Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/702 E. 2021/424 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/352 Esas
KARAR NO:2021/388

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:15/09/2014
KARAR TARİHİ:14/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacının mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; … tarafından … banka el konduğunu, … bankın davacı şirketin %51 hissedarı durumunda olduğunu, şirket faaliyetleri ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede kanun ve ana sözleşmeye göre ortaklığı dikkat, özen ve sadakatle yönetmek zorunda olan davalıların davacı şirket ile … Aş. arasında akdedilen her ay 140.000 USD ödeme yapılması, öngören danışmanlık hizmet nedeniyle ortaklığı zarara uğratıcı davranışlarda bulunduklarını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 58.820,82 YTL. ve 770.000 USD yıllık cari zarar ve hizmet bedellerinin davalılardan tazminini talep etmiştir.
CEVAP : Tüm davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmiş davalılar tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yerinde olmadığını, dava açılmasına bir genel kurul kararının bulunmadığını, davanın gerçek bir zarar değil hayali bir zarara dayandırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞMASI
Tüm deliller toplanılmış, şirket kayıtları getirtilmiş ve mahkememizce devam eden … sayılı davacısı … Aş., davalısı … Bilgisayar Hiz.Aş. olan davanın sonuçlanması ve kesinleşmesi beklenilmiş dosya konusunda uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, üçlü bilirkişi heyeti tarafından verilen 28/11/2003 tarihli raporda, şirketin 98 yılında kurulduğunu, 1999 yılı kuruluş aşamasında bulunduğunu, yapılan danışmanlık sözleşmesi ile şirket muhasebe ve organizasyonu yeni esaslara bağlanmak ve geliştirilmek istendiği, bu danışmanlık ve hizmet sözleşmelerine yapılan ödemelere rağmen yıl sonu zararının 98’e göre çok azaldığını, davacının iddia ettiği paraların bu şirkete değil gurubun ileri gelenlerine dağıtılmak üzere yapay olarak bir sözleşme yapıldığı iddia edildi ise bu konuda somut bir kanıt sunulmadığı, yapılan ödemelerin şirket defterlerine geçirildiğini belirtmişlerdir.
Gelen itiraz üzerine aynı heyetten 20/10/2004 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda da, kök rapordaki görüşlerini tekrar etmişlerdir.
Sonuçlanması beklenilen mahkememizin … E.sayılı dosyası kesinleştikten sonra bu kez yine konusunda uzman yeni bir üçlü bilirkişi heyeti seçilmiş bu bilirkişiler tarafından verilen raporda, … A.Ş ye hizmet sunan 4 adet gurup firması adına düzenlenen faturalar ile bu faturaların düzenlenmesine zemin hazırlayan sözleşmelerin gerçeği yansıtmadığı şeklindeki kurumlar vergisi inceleme raporunda belirtilmekte ise de, buna karşın anılan vergi inceleme tekniği raporuna dava dosyasında rastlanılmadığını, ancak davacı şirket tarafında … Aş.ye aynen yatırılan gelir faturasının 559.719,72 YTL olduğunu, böylelikle dava konusu 770.000 USD fatura karşılığı 363.205,29 YTL lik giderin anılan gelirden düşülmesi ile kalan 196.514,43 YTL davacı şirketin dava konusu sözleşme kapsamından ortaya çıkan fatura akışından doğan karı olduğunu, nitekim davacı şirketin dava konusu fatura tutarlarından gurup şirketlerine borcu bulunmadığı gibi 559.719,72 YTL tutarındaki gelir faturası dolayısıyla … Aş.nezdinde tahsil edilmemiş bir alacak bakiyesinin bulunmadığını, bu durumda vergi inceleme raporunda belirtilen faturalar ve dayanağı sözleşmelerin fıktif olduğunun kabulü halinde dahi söz konusu fatura trafiği dolayısıyla 1999 yılında ticari zararın doğduğu ileri sürülemeyeceği belirterek davacı şirket aleyhine tarh edilen vergi farkı ve cezaların raporuna dayanılarak istenilen vergi borçlarının kesinleşip kesinleşmediği hususunun belli olmadığı belirterek;
1999 yılı dönem zararının oluşumuna kaynaklık eden 770.000 USD tutarındaki danışmanlık faturaları ile dava dışı …’a ödendiği ileri sürülen ücretler dolayısıyla zarara uğradığı iddiasıyla bu zarar kalemlerinin tazmini yanında ayrıca 1999 yılı net dönem zararının tazmininin birlikte istenemeyeceği, dava dışı …’a ödendiği ileri sürülen ücretler dolayısıyla oluştuğu iddia edilen şirket zararının ispata muhtaç olduğu, … Aş.nin danışmanlık faturaları nedeniyle zarar iddiasının ise iddiaya dayanak olarak sunulan bağımsız denetim raporu, … Teftiş kurulu soruşturma raporu, denetçi raporunda yer alan açıklama ve görüşlerin dava konusu fatura içeriğin danışmanlık hizmetinin gerçekte var olmadığına yönelik şüphenin ötesinde somut tespit ve belgelere dayandığının söylemenin güç olduğunu, fatura ve sözleşmelerin fıktif olduğu kabul edilse bile söz konusu fatura trafiği dolayısıyla 1999 yılında davacı şirketin bir zararın doğduğu iddia edilemeyeceğini belirtmişlerdir.
Her iki rapor heyetimizce denetlenmiş, 1.raporda belirtildiği gibi yapılan danışmanlık sözleşmeleri ve kesilen faturaların davacı defterlerine düzenli olarak işlendiği, kayıtların da göründüğü, bu büyüklükte bir danışmanlık hizmetinin davacı şirket hacmindeki bir şirket için olağan olduğu, kaldı ki 1999 yılında 1998 yılına göre bu hizmetlerden sonra şirket zararının önemli ölçüde düştüğünü dosyadaki denetçi raporları, vergi raporlarında varlığı iddia edilen zararın neye dayandırıldığının sabit olmadığı belirtilmesi, 2.heyet raporunda ise, anılan danışmanlık hizmet taturalarının ve sözleşmelerin fiktif olması halinde bile davacı şirketin gelir vergisinden düşülmüş olması nedeniyle 163-205,29 YTL lik bir şirket karının olduğu dava dışı …’a ödenen danışmanlık ücretlerinin yerinde olmadığı hususunda dosyadaki verilere göre ispat edilemediği hususu heyetimizce ayrı ayrı değerlendirilerek davacı şirketin iddia ettiği zararların davalılar tarafından ağır kusur ve ihmal nedeniyle ortaya çıkartıldığı iddiaları somut olarak ispatlanamadığı gibi zararın varlığı da zararın dayanağı olan bağımsız denetim raporları ve vergi denetim raporları ne somutlaştırılamadığı yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan bilirkişi raporları ile zararın varlığı ıspatlanamadığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/05/2008 tarihli, … E.sayılı dosyasından verilen karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2010/14533 E.-2011/1673 K.sayılı 15/02/2011 tarihli ilamı ile
“1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve davacı şirketin (38.857,24) TL cari yıl zararına ilişkin olup da yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak dava, davacı şirketin eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalılar aleyhine açılan sorumluluk davasıdır. Davacı vekili yukarıda açıklanan zararın dışında, müvekkili şirketin davalıların kusuru ile iki kalemden ibaret zararının daha meydana geldiğini ileri sürmüştür. Bunlar toplam yedi adet fatura karşılığı dava dışı … A.Ş.’ne ödenen (770.000) USD ile yine 1999 yılı Eylül, Ekim ve Kasım Aylarında dava dışı …’a ödendiği ileri sürülen (19.963,59) TL danışmanlık ücreti bedelleridir.
Her ne kadar mahkemece bu konuda görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporlarına dayanılarak yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmişse de davacının dosyaya sunduğu deliller yeterince incelenip değerlendirilmemiştir. Öncelikle … A.Ş. tarafından işbu davanın davacısı … … Bilgisayar Hizmetleri A.Ş. aleyhine açılan ve işbu davanın da konusunu oluşturan 01.07.1999 tarihli hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacının davalı şirkete verdiği bir hizmetin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve kesinleşmiştir. Her ne kadar anılan davanın konusu, yukarıda açıklanan yedi adet faturanın dışında kalan ve 01.03.2000 ve 31.03.2000 tarihli olup da 2000 yılı Ocak, Şubat ve Mart Aylarına ilişkin olan faturalar ise de, anılan davada davacının faturalar kapsamında davalıya bir hizmet vermediği tespit edilirken, işbu davanın da konusunu oluşturan 15.10.2003 tarih ve 1129/136-20 sayılı kurumlar vergisi inceleme raporu ile aynı tarih ve 1129/137-21 sayılı katma değer vergisi inceleme raporuna dayanılmıştır. Dolayısıyla mahkemece aynı ilişkiden kaynaklanan başka bir davada tespit edilen bu hususların işbu davaya etkisinin ne olacağının da incelenip değerlendirilmesi gereklidir.
Yine mahkemece görüşüne başvurulan tarihsiz son bilirkişi raporunda 1129/136-20 sayılı vergi inceleme raporunun dayanağı olan 1129/118-2 sayılı vergi inceleme tekniği raporu sunulmadığından bu konuda bir inceleme yapılamadığı bildirilmiştir. O halde mahkemece 1129/136-20 sayılı rapordaki tespitlerin dayanağı olan 1129/118-2 sayılı vergi tekniği inceleme raporunun da getirtilerek incelenmesi gereklidir.
Ayrıca davacı vekilince, 1129/136-20 ve 1129/137-21 sayılı vergi inceleme raporlarına dayanılarak müvekkiline vergi ceza ihbarnameleri gönderildiği, bu ihbarnamelere kaşı …. Vergi Mahkemesi’nde açtıkları davada, işbu davanın da konusunu oluşturan yedi adet faturanın gerçeği yansıtmadığına, bu faturalar karşılığında bir hizmet sunulmadığına, dolayısıyla fatura tutarlarının vergi dönem beyanlarından tenzili ile ceza tarhiyatında bir isabetsizlik bulunmadığına karar verildiği bildirilmiştir. Davacının ileri sürdüğü gibi işbu davanın da konusunu oluşturan yedi adet faturanın gerçek olmadığı bir mahkeme kararı ile tespit edilmişse, bu tespitin işbu davayı da etkileyeceği tabiidir. O halde mahkemece anılan vergi mahkemesi dava dosyasının da getirtilip incelenmesi gereklidir.
Dava dışı …’a ödediği ileri sürülen (19.963,59) TL danışmanlık ücreti yönünden de mahkemece yapılan inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Zira öncelikle davacı tarafından anılan ödemenin anılan kişiye yapıldığına ilişkin belgelerinin dosyaya sunulması gereklidir. Her ne kadar davacı vekilince bu konuda SSK’na sunulan tahakkuk fişleri ibraz edilmişse de, anılan fişlerde belirtilen meblağların toplamı (19.963,59) TL.’ndan az gözükmektedir. Bir ödemenin varlığının kanıtlanması halinde ise bu kez de iddia edilen hizmetin gerçekten de verilip verilmediğinin tespiti gereklidir. Mahkemece bu yönde bir inceleme de yapılmamıştır.
Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri TTK’nun 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe oluşan zarardan müteselsilen sorumludurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul etmiştir (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, s:1941, 1942, 1999). Denetim kurulu üyelerinin de kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu bulundukları, TTK.’nun 559. maddesinde düzenlenmiştir.
Dolayısıyla mahkemece yukarıda açıklanan incelemeler yapılırken davalıların kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları ve yine denetim kurulu üyesi olan davalıların sorumluluklarının, bu sıfatlarının dikkate alınarak ayrıca değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Bu durum karşısında mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda açıklanan şekilde incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,” bozulmuştur.
Bozma sonrası ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı numarasını ve Asliye Ticaret Mahkemelerinin tek hakimli olarak ayrılması sonucu dosyanın ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı numarasını alarak yargılamasına devam edilmiştir.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyasından bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler ….Asliye Tic.Mah…. E.sayılı dosyasına sundukları 04/07/2014 tarihli raporda özetle;|
1- Davacı şirketin 7 adet fiktif/gerçek olmayan gider faturaları için dava dışı şirkete 770.000.-USD ödeme yaptığı, faturaların gerçeği yansıtmadığı, diğer bir ifadeyle faturada yer alan hizmetin dava dışı şirket tarafından davacıya verilmediğinin dosyaya sunulu 15.10.2003 tarih ve 1129/136-20-21 sayılı vergi inceleme raporu ile sabit olduğu, |ayrıca bu rapor sonrası düzenlenen ödeme ihbarına yapılan itiraz üzerine vergi Mahkemesinde açılan davada verilen karar ile davacı şirketin KDV ve vergi ziyaı cezası ödemesine hükmedildiği, mahkeme kararına yapılan itirazın KDV ve Vergi Ziyası yönünden rededilerek kesinleştiği,
2- …. Vergi Mahkemesi’nin 27.01.2009 tarih ve 2009/140 K. sayılı kararıyla davacının, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları tarafından düzenlenmiş olan 15.10.2003 tarih ve 1129/136-20-21 sayılı vergi inceleme raporunda de alan 7 adet faturanın KDV +Vergi Ziyai Cezasını ödemesi gerektiği tespit edildiğinden, bu tespitler maddi olgulara ilişkin olduklarından, vergi mahkemesince yapılan bu tespitlerin işbu dava açısından da bağlayıcı olduklarının kabulünün gerektiği,
3- Bu durumda, gider faturası adı altında dava dışı şirkete ödenmiş olan 770.000.-USD’den dolayı davacının zarara uğradığı, uğranılan bu zarar nedeniyle kusursuz olduklarını kanıtlayamayan yönetici ve denetçi sıfatına sahip davalıların sorumlu olmaları gerektiği,
4- Davacı şirket tarafından 1999 yılı Eylül, Ekim, Kasım aylarında dava dışı …’a 19.963,59 TL ödendiğine ilişkin kayıtların yer almadığı, bu durumda anılan ödeme iddiasının davacı tarafından ispat edilemediği, dolayısıyla anılan ödeme nedeniyle davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği, hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinde tekrar heyet haline geçilmesi nedeniyle ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyası mahkememize devredilerek mahkememizin 2014/352 E.sayılı numarasına kaydedilerek yargılamasına devam olunmuştur.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları değerlendirilerek, davalıların sıfatları, görev dönemleri, zarar ile tarihler karşılaştırılarak ve davalı müflis … ve … yönünden kayıt kabule esas alacak olarak değerlendirilmek suretiyle davacının dava konusu davalılardan bu çerçevede var ise tazmine konu alacaklarının belirlenmesi için mahkememiz duruşma salonunda ek rapor için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerin 22/06/2016 tarihli raporda özetle;
Dosyaya mübrez belgeler, Yargıtay Bozma ilanı ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde;
a) Davacının zararının; 01.07.1999 tarihli sözleşmeyle … Holding A.Ş.’ye ödendiği iddia edilen 770.000.-USD’lik hizmet bedeli olarak tespit edilebileceği,
b) Anılan zararın oluşmasından önce görevden ayrılan davalılardan …, …ve …’ın sorumluluğuna gidilemeyeceği,
c) Diğer davalıların ise anılan borçtan birlikte müteselsilen sorumlu olması gerektiği, Sonucuna varılmıştır. Hususunda ek görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Dosyada tarafların raporlara karşı beyan ve itirazları, dava konusu faturaların davacı tarafından 31/12/1999 tarih, 34270 sayılı fatura ile … A.Ş.ye yansıtılıp, tahsil edilip edilmediği, hakim ortak …’nin 04/09/2008 tarih ve 2008/298 sayılı Fon Kurul Kararıyla talep edilen tutarın … A.Ş.ye fatura edilerek davacı tarafından tahsilinin olup olmadığı, kurumun nezdindeki bloke hesapta 496.800 TL’nin olup olmadığı ayrıca davalı … yönünden iflas tarihi itibariyle davacı alacağının var ise belirlenmesi için bilirkişilerden 2. ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerin 24/03/2017 tarihli ikinci ek raporlarında özetle;
Dosyaya mübrez belgeler, Yargıtay Bozma ilam ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde;
a) Davacının zararının: 01.07.1999 tarihli sözleşmeyle … Holding A.Ş.’ye ödendiği iddia edilen 770.000.-USD’lik hizmet bedeli olarak tespit edilebileceği
b) Anılan zararın oluşmasından önce görevden ayrılan davalılardan …, … ve …’ın sorumluluğuna gidilemeyeceği.
c) Diğer davalıların ise amlan borçtan birlikte müteselsilen sorumlu olması gerektiği, hususlarında 2.ek görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Sayın Başkanlığmızca 27/02/2018 tarihli ara kararda “Dosyada tarafların iddia ve itirazları, daya konusu faturaların davacı tarafından 31/12/1999 tarih, 34270 sayılı futura ile … A.Ş.ye yansıtılıp, tahsil edilip edilmediği, hakim ortak …’nin 04/09/2008 tarih Ve 2008/298 sayılı Fon Kurul Kararıyla talep edilen tutarın … A.Ş.ye fatura edilerek davacı tarafından tahsilinin olup olmadığı, kurumun nezdindeki bloke hesapta 496.800 TL’nin olup olmadığı ayrıca davalı … yönünden iflas tarihi itibariyle davacı alacağının var ise belirlenmesi için bilirkişilerden tekrar ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerin mahkememize sundukları 21/03/2019 tarihli 3.ek raporda özetle,
Dosyaya mübrez belgeler, Yargıtay Bozma ilanı ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde son ek raporda belirtmiş olduğumuz üzere,
a) Davacının zararının; 01.07.1999 tarihli sözleşmeyle … Holding A.Ş.’ye ödendiği iddia edilen 770.000.-USD’lik hizmet bedeli olarak tespit edilebileceği,
b) Anılan zararın oluşmasından önce görevden ayrılan davalılardan …, …ve …’ın sorumluluğuna gidilemeyeceği,
c) Diğer davalıların ise anılan borçtan birlikte müteselsilen sorumlu olması gerektiği, hususlarında 3.kez ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Bu kez mahkememizin 13/05/2019 tarihli duruşma ara kararın gereği Davacının, davalı …’a karşılıksız ödendiği ve bu nedenle oluşan zarar ve davalıların sorumluluk miktarları içinde davacı tarafça talep edilen 19.963,59 TL’lik alacak dava kalemine ilişkin, davacı tarafın dayandığı …’nin 01/11/2012 tarihli yazı ekinde 21/09/2010 Tarihli USB teslim tutanağında belirtilen …-…’ın müşterek hesabı ve yine ….A.Ş. tarafına mahkememize gönderilen 27/07/2012 tarihli yazı ve ekindeki hesap özeti ödeme için bilirkişilerce niçin kanaat oluşturmadığı açıkca herbir belge ve hesap kalemi değerlendirilerek, banka kayıtları üzerinde inceleme de yapılarak dayanakları ile birlikte bu zarar kalemi kabul edilmeyecekse niçin kabul edilmeyeceğinin açıklanması, tamamı olmasa da, davacı defterlerinde yer almamış olmasından bağımsız olarak 14.691,46 TL’nin davacı tarafça belgelendirilmiş olması dikkate alınarak kabul edilmeyecekse bunun da niçin kabul edilmeyeceğinin belgeler niteliği ve sıhhati yönünden değerlendirmeleri de içerecek şekilde bilirkişilerce gerekçelendirilerek denetime açık olacak şeklilde davacının bu kısma olan itirazlarının da rapora bağlanmasına, Daha önce dile getirilen 770.000 USD’ye ilişkin vergi ziyaı ve cezasına ilişkin mahkeme kararı ve vergi denetçi raporları dikkate alınmaksızın; gerçekten davalılar tarafından dile getirilen, davacının, dava dışı …’tan bu miktarın tahsil edilip edilmediğinin davacı defter ve belgeleri, banka kayıtları incelenmek suretiyle dayanaklı gerekçeli olarak tespit yapılarak daha önce dile getirilen bu kısma ilişkin blokeli bir paranın olup olmadığının da incelenip rapora bağlanmasına, İflas eden … yönünden, iflas hususu dikkate alınarak varsa sorumluluğunu içeren kayıt kabul davasına esas olacak şekilde sorumluluk miktarının tespit edilmesine,
-Davalı … yönünden
İddia edildiği gibi 02/08/1999 tarihinde istifa edip etmediğinin şirket kayıtları ve ticaret sicil kayıtları incelenerek dayanaklı olarak tespit edilmesine, 01/07/1999 Tarihli sözleşmenin, bu davanın istifasından sonra 16/09/1999 tarihinde onaylanıp onaylanmadığı, doğru ise davalının gerçekten 02/08/1999 tarihinde istifası varsa bu tarih dikkate alınarak bu sözleşmeden sorumlu olup olmayacağı, ve sorumlu olacaksa bu sorumluluğun temmuz-kasım aylarına ilişkin faturalar yönünden mi yoksa istifası anına kadar olan tarihe kadar olan faturalardan mı sorumlu olacağına dair detaylı gerekçeli dayanaklı rapor sunulmasına, Bilirkişilere mahkemenin görevlendirme yönergesine ve yönergedeki sıraya göre inceleme ve değerlendirme yapılarak Yargıtay bozması, önceki rapor , rapora yapılan itirazlar da dikkate alınarak dayanaklı gerekçeli denetime açık ek rapor sunmaları yönünde ihtar edilerek 4.ek raporlarını sunmalarını istenilmiştir.
Bilirkişi … mahkememize sunduğu 04/09/2020 tarihli 4.ek raporda ayrık görüş bildirimiştir. … raporda özetle;
Dosyaya mübrez belgeler, Yargıtay Bozma ilanı ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde son ek raporda belirtmiş olduğumuz üzere,
a) Davacının zararının; 01.07.1999 tarihli sözleşmeyle … Holding A.Ş.’ye ödendiği iddia edilen 770.000.-USD’lik hizmet bedeli olarak tespit edilebileceği,

b) Anılan zararın oluşmasından önce görevden ayrılan davalılardan …, …ve …’ın sorumluluğuna gidilemeyeceği,
c) Diğer davalıların ise anılan borçtan birlikte müteselsilen sorumlu olması gerektiği, hususunda 4.ek ayrık görüşünü sunmuştur.
Bilirkişiler … ve … 14/06/2020 tarihli 4.ek raporda ayrık görüş sunmuşlardır. Buna göre;
Sayın mahkemenin görevlendirmesi ile yeniden yapılan inceleme sonucunda bilirkişi inceleme ara kararında uzmanlık alanımıza giren 3. ve 4.maddeye ilişkin aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir;
1. … … A.Ş. tarafından sayın mahkemeye gönderilmiş olan (doğrusu 30.07.2012) 27.07.2012 tarihli yazı ve eki hesap özetinde; davalı …’a davacı şirket tarafından yapılmış herhangi bir ödemenin mevcut olmadığı beyan edildiği gibi, ayrıca banka sisteminden alınmış ve delil niteliği bulunan hesap özetinde de davalı adına yapılan herhangi bir ödemeye rastlanılmadığı.
Tasarruf Mevduat Sigorta Fon’unun 09.11.2012 tarihli yazı ekinde davacı tarafından davalı …’a Eylül-Ekim-Kasım 1999’da toplam 14.691,46 TL.nin ödendiğine ilişkin Ek 2 olarak düzenlenmiş tablo incelendiğinde; Sözkonusu ek 2 tablosununun delil niteliğine haiz hesap özeti olmadığı, zira hesap özetinin banka sisteminden hesap özet tarihi, hesap özeti aralığı girilerek sistemden alınabileceği, … -… ortak hesabı olduğu beyan edilen 1217964 nolu mevduat hesabına ait sunulan belgenin bilgisayar ortamında Ek 2 başlığı atılarak oluşturulan belge olup, bankalarca düzenlenen hesap özetine haiz belge olmadığından, delil niteliğine haiz bir hesap özeti olarak kabulü mümkün olmadığı, bu nedenle, ek 2 belgesine dayanılarak davacı tarafından davalıya 14.691,46 TL ödeme yapıldığının söylenmeyeceği. ancak takdirin Yüce Mahkemede olduğu,
2. Davacı şirket ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 01.07.1999 tarih ve 770.000.-USD tutarlı hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde, dava dışı … A.Ş. tarafından davacı adına 770.000.-USD+ KDV tutarlı 7 adet fatura düzenlendiği, fatura bedellerinin davacının … Merkez Şubedeki …-TRL hesabından dava dışı … A.Ş.’ye tamamen ödendiği,
Davacının, dava dışı … A.Ş.’ye olan fatura borçlarını … AŞ.’den avans alarak ödediği, davacı, … A.Ş. adına düzenlediği 30.12.1999 ve 34270 sayılı 559.719.720.000 TL. (559.719.-TL) tutarlı fatura ile avans hesabını kapattığı, diğer bir ifadeyle davacının 770.000.-USD*t KDV tutarındaki fatura bedelini … A.Ş.’ye yansıtmış olup, fatura bedelini … A.Ş.’den tahsil etmiş olduğu, ” hususlarında 4.ek raporda ayrık görüşlerini sunmuşlardır.
Nihai olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; davanın davacı şirketin eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalılar aleyhine açılan sorumluluk davası olduğu, yargıtay bozma ilamında davacı şirketin 38.857,24 TL lik cari yıl zararına ilişkin talebine yönelik temyiz ve itirazlarının red edildiği, bu zarar dışındaki 7 adet fatura karşılığı dava dışı … A.Ş.’ye ödenen 770.000 USD ile 1999 yılı Eylül, Ekim ve Kasım aylarında dava dışı …’a ödendiği ileri sürülen 19.963,59 TL danışmanlık ücreti yönünden inceleme yapılması için bozulduğu görülmüştür.
Mahkememizce bu doğrultuda incelemeler yapıldığı, yapılan incelemelere göre davacı şirket tarafından 1999 yılı Eylül, Ekim, Kasım aylarında dava dışı …’a 19.963,59 TL ödendiğine ilişkin kayıtların yer almadığı, bu ödeme iddiasına ilişkin olarak davanın ispat edilemediği görülmüş ve bu alacak kalemine yönelik talep bütün davalılar yönünden red edilmiştir.
Diğer bozma konusu alacak kalemi olan 7 adet gider faturaları için dava dışı … A.Ş.’ye yapılan 770.000 USD ye ilişkin olarak bilirkişilerden … ve … tarafından “Davacı şirket ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 01.07.1999 tarih ve 770.000.-USD tutarlı hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde, dava dışı … A.Ş. tarafından davacı adına 770.000.-USD+ KDV tutarlı 7 adet fatura düzenlendiği, fatura bedellerinin davacının … Merkez Şubedeki …-TRL hesabından dava dışı … A.Ş.’ye tamamen ödendiği, Davacının, dava dışı … A.Ş.’ye olan fatura borçlarını … AŞ.’den avans alarak ödediği, davacı, … A.Ş. adına düzenlediği 30.12.1999 ve 34270 sayılı 559.719.720.000 TL. (559.719.-TL) tutarlı fatura ile avans hesabını kapattığı, diğer bir ifadeyle davacının 770.000.-USD*t KDV tutarındaki fatura bedelini … A.Ş.’ye yansıtmış olup, fatura bedelini … A.Ş.’den tahsil etmiş olduğu” şeklinde görüş bildirilerek zararın oluşmadığı ifade edilmiş ise de, ayrık görüş sunan bilirkişi …’in ayrık raporunda da belirtildiği üzere 770.000 USD’ nin zarar olarak değerlendirilmesi gerekmektedir, zira Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları tarafından düzenlenmiş olan 15.10.2003 tarih ve 1129/136-20-21 sayılı vergi inceleme raporlarına göre, Davacı şirket tarafından dava dışı … A.Ş.’den alınan (Temmuz-Kasım arası 7 adet) gider faturalarının sahte olduğu, ‘…ayrıca 30.12.1999 tarihli olarak düzenlenen gelir faturasının sahte fatura olması nedeniyle,…’ davacı şirketin Eylül-Ekim-Kasım 1999 dönemi için KDV ödemesi ve hesaplanan her bir KDV dönemi için 3 kat vergi ziyaı cezası kesildiği, davacı yanın açmış olduğu dava sonunda ….Vergi Mahkemesi’nin … E.- …/… K. Sayılı kararı ile 7 adet faturanın KDV + Vergi Ziyaı Cezasının kesinleştiği, Yargıtay kararına atfen maddi olayları saptayan mahkeme kararının taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıdığı, bu durumda Yargıtay bozma ilamı da dikkate alındığında davacının zararları, 01.07.1999 tarihli sözleşmeyle … Yat.Holding A.Ş.’ye ödendiği iddia edilen 770.000 USD’lik hizmet bedeli olarak tespit edildiği göz önüne alındığında fatura bedelinin … A.Ş.’ye yansıtılarak fatura bedelinin … A.Ş.’den tahsil edildiğini kabul etmek yerinde olmayacaktır, bu sebeple 770.000 USD’ nin de zarar olarak tahsili gerektiği kanaatine varılmıştır.
770.000 USD’ lik zararın oluşmasından önce görevden ayrılan davalılardan …, …ve …’ın sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmış olmakla bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bilirkişi son ek raporlarında müflis … yönünden kayıt kabulü esas alacak miktarı yönünden hesaplama yapılması da istenilmiş ise de bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı görülmekle, davalılardan … yönünden iflas tarihi olan 31/12/2008 ve 770.000,00 USD ye ilişkin ayrı ayrı ödeme tarihleri de gözetilerek, mahkememizce resen hesaplama yapılmış ve aşağıdaki tabloya göre toplam faiz : 549.694,44 USD olarak belirlenmiştir.
FAİZ DETAYI
Başlama Tarihi Bitiş Tarihi Gün Sayısı Oran (%) Tutar
12.06.2000 11.06.2001 365 11,25 87.828,12
12.06.2001 11.06.2002 365 17,25 134.669,79
12.06.2002 11.06.2003 365 5 39.034,72
12.06.2003 11.06.2004 366 6 46.970,00
12.06.2004 11.06.2005 365 6 46.841,67
12.06.2005 11.06.2006 365 6 46.841,67
12.06.2006 11.06.2007 365 7,5 58.552,08
12.06.2007 11.06.2008 366 7,5 58.712,50
12.06.2008 31.12.2008 202 7 30.243,89

770.000,00 + 549.694,44 = 1.319.694,44 USD X 31/12/2008 TARİHLİ TCMB DOLAR KURU 1,5314 = 2.020.980,06 TL tutarında davalı müflis … yönünden iflas masasına kayıt kabul yönünde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
1-Davanın davalılar …, …ve … yönünden reddine,
2-Davanın davalılar …, …, … ve … yönünden kısmen kabulü ile, 770.000,00 USD’nin (dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte) bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Bu davalılar yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davanın davalı müflis … yönünden kayıt kabul davasına dönüştüğü de gözetilerek (770.000,00 USD’lik talebe yönelik olarak) 2.020.980,06 TL alacağın davalı müflis … iflas masasına kayıt kabulüne,
Bu davalı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 32.243,00 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 5.977,04 TL harcın mahsubu ile kalan 26.265,96 TL harcın (davalı müflis … iflas masası, kayıt kabul kararı dolayısıyla maktu miktar olan 59,30 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar …, …, … ve … ve …’den müşereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye aktarılmasına,
5-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 1.949,00 TL, ilanen tebligat ücreti 256,00 TL, bilirkişi ücreti 10.050,00 TL olmak üzere toplam 12.255,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 88,91) 10.930,23 TL yargılama gideri ve 5.977,04 TL peşin harç olmak üzere toplam 16.907,27 TL nin (davalı müflis … iflas masası, kayıt kabul kararı dolayısıyla harcın maktu miktarı olan 59,30 TL’sinden sorumlu olduğundan, 10.930,23+59,30 = 10.989,53 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar …, …, … ve … ve …’den müşereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye aktarılmasına,
6-Davalı … ve … tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 130,00 ar TL nin davanın red oranına göre (%11,09) 14,41 er TL’nin davacıdan alınarak ayrı ayrı bu davalılara verilmesine,
7-Davalılar … ve … tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 130,00 ar TL nin davacıdan alınarak ayrı ayrı bu davalılara verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 40.650,50 TL vekalet ücretinin (davalı müflis … iflas masası, kayıt kabul kararı dolayısıyla maktu miktar olan 4.080,00 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar …, …, … ve … ve …’den müşereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye aktarılmasına,
9-Davalılar …, …ve … kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 43.591,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren bu davalılara ödenmesine,
10- Davalılar …, … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 8.446,60 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren bu davalılara ödenmesine,
11- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile hazır bulunan davalı vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/06/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza