Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1215 E. 2019/316 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1215 Esas
KARAR NO : 2019/316

DAVA : Asıl dava Alacak – Karşı dava Alacak
DAVA TARİHİ: 07/12/2015
KARAR TARİHİ: 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında …Sanayi Bölgesinde bulunan … pafta, 1 ada ve 4 nolu parselde kayıtlı arsa niteliğine, sahip gayrimenkulun üzerine yapılacak inşaat sonrası müvekkile devredilmesi amacıyla bir ilişki kurulduğunu, bu amacı gerçekleştirmek suretiyle sözleşmeler imzalandığnı, müvekkil şirketin sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmek adına arsa bedeli olarak, davalı şirkete 2.598.000.-USD ödeme yaptıklarını, ayrıca bu sözleşmeler uyarınca davalı şirket 18.12.2009 tarihinde mülkiyetinde bulunan …köyü, 4/1 pafta, 1 ada 100 parsel nolu bir başka taşınmazı da müvekkil şirket lehine 4.derecede 3.900.000 TL bedelli bir ipotek tesis edildiğini, sözleşme gereğince arsa üzerine inşaat yapımı davalı şirket tarafından müvekkil şirketin isteği doğrultusunda fabrika binası inşa edilmesi kararlaştırıldığını, ve bu inşaatın bedellerinin de arsanın müvekkil şirkete devrine kadar satıcı davalı şirket tarafından karşılanacağının öngörüldüğünü, sözleşmenin 7.maddesi gereği davalı şirket tarafından inşaat firması ile yapılacak yüklenici sözleşmesinde öngörülen inşaat tamamlanma süresinin sonunda tapu devrinin müvekkil şirkete yapılacağının belirtildiğini, ayrıca sözleşmenin 9 maddesinde davalı şirket mülkiyetinde bulunan … köy, 4/1 pafta, 1 ada 100 parsel nolu bir başka taşınmazı üzerine müvekkil şirket lehine 2 derecede teminat konulmasının kararlaştırıldığını, davalı şirkteni bir yıl böynuca inşaatın yapımına ,ilişkin bir ilerleme kaydedememesi üzerine müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 31.12.2010 tarihind inşaat yapım ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını ve fabrika binası inşaatının müvekkil şirket tarafından yaptırılmasının kararlaştırıldığını, davalı şirketin 750.000.-USD tutarında yeni bir talep te bulunduğunu, daha önce kararlaştırılan arsa bedelinin davalı şirkete ödendiğini, bu bedel dışında başka bir taleplerinin olamayacağını beyan ettiklerini, davalı şirket ve özellikle davalı şirket hakim ortağı ve yetkilisi …’ın güvene aykırı tutum ve davranışlardan bulunduğunu, bu yüzden mevcut sözleşmelerin iptalini istemek zorunda kaldıklarını, sözleşmeler uygulansa dahi risklerin gerçekleşmesi halinde telafi güç ve geri dönülmez zararların doğacağını, bu nedenlerle davalı şirketin müvekkil şirkette karşı uyandırdığı güvene ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesinde düzenlenen dürüstülk kuralına aykırı tutum ve davranışları nedeniyle söz konusu sözleşmelerin iptalini, ve bu sözleşmeler nedeniyle davalı şirkete ödenen 2.598.000.-USD nin davalı şirkete ödendiği tarihten itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a hükmü uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte iadesini, yargılama gideri ve ücreti vekaleti davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında değişik tarihlerde iki tarafa da hak ve yükümlülükler yükleyen sözleşmeler imzalandığını, tüm bu sözleşmelerde ortak olan ve davacının yüklendiği iki temel edim bulunduğunu, davacı ile müvekkili arasındaki bu sözleşmelere göre müvekkiline ait taşınmaz üzerinde yine sözleşmelerde kararlaştırılan 12 aylık sürede gerekli fabrika binasını sözleşmeye ve projelere uygun inşa ederek taşeron firmalarla anlaşarak yaptırmak, ve yapıyı faaliyete geçirmeye hazır hale getirmek olduğunu, ancak davacı tarafın sözleşmedeki hiç bir edimi tam olarak yerine getirmediğini, hem müvekkil şirketi hem de anlaşma yaptığı müteahhit firmayı son derece mağdur ettiğini, bu nedenle müteahhit firma tarafından alacak davası açıldığını, ancak davalı tarafın tüm bunları göz ardı ederek aradaki sözleşmelere yüklendiği edimlerden hiç söz etmeden müvekkilinin edimini yerine getirmeyen konumuna düşürdüklerini, dürüst davranmayan tarafın kendisi olduğunu gizlemeye çalıştıklarını, sözleşme koşullarına uymayarak dürüstlük kuralına ve sözleşme koşullarına aykırı hareket eden, edimlerini yerine getirmeyen, temerrüde düşen ve inşaat yapımını tamamlamayan davacının davasının reddi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilşikin hakları saklı kalmak kaydıyla gerek haksız işgal nedeni ile yoksun kalınan ecrimisil bedeli, gerekse yapının yıkım bedelinin tespitinin yapılmasının ardından belirlenecek olan bedel ile faiz şartı olan 18.000 TL nin işleyecek faizi ile şimdilik toplam 268.000 TL davacıdan tahsilini, davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaleti karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
***Rapor kısaca özetlenecek***
Mahkememiz dosyasında davanın taraflar arasındaki inşaat yapımı ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi nedeniyle, sözleşmenin edimlerin yerine gelmemesi üzerine feshi ve ödenen bedelin istemine yönelik olup, davalıya tebligatın süresinde süre tutum ve cevapları ile karşı dava olarak sözleşme gereği ödemede geciken miktar üzerine gecikme faizi, kullanımının engellenmesi nedeniyle ecriminil ve binanın yıkılıp eski hale getirilmesi için yıkım bedelinin tahsili olduğu, karşı cevap , replik ve düplik dilekçelerinin sunulduğu, delillerin liste halinde beyanlarında belirtildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin 09.04.2019 tarihli oturumda alınan imzalı beyanları ile karşılıklı görüşmeler neticesinde asıl dava yönünden davacının 2.598.000 USD’lik talebinin 1.598.000 USD’lik kısmından feragat ettiklerini, davalının da bakiye kalan 1.000.000 USD’lik kısmını kabul ettiği, asıl dava yönünden hükmedilecek yargı harçları yönünden taraflara yarı yarıya yükletilmesi yönünde kabullerinin bulunduğu ve yine kabul edilen kısım yönünden leh ve aleyhlerine vekalet ücreti talep etmedikleri, yine asıl dava yönünden davacı tarafça feragat edilen kısım üzerine davalı karşı davacı tarafın vekalet ücreti talep etmediği ve yine yargılama gideri talebinin bulunmadığı, karşı dava yönünden ise davalı karşı davacının karşı davadaki talebinden feragat ettiği, bu karşı davadaki feragat nedeniyle davacı karşı davalının da herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığına dair beyanları olduğu görülmüştür.
Gerek asıl dava gerekse karşı davanın taraflar arasındaki eser ve satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğu, ancak tarafların bir kısım talepleri yönünden sulh oldukları ve bu sulh doğrultusunda da taleplerinin netleştirildiği, buna göre de asıl dava yönünden davacının 1.598.000 USD’lik talebine ilişkin kısmından HMK 307 maddesi uyarınca feragat ettiği, asıl dava yönünden 1.000.000 USD’lik kısım yönünden davalı karşı davacının, davacı karşı davalının bu talebinin HMK 308 maddesi uyarınca kabul ettiği, karşı dava yönünden de HMK 307 maddesi uyarınca davalı karşı davacının davasından feragat ettiği, buna göre de feragat kabul ve sulhun davayı sona erdiren taraf işlemleri olması nedeniyle, taraf iradeleri doğrultusunda karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM- Gerekçede açıklandığı üzere:
I-1-Asıl dava yönünden Davalı / Karşı Davacının kabulü dolayısıyla davanın 1.000.000,00-USD’lik kısmının kabulü ile bu miktarın Davalı / Karşı Davacıdan alınarak Davacı / Karşı Davalıya verilmesine,
2-Kabul edilen kısım yönünden hükmedilecek olan yargı harçlarının tarafları talebi uyarınca yarıyarıya taraflara yükletilmesine,
3-Kabul edilen kısım yönünden tarafların talebi uyarınca tarafların leh ve aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
II-1-Asıl Davada bakiye kalan 1.598.000,00-USD’ye ilişkin Davacı / Karşı Davalının davadan feragatı nedeniyle HMK.307.maddesi uyarınca bu kısma ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Feragat edilen dava kısmı yönünden tarafların talebi uyarınca Davalı / Karşı Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Feragat edilen dava kısmı yönünden Davalı / Karşı Davacı yönünden yargılama giderine talep uyarınca hükmedilmesine yer olmadığına,
III-1-Davalı / Karşı Davacının karşı davasından feragati nedeniyle karşı davanın HMK.307.maddesi uyarınca feragatten reddine,
2-Feragat edilen karşı dava yönünden Davacı / Karşı Davalı lehine talep uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Feragat edilen karşı dava yönünden Davacı / Karşı Davalı lehine yargılama gideri takdirine talep uyarınca yer olmadığına,
IV-1-Asıl davada, Kabul edilen kısım yönünden Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 121.072,64 TL karar harcının davanın sulh yoluyla sona erdirilmesi sebebiyle 492.HK.nun 21.maddesi uyarınca 2/3’ü alınması gerektiğinden; bu orana isabet eden 80.715,09 TL harçtan peşin alınan 30.238,16 TL’nin mahsubu ile geri kalan 50.446,93 TL bakiye harcın taraflardan yarı yarıya tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
2-Davacı karşı davalı tarafından yatırılan peşin harcın feragat eden tutara tekabül eden 48.368,60 TL’nin harçlar yasası gereğince alınması gereken 44,40 TL’den düşümü ile geri kalan 48.324,62 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya iadesine,
3-Davalı karşı davacı tarafından yatırılan 4.576,80 TL peşin harcın harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ‘den düşümü ile geri kalan 4.532,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacıya iadesine,
4-Asıl dava yönünden davacı-karşı davalı tarafça karşılanıp varsa harcanmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
5-Karşı dava yönünden davalı-karşı davacı tarafça karşılanıp varsa harcanmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …