Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1066 E. 2023/37 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/1066 Esas
KARAR NO:2023/37

DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ:22/10/2015

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ … ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA TARİHİ : 15/05/2018
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ… ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA TARİHİ:27/07/2018
KARAR TARİHİ:16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin süt ve süt ürünleri ham madde alım satımı, ithalat ve pazarlaması iştigaliyle kurulan bir limited şirketi olduğunu, diğer müvekkilinin ise müvekkili şirketin %50 oranında ortağı olduğunu, kendisinin gıda mühendisi olduğunu, sektörde pazarlama ve satış uzmanı olduğunu, şirket kuruluşunda ortaklar arası görev dağılımı yapılırken …’ın gıda sektöründeki bilgi ve tecrübesi sebebiyle pazarlama ve satış organizasyonunu kademeli olarak seçmek, kurmak ve yönetmek misyonunu üstlendiğini, müvekkili …’ın şirketin kurulmuş olduğu günden bugüne kadar geçen 8 yıllık süre içerisinde şirket ortağı ve/veya şirket müdürü sıfatı ile hiçbir gelir elde etmediğini, buna karşılık davalının ise şirketin kurulduğu andan bu yana şirket gelirini haksız, usule ve yasaya aykırı bir biçimde kendi yedine aktardığını, müvekkili şirketin tescili itibariyle şirket ortaklarının … ve …olduğunu, Selma Ünal’ın davalının eşi olduğunu, davalının şirket kuruluşunda şirket ortağı gözükememesinin nedeninin Meslek Mensuplarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 43. Maddesinde belirtilen yasak olduğunu, davalının bu hükme rağmen 11/10/2010 tarihli ve 7666 sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan olunduğu üzere önce %75 oranında, daha sonra 12/10/2012 tarihli ve … sayılı ticaret sicil gazetesinde tescil olunduğu üzere %50 oranında müvekkili şirkete ortak olduğunu, müvekkili şirketin kurulduğu ilk günden beri maddi ve hukuki her türlü işlemini davalının tek başına ve hukuka aykırı olarak yürüttüğünü, davalının, müvekkilini “bana vekaletname verdiğin için şirket defterleri ile ilgili senin yapman gereken bir işlem yok. Ben tek başıma tüm imzaları atmaya yetkiliyim.” şeklinde sözlerle kandırdığını, müvekkilinin ortaklar karar defterini sadece bir defa gördüğünü, ortaklar karar defterinde müvekkili adına atılmış imzaların çoğunun sahte olduğunu, şirketin iştigal ettiği işle ilgili kar marjının davalının müvekkiline beyan ettiğinden daha yüksek olduğunu, davalının şirket ortaklar cari hesabından usulsüz olarak tüm ortaklar adına para çekme ve yatırma işlemleri yaptığını, davalının şirketten 211.669,00 TL bedelli muhtelif çekleri tahsil ettiğini, ancak paranın şirkete teslim edilmediğini, davalının borç senetleri başlığı altında bir göstermelik gider havuzu oluşturduğunu, gerçekte var olmayan sebeplerle şirketi borçlandırıcı senetler varmış gibi gerçeğe aykırı kayıt tutarak birikmiş tutarları tahsil edecek şekilde kayıt düzenlediğini, davalının gerçekte çalışmadıkları halde kendi yakınlarını şirkette çalışıyormuş gibi gösterdiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, limited şirket genel kurulunun devredilemez yetkisini gasp ederek açmış olduğu davanın esasa girmeksizin usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin şirketten çıkarılması için gereken haklı nedenlerin oluşmadığı, davacının ispata muhtaç taleplerinin reddinin gerektiğini, davacının dilekçesinde yer verdiği beyanların çelişkili olduğunu, hangi beyanlarında samimi olduğunun tespitinin gerektiğini, müvekkilinin sahte fatura kullanarak şirketten para tahsil ettiği ve şirketi zarara uğrattığı iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin şirketten para çekerek şirkete zarar uğrattığı iddialarının hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, davacının 2012 yılından bu yana şirket müdürü olarak görev yaptığını, müdürlük görevinin gereğini yerine getirmediğini, davacının basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğünden haberdar değilmiş gibi davranmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacının şirket defterlerinin kendisine teslim edilmediği ve saklandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının şirket kurulurken şirket sermayesinin tamamının kendisi tarafından yatırıldığı ve müvekkilinin şirketten para çekerek şirketi zarara uğrattığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının dilekçesinde tek tek ifade ettiği hususların tamamının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ … ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın İstanbul Ticaret Sicil Gazetesinin 12.10.2012 gün ve … sayılı nüshasında yayınlanan genel kurul kararı ile diğer davalı …’ya müdür olarak atandığını, davalı … tarafından …’yı temsilen olağan genel kurul toplantısına çağrı mektubu gönderildiğini, müvekkili tarafından çağrı mektubu altında imzaya eşlik eden şirket kaşesinde bulunan telefon ve faks numalarının defalarca arandığını, faks numarasına belge gönderilmek istenilmiş ise de herhangi bir yanıt alınamadığını, belgenin iletilemediğini, genel kurul toplantısının yapılacağı bildirilen adrese fiilen gidildiğini, boş bir oda görüldüğünü, içeri girilemediği ve herhangi bir görevli de bulunamadığını, olağan genel kurul toplantısı tarihinde çağrılan adrese gidildiğinde ise şirket merkezinin bulunması gereken adreste başka ticari şirketin faaliyetine devam ettiğini, toplantının yapılacağı adrese gidildiğinde kapalı olan kapının açıldığını, içerideki odaların birinde birkaç sandalye olduğunu, masaların birinde enerji kablosu bile olmayan göstermelik bir bilgisayar bulunduğunu, odada internet bağlantısı sağlamak için gerekli hatların olmadığını, prizlerin bile sökülü olduğunu, bu hususun …. Noterliğince de tespit edildiğini, toplantı saatinde odada … ve … ve mali müşavir …’ın belirtilen adreste olduklarını, şirket müdüründen 15 gün önce burada hazır bulunduracağını beyan ettiği şirket kayıtlarını ve bunlara dayanak belge ve kayıtlarının sorulduğunu, şirketin nerede olduğunu, demirbaşların, kasa mevcudunun, kıymetli evrakların, nasıl, kim tarafından ve nerede muhafaza edildiğinin sorulduğunu, … tarafından hiç bir açıklama yapıl(a)mamış olduğunu, açıklanan nedenlerle; Aralarında fiili ve hukuki bağlantı olması nedeniyle dosyanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davalı …’ın … San ve Dış Tic. Ltd. Şti’deki müdürlük görevinden yargılamanın neticesine kadar tedbiren azline, … San ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin ve hissedarlarının haklarının korunması amacıyla kayyum tarafında sevk ve idare edilmesine, … San ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2 ortaklı bir şirket olduğunu, ortakların şirkette %50-%50 hisseye sahip olduklarını, davacının ortaklardan biri olduğu ve şirketi zarara uğratmış olması nedeniyle hakkında diğer ortak … ve Şirket tüzel kişiliği tarafından tazminat ve ortaklıktan çıkarma davası açıldığını, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla görülmekte olan davanın halen derdest olduğunu, bu dava sürereken, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … numara ile kayıtlı şirketin kiracı olarak bulunduğu taşınmaz ile ilgili kira sözleşmesinin sona erdiği ve şirketin adresinin nakli zorunluluğunun doğduğunu, bu zorunluluk nedeniyle adres değişikliği amacıyla olağanüstü genel kurul toplantısınin 30.03.2018 tarihinde yapılmak istendiği ancak ortak …’ın toplantıyı gündem maddelerine geçilmesini engelleyerek bloke ettiği ve adres naklini engellediğini, bu durumu aşmak amacıyla, ardından ilanlı olarak ve sadece adres değişikliği gündemiyle 25.05.2018 tarihinde ortakların olağanüstü toplantıya çağrıldıkların ve olağanüstü toplantının 25.05.2018 tarihinde tek gündemle yapıldığını, toplantıya bütün ortakların (Şirketin 2 ortağı vardır) katıldığı ve herhangi bir itiraz olmadığından Yönetmeliğin 12. Maddesine uygun olarak toplantı açıldığını, şirketin merkezinin bulunduğu taşınmaz ile ilgili kira sözleşmesi, mülk sahibi tarafından feshedilmiş olduğundan Şirketin merkezsiz kalmaması ve işlerinin aksamaması için diğer ortağın oyu ile adres nakli kararı alındığını, yapılan genel kurul sonrası kararın tescili için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvuru yapıldığı ve müdürlükçe “gerekli çoğunluk sağlanamadığı” gerekçesiyle red cevabı verildiğini, kötü niyetli ortak …’ın adres değişikliğine muvafakat etmemesi şirketin işleyişini engellediğini, bu sebeple Ticaret Sicil Müdürlüğü kararına karşı …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/820 Esas Sayılı dosyası ile itiraz yoluna başvurulduğunu, dosyanın halen derdest olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
… ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin tek yetkili müdürü olduğunu, davalının şirket merkezini kanan ve ana sözleşmeye aykırı olarak taşıdığını, davalı yanca Referans şirketi … taşınmış olup, şirket adresini ısrarla gizlemeye çalıştığını, şirketin yeni adresini tescil ettirmediğini, davalının adres değişikliği gündemli olağanüstü genel kurul yapma girişimlerinde bulunduğunu, davalının şirket belge ve kayıtlarını ibraz etmediğini, davalı …’ın işlerde yetersiz olduğunun, şirket idaresine ehil olmadığının tebliğ ettiği belgelerle sabit olduğunu, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde …’nın feshi ve tasfiyesi talepli dava açıldığını bildirerek davanın kabulü ile davalı …’ın … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ndeki müdürlük görevinden yargılama neticeleninceye kadar tedbiren azline, … San. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin ve hissedarlarının haklarının korunmasının temini bakımından dava sonuçlanıncaya kadar uygun görülecek bir kayyum tarafından sevk ve idare edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizde görülen asıl dava ortaklıktan çıkarma ve yönetici sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası olup, birleşen mahkememizin … esas sayılı dosyasında davacı … tarafından davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istenilmiş, birleşen … ATM’nin … esas sayılı dosyasında müdür olan davalı …’ın müdürlükten azline yönelik dava olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 06/11/2017 tarihli celse ara kararı uyarınca Tarafların iddia ve itirazları sunulan delil ve açıklamalar klasör hesap ekstre ve belgeleri …bankasının yazılı açıklaması dava konusu kalemler denetlenerek davacı şirket ve dava dışı …Bankasının sunmuş olduğu tüm hesap ekstre ve dökümleri ve gerektiğinde burada yapılacak yetki ile verilen inceleme neticesinde var ise davacının alacağının belirlenmesi yönünde mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Davacıların, davalının usulsüz işlemlerden kaynaklanan tazmin edilmesi gereken 1.768.888,00 TL alacağı hesaplandığı,
Davacıların ileri sürdüğü sebeplerin. öğreti ve yargı kararları ışığında ortaklıktan çıkarına için haklı sebep olarak nitelendirilebileceği, ancak dava şartı (limited şirket genel kurulunda TTK 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk larafından bu kapsamda bir kararın alınması; yerine getirilmediğinden işbu raporun teslim tarih itibariyle davalının ortaklıktan çıkarılmasının mümkün olmadığı; söz konusu dava şartının yerine getirilmesi halinde ise davalının haklı sebeple ortaklıktan çıkarılmasının mümkün olduğu, Tarafların masraf, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.
Mahkememizin 21/01/2019 tarihli celse ara kararı uyarınca ava dosyasının aynı bilirkişi kuruluna tevdi ile alınan ilk rapor, bu rapora yapılan davalı itirazları ve itirazlarına ek uzman görüşü değerlendirmesi de dikkate alınarak davacı taraf defter ve eki belgeleri ve gerektiğinde banka ve defter kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak davalı itirazlarının tek tek kendi sıra numarası altında değerlendirilerek talep de dikkate alınarak (zarar kalemleri yönünden sadece vekalet ilişkisi dönemi ve SMM işlemleri dikkate alınarak) detaylı, gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu, denetime açık, itirazları karşılar rapor sunulmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle;
Mali konularda kök bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığı, hukuk bakımdan ise (davalı ortak) …’ın şirketten çıkarılmasına ilişkin davacı talebinin, genel kurul kararının alınması için gerekli (TTK m. 621/1-h) hükmünde öngörülen yeter sayı elde edilemediğinden mümkün olmadığı,
Birleşen dosya TİCARİ ŞİRKET (FESİH İSTEMLİ) (12. ATM … E. / … K.) yönünden, davalı … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin haklı sebeple feshi yerine davalı …’ın şirketten çıkarılmasının veya (bu davada şirketle birlikte hasım gösterilen) diğer davalı …’ın şirketten çıkarılmasının duruma uygun düşen ve kabul edilebilir çözümler kapsamında olduğu, bu konuda taktirin sayılı mahkemeye ait olduğu,
Birleşen dosya TİCARİ ŞİRKET (YÖNETİCİLERİN AZLİNE İLİŞKİN) (5. ATM … E. / 2018/867 K.) yönünden, davalı müdür …’ın yönetim hakkının ve temsil yetkisinin (haklı sebeplerin varlığı hasebiyle) kaldırılabileceği ancak bu konuda taktirin sayın mahkemeye ait olduğu, belirlenmiştir.
Mahkememizin 16/03/2020 tarihli celse ara kararı uyarınca Dava dosyasının Prof. Dr. …, SMM … ve bilirkişi listesinden tespit edilecek Ekonomist ile Finans uzmanına dosyanın tevdi ile ana ve birleşen dava dosyalarındaki tarafların iddia ve savunmaları, alınan raporlar, raporlara yapılan itirazlar ve tüm dosya kapsamınca mahkememizce daha önceki bilirkişi görevlendirmelerindeki talimatları ve yine ek rapor alınması yönündeki mahkememiz talimatı da dikkate alınarak tüm dosya kapsamınca detaylı, gerekçeli, dayanaklı, denetime açık bilirkişilerden rapor sunmalarının istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinde yer alan bilirkişi Muharrem Samur’un heyetten ayrı olarak sunduğu raporda özetle;
1-2007-31.12.2014 Tarihi itibari ile …’ın Borç/Alacak bakiyesi,
2- 2007-31.12.2010 Tarihi itibari ile …’ ın Borç /Alacak bakiyesi,
3-03.03.2015 Tarihi itibari ile …’ın;
Alınan Çekler hesabı Borç/Alacak Bakiyesi,
Alacak Senetleri Hesabı Borç/Alacak Bakiyesine ilişkin,
Dava dosyası ve ekindeki belgelerde yer alan bilgiler; yine Dava konusu döneme ait RESMİ DEFTERLER dosya ekinde bulunmadığından, DOĞRULANAMAMIŞTIR.
4-Şirkette Çalışmadığı iddia edilen personellerle ilgili olarak dosya ve ekinde; herhangi bir SGK Müfettişliği yada başkaca kurum inceleme elamanınca yapılmış bir TESPİTE rastlanılmamıştır. Şeklinde görüş bildirilmiştir.
Heyette yer alan diğer bilirkişiler …’ın sunduğu raporda özetle;
Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere yukarıda detaylı biçimde açıklanan sebeplerle (davacının davalı …’dan 159.772,04 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı …’ı çıkartmak için GK kararı alması gerektiği, ancak dava şartı mahiyetinde olan bu kararın alınmamış olduğu; birleşen haklı sebeple fesih davasında şirketin haklı sebeple feshi için gereken şartların oluştuğu, birleşen yöneticinin azli davasında haklı sebebin müdürlükten azil için de mevzu bahis olacağı; bu çerçevede mahkemenin alternatif çözüme hükmetmek konusunda yasa gereği yetkisinin olduğu, alternetif çözümler çerçevesinde şirketin feshini talep eden davalı …’ın hissesinin şirket tarafından satın alınmasına karar verebileceği, zira davacı …’ın da talebinin (davalı …’ın şirketten çıkartılması) bu olduğunun dava dosyasından görüldüğü, mahkemece bu yönde bir karar verilirse davalı …’ın ayrılma akçesi olarak (1.213.583,87 TL – 159.772,04 =) 1.053.811,83 TL talep edebileceği, belirlenmiştir.
Mahkememizin 15/10/2021 tarihli bilirkişi ek inceleme kararı uyarınca Dosyanın bilirkişiler …’a verilerek kasada ve depoda bulunan (üç koli evrak) evrak ve klasörler de incelenmek suretiyle taraf vekillerin, ayrı ayrı sunulan bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazlar da gözetilerek heyet halinde ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere yukarıda detaylı biçimde açıklanan sebeplerle davacının davalı …’dan 109.465,66 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı …’ı çıkartmak için GK kararı alması gerektiği, ancak dava şartı mahiyetinde olan bu kararın alınmamış olduğu; birleşen haklı sebeple fesih davasında şirketin haklı sebeple feshi için gereken şartların oluştuğu, birleşen yöneticinin azli davasında haklı sebebin müdürlükten azil için de mevzu bahis olacağı; bu çerçevede mahkemenin alternatif çözüme hükmetmek konusunda yasa gereği yetkisinin olduğu, alternatif çözümler çerçevesinde şirketin feshini talep eden davalı …’ın hissesinin şirket tarafından satın alınmasına karar verebileceği, zira davacı …’ın da talebinin (davalı …’ın şirketten çıkartılması) bu olduğunun dava dosyasından görüldüğü, mahkemece bu yönde bir karar verilirse davalı …’ın ayrılma akçesi olarak (1.213.583,87 TL – 109.465,66 TL =) 1.104.118,21 TL talep edebileceği, şeklinde değerlendirme ve görüşler bildirilmiştir.
Netice olarak, tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporları ve sunulan itirazlar gözetilerek mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre;
Mahkememizde görülen asıl dava ortaklıktan çıkarma ve yönetici sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası olup, davacı tarafın davalı …’dan yönetici sorumluluğu kapsamında 109.465,66 TL alacaklı olduğu yapılan hesaplamalar sonucunda bilirkişi raporu ile belirlenmiş olmakla ve alınan raporun hükme esas alınmaya elverişli olarak kabulünün gerektiği kanaatine varılmakla, 109.465,66 TL’nin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. Bu davadaki diğer talep olan ortaklıktan çıkarmaya ilişkin davacı şirketin davalı …’ı çıkartmak için GK kararı alması gerektiği, ancak dava şartı mahiyetinde olan bu kararın alınmamış olduğu anlaşıldığından davalı …’ın ortaklıktan çıkarılması talebi yönünden, HMK 114/2 maddesindeki dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Birleşen mahkememizin … esas sayılı dosyasında davacı … tarafından davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istenilmiş olup, Limited şirketin haklı sebeple feshine ilişkin TTK 636/3’e göre “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” Haklı sebeple fesih davasının davacısı olan ortağın (…) kusurlu davranışlarının (muhasebeci olmasına rağmen defter ve belge düzenindeki usulsüzlükler, şirkete olan borcu), diğer ortağın (…) kusurlu davranışlarına (kira sözleşmesinin sona ermesi ve merkezin taşınması olgusu, ancak burada kiranın yüksek kalması ve taşınmaya ilişkin iddialar ve ilgili GK’ya ilişkin taraf beyanlarından açık bir sonuca varılamaması karşısında davalı …’ın kusurunun daha hafif olduğu kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporlarında yapılan değerlendirmelere ve mahkememizde oluşan kanaate göre haklı sebeple fesih davasında şirketin haklı sebeple feshi için gereken şartların oluştuğu belirlenmiş olmakla, kusur durumları da dikkate alınarak şirketin devamlılığının mahkememizce daha uygun olarak görülmesi karşısında, alternatif çözüme hükmetmek konusunda TTK 636/3 maddesi kapsamında alternetif çözümler çerçevesinde şirketin feshini talep eden …’ın hissesinin şirket tarafından satın alınması yolu ile, davacı …’ın davalı … Limited Şirketi’nden çıkmasına, çıkma payı olarak karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerine göre bilirkişi raporunda belirlenen 1.213.583,87 TL’nin davalı şirketten alınarak davacı …’a verilmesine karar verilmiştir.
Birleşen … ATM’nin … esas sayılı dosyasında müdür olan davalı …’ın müdürlükten azline yönelik dava olduğu anlaşılmış olup, müdürün görev süresi dava sürecinde dolduğundan azli gereken müdürlük görevi olmadığından konusuz kalan bu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Haklı sebebe ilişkin bilirkişi raporundaki değerlendirmeler ve mahkememizde bu yönde oluşan kanaat uyarınca, azli talep edilen müdür …’ın dava tarihi itibari ile azledilmesi hususunda haklı gerekçelerin oluştuğu anlaşıldığından, her ne kadar müdürün görev süresinin dolmuş olması sebebi ile bu davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, dava tarihindeki haklılık durumuna göre davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada;
A-Davalı …’ın ortaklıktan çıkarılması talebi yönünden, HMK 114/2 maddesindeki dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
b-109.465,66 TL’nin davalı …’dan alınarak, davacılara verilmesine,
c-Fazla talebin reddine,
2-Birleşen mahkememizin … esas sayılı dosyasında;
Davacı …’ın davalı şirket hakkındaki fesih ve tasfiye talebinin reddine, davacı …’ın davalı … Limited Şirketi’nden çıkmasına, çıkma payı olarak karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerine göre belirlenen 1.213.583,87 TL’nin davalı şirketten alınarak davacı …’a verilmesine,
3-Birleşen …. ATM’nin … esas sayılı dosyasında;
Müdür olan davalı …’ın müdürlükten azline yönelik dava, müdürün görev süresinin dolmuş olması sebebi ile konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
4-Asıl dava yönünden:
a-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 7.477,59 TL harcın önceden davacıdan alınan peşin harç 29.404,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınmış olan 21.926,41 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davcı tarafa iadesine,
b-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti ile bilirkişi ücreti olarak 6.978,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 6,35) 443,14 TL yargılama gideri ve 7.477,59 TL peşin harç olmak üzere toplam 7.920,73 TL nin davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine,
c-Davalı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti ile bilirkişi ücreti olarak 4.020,00 TL yargılama giderinden davanın ret oranına göre (% 93,65) 3.764,73 TL nin davacılardan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.419,85 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
e-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/3 maddesine göre (davacı tarafa verilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) 17.419,85 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalı …’a ödenmesine,
5-Birleşen mahkememizin … esas sayılı dosyası yönünden:
a-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 144,00 TL eksik harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 77,00 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 151,00 TL olmak üzere toplam 228,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Birleşen …. ATM’nin … esas sayılı dosyası yönünden:
a-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 144,00 TL eksik harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 77,00 TL toplam harçtan oluşan yargılama giderinin davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,
c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/01/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza