Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/889 E. 2019/630 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/889 Esas
KARAR NO : 2019/630

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/09/2014
KARAR TARİHİ: 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketçe …sigorta Poliçesi imzaladığını, bu sigorta içeriğince davalı sigorta şirketinin aylık yatırılan meblağ bitimi sürenin dolması akabinde 76.832,20 TL toplu tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasında zeyilname düzenlenerek poliçe sonu itibariyle 121.146,00 TL ye çıkarıldığını , davalının 02/05/2001 tarihli yazısı ile müvekkilinin poliçe vadesinin dolduğunu, 3.750,00 TL ödeme yapılacağı bildirildiğini, ancak bu rakamın müvekkiline taahhüt edilen rakamdan uzak olduğunu, davalı şirketin edimin yerine getirilmediğini, müvekkilinin parasının eritildiğini, bu sebeple mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacak tutarın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açtığı davanın poliçe vade bitimi olan 22/02/2001 tarihi olduğunu, 22/02/2003 tarihi itibariyle de zaman aşımına uğradığını, ayrıca on yıllık zaman aşımı tarihininde dolduğunu, bu sebeple zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, türk lirasındaki yıllardan beri süre gelen değer kaybı nedeniyle verilecek miktar eridiği gibi ödenen aidatında eridiğini, davacının taleplerinin haksız olduğunu, bu sebeple de faiz işletilemeyeceğini, davanın zaman aşımı nedeniyle reddini, davacının hukuken hak ettiği miktar olan 5,37 YTL yi ödemeyi kabul ettiklerini, mahkeme aksi kanaatte ise bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, faiz talebinin reddini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Dava taraflar arasındaki 1971 tarihli hayat sigortası nedeniyle davacının davalıdan alacağı tazminat miktarına ilişkin tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki poliçe ve sözleşme istenmiş ve incelenmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişisine dosya tevdii edilmiş bilirkişi raporunda “Sigorta, maddi olarak ölçülebilir risklerin gerçekleşmesi durumunda meydana gelen hasarı karşılamak için yapılan bir güvencedir. Türk Ticaret Kanunda hayat sigortası, temel olarak risk türlerine göre ölüm ve yaşama hali sigortaları olarak gösterilmiştir. Sigorta en genel anlamda ikiye ayrılmaktadır. …sigortalan ve hayat dışı sigortalar (yangın sigortası, araç sigortası, kaza sigortası, makine sigortası vs). … sigortalan kendi içerisinde; ölüm hali sigortası, grup hayat sigortası, maluliyet sigortası, ferdi kaza sigortası, sağlık sigortası vb gibi ayrışmaya tabi olabilmektedir. Hayat sigortaların mantığı ağırlıklı olarak ölüm ve yaşam olasılıkları üzerinden yürütülür. Sınırlı Süreli … Sigortalarında, sigortacının ödeme zorunluluğu sigortalının sözleşme süresi içerisinde ölmesi koşuluna bağlanmıştır. Bu süre 5-10 yıl gibi belirli bir süre olabileceği gibi … Sigortasında olduğu gibi ömür boyu devam etmek üzere düzenlenebilir. Kapital Hayat Sigortası ve Gelir Amaçlı Hayat Sigortası, sigortalının hayatta kalması koşulu ile Ödemeye hak kazanması için düzenlenen poliçeleridir. Karma Hayat Sigortalan, sigortalının belirli bir süre içerisinde ölmesi halinde mirasçılarına, sözleşme sonunda hayatta kalması koşulu ile kendisine ödeme yapılmasını esas alır. Taraflar arasında akdedilen 21.02.1971 tarihli sözleşmenin tam hayat sözleşmesi olduğu, 30 yılın dolumunu müteakip rizikonun gerçekleşmemesi halinde sigortalıya ödenecek tutarın sözleşmede belirtilmiş olduğu, daha sonra 1984 yılında taraflar arasında imzalanan zeyilname ile ödeme tutarlarında, ödeme zamanında ve değiştirilen ödeme miktarı ile uyumlu olarak ihtiyarlık ödemesinde değişiklik yapıldığı görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede primlerin sadece 1984 yılında bir kez revize edildiği, bunun dışında yapılan tüm prim ödemelerinin sabit olduğu, yapılan ödemeler karşılığında yapılacak ödemeye ilişkin sabit rakamların sözleşmede geçmiş olduğu, bunun dışında primlerin geri ödenmesinde hangi esaslara göre birikimli ödeme yapılacağına ilişkin bir kaydın olmadığı görülmüştür. Söz konusu sözleşme, genel çerçevesi … Müsteşarlığınca belirlenen özel hukuk ilişkisi çerçevesinde akdedilen bir sözleşme olup, aykırı hükümlerinin olduğuna ilişkin bir kayda rastlanmamıştır. Bir önceki Bilirkişi Raporunda özellikle zamanaşımı hususunda yapılan açıklamalar doğrultusunda zamanaşımı hususu dikkate alınmaksızın ödenen primler üzerinden yapılması gereken Ödeme miktarının hesaplanması istendiğinden; ödenen primler yasal faiz oranı üzerinden dava açma tarihine kadar güncellenerek getirilecektir.Hesaplamada her bir aya yasal faiz uygulanacak, faizli kısım ile o ay ödenen prim miktarı toplanarak yeniden yasal faiz uygulanacaktır. Bu şekilde birikimli tutarlar dava tarihine kadar getirilecektir. Yasal faiz oranlarına ilişkin 1984 yılından önceki süreler için 3095 sayılı Kanuni Faiz Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun Geçici 1. Maddesine göre 1984 yılından önceki süreler için %5 oranında, sonraki yıllar için Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 19.12.1984-31.12.1997 tarihleri arasında % 30, 01.01.1998-31.12.1999 tarihleri arasında % 50, 01.01.2000-30.06.2012 tarihleri arasında % 60, 01.07.2002-30.06.2003 tarihleri arasında %55, 01.07.2003-31.12.2003 tarihleri arasında % 50, 01.01.2004-30.06.2004 tarihleri arasında % 43, 01.07.2004-30.04.2005 tarihleri arasında % 38, 01.05.2005-31.12.2005 tarihleri arasında %12, 01.01.2006 tarihinden sonra % 9 oranında kanuni faiz oram uygulanacaktır. Hesaplama yasal faiz oranları üzerinden yapılacağı için ayrıca kar dağıtımı dikkate alınmayacaktır . Davacıya ödeme yapılması yönünde hüküm kurulması halinde; Ödenen primlerin yasal faiz oranı ile dava tarihine kadar güncellenmiş halinin 52,60 TL (altı sıfır atılmış yeni Türk Lirasına göre) olduğu, Bulunan miktara ve zamanaşımı define ilişkin nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere raporumu saygı ile arz ederim.” şeklinde raporunu sunmuştur.
Dava taraflar arasındaki 22/02/1971 tarihli sigorta poliçesine dayanmakta olup, poliçe vade bitimi 22/02/2001 olduğundan ve dava 24/04/2014 tarihinde açıldığından, poliçe genel şartları 18. Md göre 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, genel 10 yıllık zaman aşımı da 22/02/2011 tarihinde dolmuş olduğundan ve davacı tarafın iddia ettiği davalının 29/11/2013 tarihli borç ikrarı bu sürelerden sonra olup, zamanaşımına bir etkisinin olmayacağı kanaatine varıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Dava taraflar arasındaki 22/02/1971 tarihli sigorta poliçesine dayanmakta olup, poliçe vade bitimi 22/02/2001 olduğundan ve dava değeri 24/04/2014 tarihinde açıldığından, poliçe genel şartları 18. Md göre 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, genel 10 yıllık zaman aşımı da 22/02/2011 tarihinde dolmuş olduğundan ve davacı tarafın iddia ettiği davalının 29/11/2013 tarihli borç ikrarı bu sürelerden sonra olup, zamanaşımına bir etkisinin olmayacağı kanaatine varıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup, peşin alınan 170,80 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 126,40 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip

Hakim
¸