Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/600 E. 2022/612 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/600 Esas
KARAR NO:2022/612

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:15/09/2014
KARAR TARİHİ:26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … markasının bayilik sözleşmeleri ile LPG ve madeni yağ ürünlerinin pazarlaması bayiler ve satış noktalarına tedariki işini yaptığını, … İli … İlçesi … Köyü … Pafta, 2205 Ada ve 8 parselde kayıtlı gayrimenkulde 03/05/1996 tarihli sözleşme kapsamında 25/02/2019 tarihine kadar intifa hakkının tescillendiğini, müvekkili lehine intifa tesis edilen gayrimenkulde kalıcı yatırımların müvekkili tarafından yapıldığını Rekabet kurumunun düzenlemeleri çerçevesinde 18/09/2010 tarihinde sözleşmenin sona erdiğini, bu sebeple davalıların 18/09/2010 tarihi sonrasında sebepsiz zenginleştiğini, davalıların aldıklarını geri vermekle yükümlü olduğunu, 03/05/1996 tarihli sözleşme kapsamında 25/02/2019 tarihinde sona ereceği düşüncesi ile kalıcı yatırımların intifa sözleşmesinin geçersiz kılındığı süre olan 18/09/2010 tarihi sonrası döneme tekabül eden kısmını yanı 18/09/2010 ila 25/02/2019 tarihleri arası için 147.775,00 TL nin sebepsiz zenginleşme kapsamında 12/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, … ATM lerin yetkili olduğunu, bayilik sözleşmesinin dava dışı … A.Ş ile … … Ltd Şti arasında imzalandığını, tapuda intifa hakkının da bu şekilde kurulduğunu, davacının taraf olmadığını husumet itirazlarının bulunduğunu, 18/09/2005 tarihinden önce yapılmış olan ve süresi beş yılı aşan sözleşmelerin, Rekabet Kurulu tarafından uygulanan 18/09/2010 tarihine kadar tebliğde yer alan muafiyetten yararlanabileceğine ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına, 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin ise beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğini, beş yılı aşan süreler bakımından belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının belirtildiğini, bu sebeple yeni bir sözleşme yapılmadığını ve yapılan teknik malzemelerin iade edildiğini, yerinden sökülemeyen parçalar için ise davacıya bedellerin ödendiğini mutabakat dekontlarınında mevcut olduğunu, müvekkillerinin mal varlıklarında sebepsiz zenginleşmeden dolayı bir artışın olmadığını, davanın esastan reddini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava davacının davalı ile arasındaki akaryakıt bayiliği sözleşmesi ilişkisi neticesinde imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı iddiası ile uğradığı zararın ve gayrimenkul üzerindeki intifa hakkı kaybının tazminine yönelik tazminat davasıdır.
Mahkememizce resen belirlenen mali müşavir ve hukukçu bilirkişiden müteşekkil bilirkişi heyetine dava konusu ihtilafa ilişkin rapor hazırlamak üzere dosya tevdi edilmiş heyet raporunda ” Davacı … … … A.Ş, tarafından incelemeye sunulan 2009 – 2010 – 2011 yıllarına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin e. TTK. Mad. 69 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin e. TTK. Mad. 70/6-son hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin ve Envanter defterinin e. TTK 72. Maddesine göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu görüldüğünden, davacı şirkete ait 2009 – 2010 – 2011 yıllarına ait ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı … … … A,Ş, tarafından incelemeye sunulan 2012 yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64/5 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu görüldüğünden, davacı şirkete ait 2012 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı lehine kurulmuş olan intifa hakkının 4054 sayılı Kanunun 56. maddesine istinaden yapılan idari uygulama çerçevesinde 18.09.2010 itibariyle geçersiz hale geldiği, esasen kurulduğu anda geçerli surette varlık bulan işlemin ve buna dayalı olarak iştem süresince ilişkinin ayakta kalacağı düşüncesi ile yapılan ödemenin sebebinin, İdare’nin işlemi ile ortadan kalktığı görülmekle bu durumun sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği ve huzurdaki davanın da zaten bu istemi ihata ediyor olup bir tazminat davası olmaması karşısında, davalı yana ödenen teknik yatırım bedelinin bu tarihi aşan miktarının sebepsiz zenginleşme alacağı oluşturarak ve iadeye tabi olacağı ancak Bununla birlikte, yukarıda 4.4 ve 4.5 sayılı bölümlerde açıklanmış olduğu gibi, davalının kendisine bayilik sözleşmesi gereğince yapılmış olan yatırım giderlerinin bir bölümünün aynen iade edilmiş olduğu; aynen İade edilemeyen diğer bölümünün ise bedellerinin fatura karşılığı ödenmiş olduğu savunması belgelerle kanıtlanmış olduğu gibi, 4.7 sayılı bölümde açıklanmış olduğu gibi, davacı şirketçe düzenlenmiş olan 29.07.2011 tarihli Cari Hesap bakiyesinde, davalı Şirketten 323.- TL alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüş olup durumun davacının alacaklı olduğu miktar bakımından bağlayıcı olup olmadığı hususunun takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davacının alacağa hak kazandığı sonucuna varılacak olursa, telebe konu tutarın denkleştirici adalet prensibine göre 12.03.2009 tarihindeki karşılığının 24.343,37 TL çlarak hesaplandığı Anılan tutardan davalıların hisseleri aranında aşağıdaki tutarlar ile sorumlu olabileceği, Davacı yanın 3095 sayılı yasaya İstinaden dava tarihi olan 09.04.2012 tarihinden itibaren; Muhasebesel incelemeye göre, davacı yanın takipten itibaren TL alacaklarına 3095 sayılı kanuna göre 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, Sonuç ve kanaatine varılmaktadır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyet raporuna yapılan itiraz ve beyanlar neticesinde dosya heyete ek rapor hazırlamak üzere tevdii edilmiş heyet ek raporunda “dosyaya sunulu bilgi, belge ve davacı tarafın ticari defterleri ile sınırtı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Davacı … … … A.Ş. tarafından incelemeye sunulan 2009 – 2010 – 2011 yıllarına ait ticari defterlerin TIK. İlgili hükümleri
yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı … … … A.Ş. tarafından incelemeye sunulan 2012 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TIK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davalı … … TİÇ. A.Ş. Tarafından incelemeye sunulan 2010 – 2011 yıllarına ait ticari defterlerin TIK. İlgili hükümleri yönünden uüsulüne uygun tutulmamış olduğu, Yapılan inceleme ve açıklamalar doğrultusunda; Davacı yan tarafından davalı yana ödenen teknik yatırım bedelinin 18,09.2010 tarihini aşan miktarının sebepsiz zenginleşme alacağı oluşturarak ve iadeye tabi olacağı düşünülerek, konu tutarın denkleştirici adalet prensibine göre 12.03.2009 tarihindeki karşılığının 24,343,37 TL olarak hesaplandığı, Diğer yandan Kalıcı teknik yatırımların işletme sözleşmesinin bir gereği olarak süresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırımlar olduğu, Zira sözleşmenin ifa edilebilmesi için her halükarda bu kalıcı teknik yatırımların davacı tarafça yapılmasının gerektiği kanaatine varıldığından davacı yanın bu talebi ile ilgili herhangi bir alacağı bulunmadığı,” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
Taraflarca itiraz edilmesi üzerine yeni bir heyet belirlenerek mali müşavir, akaryakıt uzmanı ve hukukçu bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasına karar verilmiş dosya heyete tevdii edilerek hazırlanan raporda “Davacı … … … A.S. tarafından incelemeye sunulan 2008-2009 – 2010 – 2011 yıllarına ait Yevmiye, Kebir ve Envamter defterinin e. TIK. Mad. 69 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin e. TTK. Mad. 70/6-son hükmüne göre bulunması gereken kapanış (gö: ildü) tasdikinin ve Envanter defterinin e. TTK 72. Maddesine göre bulunması poreken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu, davacı şirkete ait 2008-2009 – 2010 – 2011 yıllarına ait ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır. Takdir Sayın Mahkemenize aittir. Davacı tarafından incelemeye sunulan 2012 yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter delterinin 6102 sayılı yeni TTK, Mad. 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64/5 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu, davacı şirkete ail 2012 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK, İlgili hükümleri yönünden usulüne Uygün tutülmüş oldüğü kanaatine varılmıştır. Takdir Sayın Mahkemenize aittir. Davalı tarafından incelemeye sunulan 2009-2010- 2011 yıllarına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin e. TIK. Mad. 69 hükmü uyarınca açılış lasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin e. TTK, Mad. 70/6-son hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu ancak Envanter defterinin e. TTK 72. Maddesine göre bulunmasi gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut oluğu 2008 yılı yevmiye defteri ibraz edilmediği kebir defteri ve envanter defteri açılış tasdiği envanter kapanış tasdiği yasal sürcsinde yapıldığı 2012 yılı yevmiye, kebir defteri açılış tasdiği yasal süresinde yapıldığı,yevmiye kapanış tasdiği ve envanter açılış tasdiği ibraz edilmediği görüldüğünden, davalı şirkete ait 2008-2009-2010-2011-2012 yıllarına ait ticari defterlerin sahibi lchine delil olup olmadığı Takdir Sayın Mahkemenize aittir. Akaryakıt Dağıtım Şirketleri Bayi adayları ile anlaşma yapmadan önce fizibilite çalışmaları yaparlar. Bu fizibilite çalışmaları esnasında ilk tespil ve tahmin edilmesi gereken husus istasyonun sözleşme süresince ne kadarlık bir akaryakıt satışı gerçekleştirileceğinin tahmin edilmesidir. Satış rakamının tahmin edilmesi ile beraber sözleşme süresince kazanılacak tahmini kar belirlenir. Elde edilecek bu gelire tstinaden yapılacak yatırım tutarına finansal modeller kullanılarak ulaşılır. Sözleşme süresinin bir kısmından elde edilen gelir yapılan yatırımı amorti ederken (geri dönüş süresi) kalan kısmından ise kar elde etmektedir. Bu ahvalde bir akaryakıl istasyonu yatırımı yapılırken en önemli iki hususun; sözleşme süresi ve tahmin edilen satış rakamı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bahse konu davada sözleşme süresinde Rekabet Kurumu’nun almış olduğu kararlar neticesinde değişiklik olduğu tespil edilmiştir. Rekabet Kurumu’nun akaryakıt sektöründe dikey anlaşmalar kapsamında yapılan intifa anlaşmalarına ilişkin görüşü şu şekildedir; “18.09.2005 tarihinden önce yapılıp antlan tarih itibarıyla bakiye süresi 5 yılı aşan anlaşmaların 18.09.2010 tarihinde; 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan anlaşmaların ise yapıldıkları tarihten itibaren 5, ylın sonunda uygulanmalarına son verilmesi gerekmektedir.” Rekabet Kurumu’nun bu kararına iştinaden bahse konu davada intifa hakkının geçerliliği 18/09/2010 tarihinde sona erimistir. Akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından istasyon yatıcımları iki şekilde de yapılabilmektedir; intifa veya peşin kira bedeli olarak nakit ya da inşaat/ekipman yatırımı yapmak suretiyle. Yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından intifa ya da kira bedeli adı altında bir yatırım yapılmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, davacı istasyona inşaat ve ckipman yalırımında bulunmuştur. Yapılmış olan bu inşaat ekipman yatırımı da yukarıda bahsedildiği şekilde sözleşme süresince satılacak akaryakıt miktarı hesabından çıkan sonuçlar – ile hesaplanmıştır. Yani sözleşme süresinin kısalımış olmasından etkilenecek yatırımlardır. Dolayısıyla Davacı’nın geriye kalan süreye tekabül eden kışını, kıstel yevm usulüyle, Yargıtay İçtihatlarında kabul edilmiş denkleştiricilik ilkesine göre güncelleştirilmiş olarak talep etimc hakkına sahip olduğu görüşündeyim, İnşaat ve ekipman yatırımları ikiye ayrılmaktadır; İlki, bina inşaatı, saha belonu, kanopi, tonoz gibi taşınması mümkün olmayan kalıcı yatırımlar, ikincisi ise, ariyeten teslim edilen akaryakıt pompası, market rafı, jeneratör gibi taşmabilir iade edilebilir yatırımılar. Bahse konu davada Davalı’nın ekipman yatırımlarından bazılarını iade ettiği, bazılarının ise Davacı’nın kestiği faturaya istinaden bedellerini ödediği tespit edilmiştir. 