Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/948 E. 2018/373 K. 30.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/948 Esas
KARAR NO : 2018/373
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :30/11/2011
KARAR TARİHİ : 30/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 30/11/2011 günlü dilekçesi ile müvekkil şirketin … markası altında ülke çapında faaliyet gösteren akaryakıt dağıtım şirketi olduğunu, davalılardan …’un maliki bulunduğu … mevki 1383 Ada 26 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 12/06/2006 tarihinden itibaren 15 yıl süreyle intifa hakkı sahibi olduğunu, davalılardan… şirketi ise taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda aralarındaki sözleşmelere istinaden müvekkil şirket bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki dikey ilişkinin davalı şirket tarafından 13/06/2011 tarihinde sonlandırıldığını, müvekkil şirketin intifa süresinin tamamının nazara alınarak peşin ödediği intifa bedelinin geçersiz ve müvekkil şirket tarafından kullanılamayacak intifa süresine karşılık gelen 52.387,73 TL lik kısmının KDV’yle birlikte davalıya ödenme tarihinden itibaren tahsiline, ayrıca davalı …’un elde ettiği semerelerin işletme yatırım destek bedelinin ve sabit yatırım bedelinin de dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin 07/03/2012 günlü dilekçesi ile dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’na aykırı olduğunu, iddianın dayanağının tek tek gösterilmediğini, hangi vakanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmediğini ve yine talep sonucunun da açık şekilde belirtilmediğini vurgulayarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, ayrıca davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, bunun yanında yine esastan reddi gerektiğini vurgulayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, davacı … A.Ş tarafından sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan iade ve alacak davasıdır.
İstanbul Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası üzerinden yapılan değerlendirmede; Davalı yanın cevap dilekçesinde de açıklandığı şekilde dava dilekçesinin H.M.K 119/e-f-g-ğ hükümlerine göre eksiklik bulunduğu belirlenmekle mahkememizce bu hususun düzeltilmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği, bu hususun zuhulen yazıldığı, oysaki yasaya göre 1 haftalık kesin süre verilmesi yasanın amir hükmü olması karşısında mahkememizin bu şekilde bir ibare kullanması tarafları bağlamayacaktır.
Kesin süre sonucu dilekçesinde açıklama yapmış ise de yine H.M.K’nun yukarıda belirtilen maddelerine göre belirleme yeterli olmadığından talebin hangi davalılara yöneltildiği ayrı ayrı ve kalem kalem açıklanması istenmesine karşılık yeterli açıklıkta olmadığı gibi süresinde de verilmediği anlaşıldığından açılan davanın H.M.K’nun 119/2 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce (İst.Kapatılan…Asliye Ticaret Mahkemesi) verilen bu karar Yargıtay…Hukuk Dairesi Başkanlığının… E…. K.sayılı11/03/2014 tarihli kararı ile ” HMK. da ise ilk itirazlar arasında dava dilekçesindeki eksiklikler sayılmadığı gibi, 119/2 maddesinde, dava dilekçesindeki eksikliklerin tamamlanması için bir haftalık kesin süre verilip, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı durumlar arasında “Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri “, “iddia edilen her bir vakıanın hangi delille isbat edileceği” (m.119/1-e,f) sayılmamıştır.
Davacı yan dava dilekçesinde, süresinden önce sona eren (bayilik sözleşmesi) nedeniyle davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, tahsile karar verilmesini istemiştir.
Açıklanan bu niteliği ile dava ve hukuki sebep bu bayilik sözleşmesidir. Mahkemece açıklanan bu yönler ve HMK.’nun 33. maddesi hükmü gereğince hakimin kanunları re’sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki netice-i talepleri karara bağlaması gerekir.
O halde mahkemece, kesin süre içerisinde eksikliklerin giderilmediğinden bahisle davanın 6100 Sayılı HMK’nın 119/2. maddesi hükmü gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan” hükmü ile bozulmuştur.
Bozma sonrası tarafların beyanları alınarak, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce; davacı kayıtlarında tarafların iddia ve itirazları, sözleşme hükümleri talep kalemleri ve davacının celsede feragata yönelik beyanı da dikkate alınarak her bir davalının sorumluluğu yönünden denetleme yapılıp davacının tazmine konu var ise alacağının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişler ” Davacı tarafın noter tasdiklerini ihtiva eden 2005 – 2006 – 2011 yıllarına ait ticari defterleri incelemeye tabi tutulduğunu, TTK. Mad. 69 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığını, davalı … Petrol şirketi ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı şirket davalılardan …’un maliki bulunduğu Ordu İli, Merkez İlçesi, Karapınar Mah.Taşköprü Mevki 1383 ada, 26 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinden 12.06.2006 tarihinden itibaren 15 yıl süre ile intifa hakkına sahip olduğunu, Davalılardan …Şti ise söz konusu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda aralarındaki sözleşmelere istinaden davacı şirket bayisi olarak faaliyet girdiğini, taraflar arasındaki dikey ilişki davalı şirket tarafından 13/06/2011 tarihinde sonlandırıldığını, Sabit Yatırım Bedelinin …’a ödendiğini, intifa bedeline ilişkin olarakda davacı tarafın davalı …’a toplam (60.645,00 TL intifa bedeli+17.105,00 TL stopaj) 77.750,00 TL tutarlı ödeme yaptığını, davada hukuki ihtilafın, davacı ile davalı yanlar arasında mevcut hukuksal ve ekonomik ilişkinin Rekabet Kurulu’nun tebliğ ve kararları nedeniyle öngörülenden daha erken tarihte sonlanması gerektiği ile ortaya çıkan alacakların davalılardan tahsil edilmesi talebinden ibaret olduğunu, davacı şirket tarafından davalı …’a 30.06.2006 tarihinde ödemiş olduğu 60.645,00 TL tutarlı İntifa ivaz bedelinin davacı şirket tarafından kullanılamayacak süresine karşılık gelen tutarın 40.433,69 TL olduğu, işlemiş faiz ve bu faizin KDV’si ile birlikte talep edebileceği tutarın 94.070,85 TL olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete 30.06.2006 tarihinde ödemiş olduğu 966.000,00 TL tutarlı yatırım destek bedelinin davacı şirket tarafından kullanılmayacak süresine karşılık gelen tutarın 644.058,77 TL olduğu, işlemiş faiz ve bu faizin KDV’si ile davacı yanın davalı şirketten kullanılmayan yatırım destek bedelinden dolayı toplam 1.464.118,51 TL talep edebileceği, Davacı şirket tarafından davalı yanlara 17.08.2007 tarihinde ödemiş olduğu 1.454,01 TL tutarlı sabit kıymet bedelinin davacı şirket tarafından kullanılamayacak süresine karşılık gelen tutarın 1.052,20 TL olduğu, işlemiş faiz eklendiğinde 2.391,93 TL talep edebileceği, 3095 sayılı kanuna göre dava tarihi itibariyle değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, davalı … Petrol ile davacı … piyasadaki üretim ve dağıtam zincirinin farklı aşamalarında faaliyet gösteren iki teşebbüs olduğunu, dava konusu olayda dağıtı … ile bayi… arasındaki bayilik sözleşmesinin esasen bir dikey anlaşma olduğu, dikey anlaşmanın grup muafiyetinden yararlanması İçin aranan koşulların başında sureye ilişkin sınırlama gelmesi olduğunu, Dolayısıyla dikey anlaşmanın bireysel veya grup muafiyetinden yararlanamayan 5 yılı aşan kısmı 4054 Sayılı RKHK m, 56 uyarınca geçersiz olacağını, Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu 23.5.2007 tarihli bayilik sözleşmesinin 1 yıl süreli olup, sürenin en fazla 5 yıla kadar uzayabildiğini, bu sürenin bitiminde yazılı anlaşma ile yeniden 5 yılı geçmemek koşuluyla uzatılabildiğini, bunun yanında bayilik faaliyetlerinin yürütüldüğü taşınmazda … lehine 12/06/2006 yılında tapu siciline tescil edilmiş bulunan 15 yıllık intifa bulunduğunu, bayilik sözleşmesi ile hukuki ve ekonomik kaderi paylaşan ve aynı amaca hizmet eden intifa sözleşmesi bir bütün olarak değerlendirilmekte ve dikey anlaşma kapsamında kabul edildiğini, somut olaydaki 15 yıl süreli intifa hakkının ancak 5 yıl için hüküm ifade edebileceği, kural olarak dikey anlaşma kapsamındaki intifa hakkı sözleşmesinin 5 yılı aşan kısmı 6098 sayılı TBK.27/11 uyarınca kısmi hükümsüzlük yaptırımına tabi olacağını, taraflar arasındaki 23/05/2007 tarihlisözleşme de intifa hakkının sona erdiği tarihten itibaren hüküm ifade etmeyeceğini; her iki hukuki işlemin birbirinni kaderini etkilemesinin sebebinin birlikte dikey ilişki oluşturmaları olduğunu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 11. Maddesinde mücbir sebep hükmünün değerlendirilmesinin talep edildiğini, somut olayda anılan sözleşmenin 11.maddesi ile mücbir sebep dolayısıyla edimlerin ifa edilmemesi halinde gereği veya hiç ifa etmemeden tarafların sorumlu olmayacağının düzenlendiğini, hali hazır dava konusunun temeli sebebsiz zenginleşme başka bir ifadeyle sözleşmesinin 5 yılı aşan süre yönünden geçersiz olmasına dayalı olarak tasfiye edilmesine ilişkin olduğunu, anılan alacak kalemleri edimin ifa edilmemesine dayalı olarak birer zarar kalemi olmayıp, sözleşmenin kalan süre yönünden geçersiz olmasına dayalı olan ve kararlaştırılan süre boyunca devam edeceği inancıyla ifa edilmiş edimlerin ifadesi anlamında olduğunu, bu nedenle bayilik sözleşmesinin 11.maddesine dayalı olarak mücbir sebep dolayısıyla iadeden kaçınmak mümkün olmamalıdır, ayıca rekebet kurulu kararları ve özellikle piyasaya yönelik düzenleme ve denetleme yetkisi göz önüne alındığında bu tür önlemlerin öngörülemez olduğu ve bu nedenle mücbir sebep teşkil ettiği sonucuna varılmasının mümkün olmadığını,” rapor etmişlerdir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede de; davalı … Petrol şirketi ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı şirketin davalılardan …’un maliki bulunduğu taşınmaz üzerinden 12.06.2006 tarihinden itibaren 15 yıl süre ile intifa hakkına sahip olduğu, davalılardan …Şti ise söz konusu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda aralarındaki sözleşmelere istinaden davacı şirket bayisi olarak faaliyet girdiği, taraflar arasındaki dikey ilişki davalı şirket tarafından 13/06/2011 tarihinde sonlandırıldığını, Sabit Yatırım Bedelinin …’a ödendiğini, intifa bedeline ilişkin olarakda davacı tarafın davalı …’a toplam (60.645,00 TL intifa bedeli+17.105,00 TL stopaj) 77.750,00 TL tutarlı ödeme yaptığını, davada hukuki ihtilafın, davacı ile davalı yanlar arasında mevcut hukuksal ve ekonomik ilişkinin Rekabet Kurulu’nun tebliğ ve kararları nedeniyle öngörülenden daha erken tarihte sonlanması gerektiği ile ortaya çıkan alacakların davalılardan tahsil edilmesi talebinden ibaret olduğu tespit edilmiştir.
Davacı şirket tarafından davalı …’a 30.06.2006 tarihinde ödemiş olduğu 60.645,00 TL tutarlı İntifa ivaz bedelinin davacı şirket tarafından kullanılamayacak süresine karşılık gelen tutarın 40.433,69 TL olduğu, 40.433,69 TL nin %18 üzerinden KDV sinin 7.278,06 TL olup, talep edilebilecek toplam intifa ivaz bedelinin 47.711,75 TL olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete 30.06.2006 tarihinde ödemiş olduğu 966.000,00 TL tutarlı yatırım destek bedelinin davacı şirket tarafından kullanılmayacak süresine karşılık gelen tutarın 644.058,77 TL olduğu, 644.058,77 TL nin %18 üzerinden KDV sinin 115.930,57 TL olup, talep edilebilecek toplam işletme yatırımı bedelinin 759.989,34 TL olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiş, sabit yatırım bedelinin ise feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne toplam intifa ve işletme yatırım bedellerinin kdv dahil olmak üzere 807.701,09 TL’nin (47.711,75 TL intifa ve 759.989,34 TL işletme yatırımı) davalılardan müştereken ve müteselsilen 05.10.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline
2-Fazla talebin reddine,
3-Sabit yatırım bedelinin ise feragat nedeni ile reddine
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 55.174,06 TL karar harcından peşin alınan 15.097,50 TL’nin mahsubu ile geri kalan 40.076,56 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacının yaptığı 15.076,10 TL harç, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 527,85 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam, 17.103,95 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 13.624,39-TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 46.258,04 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı 60,00 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 12,26 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 18.401,71 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …