Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1065 E. 2018/533 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1065 Esas
KARAR NO : 2018/533
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/10/2015
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete …nolu yurtiçi nakliyeci sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …Şti.’ye ait Hazır Kahve emtiası davalı …’in … plakalı araçla taşınması esnasında 22/01/2015 tarihinde taşındıkları araçtan çalındığını, taşıma konusu malları davalı …’ın çaldığı gerekçesiyle hakkında İstanbul .. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu nakliye esnasında meydana gelen hasar dolayısıyla müvekkil şirket tarafından yapılan ekspertiz çalışması sonucu sigortalı şirketin 5.187,00 TL tutarında zarara uğradığının tespit edildiği, müvekkil şirketin bu nedenle sigortalısına 06/03/2015 tarihinde 5.187,00 TL hasar tazminatı ödediğini belirterek davanın kabulüne, yargılama gideri avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı asil … cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin tebligatların muhtarlığa teslim edildiğinden dolayı davaya karşı itirazlarını sunamadığını, davayı kabul etmediğini, tarafına karşı açılan ceza davasının konunun suça ilişkin olduğunu, alacak davasına konu ödemeyle hiç bir alakasının olmadığını, ceza dosyasının sonucunu beklemeden alacak davası açtığını, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ahmet Kesgin vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkili ile sigortalı arasında bir taşıma sözleşmesi veya sorumluluk sözleşmesinin olmadığını, dolayısıyla müvekkili ile davacı sigorta şirketi arasında hukuki bir bağın söz konusu olmadığını, TTK 1472 madde hükmü gereğince sigorta tazminatını ödeyen sigortacı sigortalı konumuna geçtiğini, kusuru bulunmayan müvekkiline karşı ikame edilen iş bu rücu davasında yapılacak yargılama ile müvekkilinin özen yükümlülüğünü yerine getirdiğinin tespiti ile davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. (6762 sayılı TTK’nun 1301.) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığından, halefiyet davası ticari dava olmayıp aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Dosyamız kapsamında davacı sigorta şirketine sigortalı emtianın taşınması sırasında meydana gelen hırsızlık olayına ilişkin uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda;
1-HMK 114/1-C ve 115-2 maddeleri uyarınca mahkemizin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK’nın 20. maddesi gereğince davacının karara karşı kanun yoluna başvurmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı …vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
¸e-imza
Hakim
¸e-imza