17.04.2014 tarihli Bilirkişi Raporu’nun 4.9 numaralı maddesinin 5. paragrafında “Faturaya konu teknik yatırıma ilişkin malzemelerle davalı yanın iade edildiğini beyan ettiği malzemelerin aynı olup olmadığı Uzmanlık alanımıza girmediği için belirlenememiştir.” denilmiştir. Davacı tarafından Davalı’ya yapılan yatırımlardan, LPG Ariyet Malzeme Listesi’nde bulunan malzemeler Davacı tarafından iade edilmiştir. LPG ürünü için yapılan yatırımla ilgili Davacı’nın bir alacağı olmadığı tespit edilmiştir. Aşağıda bahsi geçen varlıkların ise Davacı’ya iade edildiğine dair ya da bedellerinin Davalı tarafından ödendiğine dair bir belge dosya incelemesinde bulunamamıştır; HUKUKİ GÖRÜŞ : Yukarda yapılan mali ve sektörel tespitler ışığında dava konusu olaya bakıldığında, taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden davacının davalılar nezdinde birtakım yatırımlar yaptığı, bu yatırımların kapsam ve değerinin de sözleşme süresine göre ayarlanmasının sektörel bir uygulama ve ticari yaşamın gereği olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, Rekabet Kurulu’nun sözleşmelerin ve intifa haklarının süresine tesir cden karar ve uygulamalarından dolayı, taraflar arasındaki ilişkinin, başlangıçta öngörülenden daha kısa sürede bitmesi gerektiği görülmektedir. Fakat bu durumda, davacı tarafin daha uzun süre ilişkinin ayakta kalacağı inanç ve beklentisi ile davalı taraf nezdinde gerçekleştirdiği yatırımların kullanılamayacak olan kısmının, davalılar bakımından sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği açıktır. Gerçi davalı taraf bu yatırımların bir kısmının iade edildiği, bir kısmının da bedelinin davacıya ödendiği savunması yapmış ise de, yukarıda, sektör uzmanınca yapılan tespiller ışığında, tabloda adı ve değeri belirtilen bazı varlıkların davacıya iade edildiğine dair ya da bedellerinin Davalı tarafından ödendiğine dair bir belgeye, dosyada rastlanamamıştır. Açıklamalar ışığında, davalıların davacıya karşı sorumlu (borçlu) oldukları kanaatindeyiz.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Yapılan itirazlar ve beyanlar nedeni ile akaryakıt uzmanı bilirkişiden ayrık rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda “11.07.2017 Tarihli Bilirkişi Ek raporunda belirtildiği üzere; Davacı tarafından düzenlenerek ve Davalı tarafından, 38.035,13 TL ödeme sonrası tarafların ticari defterlerinde BORÇ/ALACAK SIFIR OLDUĞUNA GÖRE 13.04.2011 tarihli ve D Seri No ‘lu ve … Sıra No ‘lu faturada yazılı malların … Oto. Tic. Ltd. Şti’ne satıldığı, mülkiyetinin davalı şirkete geçtiği görülmüştür.” …İfadesiyle, “Davalının, mali kayıtlar ile borçlu olmadığının tespit edildiği”, Yukarıda “Genel Sektörel Değerlendirme” kısmında izah ettiğim üzere, Dosya kapsa taraflar arasında akdedilmiş bir “ARİYET SÖZLEŞMESİ” ve ekinde davalıya testim “ekipman ve malzemelerin bulunduğu bir listenin”, bulunmadığı, Davacının iddiası doğrultusunda, dosya kapsamında yaptığım tespitle, davalı tarafından bedeli ödenerek satın alınanlar ve iade edilenler dışında kalan ve yukarıda “E” maddesinde yazılı“Davatı tarafından yaptırıldığı/imal ettirildiği konusunda, sektörel davacı iddiası ile iade edilmemiş görünen ekipman ve malzemelerin, Bayi’nin istasyonuna teslim edildiği Ariyet Sözleşmesi, V.U.K gereği ilgili İRSALİYE – FATURA – TESLİM TESELLÜM EVRAKI ile ispata muhtaç olduğu” Sektörel genel uygulamalar dahilinde, Sadece bunların davacının mali kayıtlarında bulunmasının tek başına yeterli olamayacağı, ilgili irsaliye, fatura ve teslim tesellüm evrakı olmadan, ilgili malzeme ve ekipmanların dava konusu akaryakst istasyonuna teslim edildiği/imal ettirildiği /sabit yatırım olarak tesis edildiği veya ariyet olarak verildiğini kanıtlayamayacağı kanaatimle birlikte, Davacı tarafından irsaliye, fatura, teslim tesellüm evrakı ile ispatı halinde de, öncelikli ayin alarak iadesine, ayin iadesi olarak mümkün değilse, rayiç bedel üzerinden ödenmesine, Bu doğrultuda, Kök rapora ve ayrıca kök rapordaki hesaplamaya katılmadığımı, beyan ederek, İşbu raporumun Hukuki tavsifi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, arz ederim” şeklinde rapor sunmuştur.
Mahallinde keşfen inceleme yapılarak rapor hazırlanması için dava konusu akaryakıt istasyonuna gidilmiş heyete makine mühendisi bilirkişi mali müşavir ve akaryakıt uzmanı bilirkişi eklenerek rapor hazırlanması talep edilmiş bilirkişi heyeti raporunda “Dava konusu olan malzemelerden ada bariyeri. topraklama barası, hava perdesi ve panolu malzeme dolabının Davalı … … Akaryakıt Tic. 1.td. Şti. Bünyesinde bulunduğu ve bir kısınının hata kullanıldığı görülmüş, gösterilen malzemelerden topraklama barası, ada bariyerleri, 2 adet hidrolik Jitlin halen kullanıldığı tespit edilmiştir. Davalı tarafın keşif anındaki beyanı da bu yöndedir. Madde de belirtilen malzeme ve ekipmanlar sabit yatırım (mütemmim cüz) niteliğindedir. Davacı tarafından teslim edildiği belirtilen panolu sac malzeme dolabı ve hava perdesinin keşif esnasında keşif yerinde hulunmadığı görülmüştür. Tespitler bölümünün 2, maddesinde yapıları hesaplamada görüldüğü gibi 2. El değeri 12.914,00 (On iki bin dokuz yüz on dört) TL olan mülzemelerin Davalı … … Tic, Ltd. Şti. Bünyesinde bulunduğu tespit edilmiştir. Yukarıda belirtilen 2. el değeri 12.914.00 (On iki bin dukuz yüz ön dört) TL olan varlıkların6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi otup firma ortaklarının aşağıda belirtilen oranlarda ve tutarlarda sorumlu olduğu düşünülmektedir.” şeklinde keşif raporu sunulmuştur.
Yapılan itirazlar nedeni ile ek rapor hazırlanması talep edilerek doya bilirkişi heyetine verilmiş heyet raporunda ” belirtilen konulardaki kök ve ek raporlarımızdaki görüşümüzü değiştirecek yeni bir bulgu olmaması nedeni ile aynen devamına, İnceleme başlığının 4. maddesinde belirtilen konuda ise takdir Sayın Mahkemenizde olmak üzere 5 Nisan 2020 tarihli kök raporumuz ve 08 Aralık 2020 tarihli ek raporumuzun sonuç bölümlerine aşağıdaki tablonun ilave edilmesine karar verilmiştir.” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
Netice olarak, alınan kök raporlar, ek raporlar ve keşif raporlarındaki açıklamalar mahkememizce de yerinde görülmüş, mevzuat ve uygulamaya uygun hükme esas alınmaya elverişli rapor sunan bilirkişi heyetinin yaptığı hesaplamalar dikkate alınarak tazminat talepleri yönünden dava dilekçesindeki miktarlar yönünden ticari işlerde uygulanan en yüksek faize hükmolunmuş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İle;
1-a) 3.387,73 TL sebepsiz zenginleşme bedelinin zenginleşmenin gerçekleştiği tarihi olan18/09/2010’dan itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalı …’dan dan alınıp davacıya verilmesine,
b) 3.387,73 TL sebepsiz zenginleşme bedelinin zenginleşmenin gerçekleştiği tarihi olan18/09/2010’dan itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalı …’dan dan alınıp davacıya verilmesine,
c) 1.879,50 TL sebepsiz zenginleşme bedelinin zenginleşmenin gerçekleştiği tarihi olan18/09/2010’dan itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalı … akaryakıt Tic. A.Ş.’den dan alınıp davacıya verilmesine,
d) 4.259,04 TL sebepsiz zenginleşme bedelinin zenginleşmenin gerçekleştiği tarihi olan18/09/2010’dan itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalı …’dan dan alınıp davacıya verilmesine,
2- Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 10.094,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.194,50 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 7.899,50 TL eksik harcın kısmen kabul kısmen red oranına göre 689,62 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bakiye 7.199,88 TL sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 2.611,65 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti 7.001,55 TL olmak üzere toplam 9.613,20 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 839,23 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa İADESİNE,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olarak davacı vekili ile davalı şirket yetkilisin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/07/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza