00-TL + 2.041,00-TL = 3.041,00-TL olacağı,
Sayın Mahkeme’nin talebi ile ilgili bankalardan celp edilen çek suretleri ile banka ekstresinde ödemeleri teyit edilen davacının ortağı olduğu … Market (eski adı …) şirketine ait … Bankası … numaralı mevduat hesabından davalı firma lehine ödendiği söylenen çek toplamının 199.815,00-TL olarak tespit edildiği, davacının iddia ettiği çeklerden Sayın Mahkeme’nin talebi ile ilgili bankalardan celp edilen çek suretleri ile ödemeleri teyit edilen davacının ortağı olduğu … Market (eski adı …) şirketine ait … Bankası … numaralı mevduat hesabından davalı firma lehine ödendiği söylenen çek toplamının 8.128,00-TL olarak tespit edildiği, bu şekilde ödendiği iddia edilen çek toplamının 199.815,00-TL + 8.128,00-TL= 207.943,00-TL olduğu, ancak 207.943,00-TL tutarlı çekler içinden sadece 132.020,00-TL çekin davalı firma lehine ödendiğinin tespit edildiği, ancak diğer firmalar adına düzenlenen çeklerin davalı firma adına ticari faaliyet çerçevesinde yapılıp yapılmadığının dosya kapsamında tespit edilemediği,
Davalı şirketin ticari defterleri incelemeye ibraz edilmediğinden düzenlenen çeklerde görülen ya da havalelerde adı geçen bir kısım firmalara yapılan ödemelerin davalı şirketin ticari faaliyetinden kaynaklı olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, bir kısmının personel olduğu SGK kayıtları ile tespit edilen ödemelerin ise para gönderilen ilgili kimsenin personel olması halinde dahi bu ödemenin davalı ticari faaliyetinden kaynaklı olduğu yönünde kesin görüşe varılamadığı, ayrıca personel adına yapılan ödemelerin bir an için davalı şirket adına kullanılmak üzere personel adına gönderildiği kabul edilse dahi, bu durumda bu hususun ticari defterlerin incelemeye sunulması halinde dahi tespitinin kesin olarak yapılamayabileceği,
Davacının davalı şirketi yönetirken aynı zamanda davalı hesabından almış olduğu paraların da olduğu, Bu şekilde rapor metninde yer verilen tabloda gösterildiği üzere … Bankasından 220.155,00-TL, … Bankasından 28.839,00-TL olmak üzere toplam 248.994,00-TL davalı şirket hesabından davacı hesaplarına aktarıldığı, bu tespitin davacı banka ekstresine dayandırıldığı, dosya kapsamına davalı şirket … tarafından ibraz edilen ekstre bulunmadığı için, davalı şirket …’nın banka hesap ekstreleri ile karşılaştırma yapılamadığı, bu hususun Sayın Mahkeme tarafından talep edilmesi halinde, dosya kapsamına ilgili ekstrelerin ibrazı ile incelenebileceği,
Huzurdaki davanın itirazın iptali davası olup, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacıya İİK 361. maddesine istinaden gönderilen 25.09.2014 tarihli ödeme muhtırasının icrasının ihtiyati tedbir yolu ile dava sonuna kadar durdurulmasının talep edildiği, işbu takip dosyasında ayrıntıları kök raporda verildiği üzere dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı lehine değişik tarihlerde banka yolu ile gönderilen borç paraların sebep olarak gösterildiği, takipte asıl alacağın 400.000,00-TL olup, 25.12.2012 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinde yıllık %16,50 oran üzerinden faiz talep edildiği, ancak takipte talep edilen avans faiz oranının yıllık %13,75 olması gerektiği, davacının işbu takip dosyasında toplam peyderpey toplam 288.616,75-TL tutarı tahsil ettiği, ancak dosya borçlusu …’nın ödeme emrindeki tebligatın usulsüzlüğüne ait itirazı amacı ile yapılan yargılama sürecinde Yargıtay kararı ile ödeme emrindeki tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ilgili maddelerine istinaden usulsüz olduğuna ve iptaline karar verildiği, kararın 26.05.2015 tarihinde kesinleştiği, ödeme emrindeki tebliğ tarihinin 11.01.2013 tarihi olarak kabul edildiği ve devamında bu kez dosyamız davalısı …’nın takip dosyasından davacı tarafından davalıdan tahsil ettiği 288.616,75-TL tutarının tahsilini talep ile çeşitli haciz ihbarnamelerinin düzenlendiği,
Davacı tarafın itiraz dilekçelerinde, taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu kabul edildiğinde davacının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde vekaletten azil edilerek davalı şirketten uzaklaştırıldığı dönemde, şirketin o dönemde elinde bulunan yüksek montanlı ve hacimli … projesinden kaynaklı yaptığı cironun ve kazancında tespiti gerektiğini, bu bakımdan dava dışı 3. Şahıs ve davalı …’nın üst taşeronu konumundaki … A.Ş.’nin davalı borçlu … ile … Projesi kapsamında imzaladığı sözleşmeler, bu proje ile ilgili olarak davalı … şirketine yapılan tüm ödemeler, hak edişler ile ilgili dosyaya gelen belgelerinde incelenmesi gerektiği ve bu projeden davalı şirketin yaptığı ciro ve kazancın tespiti gerektiğini, raporda buna değinilmediğini ve incelemenin yapılmadığını, anılan belgelerin taraflarınca incelenmesinde davalı …’nın … projesi kapsamında 2.736.000,00 TL’lik hak ediş aldığının açıkça görüldüğünü, söz konu hakedişlerden davacıya herhangi bir ödeme yapılmaması için davacının vekaletnamesiniz azli yolu ile şirketten uzaklaştırıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, beyan ettiği, ancak her şeyden önce bu husus dava dilekçesinde mevzu bahsi olduğu için taraf beyanları bölümünde yer aldığı, işbu davaya konu icra takip talebinde yerinin olmadığı, bu açıdan kök raporda ve ek raporda bir hesaplamaya gidilmediği, yönündeki beyanlarının devam ettiği, ayrıntıları yukarıda verildiği üzere; Sayın Mahkeme tarafından davacının talebinin haklı görülmesi halinde sunulan sözleşme süresi ile davacının vekaletname süresi arasındaki 2 yılı geçen farktan dolayı sözleşme başlangıç tarihi olan 27.04.2012 ile davacının azil tarihi olan 23.11.2012 tarih aralığındaki davalı şirketin hak edişinin ve bu hakediş tutarından davacının olası payının belirlenmesi gerektiği, bunun için de adeta yeni bir dönem için hakediş hesabının yeniden yapılması, bu işlemin dava dışı … Sahibi firma … A.Ş. kayıt ve belgeleri ile ancak heyete bir inşaat mühendisinin katılımı ile tespit edilebilmesinin mümkün olacağı, sunulan belgeler ile davacı talebinin hak kazanılması halinde dahi hesabının mümkün olmayacağı, dosyada tespit edilemeyen başka bir sözleşme var ise bu sözleşmenin süresi ile davacının davalıdaki görev süresinin ise karşılaştırma olanağı olmadığı, ancak bu aşamada zaten bunun da bir önemi olmayacağı,
Dava dilekçesinin 11. maddesine göre; iddia edilen ve tespit edilen tutarları aşağıda tablo halinde gösterildiği gibi olduğu,
İDDİA VE TALEP TESPİT EDİLEN
Davacının … Bankası … numaralı şahsi
hesabından davalı …’ya, … personeline,
Tedarikçi/Taşaronlarına havale/EFT yolu ile
Yapılan ödeme tutarı 347.537,00-TL 164.222,00-TL

Davacının … Bankası … numaralı şahsi banka
hesabından davalı … personeline, tedarikçilerine,
taşeronlarına havale/EFT yolu ile
yapılan ödeme tutarı 21.174,00-TL Seçenekli Tümüyle
Red veya 1.000,00-TL
veya 3.041,00-TL

Davacının kendi şirket çekleri v.s yollarla eline geçip şahsi
cirosu ile davalı …’nın tefarikçilerine, taşeronlarına olan
borçlarında kullanılan çeklerin tutarı (… Bankası,
… Şubesi ile müşteri çekleri)261.768,00-TL 136.448,00-TL

TOPLAM 630.479,00-TL
Yukarıdaki tabloya göre taraflar arasındaki ilişkinin varlığının kabulü ile bilirkişi heyetinin uzmanlık alanı ile belirleyemediği ancak Sayın Mahkemenin takdirinde olan tespit edilemeyen tutarında kolayca hesaplanabileceği,
… Bankası için tespit edilen tutarın 164.222,00-TL tespit edilmeyen tutarın 183.315,00- TL toplam talebin 344.537,00-TL,
Davacının ciro ettiği çekleri vasıtası ile tespit edilen tutarın 136.448,00-TL, tespit edilmeyen tutarın 125.320,00 TL toplam talebin 261.768,00-TL,
Davacının … Bankası hesabından davalı lehine yapıldığı iddia edilen ödemelerden tespit edilen kısmın yukarıda gösterildiği gibi seçenekli olarak sunulması nedeni ile Sayın Mahkeme tarafından davacının tüm taleplerinin kabul edilmesi halinde 21.174,00-TL olacağı,
Esasen 02.03.2020 tarihli ek raporunda yukarıdaki tablo ile izahından dolayı Sayın Mahkemeye bir seçenek sunmuş olduğu,
Yukarıda gerekçeleri izah edildiği üzere bu kez talep edilen Ücret Alacağının Sayın Mahkeme tarafından kabul görmesi halinde vekalet süresi için bu tutarın 173.000,00-TL olacağı,
Davacının davalı şirketi yönetirken aynı zamanda davalı hesabından almış olduğu paraların da olduğu, ayrıntıları yukarıda verildiği üzere davacının … Bankası hesabına 220.155,00- TL, … Bankası hesabına 28.839,00-TL tutarın davalı tarafından yatırıldığı tespit edilmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; mahkememizce hükme esas alınmaya evlerişli bulunan, sunulan ticari defter ve kayıtları ve banka hesap ekstrelerinin incelendiği bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Davacının … Bankası … numaralı şahsi hesabından davalı …’ya, … personeline, Tedarikçi/Taşaronlarına havale/EFT yolu ile yapılan ödeme tutarının 347.537,00 TL olarak iddia edildiği, bilirkişilerce 164.222,00 TL olarak tespit ve hesaplandığı görülmüş olup, mahkememizce bu hesap benimsenmiştir.
Davacının … Bankası … numaralı şahsi banka hesabından davalı … personeline, tedarikçilerine, taşeronlarına havale/EFT yolu ile yapılan ödeme tutarının 21.174,00 TL olarak iddia edildiği, bilirkişilerce seçenekli olarak (Tümüyle Red veya 1.000,00 TL veya 3.041,00 TL) tespit ve değerlendirme yapıldığı, mahkememizde oluşan kanaate göre davacı tarafından davalı şirket ortak ve yetkilisine yapılan ödemenin davalı şirket lehine kabul edilen ödeme olduğu, bu bağlamda 3.041,00-TL olarak dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının kendi şirket çekleri v.s yollarla eline geçip şahsi cirosu ile davalı …’nın tefarikçilerine, taşeronlarına olan borçlarında kullanılan çeklerin tutarının (… Bankası, … Şubesi ile müşteri çekleri) 261.768,00 TL olarak iddia edildiği, bilirkişilerce 136.448,00 TL olarak tespit ve hesaplandığı görülmüş ve bu hesap ta mahkememizce benamsenmiştir.
Davacının davalı şirketi yönetirken davalı hesabından almış olduğu paraların, davacının … Bankası hesabına 220.155,00- TL, … Bankası hesabına 28.839,00-TL tutarın davalı tarafından yatırılan miktarlar olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak yukarıdaki açıklamalar uyarınca bilirkişilerce tespit edilen 164.222,00 TL + 3.041,00 TL + 136.448,00 TL olmak üzere toplam 303.711,00 TL harcamanın davacı tarafından yapıldığının belirlendiği, bu rakamdan davacının … Bankası hesabına yatırılan 220.155,00 TL, … Bankası hesabına yatırılan 28.839,00 TL toplamının ( 220.155,00 + 28.839,00) 248.894,00 TL’nin mahsubu halinde (303711,00 – 248.894,00) 54.717,00 TL davacının davalı şirketten alacağı olduğu kanaatine varılarak, icra takibinin bu miktar üzerinden devamına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili, yargılama sürecinde, davalı tarafın defterlerini sunmaması üzerine HMK 222/5 madde uyarınca münhasıran davalı defterlerine dayandığını ileri sürerek bu yönde ara kaar kurulup inceleme yapılmasını talep etmiş ve mahkememizce de bu yönde ihtaratlar yapılmış ise de, HMK 222/5 maddesindeki münhasıran karşı taraf defterlerine dayanmak için, bu hususun dava veya cevap dilekçeleri ile delil bildirimi aşamasında ileri sürülmesi gerektiğinden ve davacı dava dilekçesinde ve delillerinde HMK 222/5 maddesine dayanıldığı ileri sürülmediğinden esas hakkındaki karara yönelik değerlendirme HMK 222/5 maddesi çerçevesinde yapılmamıştır.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 54.717,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Asıl alacak miktarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
3-Belirlenen alacak miktarı olan 54.717,00 TL’nin %20’si olan 10.943,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazla talebin REDDİNE,
5-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 3.737,71 TL harcın, önceden davacıdan alınan peşin harç 4.831,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınmış olan 1.093,29 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 504,00 TL, bilirkişi ücreti 10.600,00 TL olmak üzere toplam 11.104,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 13,67) 1.517,91 TL yargılama gideri ve 4.831,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 6.348,91 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından posta tebligat ücretinde kullanılan 77,20 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre ( % 86,33) 66,64 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 51.339,62 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
10-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/09/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza