Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1001 E. 2023/71 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/1001 Esas
KARAR NO:2023/71

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/09/2015
KARAR TARİHİ:24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil sürücü … …’in sevk ve idaresindeki …plakalı motosikleti ile, … plakalı aracın müvekkille çarpıp olay yerini terk etmesi sonucu meydan gelen kazada, müvekkilim ağır yaralandığını ve neticesinde sakat kaldığını, kazayla ilgili evraklar … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasında bulunduğunu, müvekkilin kazadan sonra … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde yapıldığını, kazadan sonra sakat kalan müvekkilin yapılan muayenesi sonucunda … Eğitim Ve Araştırma Hastanesinden verilen 15.01.2009 tarih- … nolu 421 özürlü sağlık kurulu raporu bulunduğunu, ancak Vücut fonksiyonlarını daha büyük oranda yitiren müvekkilin Adli Tıp Kurumu’na sevki ile SGK Mevzuatına göre maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde ZM5S poliçe bulunamadığından muhatap olarak bu davanın … hesabına açılması zorunluluğunun doğduğunu, kazaya bağlı olarak 24.12.2014 tarihinde davalı … hesabına müracaatları neticesinde herhangi bir sonuç, alınamadığından işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, delillerimi çerçevesinde ilgili yerlerden müvekkilin tedavi evraklarının celbini ve Adli Tıp Kurumu’na sürekli sakatlık ve geçici iş göremezlik süresi yönünden dosya ile beraber gönderilerek SSK Mevzuatına göre rapor düzenlenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerden davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haktarı saklı kalmak kaydıyla; müvekkilin kalıcı iş gücü kaybından doğan halihazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için şimdilik 100 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini müteakip 8.İşgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mutad iştigalinden beri kalan ve çalışamayarak gelir kaybına uğrayan müvekkil için şimdilik 100 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini mMüteakip 8.işgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine artan gider avansının tarafımıza iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Hesabı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacının maluliyetinin dava konusu trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının kesin olarak tespiti gerektiğini, davacının maluliyeti ile iddia edilen trafik kazası arasında illiyet / nedensellik bağının olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bunun akabinde maluliyet oranının yeniden tespit edilmesi gerektiğini, müvekkil kurumun Karayolları Trafik Kanunu gereği yaptırılması zorunlu olduğu halde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( Trafik Sigartası ) yaptırılmamış motorlu araçların işletilmesi sırasında veya kazaya neden olan motorlu aracın tespit edilememesi durumunda, bir kimsenin ölümüne veya sakat kalmasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı meydana gelen bedeni zararları, sigorta mevzuatı çerçevesinde, araç sürücüsünün kusuru nispetinde ve kaza anında geçerli limitler dahilinde karşıladığını, müvekkil kurum tarafından görevlendirilen … Danışmanlık Firması tarafından, davacıya ait iki adet farklı tarihlerde düzenlenen raporların incelendiğini ve davacının tedavisine ilişkin belgeler baz alınarak yapılan … değerlendirme neticesinde , davacı için özürlü sağlık kurulu raporunda özür oram bildiriminde bulunulduğunu araz ile davacının geçirdiği trafik kazası araşında illiyet / nedensellik bağının bulunmadığı değerlendirildiğinden davacının maluliyeti hakkında kesin kanaat edinilmediğini, bu sebeple öncelikle bu durumun şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğini, müvekkil kurumun geçici iş görememezlik tazminatından sorumlu olmadığını, dava konusu trafik kazasına karışan ve davacının … plakalı aracı kasksız olarak kullanması halinde ağır kusurlu olduğunu gösterdiğini i bu durumda davacının dava açma hakkı bulunmadığını, hukukun temel kuralı “ kimse kendi kusurundan istifade edemez” ilkesi gereğince davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın, kazaya karışan araçların kusurunu ve bunun sonunda bir zararın oluştuğunu ispatlaması gerektiğini ayrıca bu zarar miktarı bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilin kaza tarihi itibariyle geçerli olan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (Trafik) şahıs başına maluliyet için teminat limiti ile sınırlı olduğunu, ancak öncelikle yapılacak inceleme ile davacının gerçek zararının tespit edilmesi gerektiğini, Müvekkil kurumun tacir niteliği taşımadığı gibi ticari işletme de olmadığını, ayrıca dava konusu aracın ticari bir araç olmadığı gibi zararın da , ticari bir işten değil haksız fiilden kaynaklandığını, bu nedenle, yerel mahkemenin ticari faizi talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, aksi durumda, kusur , maluliyet ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına; karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf; meydana gelen kazada kusur durumu, davacının gerçek zarar miktarı ile davacının davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca dava, kaza tespit tutanakları, poliçe, ekspertiz raporu, araç kayıtları, hasar dosyaları, ilgili mevzuatlar, emsal yargıtay kararları, bilirkişi ve tanık delillerine dayandırılmıştır.
Yargılama aşamasında İddia, savunma, sunulan deliller ve mahkememizce celp edilen deliller hep birlikte değerlendirilmiş, dosyada kusur oranının ve maluliyet oranının belirlenmesi için ATK’ya sevki sağlanmış, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen ve hükme esas alınan maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin raporda özetle; dosyada mevcut belgelerin hep birlikte değerlendirildiğini, mevcut belgelere göre;
1.Mehmet oğlu 29/08/1991 doğumlu … …’in 29/12/2007 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr 1 XII (33Aa……..10)A %14
E cetveline göre %10.3(yüzdeonnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2. İyileşme(iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği hususu mütalaa olunmuştur.
Kusura ilişkin rapor alınmak üzere dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, Adli Tıp Ön raporunda rapor düzenlenebilmesi için dava konusu olaya ilişkin kaza tespit tutnağının olmadığı, dosya içerisinde yer alan olay yeri inceleme raporunun ve ekli basit krokinin olayın oluş şeklini açıklamadığı, mevcut ifadelerden de olayın oluş şeklinin anlaşılmadığının görüldüğü, sağlıklı kusur oranı değerlendirmesi yapılabilmesi için mahal özelliklerini ve olayın oluş şeklini açıklayacak tarafların varsa tanıklarının katılımı ile keşif yapılmasına ihtiyaç duyulduğunun kaza mahalli olan … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, belirlenen bilirkişi eşliğinde dava konusu kazanın meydana geldiği, mahalde keşif yapılarak ve inceleme esnasında davacı tarafça varsa tanıkları dinlenilmek suretiyle, mahal özelliklerini, hasarın meydana geliş şeklini, hasara ilişkin krokoninin hazırlanması ile buna ilişkin raporun düzenlenmesi istenilmiş, talimat mahkemesince yapılan keşif neticesinde talimatımız gereğince bilirkişi raporunun dosyamıza sunulduğu, akabinde dosyanın Adli Tıp Kurumuna Başkanlığına gönderilerek kusura ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen kusura ilişkin raporda özetle;
Dosyada mevcut belgelerin hep birlikte incelendiğini Davacı sürücü … … sevk ve idaresindeki motosiklet ile olay yeri kavşağa her an tedbir alabilecek şekilde yaklaşması gerekirken bu hususa riayet etmeyerek gerçekleşen olayda kusurlu olduğunu, 63 GH 363 plaka sayılı aracın sürücüsü sevk ve idaresindeki araç ile olay yeri kavşaktan geçişini, “Dur” trafik işaret levhasını dikkate alarak durup araçların seyir durumlarını yeteri kadar kontrol ettikten sonra yapması, ilk geçiş hakkını sol tarafından bölünmüş yol üzerinden gelen davacı sürücü idaresindeki motosiklete vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek olay yeri kavşağa kontrolsüz ve dikkatsiz bir şekilde giriş yapıp davacı sürücü idaresindeki motosiklet ile çarpıştıkları olayda kusurlu olduğunu, neticeten davaya konu olayda;
A) Davacı sürücü … …’in %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu,
B) 63 GH 363 plaka sayılı aracın sürücüsün %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 21/09/2022 tarihli celse ara kararı gereğince tazminat hesabı yapılmak üzere dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi ile, dosya kapsamında rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; iddia, savunma, taraflarca sunulan bilgi ve belgeler ile mahkemece celp edilen delillerin hep birlikte incelendiğini neticeten; dava konusu olayda davacının 29.12.2007 tarihli kazadan dolayı uğradığı zararların tazminine ilişkin olarak; Davacı adına hesaplanan toplam tazminatın 254.172,96 TL olduğunu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti olan 60.000,00 TL’nin üstünde olduğunu, davalı sigorta şirket sorumluluğunun poliçe teminat üst limiti olan 60.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, söz konusu tutara 06.10.2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği görüş ve kanaatinin bildirilmiştir.
Dosya kapsamında alınan raporlar taraflara tebliğ edilmiş, raporlara karşı beyan ve itirazlar alınmış, mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacı vekilince yargılama aşamasında ıslah dilekçesi sunulmuş, alınan raporlar doğrultusunda tazminat taleplerine ilişkin olarak Müvekkil … (…) … için Sürekli İş Göremezlik Tazminatı için daha önce istenen 100.00 TL’nin 59.900,00 TL artırılmak suretiyle toplam 60.000.00 TL tazminatın, yargılama gideri ve ücreti vekalet ile birlikte temerrüt tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesini talep etmiş ve ıslaha ilişkin yatırması gerekli harcı mahkeme dosyasına yatırmış olduğu anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.
KTK’nin “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97’nci maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Eldeki davada tazminat talebine konu kazanın, KTK’nin 97’nci maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26/4/2016 gününden önce 29/12/2007 tarihinde meydana geldiği ve davanın da 06/10/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmakla birlikte, KTK’nin 97’nci maddesinde öngörülen dava şartı niteliğindeki “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunma” koşulununun aranmadığı, yine de davacı tarafından 24/12/2014 tarihinde davalıya başvurulmasına rağmen cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Yargıtayın süreklilik kazanan kararlarında açıklandığı gibi, trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömrü önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Özü itibarıyla varsayımlara dayanan gerçek zararın hesaplanmasında, en doğru sonuca ulaşılması için gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu itibarla TRH 2010 yaşam tablosunun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de gözönüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı kabul edilmektedir.
Diğer yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 gün ve 2019/40 (E) – 2020/40 (K) sayılı kararıyla, KTK’nin 90’ıncı maddesinin 1’inci tümcesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci tümcesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan iptal kararıyla birlikte trafik kazasından kaynaklanan ZMSS kapsamındaki tazminat talepleri KTK’de öngörülen usul ve esaslara tabi olup anılan Kanunda öngörülmeyen konular yönünden ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Bu nedenle bedensel zarar tazminatı hesabında, yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının (…) ekindeki cetvellerin kullanılması olanağı bulunmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması olanağı bulunmamaktadır. İşleten ile sigorta şirketi arasında düzenlenen sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan trafik kazasından ötürü zarar gören 3’üncü kişi yönünden, gerek KTK’de gerekse TBK’de sürekli sakatlık oranının hangi ölçüte göre belirleneceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Bu itibarla tazminat hesabının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progressive rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir.’ İstanbul BAM 40. H.D 2022/1114E-2022/2261K
Somut uyuşmazlıkta ise 29/12/2007 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının sürekli sakatlık oranının, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun raporuyla Yargıtay’ın süreklilik taşıyan kararlarına uygun biçimde Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre belirlendiğin, dava evvel aldırılan ATK raporunda maluliyet hesaplamasına uygulanacak yönetmelik yanlış belirlendiğinden ATK maluliyet raporları arasında çelişki olmadığı, davacının sürekli sakat kalmasından kaynaklanan zararının ise aktüerya hesap uzmanı bilirkişi tarafından TRH-2010 Yaşam Tablosuna göre, progressive rant yöntemiyle hesaplandığı, geçici iş göremezlik süresi içerisindeki zararının maluliyetinin %100 olduğunun kabul edildiği, yaralanmayla sonuçlanan trafik kazasının 23/12/2007 günü meydana geldiği, eldeki davanın ise KTK’nin 110’uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca somut olaya uygulanması gereken taksirle yaralama suçuna ilişkin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89’uncu maddesinin birinci fıkrasında öngörülen cezanın üst sınırına göre aynı Kanunun 66’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı dolmadan 06/10/2015 tarihinde açıldığı, davanın niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olduğu ve davanın açılmasıyla zamanaşımının kesildiği bu sebeple davalı vekilinin ıslaha karşı yapmış olduğu zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerektiği, uyuşmazlığın haksız eylemden kaynaklandığı, kazaya karışan aracın ticari nitelikte olmadığı, bu sebeple yasal faize hükmedilebileceği, KTK’nin 99’uncu maddesinin birinci fıkrası ile trafik kazasının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan…’nin, tazminatın ve giderlerin ödenmesine ilişkin B.2’nci maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu olacağı, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150’nci maddesi uyarınca, koruma başlığı (kask) bulundurmaları ve kullanmaları zorunlu olan motosiklet sürücülerinin, dizlik ve kolluk bulundurmaları ve kullanmaları zorunluluklarının bulunmadığı, somut uyuşmazlıkta ise kolluk tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında tescilsiz motosiklet sürücüsü davacının koruyucu tertibat olarak kask takıp takmadığına ilişkin bilgi olmadığı, davacının Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150’nci maddesi uyarınca zorunlu ekipmanlardan olan koruma başlığı takmadığı kanıtlanmadığı gibi trafik kazası sonucu yaralanması ile koruma başlığı takmaması arasında nedensellik bağı bulunmadığı, diğer bir anlatımla koruma başlığı takmasının oluşan yaralanma bakımından sonuca etkisinin bulunmadığından hükmolunan tazminattan birlikte kusur nedeniyle indirim yapılmadığı anlaşılmış olup davanın sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 60.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 06/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 4.098,60 TL karar ve ilam harcından 27,70 TL peşin harç ve 205,00 TL ıslah harcının toplamı olan 232,70 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 3.865,90 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 31,80-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 3.423,70-TL olmak üzere toplam 3.455,50 -TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.449,75 TL yargılama gideri ve 27,70 peşin, 205,00 TL ıslah, 571,90 TL keşif harç gideri olmak üzere toplam 4.254,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı tarafça yapılan 50,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 0,08 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, geriye kalan kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır