Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/772 E. 2019/673 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/772 Esas
KARAR NO: 2019/673

DAVA : Menfi Tespit, tazminat
DAVA TARİHİ: 15/09/2014
KARAR TARİHİ: 04/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi tespit, tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 18/01/2012 tarihli sözleşme gereğince davalı tarafça müvekkiline 200 adet baskı numunesinin hazır olduğu bildirilmiş, numunelere uygun olmak koşulu ile … da bulunan iş sahibi firmaya teslim ettiğini, daha sonra iki parti olarak 17.280 adet kitap müvekkilinin onayına sunulmadan kargo firmasına teslim edildiğini, … eserinde aynı şekil onay alınmadan kargoya verdiğini, ancak alıcı tarafların incelemesi neticesinde kitapların ayıplı olduğu anlaşılmış bu sebeplede müvekkilinin zarara uğratıldığını, buna rağmen davalının ayıplı ürettiği mallardan dolayı müvekkilinin borçlu olduğu iddiası ile müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu haciz dosyasındaki 106.461,57 TL yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini ve sözleşme yapılmasaydı uğramayacak oldukları zarar için şimdilik 2.000,00 TL nin tahsilini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca müvekkilinin belirtilen oranda kitabın basımını yaparak davacının belirlediği adreslere gönderdiğini, bu işin bedeli olarak da fatura keserek davacıya gönderdiklerini, gönderilen numunenin de davacı yanca okeylendiğini, davacının fatura borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacı ile davacı aleyhine takip açtıklarını, davacının açtığı davasında kötü niyetli olduğunu, bu sebeple davanın reddini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyanın taraflar arasındaki kitap basımına ilişkin eser sözleşmesi doğrultusundaki ticari ilişki neticesinde davalı yanın davacı aleyhine açmış olduğu icra takibi dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti ile sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan menfi zararlara ilişkin tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının hatalı kitap basımı yapılıp yapılmadığı, basılan bu kitaplardan dolayı davacının borçlu olup olmadığı açılan icra takip dosyasının haklı olup olmadığı, davacı tarafın menfi zararları olup olmadığı, davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce resen belirlenen bilirkişiye dosya tevdi edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş 17/01/2015 tarihli bilirkişi raporunda “Bilirkişi kurulumuzca yukarıda açıklanan nedenlerle, mezkur kitapların ayıplı olduğu, Kitaplardaki ayıbın her iki yan tarafından bilindiği, taraflar arasındaki sözleşme nı.4.2 gereği, davacının oııay vermiş olduğu 200 adet ürünün dışındaki ürünlerden her iki tarafında sorumluluğu nun olduğu, îlk basılan ve davacı taraf ından onay verilmiş kitapların parasının davacıya iadesine ,Davalı tarafın TCK’ na göre iş etıği kuralları çerçevesine bulunmadığı kanaatine varılmış olunup, 206-adet ürünün dışındaki tüm ürünlerin bedeli ve tazmini her iki tarafa eşit şekilde dağıtılmalıdır.”şeklinde raporunu sunmuştur.
İtirazlar üzerine bilirkişilerden ek rapor alınmış, bilirkişiler 25/02/2016 tarihli ek raporda; “Bilirkişi kurulumuzca yukarıda açıklanan nedenlerle, mezkur kitapların ayıplı olduğu, kitaplardaki ayıbın her iki yan tarafından bilindiği {bastm sektöründe uğraşanların ve bu işi profesyonelce yapan kişilerin cüt işlemindekİ bu problemi asla göz ardı etmemeleri gerektiği), tBraflar arasındaki sözleşme m.4.2 gereği, davacının onay vermiş olduğu 200 adet ürünün dışındaki ürünlerden her iki tarafında sorumluluğunun olduğu ilk basılan ve davacı tarafından onay verilmiş kitapların parasının davacıya iadesine, davacı tarafın onayı olmaksızın ve muayene fırsatı verilmeden direk alıcı firmaya gönderilen tüm ürünJer diye bir durum söz konusu değildir. En azından bunun için protesto çekebilir veya hukuki yollara başvurabilirdi. Bu sebepten davacının bu teslimatı muayene etmeden kabullendiğini, davalı tarafın iş etiği kuralları çerçevesinde hareket etmediği kanaatine varılmış olunup, 200 adet ürünün dışındaki tüm ürünlerin bedeli ve tazmini her iki tarafa eşit şekilde dağıtılması gerektiği” şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.
Taraflarca yapılan itirazlar neticesinde mahkemece resen belirlenen kitap basımı ve matbaacılık uzmanı bilirkişilerden oluşan heyete rapor hazırlaması için dosya tevdi edilmiş bilirkişi heyeti raporunda “Kasa No… yazan zarfın içinde; davaya konu olan katalogdan, üzerine “ııumune 1 ilk basılan 200 kitaptan örnek” ya/ıh etiket yapıştırılmış numunenin gizli ayıplı olduğu , Kasa No …ya/an zarfın içinde: yine davaya konu olan katalogdan, kapağa “numune 2 – 75.000 ikinci sevkıyat” yazılı etiket yapıştırılmış numunenin açık ayıptı olduğu , Kasa No … yazan zarfın içinde; üzerine “numune 3″ yazılı etiket yapıştırılmış, kapağa ” …” yazılmış bir numunenin ayıpsız kaliteli bir ürün olduğu , Kasa No … yazan zarfın içinde; yiııe davaya konu olan katalogdan, üzerinde hiçbir ya/ı ve etiket bulunmayan başka bir numunenin ayıpsız ve kaliteli bir ürün olduğu .işin Temmuz 2017 tarihindeki teslim fiyatının ortalamasının toplam 236.333TL+KDV olduğu tespit edildiği. 75.000 adet kitabın ağırlığı; 26.925,00 TL olduğu ve bu kağıdın hurda bedelinin 26.925,00TL olduğu tespit edildiği görüş ve kanaatimizi takdir Yüee Mahkemenize ait olmak üzere saygılarımızla arz ederiz” şeklinde heyete raporunu sunmuştur.
Mahkememizce nihai olarak yapılan değerlendirmeye göre; taraflar arasında imzalanan 18/01/2012 tarihli sözleşme gereğince davalı tarafça davacıya 200 adet baskı numunesinin hazır olduğu bildirilmiş, davacı tarafından bu 200 adet numune incelenmiş, bu numunelere uygun olmak koşulu ile geriye kalan üretimin yapılması talimatı verilmiş, daha sonra iki parti olarak 17.280 adet eserin ve … eserinde aynı şekil onay alınmadan davalı tarafça kargoya verildiği, alıcı tarafların incelemesi neticesinde kitapların ayıplı olduğunun anlaşıldığı, sözleşmenin 4.2 maddesi gereğince davacı tarafın onay koşulunun gerçekleşmemiş olduğu iddia edilmiş ise de, davalı tarafça da ileri sürülen ve davacı tarafın itiraz etmediği mail yazışmalarında, davacı yetkilisinin kitapların bulunduğu koliler ve bu kolilerin yüklenmesi ile ilgili yaptığı yazışmalar, kitap kolilerinin yükleneceği tırın belirlenmesi ve tırın sadece davacı tarafa ait mallar için tahsis edildiğine dair davacı yetkilisine ait yazışmalar dikkate alındığında davacı tarafın örtülü olarak malların gönderilmesine onay verdikleri kanaatine varılmaktadır, zira davacı tarafından malların gönderilme aşamasında ve hemen sonrasında kitapların onay alınmadan gönderildiğine dair bir beyanları ve davalı tarafa ihtarları olmamıştır, davalı taraf ta nakliye ile ilgili yazışmaları örtülü onay beyanı olarak kabul ederek nakliyeyi gerçekleştirmiştir, ayrıca sözlemenin 4.2 maddesinde onay işleminin herhangi bir usule bağlanmadığı ve “sevke hazır hale getirilen ürünlerin davacı yetkilisi tarafından verilen onay ile teslim edilir” düzenlemesi gözden kaçırılmamalıdır. Bu bağlamda davacı tarafın bahsedilen yazışmalar da dikkate alındığında davalı tarafından sevke hazır hale getirilen ürünlere onay verdiği kanaatiyle, kendileri tarafından verilen bir onay olmadığına dair beyanları yerinde görülmemiştir.
Sözleşmeye göre basılan 75.000 adet kitabın 200 adetlik ilk numune dışındaki kısmının ayıplı olduğu iddia edilmiş, mahkememizce sadece 3 adet numune incelenebilmiş, sondajlama yolu ile daha fazla sayıda numune üzerinde inceleme yapılabilmesi imkanı olamamıştır. Davacı taraf yurtdışına gönderilen ürünler üzerinde … yabancı makamlarca tespit yapıldığını belirterek tercümeli evraklar sunmuş, davacı vekiline Niekbert Phaff isimli kişi tarafından düzenlenmiş olan bu evrakın hangi yabancı makam tarafından düzenlendiğini bildirmesi sunulan evrakın düzenleyen/düzenleten makamdan istenilmesi için sorulmuş, davacı taraf bu hususta verilen süreye rağmen beyanda bulunmamıştır.
Netice olarak davacı tarafın mail yazışmalarından da anlaşıldığı üzere, 200 adet dışındaki ürünlerin basımından sonra nakliyesi ile ilgili işlemlerin düzenlenmesine dair yazışmalar ile birlikte, sözleşmenin 4.2 maddesi gereği gereken onayı vermiş sayılması gerektiği, bu onay dolayısıyla davacı tarafın eserlerin yüklenmesiyle teslim borcunu yerine getirdiği, davacı tarafın malın tesliminden sonra TTK da belirtilen 2 ve 8 günlük ayıp ihbar sürelerinden daha sonraki bir zamanda 06/03/2012 tarihinde davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, ayıp ihbarının süresinde olmadığı, her ne kadar davacı taraf 06/03/2012 tarihinde …’daki alıcının 06/03/2012 tarihindeki bildirimi üzerine aynı gün ayıp ihbarında bulunduğu beyan etmiş ise de, onayın verildiği mahkememizce de kabul edilen eserlerin nakliye için yüklenmesi sırasında ayıp ihbar sürelerinin başladığı kanaatiyle bu beyanlarının dinlenemeyeceği ve davacı tarafın onay vermiş kabul edilen dava konusu eserler dolayısıyla davalı tarafa borçlu olmadığının söylenemeyeceği ve menfi zararlarını da talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine
2-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup, peşin alınan 1.610,70 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 1.566,30 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan posta ve tebligat gideri 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 11.426,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