Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1201 E. 2020/130 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1201 Esas
KARAR NO : 2020/130

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/12/2015
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

BİRLEŞEN İSTANBUL 12.ASLİYE TİC.MAH.2015/1202 E.SAYILI DOSYASI

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2015

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … ile davalı şirket arasında 22.04.2011 tarihli sözleşme uyarınca davalı şirketin işlettiği hastanenin ihtiyacı olan kan bileşenlerinin müvekkili dernek tarafından karşılandığını, mevcut sözleşmenin 3.3.4.maddesi uyarınca müvekkili derneğin hizmetine karşılık fatura ettiği bedelin 45 gün içerisinde davalı şirket tarafından müvekkili derneğin banka hesabına yatırılması gerektiğini, davalı hastanenin ihtiyacını temin için kan ve kan komponentlerinin gönderildiği ve bedellerinin fatura edildiğini, ancak davalı tarafın 45 günlük süre geçmiş olmasına rağmen fatura borcunu ödemediğini, … Bölge Kan Merkezi’nin 10.07.2014 tarihli 06223 sayılı ihtarname ile fatura bedellerinin ödenmesini talep ettiğini, ihtarnameye rağmen ödemenin yapılmadığını ve bu nedenle de davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, temerrüt gerçekleştiğinden faize de hak kazanıldığını, davalı şirketin icra dosyz borcunun tamamına itiraz ettiğini, takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile yapılan itirazın iptaline, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile müvekkili arasında, icra dosyalarına yapılan itiraz dilekçesinde de ifade etdildiği gibi, cari hesap mutabakatı bulunmadığını, davacının iddia ettiği alacaklarının müvekkili şirket defterlerinde yer almadığını, davacının müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. ve… E. sayılı icra takibine konu edilen faturaların müvekkili şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğini, açıklanan nedenlerle; davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı taraf arasında 22.04.2011 tarihli sözleşme uyarınca, davalı şirketin işlettiği hastanenin ihtiyacı olan kan bileşenlerinin müvekkili dernek tarafından sağlandığını, sözleşmenin 3.3.4 maddesi uyarınca fatura bedelinin 45 gün içinde davalı şirket tarafından müvekkilinin banka hesabına yatırılacağını, davalı hastaneye 30.06.2014 tarihli … seri nolu 838,80 TL tutardaki faturanın 45 günlük süreye rağmen ödediğini, bunun üzerine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulünü, itirazın iptalini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizin …E.sayılı dosyası tarafların aynı olduğu, uyuşmazlığın aynı sözleşmeden doğduğu anlaşılmakla her iki dava arasında bağlantı bulunması sebebiyle HMK 166. Maddesi uyarınca birleştirilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, birleşen dosya ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 855,55-TL ve İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında ise 5.271,78 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1.maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmü yer almaktadır. TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.(Yargıtay 13.HD. 2018/2037 E, 2018/10697 K.) Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Yine, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediğinden, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Asıl ve birleşen davalarda, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartlarından olması gözetilerek HMK 138 maddesi de dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerektiği yine HMK 115/1 maddesi gereğince de dava şartlarının yargılamanın her safhasında mahkeme hakimliğince resen dikkate alınması gerektiği hususu ile HMK 1. maddesi gereğince görev hususunun kanunla düzenlenen kamu düzenine ilişkin olması hususları hep birlikte değerlendirilmiş ve öncelikle bu yönde karar vermek gerekmiştir. Somut durumda, asıl ve birleşen davalarda, davacı dernek ile davalı şirket arasında kan bileşenlerinin tedariki konulu sözleşme uyarınca ödenmeyen fatura bedellerine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı şirket tacir olsa da, davacının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda, görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna kanaat getirildiğinden mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davacının hem asıl hem de birleşen davalarda, davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan, HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davacının davasının HMK. 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğunda usulden reddine,
a) Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
2-Birleşen mahkememizin… Esas sayılı dosyasında davacının davasının HMK. 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğunda usulden reddine,
a)Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK. 20. Maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ve başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
5-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza