Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1040 E. 2019/68 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/518 Esas
KARAR NO : 2018/1001
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 11/06/2018
KARAR TARİHİ: 01/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin likit petrol gazı dağıtım firması olup, davalı ile sözleşme yaparak müvekkil şirketin tüplü bayiliğini üstlendiğini, sözleşmeye göre müvekkilden aylık 10 ton LPG almayı taahhüt ettiğini, bayilik sözleşmesinin 19. Maddesine göre sözleşmenin 5 yıl süreyle yapıldığını, 21/01/2004 tarihinde sona ereceğini, davalının sözleşme süresince LPG alım taahhüdüne uymadığını, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini vurgulayarak müvekkilinin kar mahrumiyeti alacağından şimdilik 9.000 TL, 29/01/2011 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile, cezai şart alacağından şimdilik 1.000 TL nin 29/01/2011 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, davalı müvekkilin sözleşmeye aykırı davranarak bayilik sözleşmesini feshettiğini, müvekkilin tonaj taahhüdüne uyumadığı gerekçesiyle bunu yaptığını, bu açıklamalarının yerinde olmadığını, cezai şart ve kar kaybı talebinin hukuka aykırı bulunduğunu vurgulamak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME;
Dava, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tazmini istemine yönelik olup, davada uyuşmazlık davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti talep hakkının bulunup bulunmadığı ve miktarı hususlarına ilişkindir.
Taraflar arasındaki 21/01/2009 tarihli tüplü bayilik anlaşması ve genel şartnamesi adı ile akdedilen sözleşmenin cezai şarta ilişkin 22.2.maddesinde bayi olan davalının mücbir sebepler dışında süresinden önce bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmesi, ticareti terk etmesi ve/veya sözleşmenin 5.maddesi hükümlerine aykırı davranması halinde sözleşmedeki diğer tazminat ve cezai şartlar haricinde bayinin sözleşmenin fesih tarihindeki 10 ton LPG nin ana depo satış fiyatı kadar bedeli cezai şart olarak davacıya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kararlaştırılmıştır. Sözleşmedeki bu şart ile cezai şart talep edilebilmesi sözleşmenin davalı bayi tarafından feshedilmesi ön koşuluna bağlanmıştır.
Kapatılan İstanbul…ATM nin … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılaması sonucunda 04/06/2013 tarih, 2011/359 esas-2013/171 karar sayılı davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmediği, davacının sözleşmeyi fesihte ve kar kaybı ile cezai şart isteminde haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27/05/2014 tarih 2014/7068 esas- 2014/9860 karar sayılı kararı ile “Mahkemece alının bilirkişi raporunda sözleşmenin 22.2maddesinde belirtilen cezai şartın istenebileceği belirtilmiş ve mahkemece sözleşme hükümleri tartışılmaksızın alınan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 22.2maddesinde”…. Bayi mücbir sebep dışında süresinden önce bayilik sözleşmesine tek taraflı olarak feshederse, ticareti terkederse, ve’veya sözleşmenini5.maddesindeki hükümlere aykırı davranırsa, sözleşmede mündemiç diğer tazminat ve cezai şartların haricinde bayi, sözleşmenin fesih tarihindeki 10 ton LPG nin ada depo satış fiyatı kadar bedeli, cezai şart olarak …A.Ş ne ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt etmiştir. ” şeklinde hüküm olup, bu madde uyarınca cezai şart talep edilebilmesi sözleşmenin davalı bayi tarafından feshedilmesi ön koşuluna bağlanmış olmasına rağmen mahkemece bu maddeye dayalı olarak bilirkişi tarafından düzenlenen rapor esas alınarak karar verilmesi isabetsizdir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 21.4,maddesinde ise “bayinin kusurundan dolayı sözleşme …A.Ş tarafından feshedilmiş ise, 5 yıllık sürenin sonuna kadar geçecek süre içerisinde, bayinin almayı taahhüt ettiği LPG den, aldığı LPG miktarı düşüldükten sonra eksik kalan kısım, bayiye en son verilen bir ton LPG nin satış fiyatı ile çarpılmak sureti ile hesaplanan miktar bayi tarafından … A.Ş. ne nakten ve defaten ödenecektir” hükmüne yer verilmiş ve bu madde uyarınca sözleşmenin bayinin kusurundan dolayı dağıtıcı davacı tarafından feshi halinde bayi tarafından ödenecek tazminat şekli belirtilmiş olup, mahkemece bu sözleşmenin bu hükmü de göz önüne alınarak oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirmiştir” gerekçesi ile davalı taraf yararına bozulmuştur.
Dava bozma üzerine mahkememizin …esasına kaydedilmiş, bozmaya uyma kararı verilmiş, uyma kararı doğrultusunda oluşturulan yeni bilirkişi kurulundan rapor alınmış, bilirkişi kurulu raporunda özetle, ilk derece mahkemesinin Yargıtayın bozma kararına uyma kararı vermesi ile bu kararı ile bağlı olduğu, Özel Dairenin bozma kararı ile davacı yararına cezai şarta hükmetme koşullarının bulunmadığı, cezai şart talep olunamayacağı, ikinci bozma sebebine göre sözleşmenin 21.4.maddesindesindeki ilkeye göre 14/05/2014 tarihli bilirkişi raporunun hesaplama şeklinin doğru olduğu, sözleşmenin davacı yanca haklı olarak feshedildiği, davacının kar mahrumiyetinin 184.900 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir. Bozma öncesi alının bilirkişi raporu ve bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere sözleşme, davalı bayinin sözleşmenin 20.maddesindeki taahhüdünü 16/03/2010 tarihinden itibaren davacının yapmış olduğu 13/1/2011 tarihindeki fesih ihbarına kadar hiç LPG alımı yapmaması sebebiyle davacı tarafından haklı nedenle feshedilmiştir. Dolayısıyla sözleşme davalı bayi tarafından değil, davacı tarafından haklı nedenle feshedilmiş olup, sözleşmenin 22.2.maddesine göre cezai şart talep edilebilmesinin sözleşmenin davalı bayi tarafından feshedilmesi ön koşuluna bağlanmış olması karşısında Yargıtay bozma kararına uyma doğrultusunda davacının cezai şart alacağına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının kâr kaybı talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, gerek bozma öncesi gerek bozma sonrası alınan, aralarında çelişki bulunmayan, taraf mahkeme ve Yargıtay denetimine açık bilirkişi raporları ile sözleşme tarihi itibari ile imzaladığı ek protokole göre aylık 10 ton LPG alımı taahhüt eden davalının sözleşme tarihinden 16/03/2010 tarihine kadar toplam 51.336 KG LPG satın aldığı 16/03/2010 tarihinden sonra ise hiç mal almadığı defter incelemesi ile saptamış, sözleşme süresinin 5 yıl olması, davalının aylık 10 ton LPG almayı taahhüt etmesi, sözleşme süresi boyunca alınacak LPG nin 5 yıllık sözleşme süresinin sonunda asgari 600 ton olması, davalının ise fesih tarihine kadar satın almış olduğu LPG miktarının ise 51.336 Kg da kalması ve buna göre 548.644 Kg LPG alınmaması, davacının bir ton LPG deki net kârının 337,00TL olmasına göre 548.664 KG eksik LPG sebebi ile davacının mahrum kaldığı kârın 184.900,00 TL olduğu saptanmış, davalı vekili tarafından, davacının uğrayacağı zararı hafifletmek için elinden geleni yapması, yeni bir bayi bulması gerekirken kar mahrumiyetini sağlayan bayilik sözleşmesinin feshi tarihinden sözleşme sona erme süresine kadar 3,1 yıl üzerinden hesaplanmasının hakkaniyet aykırı olduğu belirtilerek rapora itiraz olunmuş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça sözleşme süresinin sonuna kadar mahrum kalınan kar karşılığı tazminat istenebileceği kararlaştırıldığından sözleşmeye bağlılık ilkesi ve TTK 20.maddesi hükmüne göre, tacir olan ve basiretli davranmakla yükümlü olan davalı vekilinin bu yöndeki rapora itirazlarına itibar olunmamış, davacı vekili tarafından 26/03/2015 tarihli ıslah işlemine göre dava dilekçesinde 9.000,00 TL olarak talep olunan kar mahrumiyeti alacağı 145.900,00 TL artırılarak 154.900,00 TL ya çıkartılmış olduğundan toplam 154.900 TL kar mahrumiyeti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacının …Noterliğinden gönderdiği 13/01/2011 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamenin davalıya 18/01/2011 tarihinde tebliğ olunması, ihtarnamede tanınan 10 günlük sürenin ilavesi suretiyle davalının 29/01/2011 tarihinde temerrüde düşmüş olmasına göre temerrüt tarihi olan 29/01/2011 tarihinden itibaren alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline hükmolunmuştur.
Davanın mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılaması sonucunda 05/05/2015 tarih, 2014/1042 esas-2015/2571 karar sayılı dosyasında davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmediği, davacının sözleşmeyi fesihte ve kar kaybı ile cezai şart isteminde haklı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 25/04/2018 tarih 2015/14329 esas- 2016/9349 karar sayılı kararı ile ” 1944/10 E.1948/3 K. sayılı 04/02/1948 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında “Dava açıldıktan sonra konusunda, nedeninde ve kanıtlarda ve benzeri işlerde yönteme ilişkin olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir keze özgü olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak olanağı veren ve yargı kararına gerek olmadan yanlarına sözlü ve yazılı anlatımlarıyla yapılabilen “ıslah” yasanın 84. maddesinin açık kuralı içinde, soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir, Yargıtayca karar bozulduktan sonra bu yoldan yararlanmaya olanak yoktur.” denilmiştir. Belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı içeriğine göre bozma ilamından sonra ıslah imkanı bulunmadığı halde somut olayda Dairemiz bozma ilamı sonrasında davacı yanca ıslah talebinde bulunulması üzerine mahkemece anılan içtihada aykırı şekilde bu ıslah doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, öte yandan davacı tarafından davaya konu alacak talepleri kapsamında davalıya ait 30.00,00 TL tutarındaki teminat mektubunu nakde çevirerek alacağından mahsup ettiği dosya kapsamındaki beyan ve bilgilerden ihtilafsız şekilde anlaşıldığı halde bu miktarın dava alacak tutarının hesaplanmasında gözetilmeksizin hüküm tesisi de isabetsiz olmuştur.” gerekçesiyle bozulmuştur. Sonrasında yapılan karar düzeltme başvurusu da reddedilmiştir.
Dava bozma üzerine mahkememizin … esasına kaydedilmiş, bozmaya uyma kararı verilmiş ve bozma kapsamında yapılan değerlendirmeye göre; ilk bozma ilamı sonrasında davacı yanca yapılan ıslah talebi kabul edilmemiş, öte yandan davacı tarafından davaya konu alacak talepleri kapsamında davalıya ait 30.00,00 TL tutarındaki teminat mektubunu nakde çevirerek alacağından mahsup ettiği dosya kapsamındaki beyan ve bilgilerden ihtilafsız şekilde anlaşıldığından, dava dilekçesi ile talep edilmiş olan toplam 10.000,00 TL nin de, 30.000,00 TL nin altında olup mahsup kapsamında kaldığı gözetilerek, ıslah dilekçesi de kabul edilmediğinden davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 35,90 TL olup, peşin alınan 148,50 TL ile ıslah harcı 2.491,61 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 2.604,21 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı gideri avansından kullanılan 50,00 TL tebligat posta giderinden oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (ıslah dilekçesi mahkememizce kabul edilmediğinden dava dilekçesindeki talep miktarı olan 10.000,00 TL üzerinden ) hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …
¸