Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/540 E. 2019/828 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/324 Esas
KARAR NO: 2019/830

DAVA : Haksız Rekabetin Men’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 31/12/2008
KARAR TARİHİ: 24/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin çanta ve aksesuar alanında faaliyet göstermek üzere aralarında davalı … ‘ın da olduğu dört kişi tarafından kurulduğunu, davalı …’nin 08/11/2007 tarihine kadar müvekkili şirketin ortakları arasında yer aldığını ve imza yetkili sorumlu müdürlerinden olduğunu, davalı şirket ortaklığından ayrılmasından sonra şirket bünyesinde çalışmak istemediğini bildirdiğini ve kiralık arabaya ilişkin sözleşmeyi kendi adına tahvil ettikten sonra 22/11/2007 tarihinde işten ayrıldığını, ancak davalı …’ın şirketin ortaklığından ayrılmadan önce ve ayrıldıktan sonra müvekkili şirkete zarar veren ve gerek kendi lehine, gerekse diğer davalı şirket lehine haksız menfaatler sağlayan eylemler içinde olduğunu belirterek, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin meni ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmelerini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, hisse devri sırasında tarafların, ayrılan ortağın yine bir şirket açacağı hususunu da kapsayan bir protokol yaptıklarını, bu protokole istinaden müvekkili davalı …’nin de eşi ile birlikte 07/11/2007 tarihinde şirketlerini kurduklarını, tasarımların müvekkili Gamze tarafından oluşturulduğunu belirterek davanın reddine, her türlü yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, haksız rekabetin men’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 56.maddesinde; “Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir.” olarak tanımlanmış, 57.maddesinde dürüstlük kurallarına aykırı hareketler sayılmıştır. Benzer şekilde dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK 54.maddesinde; “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmüne yer verilmiş ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlığı altında 55.maddesinde ise haksız rekabet teşkil eden başlıca haller sayılmıştır.
6762 sayılı TTK 547.maddesinde; “Müdür olan bir ortak, diğer ortakların muvafakati olmadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ve ne de başkası hesabına iş göremeyeceği gibi başka bir işletmeye mesuliyeti tahdid edilmemiş ortak, komanditer ortak veya limitet şirketin azası sıfatiyle iştirak dahi edemez. Bu yasak, mukaveleye konacak hükümle bütün ortaklara teşmil edilebilir.” 6102 sayılı TTK 626.maddesinde; “Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler. 202 ilâ 205 inci madde hükümleri saklıdır. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir. Müdürler de ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ankara … Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; … tarafından 30/12/2007 tarihinde cep telefonu kılıfı ürününü konu alan 35 adet çoklu tasarım tescili için … kod numarası ile başvuruda bulunulduğu, işbu başvurunun 01/12/2007 tarihli ve 140 sayılı resmi endüstriyel tasarımlar bülteninde yayınlandıktan sonra yasal süresi içinde…Şti.tarafından yenilik ve ayrıt edicilik vasfı olmadığı gerekçesiyle itiraz edildiği, itirazın 25/07/2008 tarihinde 2008/T-535 sayılı YİDK toplantısında görüşülerek; “05412/1,2,3……35 sıra numaralı tasarımlar ile itiraza gerekçe gösternilen belgelerde yer alan ürünler genel izlenim itibarı ile benzer görülmüştür. Ancak buşvuru sahibinin tasarımlarının kamuya sunulduğu tarihte kamuya sunan firmanın ortaklarından olması sebebiyle 554 Sayılı KHK.8.maddesi kapsamında bu durumun tasarımların yenilik niteliğini etkilemediği sonucuna varılmıştır. Hak sahipliğine ilişkin iddia ve karşı iddiaları ispatlayıcı belge sunulumaması sebebiyle bu konunun adli mercilerce çözülmesi gerektiği düşünülmüştür.” gerekçesiyle 554 sayılı KHK.nın 5,6 ve 7.maddelerine dayanılarak yapılan itirazın reddine ve 2007/05412 sayılı tasarımların tescilinin devamına oybirliği ile karar verildiği, kararın 11/08/2008 tarihinde başvuru sahibine tebliğ edildiği, TPE tarafından dosyanın yeniden incelenmesi sonucunda tasarım başvurusu yapan …’ın ortaklıktan ayrıldığı zaman yaptığı devir sözleşmesinin sehven gözden kaçtığı farkedilerek 26/09/2008 tarihinde YİDK 2008/T-535 sayılı ikinci bir karar alınarak ilk kararın henüz tebliğ edilmediği düşüncesi ile muhataba tebliğe çıkarıldığı, YİDK.nın 26/09/2008 tarihli kararının görüş ve düşünceler kısmında;” 05412/1,2,3……35 sıra numaralı tasarımları ile itiraza gerekçe gösterilen belgelerde yer alan ürünler genel izlenim itibarı ile benzer görülmüştür. Başvuru sahibi kamuya sunmanın gerçekleştiği dönemde itiraz sahibi firmanın ortağı olmakla beraber, 08/11/2007 tarihli devir sözleşmesi ile aktif ve pasifleri ile şirketteki hissesini itiraz sahibi firmaya devrettiği görülmüştür. Bu sebeple söz konusu kamuya sunma fiilerinin tescilli tasarımların yeniliğini ve ayırt edici niteliği ortadan kaldırdığı sonucuna varılmıştır. Başvuru sahibinin itiraz konusu tasarımların sahibi ve ortağı olduğu dönemde itiraz sahibi firmaya 554 Sayılı KHK.8.maddesi çerçevesinde tasarımları kullandırdığı, dolayısıyla mevcut kamuya sunumların tasarımların yeniliğini ortadan kaldırmayacağı iddiasını destekleyici her hangi bir belge sunulmamıştır.” gerekçesiyle tasarımların tescilinin iptaline karar verildiği, … tarafından … Başkanlığının … kod numaralı tasarımları bakımından verilen 26/09/2008 tarih ve T-535 sayılı ikinci kararın tüm tasarımlar bakımından yok sayılması ve iptali, kurumun 25/07/2008 tarihli T-535 numaralı ilk kararın onanması ile tüm tasarımların tescil işlemlerinin devamına karar verilmesi istemiyle dava açtığı, Mahkemenin 2008/363 Esas, 2009/266 Karar sayılı ilamı ile YİDK’nunyapılan itirazları 25/07/2008 tarih ve 2008-T-535 sayılı kararıyla reddederek ve davacının tescil başvurusunu kabul ederek kesin kararını verdiği, önceden aldığı kararı iptal etmesi ve iptal edilen kararın tam tersi bir sonucu doğuran yeni bir karar tesis etmesinin olanaklı olmadığı gerekçesi ile … YİDK’nın 26/09/2008 tarih 2008-T-535 sayılı kararının iptaline, 25/07/2008 tarih 2008/T-535 sayılı kararının geçerli olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/1032 Esas, 2012/6682 Karar sayılı ilamı ile onandığı, karar düzeltme yoluna başvurulması sonucunda ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/9988 Esas, 2012/14592 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul … Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; … adına 2007/05412 sayı ile tescilli çoklu endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğü ve bu tasarımın sicilden terkini istemiyle, … Şti.tarafından dava açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının tasarım tescil başvurusunun 30/10/2007 tarihinde olduğu, davacının tasarımları kullanma tarihinin de 2007 yılı içerisinde olduğu, 554 s. KHK nin 8.maddesinde belirtilen 1 yıllık süre yani davacı yanın ürünleri üretip satışa sunması ile davacının tescil başvurusu arasındaki 1 yıllık süre dolmamış olduğundan değerlendirmenin bu madde çerçevesinde yapılması gerektiği, kaldı ki hükümsüzlüğü istenen tasarımın 5 yıllık koruma süresinin 30/10/2012 tarihi itibarıyla dolmuş olduğu ve belge yenilenmediğinden hali hazırda geçerliliğini korumadığı, davaya konu belgedeki tasarımlar …’ın, davacı şirket ortağı olduğu ve çalıştığı dönemde davacı şirket tarafından üretilmiş ise de, bu tasarımların üretilmesinden ve kamuya sunulmasından itibaren 1 yıllık süre geçmeden …’ın tescil başvurusunda bulunduğu ve bu sebeple tasarımın yeniliğinin etkilenmediği, davacı yanın tasarımlarının davacı şirkete ya da şirket ortağı olan diğer davacıya ait olduğunun ve bu tasarımları KHK 19. maddesinde belirtildiği surette davalının gasp ettiği iddiasının da kanıtlanamamış olması sebebiyle Mahkemenin … Esas, … Karar sayılı ilamı davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/10892 Esas, 2016/6942 Karar sayılı ve 22/06/2016 tarihli ilamı ile onandığı ve 12/09/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, celp edilen kayıtlar kapsamında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; Mahkememizce alınan 02/04/2012 tarihli 1.bilirkişi kök raporunda ve 09/02/2016 tarihli 1.bilirkişi ek raporunda özetle; davalı …’nin, davacı şirketin aynı ticaret kolunda faaliyette bulunması, davacı şirket adına üretim yapan firmalara tasarımların kendisine ait olduğu yönünde çektiği ihtarlar nedeniyle üretim yapan firmaların davacı ile çalışmayacaklarını bildirmiş olması, tasarımların ve Paraff ibaresinin davacı şirkete ait olmasına rağmen davalının kendi adına tescil başvurusunda bulunması, davalı şirketin davacının satış yaptığı firmalar ile çalışmaya başlamasının haksız rekabet olduğu belirtilmiş ve davacının kar kaybının 127.729,00 TL olduğu hesap edilmiştir. Mahkememizce alınan 09/02/2016 tarihli 1.bilirkişi ek raporunda; tasarımların davacı şirkete ait olduğu, davalı eylemlerinin haksız fiil teşkil ettiği kabul edilerek yapılan hesaplamada davalının tüm kazancının baz alındığı, davalının tüm ticaretinin haksız rekabet teşkil ettiğinin ve bu bağlamda davalının tüm kazancı üzerinden davacı şirketin maddi zarara uğradığının kabulünün mümkün olamayacağı, zira davacının da iddiasının bu yönde olmadığı dosya kapsamı itibariyle sabit olup alının ek ve kök rapora Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkememizce alınan 05/10/2018 tarihli 2.bilirkişi raporunda; Tasarımların hak sahibi olan davalının ihtarların tamamını sektördeki fason imalat yapan şirketlere ve müşterilerine gönderdiği dolayısıyla tescilden kaynaklı hak sahipliği adına ihtarların gönderilmiş olmasının ve TTK m.626/2 maddesindeki rekabet yasağının görev sona ermişse ortadan kalkacağı, bu çerçevede davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra aynı is kolunda faaliyet gösteren bir şirkette ortak olmasının haksız rekabet teşkil edip etmeyeceğinin takdirinin Mahkememize ait olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce alınan 08/05/2019 tarihli 2.bilirkişi ek raporunda; davacı firmanın, davalı … Yüzüak ve eşinin şirket kuracağından haberdar olmasının, bu nedenle … firmasından kiralanan aracın davalı Inchanta firmasına muvafakat etmesinin, kurulacak şirketin kendisiyle rekabette bulunacağından haberdar olduğu ve dolaylı olarak izin verdiği anlamına gelmediği, davalı …’nin tasarımlar yönünden çektiği ihtarların dava dışı şirketleri davacı firma ile olan ilişkilerini kesmeye zorladığı, bir kısım müşterilerin artık davacı ile çalışmayacaklarını belirterek davalı şirket ile çalıştıkları bu eylemelerin haksız rekabet oluşturabileceği, önceden davacı firma ile çalışmış firmalara yapılan satışlara göre, kar mahrumiyetinin 71.058,94 TL, önceden davacı firma ile çalışmış firmalara yapıları 35 adet tasarımın satışlarına göre, kar mahrumiyetinin 13.262,82 TL olduğu ayrıca tasarımların hak sahibi olan davalının ihtarların tamamını sektördeki fason imalat yapan şirketlere ve müşterilerine gönderdiği dolayısıyla tescilden kaynaklı hak sahipliği adına ihtarların gönderilmiş olması sebebiyle ve TTK m.626/2 maddesindeki rekabet yasağının ise görev sona ermişse ortadan kalkacağından bu çerçevede davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra aynı iş kolunda faaliyet gösteren bir şirkette ortak olmasının haksız rekabet teşkil edip etmeyeceğinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; davacı tarafça, davalıların dava açıldığı tarihte de devam eden eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği iddia edilmiş olup, haksız fiilin bir türü olan haksız rekabet eylemleri devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemeyeceğinden davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirkete ait kayıtların yapılan incelemesinde; şirket sermayesinin 1600 paya ayrılmış 40.000,00 TL olduğu, şirket ortaklarının 400’er pay ile …, …, … ve … olduğu, 02/11/2007 tarihinde tüm ortakların katılımı ile hisse devrine ilişkin protokol imzalandığı, protokolün III.maddesinde …’ın %25 oranındaki hisselerini …’a, …’ın ise %25 oranındaki hisselerini …’a devredeceğinin belirtildiği, protokolün VII.maddesinde ise davacı şirket adına kiralanmış olan … plakalı aracın hisselerini devredenlerin kuracakları yeni limited şirketine devrolunmasına karar verildiği, davalı …’ın … Noterliğinin 08/11/2007 tarih, … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile 400 pay hissesinin tamamını …’a devrettiği yine davalının eşi olan …’ın ise …Noterliğinin 08/11/2007 tarih, … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile 400 pay hissesinin tamamını …’a devrettiği anlaşılmıştır. … Noterliğinin 08/11/2007 tarih, 28010 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesinde, davalı …’ın davacı şirket ile aynı iş kolunda iş yeri açmayacağı, ortak-yönetici olmayacağı konusunda bir taahhüdü bulunmadığı belirlenmiştir. Davalı şirkete ait kayıtların yapılan incelemesinde ise; şirketin 07/11/2007 tarihinde kurulduğu, sermayesinin 30.000,00 TL, ortaklarının eşit payla … ve … olduğu, 04/07/2008 tarihinde …’ın 15.000,00 TL değerinde olan hisselerinin 14.700,00 TL’lik kısmını … ile 300,00 TL’lik kısmını ise…’a devrettiği, 28/06/2013 tarihinde ise…’ın hisselerini …’a devrettiği, bu devirler sonucu şirketin tek ortaklı hale geldiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, davalılardan …’ın 08/11/2007 tarihine kadar davacı şirket ortağı olduğunu, ortaklıktan ayrıldıktan sonra ise 22/11/2007 tarihine kadar davacı şirkette çalıştığını, 07/11/2007 tarihinde davacı şirket ile aynı iştigal alanında faaliyet gösteren davalı …ti.’yi kurduğunu, 30/10/2007 tarihinde davacı şirkete ait 35 ayrı tasarım için TPE’ne tasarım tescil talebinde bulunduğunu, yine aynı tarihte davacı şirketin unvan ve marka olarak kullandığı “Paraff + şekil” ibaresinin kendi adına tescili için TPE’ne marka tescil talebinde bulunduğunu, ayrıca şirketten ayrıldıktan sonra davacı şirket adına üretim yapan firmalara tasarımların kendisine ait olduğu yönünde ihtar çektiğini bu nedenle üretim yapan firmaların davacı ile çalışmayacaklarını bildirdiğini, yine davacı şirketin müşterilerine de aynı şekilde bildirimde bulunması sebebiyle beş firmanın davacı şirket ile çalışmayı durdurduğunu ve bir kısmının davalı şirket ile çalışmaya başladıklarını, davalıların bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ve davacı şirketin zarar ettiğini belirterek haksız rekabetin men’i ile maddi ve manevi tazminat talep etmiş ise de; davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 547.maddesi (dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK 626.maddesi) değerlendirildiğinde davalı şirketin, davalı …’nin davacı şirketten ayrıldığı tarihten sonra kurulduğu, yani davalı şirketin kurulduğu tarih itibariyle davalı …’nin müdür olarak görev yapmadığı, 02/11/2007 tarihinde tüm ortakların katılımı ile hisse devrine ilişkin imzalanan protokolün VII.maddesinde davacı şirket adına kiralanmış olan… plakalı aracın hisselerini devreden … ve …’ın kuracakları yeni limited şirketine devrolunmasına karar verildiği, her ne kadar kurulacak şirketin iştigal alanı bu protokolde belli değil ise de davacı şirketin, … ve …’ın limited şirket kuracaklarından haberdar olduğu buna rağmen protokolde davacı şirket ile aynı alanında faaliyet gösteren şirket kurmayacakları yönünde bir hükme yer verilmediği, araç devrine ilişkin davacı şirket tarafından …AŞ’ye gönderilen yazı yapılan araştırmaya rağmen dosya kapsamına kazandırılamamış ise de, …AŞ’den davacı şirkete gelen 21/11/2007 tarihli cevabi yazının “01/11/2007 tarihinde… plakalı aracın İnchanta Tekstil’e devri ile ilgili olarak yaptığınız talebe istinaden gerekli devir işlemleri şirketimizce yapılmıştır.” şeklinde olduğu ayrıca hisse devir sözleşmesinde davalı …’ın aynı iştigal alanında şirket kurmayacağı yönünde bir hüküm bulunmadığından davalının tecrübesinin olduğu aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirketi kurarak çalışmaya başlamasının ise olağan ve çalışma hürriyetinin bir gereği olduğu, davalı …’ın, davacı şirkette çalıştığı süre boyunca davacı şirketin müşteri çevresini tanımasının hayatın olağan akışına uygun olduğu ancak bu durumun kendisine avantaj sağladığı düşünülse dahi müşteri portöyünün kullanılmasının başlı başına haksız rekabet sayılamayacağı, davacı şirkete ait … markası yönünden, davalı …’nin davacı şirketten ayrılmadan önce yaptığı başvurusunu ise davacı şirketten ayrıldıktan sonra geri çekmiş olduğu, markanın davalı tarafından kullanılmadığı, bu nedenle haksız rekabetin ve davacı şirketin zararının oluşmadığı, davalı tarafından üretim yapan bir kısım firmaya gönderilen ihtarnamenin yukarıda belirtilen Ankara … Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin… Esas,… Karar sayılı ve İstanbul …Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin… Esas,… Karar sayılı dosyalarına konu tasarımlara ilişkin olduğu, ihtarname gönderildiği dönemde henüz bu kararlar kesinleşmemiş ise de, davalının TPE’nin kararına istinaden ihtarları yaptığı ve davacı tarafın bu ihtarlar nedeniyle zarara uğradığını ise ispatlayamadığı, davacı tarafça davalının şirketten ayrıldıktan sonra davacı şirket adına üretim yapan firmalara tasarımların kendisine ait olduğu yönünde çektiği ihtarlar nedeniyle, üretim yapan firmaların davacı ile çalışmayacaklarını bildirdiği iddia edilmiş ise de Mahkememizce yapılan araştırmalar sonucunda…AŞ,… Şti., … Şti’den gelen cevabi yazılarda davacı şirket ile çalışmaya devam ettiklerinin belirlendiği, yine davacı şirketin müşterilerine karşı da davalının davacı şirket aleyhine bildirimlerinin olduğu iddia edilmiş ise de, davalıların, davacı şirketle haksız fiil oluşturacak bir bildiriminin, eylem ve işleminin olmadığı, davacı tarafça bu iddialar yönünden somut bir delil ibraz edilemediği, bir kısım müşterilerin davalı ile ticaret yapmak istemesinin ticari rekabet mahiyetinde olduğu, yasanın ise rekabeti değil haksız rekabeti yasakladığı ve yaptırıma bağladığı, bu nedenlerle davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 56.ve devamı maddeleri (dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK 54.ve devamı maddeleri) kapsamında davalının rekabetinin hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davalı tarafın zamanaşımı itirazının REDDİNE,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin yatan 2.430,00 TL’den düşümü ile 2.385,60 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan 1.610,00-TL yargılama giderinin davcıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
7-Davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 16.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR