Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/512 E. 2022/293 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2014/512 Esas
KARAR NO:2022/293

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:15/09/2014
KARAR TARİHİ:28/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 17.06.2011 tarihli, “MicroSD Kart Satın Alma Sözleşmesi” uyarınca davalı şirket, müşterilerince “Dit Mobil” olarak adlandırılan cep telefonu ile temassız ödeme uygulamasında kullanılması amacı ile, sözleşmede belirtilen şartlarda, 10.000 + 15.000 adet MicroSD kart satın almayı taahhüt ettiğini, bu sözleşme ile birlikte davalı şirket ile “… Bakım Sözleşmesi” ve “Firma Kurumsal Bilgi Güvenliği Sözleşmesi” imzalandığını, anılan satım sözleşmesi uyarınca, ilk planda sipariş edilecek 10.000 adet ürünün bedeli 295.000,00-Amerikan Doları, sonradan sipariş edilecek olan 15.000 adet ürün içinse ürün bedeli 1 GB’lık MicroSD kart için adet başına 28,60-Amerikan Doları, 2 GB’lik MicrnSD kart için adet başına 34,35-Amerikan Doları’dır; yani bir başka deyişle yerilecek ikinci siparişin minimum bedelinin 429.000,00-Amerikan Doları olduğunu, Bununla birlikte müvekkili şirkete 40.000,00-Amerikan Doları tutarında Proje Bedeli ve iki yıllığına imzalanan sözleşme ile ilgili olarak yıllık 30,000,00-Amerikan Doları tutarında “… Yıllık Bakım ve Hizmet Bedeli” ödeneceği kararlaştırıldığını, sözleşmesel ilişkinin devamında, müvekkili şirket tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve sözleşmede belirtilen şartları haiz MicroSD kartları ürettiğini ancak davalı şirket tarafından ilk planda verilmesi gereken 10.000 adetlik siparişin verilmediğini, bunun sonucunda, müvekkili şirketçe Kadıköy 3. Noterliği’nin 27.04.2012 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan davalı şirkete, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebehiyle uğranılan zararların tazmini ihtar edildiğini, davalı şirketin ise, Beyoğlu 4. Naterliği’nin 08.05.2012 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihharnamesi ile müvekkili tarafından davalı şirkete teslim ve fatura edilen 200 adetlik pilot ürünün, … sertifikası, KGS ödeme sistemi ve … veya … … uygulaması bakımından sözleşme ve teknik şartnameye uygun olmadığını iddia ederek sözleşmeyi haksız bir şekilde feshettiğini, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete teslim ve fatura edilen 200 adet pilot ürüne ilişkin olarak şirket tarafından TTK’da düzenlenen süreler içerisinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, müvekkili şirket tarafından teslim edilen 200 adet pilot ürün, sözleşme ve teknik şartnamede belirtilen şartları tartışmaşız bir şekilde haiz olduğunu, Bu durum da, … 7. Noterliği tarafından yapılan 16.05.2012 tarihli ve … yevmiye numaralı tespit … Ödeme Sistemleri Müdürü … tarafından … sertifikasını verecek olan … Şirketi’ne yazılan yazı, davalı Şirket Yetkilisi Tarafından Yazılan Yazı ve yapılan testlerin sonuçları ile ortada olduğunu, davalı şirketin ihbarnamesinde fesih gerekçesi olarak belirtilen … ve … veya … … uygulamalarına ilişkin hiçbir sorun bulunmadığını, Ürün her iki özelliği haiz olup, … ve … uygulamalarında çalıştığını, davalı şirketin fesih gerekçelerinin asılsız ve dayanaksız olduğu ve fesihin haksız olduğu hususunda bir tartışma bulunmadığını, Fesihin haksızlığı karşısında müvekkili şirketin zararlarının tazmin edilmesi gerektiğini, Davalı şirketin sözleşme ile yükümlendiği edimleri gereği gibi ifa etmemesi; sözleşme ile vermeyi yükümlendiği siparişleri vermemesi sonucunda müvekkil şirket, ilk planda verilecek olan 10.000 adetlik ürün siparişi bedeli olan295.000.-Amerikan Doları, ikinci siparişe konu 15.000 adetlik ürün siparişinin minimum bedeli olan 429.000.-Amerikan Doları bir yıl için “… bakım bedeli” olan toplam30.000.-Amerikan Doları ve proje bedeli olarak kararlaştırılan 40.000,00-Ametikan Doları tutarındaki bedellerden mahrum kalarak zarara uğradığını, müvekkili şirketin, sözleşme ile yükümlendiği edimi yerine getirebilmek adına, sözleşmenin geçerli olduğu ve yürürlükte kalacağına olan inanç ile birçok masraf yaptığını, sözleşme kapsamında, yurtdışında ve yurtiçinde yapılan tanıtımlara ve lansmanlara katılmak ve sözleşme ile yükümlenilen edimlerin yerine getirilebilmesi için gerekli olan görüşmeleri yapmak amacı ile birçok seyahat yaptığını, Müvekkil şirketin “…” projesi ile ilgili olarak telefonlar satın aldığını, “…” projesinin hayata geçirilebilmesi için yapılması gerekli olan “…” yatırımlarını yaparak sözleşmenin haksız fesih ile sona erdirilmesi sonucunda bu masraflar ile ilgili olarak zarara uğradığını, satım sözleşmesine konu ürünlerin üreticisi olan … Şirketi ile yapmış olduğu sözleşme bağlamında da zarara uğradığını, davalı şirketin yükümlendiği siparişleri vermemesi sonucunda müvekkili şirketin üretici şirketle yapılan sözleşme bağlamında cezai şart ödemek zorunda kaldığını, davalı şirketin müvekkili şirketin hizmetlerini sunduğu bankacılık ve ödeme araçları piyasasında müvekkili şirket aleyhine birçok karalayıcı beyanda bulunarak ve müvekkil şirketin tanınırlığını ve saygınlığını zedeleyerek manevi zararına sebep olduğunu belirterek, müvekkili şirketin uğramış olduğu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile ve tahkikat sonucunda gerçek miktarın belirlendiği artta artırılmak üzere şimdilik, 250.000 – TL maddi, 50.000-TL manevi zararın, 27.04.2012 tarihinden işlemeye başlayacak ticari faizi ile birlikte tazmini talepli belirsiz alacak davasının kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı vekilinin dava dilekçesinde harca esas değeri belirtirken davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirttiğini, ancak daha sonra zarar kalemlerini belirtir iken dava dilekçesinin toplam 794.000,00 usd zararı olduğunu iddia ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının belirtilen miktarda zararı bulunduğunu iddia ettiği durumda, belirsiz alacak davası açmasına hukuken olanak bulunmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini , davacının belirlemiş olduğu 794.000.000 USD tutar üzerinden harç ikmalinin tamamlanarak eksikliğin giderilmesi gerektiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin iki tarafa borç yükleyen nitelikte olduğunu, burada müvekkilinin borcu semeni ödemek, davacının borcu ise, sözleşmede ve ek teknik şartnamede belirtilen malları sağlamak olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede (micro sd kart satınalma sözleşmesi , malın ekte verilen teknik şartnameye uygun olarak teslim edileceği belirtildiğini (madde 2/1). sözleşmenin eki teknik şartnamede ise (… (…) müvekkil banka tarafından satın alınacak malın/hizmetin niteliğinin belirtildiğini, buna göre, sözleşme konusu sd kartlar emv sertifikasını haiz olacak ve emv işlem zamanı dava dışı master kartın öde-geç “pay-pass” işlem gereklerini karşılayacak nitelikte olacağını, teknik şartnamede bu hususların kimin tarafından karşılanacağının vurgulandığını, taraflar arasındaki sözleşmede malın davacı provena bilişim firması tarafından sağlanacağının belirtildiğini bu kapsamda teknik şartnamede aksi kararlaştırılmadığı sürece teknik şartların da satıcı/sağlayıcı firma tarafından sağlanması gerektiğini, ancak davacı tarafın sözleşmeden kaynaklandığı açıkça belirtilen bu yükümlülüğün müvekkil banka tarafından yerine geterilmesi gerektiğini, hukuka aykırı olarak iddia ettiğini, davacı yanın söz konusu yükümlülüğün müvekkili bankada olduğunu iddia etmekte ise de; teknik şartnameye göre (ek delil-2) bu yükümlülük davacıda olduğunu, davacıya usulüne uygun ihtar çekildiği ve sözleşmenin bu ihtara binaen usulüne uygun şekilde feshedildiğini, davacının müvekkili bankanın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinin 5.2. maddesinde, kendilerinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini; ancak müvekkil şirketin sertifikasyon görüşmelerini yapmayarak sözleşmeyi ihlal ettiğini belirttiğini, davacının dava dilekçesinde de belirttiği gibi söz konusu onay “…” olarak adlandırılan geçici onaya ilişkindir. “…” geçici bir onay olup, bu onay belli sayıda ürün için ve belli süre için verildiğini, bu husus master card türkiye’ye başvurularak teyit edilebileceği gibi, (ek delil-6) master card tarafından yayınlanan rehberde de açıkça; “feragat veren kuruluş” başlığında açıkça; “parçaların sayısının ve izin verilen sürenin belirtilmesi gerektiği” belirtildiğini, davacının yukarıda yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere sözleşmede kararlaştırılan nitelikte ürünleri sağlayamayacağını anlayınca, geçici onay (…) ile satabileceği kadar ürünü satmaya çalıştığını, ürünlerdeki %1’lik başarısızlık proje açısından önem arz ettiğini, söz konusu proje kapsamında cep telefonu ile belli limite kadar kredi kartı ödemesi, köprü ve otoyol geçişlerinin sağlanmasının amaçlandığını, söz konusu ürünün , müvekkili banka için bir “prestij ürünü” olduğunu ve bu ürünün lansmanının müvekkili firma tarafından basında yapıldığını, ürünün antenlerden kaynaklanan nedenlerle tam olarak çalışmadığı davacı yanın da kabulünde olduğunu, söz konusu hususu davacı şirket yetkilisi yusuf burgahan’ın 11.07.2011 tarihli maili teyit ettiğini, bu mailde özetle antenlerden kaynaklanan sorunun çözülmesi için aselsan’dan test yapılmasının da talep edildiğini, ayrıca antenlerin yerleştirme şeklinin uygunluğu da teyit edilmiş ve antenlerin yerleştirilmesinden kaynaklanan bir sorun olmadığının da tespit edildiğini, bu durumda, davacı tarafından sağlanacak ürünlerin bazı noktalarda okumadığının ortaya çıktığını, ürünlerin tam olarak çalışmadığı dava dilekçesinde açıkça belirtildiği gibi, davacının da delilleri içinde yer alan noter tespit tutanağında 7 ve 8 nolu kgs gişelerinde ürünün çalışmadığı ihtilafsız bir husus olduğunu, bu durumun 18.03.2011 tarihli mail ile müvekkil banka yetkilisi tarafından davacıya bildirildiğini, davacı yetkilisi tarafından testlerin belirtilen usulde yapılıp yapılmadığı sorulduğunda da testlerin talimatlara uygun yapıldığının 12.07.2011 tarihli mail ile davacı tarafa bildirildiğini, prestij ürünü olarak müvekkilin müşterilerine sunacağı bu ürünün yüzde bir dahi olsa çalışmaması durumunun ortaya çıkaracağı müşteri memnuniyeti kabul edilebilir nitelikte olmadığını, ürünün çalışmaması nedeniyle köprü trafiğinde kalacak bir müşteride oluşacak memnuniyetsizlik, küçük ölçekli bir harcamasını pos cihazında gerçekleştiremeyecek bir müşteride oluşacak memnuniyetsizlik ya da otoyolda herhangi bir gişeden geçemeyen müşteri nezdinde oluşacak memnuniyetsizlik, prestij ürünü olarak piyasaya sürdüğü bir ürün için müvekkil banka açısından telafi edilebilir nitelikte olmadığını, davacının iddia ettiği gibi ürünlerin sorunsuz olduğu yönünde herhangi bir kabul bulunmadığını, davacı tarafından faturaya itiraz edilmemek suretiyle malın kabul edildiği iddiası hukuken kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davacı, dava dilekçesinde kendileri tarafından müvekkile fatura edilen 200 adet ürünle ilgili olarak herhangi bir itirazda bulunulmadığı bu şekilde malların sözleşmede belirtilen nitelikten farklı olarak kabul edildiğini iddia ettiğini, ancak söz konusu faturanın (03.10.2011 tarihli ve … sıra nolu irsaliyeli fatura (ek delil-15) 200 adet ürüne ilişkin olup, bu ürünlerin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, “pilot” ürünlerdir ve uygunluğu denetlenmek üzere müvekkil banka tarafından incelenmeye alındığını, demo niteliğindeki pilot ürünlerin incelenmesi sonucunda davacı taraf ile yazışmalar ve telefon görüşmeleri devam ettirildiğini söz konusu yazışmalarda da malın sağlanması gereken niteliklerine ilişkin beyanlar da yer aldığını, bu kapsamda müvekkili yetkilileri tarafından gerçekleştirilen yazışmaların ayıp ihbarı olarak kabul edileceğini, pilot ürünlerin müvekkil banka tarafından teslim alınmasının sözleşmede kararlaştırılan tüm ürünlerin teslim alınacağı taahhüdünü içermediğini, taraflar arasındaki satış sözleşmesi (ek delil-1) incelendiğinde görülecektir ki, sözleşmenin 3.4. maddesinde, “ilk teslimatta verilecek olan 50 adet ürünün bedelinin peşin ödenmesinin ardından yapılacak kabul testlerinin sonucunda ürünün anlaşmada belirlenen şartları karşıladığı onaylandıktan sonra kalan ürünler için ödeme ürün tesliminden peşin yapılacaktır.” denildiğini, bu hükümden açıkça anlaşıldığı üzere, sözleşmenin konusu 50 adet pilot ürün üzerinde testler gerçekleştirilecek davacı tarafından testlerin yapılması için 200 adet ürün gönderilmiş, bu ürünlerin bedeli de ödendiğini, kabul testlerinin sonucunda ürünün anlaşmada belirtilen şartları karşıladığı, yani müvekkil tarafından kabul edilebilir nitelikte olduğu, onaylandıktan sonra kalan ürünler için talepte bulunulacaktır. ancak müvekkili banka tarafından herhangi bir talepte bulunulmadığı gibi, malların teslimi de gerçekleşmemiştir, bu durumda müvekkili tarafından kabul edilmeyen ürünlere ilişkin bir sözleşmenin ihlalinden de söz edilemeyeceğini, davacının 250.000 TL maddi tazminat talebinin de kabul edilebilir nitelikte olmadığını, talep edilen zarar ile (iddia olunan) sözleşmeyi ihlal arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, dava dilekçesinde, davacının 50.000 TL manevi zararı bulunduğunu iddia ettiğini ancak bu zararın herhangi bir şekilde somutlaştırılmadığını, bu nedenle manevi tazminat talebi kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA: Karşı davada vekili özetle, müvekkil bankanın davaya konu ürünlerin sağlanması için çeşitli masraflar altına girdiğini, ürünlerin sağlanması aşamasında ve test aşamasında projenin başarılı şekilde tamamlanacağına güvenen müvekkili bankanın proje ile ilgili çeşitli masraflar yaptığını, 200 adet pilot ürün alındığını ancak proje tamamlanamadığı için bu projeye uygun ürünlerin geliştirilemediğini ve müvekkilinin müşterilerine sunulamadığını, bu nedenle alınan 200 pilot ürünün giderlerinin müvekkil nezdinde zarar kalemi olarak ortaya çıktığını, müvekkili tarafından sözleşmeye güvenilerek toplamda 10.990 TL pilot ürün ödemesi yapıldığını, bu masrafın iadesine hükmedilmesi gerektiğini, projenin davacı tarafından tamamlanacağına güvenen müvekkili bankanın Paris’te düzenlenen dünyanın en büyük uluslararası kart teknolojileri ve uygulamaları fuarı olan cartes 2010’a katılmış katılmış ve projesi gerçekleşmeyen ürün için lansman yaptığını bu kapsamda müvekkili, fuar ücreti ve fuar için katılımcıların uçak bileti ve konaklama gideri olarak en az 20.000 TL harcamada bulunmduğunu, proje davacının projeye ilişkin “letter of acceptance” kesin kabul alamayınca gerçekleşmediğini bu nedenle, bu projeye özgü olarak yapılmış olan söz konusu harcamaların da karşılığının alınamadığını ve müvekkili bankanın zararı oluştuğunu, müvekkili bankanın bu projenin gerçekleşmesini önemsediğini ve proje için çalışmalar yürüttüğünü. ayrıca proje için kartlı sistemler ödeme müdürlüğü ve kartlı sistemler pazarlama müdürlüğü bünyesinde operasyon birimi oluşturduğunu, proje aşamaları için çalışmalar yürütüldüğünü bu faaliyetlerin ihtiyaç duyulduğunda tanık ile ispatlanabileceğini, müvekkili banka bünyesinde çalışan biri yönetmen biri yetkili düzeyinde iki personelin 2 aylık çalışmasını projeye özgülemesi anlamına geldiğini, müvekkilinin yönetmen düzeyi için ortalama aylık 5.000 tl brüt ücret ödediği yetkili için ise ortalama 2.500 tl ücret ödediği göz önünde bulundurulduğunda iki ay için 15.000 tl’lik bir iş gücü kaybı bu proje açısından ortaya çıktığını ve davacıdan tahsil edilmesi gerektiğini, müvekkilinin proje için dava dışı … (… ticaret limited şirketi) firması ile sözleşme imzaladığını ve yazılım satın aldığını ancak bu yazılım projesi gerçekleşmediği için kullanılmadığını, söz konusu yazılımın dava konusunu teşkil eden proje kapsamı dışında müvekkili banka tarafından kullanılabilecek nitelikte olmadığını bu nedenle söz konusu yazılım için ödenen 389.559,54 TL ‘nin müvekkili açısından, davacıdan tazmin edilmesi gereken bir zarar olarak ortaya çıktığını, müvekkili bankanın itibarına zarar veren bu hususun manevi zararın da doğmasına da neden olduğunu, müvekkilinin söz konusu ürünlerin lansmanını gerçekleştirdiğini ama ürünlerin proje geliştirici firma tarafından sözleşmeye uygun sağlanamadığı için proje gerçekleşmediğinden müvekkilinin müşterileri nezdinde ve piyasada itibarının sarsılmasına neden olduğunu, müvekkilinin manevi zararına karşılık olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000 TL manevi tazminatın davacıdan alınıp müvekkile verilmesini talep ettiklerini belirterek, Karşı davanın kabulü ile toplam 435.549,54 tl maddi ve 20.000 tl manevi zararın davacıdan tahsili ile davalı müvekkile ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
KARŞI DAVADA CEVAP : Karşı davada davalı vekili özetle, haksız feshe muhatap olan müvekkilinin kusursuz bulunması sebebi ile, davalı/karşı davacının tüm tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, Dava dilekçesi ve işbu dilekçede de açıkça ortaya konulduğu gibi, sözleşmenin yürürlükte kaldığı sürede ve sözleşmenin feshinde kusurlu olan tarafın davalı/karşı davacı olduğunu, müvekkilinin zararlarının tazmini gereken yegane zararlar olduğunu, Davalı/karşı davacı, hiçbir şekilde müvekkile izafe edilemeyecek zararlardan bahsettiğini ve bu zararlar ile müvekkili şirketin işlem ve eylemleri arasında hiçbir bağlantı ileri süremediğini, bu türden taleplerin kabulü mümkün olmadığı gibi, bu taleplerin , davalı/karşı davacının kötü niyetini açık bir şekilde ortaya koyduğunu, Davalı/karşı davacı, … firması ile yapmış olduğu sözleşme ile bağlantılı olarak zarara uğradığını iddia etmekte ise de, sundukları sözleşmede açıkça belirtilmektedir ki, sözleşme … (…) ve … kartlar için yapıldığını, … platfromunun bir mobil ödeme platformu olduğu ve bu platformla hem mikroSD kartlar, hem sim kartlar hemde …( yakın alan iletişim) özellikli cep telefonlarının yönetilebileceği, gerek basında çıkan haberler gerekse şirket yöneticilerinin basına verdiği röportajlardan anlaşılabildiğini, Davalı Banka tarafından … firmasından alınan … Platformu hem sim kart tabanlı ödeme sistemleri hem de microsd kart tabanlı mobil ödeme sistemleri ile ilgili olarak yapılmış bir yatırım olduğunu, Sim kart tabanlı ödeme sistemleri bakımından müvekkille yapılan bir sözleşme bulunmadığı gibi, sim kart tabanlı ödeme sistemleri ile ilgili sözleşme ve proje dava dışı şirket Türkcell ile yapılmış ve … Platfromu bu projede kullanıldığını, … ile yapılan sözleşmede yer alan microsd kartlara ilişkin hizmet bedelinin fahiş olduğunu, Birebir surette aymı hizmetin müvekkili şirket tarafından çok daha az bir bedelle satın alınmış olup, bu husus müvekkil şirket ticari defter ve kayıtları ile ilgili faturalar vasıtası ile kanıtlanacağını, Davalı/karşı davacı, projenin müvekkilin kusuru ile gerçekleşmemiş olmasının, kendileri açısından itibar kaybına yol açtığını ve bunun da tazmini icap eden bir manevi zarara sebebiyet verdiğini iddia ettiklerini, kendi faaliyet raporlarında ürünlerin müşterilerin kullanımına sunulduğunu kabul eden davalı/karşı davacı, halihazırda halen pilot ürünlerin dağıtıldığı kişilerce, ekte yer alan hesap ekstrelerinden de açıkça gözükeceği üzere kullanılıyor olduğu gerçeğini kasti bir şekilde göz ardı ettirmeye çalıştıklarını, Birden fazla delil ile ispat edilmiş bulunan ürünlerin başarılı bir şekilde çalışıyor olduğu olgusunun davalı/karşı davacının talebi yönünden bir engel teşkil etmediğini, Davalı/karşı davacının bir itibar kaybına maruz kaldığı kabul edilse dahi, bu itibar kaybı, davalı/karşı davacının öncelikle sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması sebebiyle, yani ürünleri sipariş etmeyip projeyi sürüncemede bırakmış olması sebebiyle yaşandığını, ürünlerin çalıştığı açık olmasına rağmen, sipariş verilmeyerek projenin sürüncemede bırakılması sebebi ile uğranılan bir itibar kaybından müvekkilin sorumlu olmadığının açık olduğunu belirterek, davalı/karşı davacının davasının reddi ile müvekkil lehine yargılama giderleri ile birlikte müvekkil ile taraflarınca yapılan vekalet ücretine ilişkin sözleşmede yer alan ücretin tamamının kötü niyetli olarak karşı dava ikame eden davalı tarafından ödenmesine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Asıl davanın, taraflar arasındaki sözleşmenin gereği olarak karşı taraf ediminin yerine getirilmemesi sebebi ile uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, karşı davanın ise davacı ediminin gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak zarara uğradığı iddiası ile zararlarının tazminine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosyanın Kapatılan … 22.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E.sayılı dosyasından mahkememize devredildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tüm dosya kapsamı doğrultusunda rapor alınmak üzere tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 31/10/2014 tarihli ön raporda özetle,
Dava dosyası üzerinde ve sunulan dellilerde yapılan teknik inceleme neticesinde, davacının yükümlülüklerini tam ve gereği gibi yerine getirip getirmediği dolayısıyla da davalı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olup olmadığı hususunun tam ve açık olarak tespit edilebilmesi için Sayın Mahkemece,
– … firmasına yazı yazılarak;
Davacı tarafından, davaya konu … ürünleri için “…” yaptırılıp yaptırılmadığının, yapılmış ise kaç ürün için yapıldığının ve sonuçlarının,
Davalı tarafından, bu teste dayanarak “…” sertifikasyonu için başvuru yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise sonuçlarının,
Davacı tarafından, davaya konu …. ürünleri için “…Formal Test” yaptırılıp yaptırılmadığının, yapılmış ise sonuçlarının,
Davalı tarafından, bu teste dayanarak “…” için başvuru yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise sonuçlarının
– Yine …’a yazı yazılarak
“…” tipi sertifikanın kapsamı, süresi ve kullanım şartlarının neler olduğunun,
“…e” sertifikasının kapsamı, süresi ve kultanım şartlarının neler olduğunun, cevaplarının alınması gerekmektedir. Bu bilgiler ışığında heyetimizce nihai rapar hazırlanabilecektir. Şeklinde bildirmişlerdir.
Bilirkişi kurulu ön raporunda belirtilen hususlarda … Card Türkiye Temsilciliğine müzekkere yazılarak cevaplar dosyaya celp edilmiştir.
Dosya …, …, … ile heyete eklenen kartlı ödeme işlemleri hususunda uzman bilirkişi Dr….’a tevdi edilerek, dava ve karşı dava bakımından asıl ve karşı davada ileri sürülen iddia, savunma, toplanan deliller, …’ın cevabı yazısı, taraf vekillerinin …’ın cevabı yazısına beyanları, tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor hazırlanması istenmiştir.
Bilirkişi heyeti mahkememize sundukları 10/10/2016 tarihli raporda özetle,
Davacının talepleri muafiyet (waiever) ürünlerin EMV sertifikasyonu olarak kabul edilmesi gerektiği üzerine kurulmuştur. Muafiyet belgesi az sayıda ürüne kısıtlı süre için verilen bir belgedir.
Sertifikasyon başvuru ve işlemlerinin üretici firma tarafından (…) yürütülmesi gereklidir.
Kartlara ilişkin olarak sağlanması gereken …Sertifikasyonu “…” olarak adlandırılan onay belgesidir. Dava konusu kartlara test amaçlı verilen muafiyet belgesi dışında verilmiş bir onay belgesi bulunmamaktadır.
Karşı dava açısından davalının …’dan satın aldığını fatura ile belgelediği yazılımın proje ile ilgisini kuracak bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Fuar masraflarının doğrudan proje ile ilişkilendirilmesi için fuara sadece bu ürünün tanıtımı İçin gittiklerinin ortaya konmasi gerekir. Proje için gürevlendirildiği iddia edilen personelin harcadığı mesai iddiadan Öte değildir.şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Yargılama esnasında Davalı hakkında iflas kararı verildiği. İİK. 194. Maddesi çerçevesinde davalı karşı davacının iflas etmiş olduğu dikkate alınarak ilgili kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunda mahkemesinden bilgi alınmasına karar verildiği ve İflas kararının kesinleşmesi halinde kayıt kabule esas alacağın iflas davası dikkate alınarak yeniden denetlenmesine karar verildiği, iflas kararının kesinleştiği, müflis hakkındaki tasfiye işlemlerinin … tarafından yürütüldüğü ve …’nin aldığı karar doğrultusunda 2. Alacaklılar toplantısının yapılmayacağının belirtildiği görülmüştür.
Dosyanın bilirkişilere yeniden tevdii ile, taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazlarının başlıklar halinde incelenip, rapor sonrası dosyaya giren belge ve bilgiler de gözetilerek, detaylı denetime elverişli ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişilerin mahkememize sundukları 13/01/2022 tarihli ek raporda özetle,
Sertifikasyonun yapılmaması nedeniyle dava konusu ürünlerin ticari -amaçlı kullanılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının iddia ettiğinin aksine ayıplı ve eksik bir ifa durumunun sözkonusu olduğu, ürünlerdeki ayıbın ürünlerin kullanılmasını engelleyecek nitelikte olduğu bu bakımdan asıl davada davacının alacak iddiasının yerinde olmadığı,
Davacı taraf, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini tam ve gereği gibi yerine getirmemiş olması nedeniyle davacının uUğramış olduğu zararları tazmin etmekle yükümlü olması gerektiği,
Kök raporda yer alan mali incelemede “Karşı davada; harcamalara ilişkin fiili zarar olarak 435.549,54 TL talep edilmektedir. Talebin 38B9,559,54 TU’lık kısmı satın alınan yazılım nedeniyle 01.06.2011 tarihinde … (… Ltd. Şti.)firmasına yapılan ödemeye dayanmaktadır. Anılan ödemeye dayanak olarak sunulan 16.05.2011 tarih, 156552 sayılı fotura “ … Proje Bedeli” açıklaması ile düzenlenmiş olup, fatura açıklamasında yer alan … kısaltması “… …” (… Mobil Çözüm Ortamı) anlamına gelmekte ve dava konusu proje ile örtüşmektedir” tespitine yer verildiğinden ve yine teknik inceleme bölümünde “alınan yazılımın dava konusu ile ilgili olduğu” tespit edildiğinden Kartek firmasına ödenen 389.559,54-TL’lik zararın davacıdan talep edilebileceği,
Yine, davalının ödemiş olduğu 12.960,20 TL’lik bedeli de davacıdan talep edebileceği, davalının diğer zarar iddialarının ise ispata muhtaç olduğu, şeklinde ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca ek rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuş, Davacı vekilinin yeniden rapor alınmasına ilişkin talebinin dosya kapsamı itibariyle yerinde görülmeyip reddine karar verilmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre;
Davacı taraf iddiasının, sözleşmenin haksız olarak davalı tarafça feshedildiği, ilk planda verilecek olan 10.000 adetlik ürün siparişi bedeli olan 295.000.-Amerikan Doları, ikinci siparişe konu 15.000 adetlik ürün siparişinin minimum bedeli olan 429.000.-Amerikan Doları bir yıl için “… bakım bedeli” olan toplam 30.000.-Amerikan Doları ve proje bedeli olarak kararlaştırılan 40.000,00-Ametikan Doları tutarındaki bedellerden mahrum kalarak zarara uğradığı, sözleşme kapsamında, yurtdışında ve yurtiçinde yapılan tanıtımlara ve lansmanlara katılmak ve sözleşme ile yükümlenilen edimlerin yerine getirilebilmesi için gerekli olan görüşmeleri yapmak amacı ile birçok seyahat yaptığı, yapılması gerekli olan “TSM” yatırımlarını yaparak sözleşmenin haksız fesih ile sona erdirilmesi sonucunda bu masraflar ile ilgili olarak zarara uğradığı, satım sözleşmesine konu ürünlerin üreticisi olan … Şirketi ile yapmış olduğu sözleşme bağlamında da zarara uğradığı, davalı şirketin yükümlendiği siparişleri vermemesi sonucunda müvekkili şirketin üretici şirketle yapılan sözleşme bağlamında cezai şart ödemek zorunda kaldığı, davalı şirketin bankacılık ve ödeme araçları piyasasında aleyhine birçok karalayıcı beyanda bulunarak tanınırlığını ve saygınlığını zedeleyerek manevi zararına sebep olduğu yönünde olduğu görülmüştür.
Davalı ise karşı davasında, sözleşmenin haklı olarak feshedildiği, alınan 200 pilot ürünün giderlerinin zarar kalemi olarak ortaya çıktığı, sözleşmeye güvenilerek toplamda 10.990 TL pilot ürün ödemesi yapıldığı, fuar ücreti ve fuar için katılımcıların uçak bileti ve konaklama gideri olarak en az 20.000 TL harcamada bulunulduğu, yönetmen düzeyi için ortalama aylık 5.000 TL brüt ücret ödediği yetkili için ise ortalama 2.500 TL ücret ödediği, iki ay için 15.000 TL’lik bir iş gücü kaybı bu proje açısından ortaya çıktığı, proje için dava dışı … (… ticaret limited şirketi) firması ile sözleşme imzaladığı ve yazılım satın aldığı, söz konusu yazılımın dava konusunu teşkil eden proje kapsamı dışında kullanılabilecek nitelikte olmadığınından yazılım için ödenen 389.559,54 TL ‘nin zarar olarak ortaya çıktığı, itibarına zarar veren bu hususun manevi zararın da doğmasına da neden olduğu iddialarını ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı tarafın “…” projesinde kullanılmak üzere “… Kart Satınalma Sözleşmesi” ve ekindeki teknik şartname ve bağlı sözleşmeler kapsamında davacı tarafın teslimi taahhüt ettiği ürünlerin, sözleşme şartlarını taşımaması iddlası ile davalı tarafın sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı, asıl ve karşı davadaki zarar tazmini taleplerinin haklı olup olmadığı ve zarar miktarlarına yöneliktir.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmış, ilk rapor ön rapor mahiyetinde sunulmuş, ikinci raporda değerlendirmeler yapılmış ve son sunulan ek raporda tarafların bütün iddia ve itirazları, mail yazışmaları, … firması ile yapılan yazışmalar detaylı olarak değerlendirilmiş olup, mahkememizce de hükme esas alınmaya elverişli bulunan son alınan ek raporda teknik değerlendirme kısmında belirlendiği üzere, sertifikasyonun yapılmaması nedeniyle dava konusu olan ürünlerin ticari amaçlı olarak kullanılmasının mümkün olmadığı belirlenmiştir. Buna göre davacı tarafından yerine getirilen edimlerde ayıplı ve eksik bir ifa durumunun bulunduğu, ürünlerdeki ayıbın ürünlerin kullanılmasını engelleyecek nitelikte olduğu bu bakımdan asıl davada davacının zarar tazmini iddiası dinlenilemeyecektir. Davacı şirket, sözleşmeden doğan edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirmediği kabul edildiğine göre davalı tarafın uğradığı zararları gidermesi gerekecektir.
Her ne kadar karşı davada; harcamalara ilişkin fiili zarar olarak 435.549,54 TL talep edilmiş ise de, bu toplam talebin 389.559,54 TL’lik kısmı satın alınan yazılım nedeniyle 01.06.2011 tarihinde … (… Ltd. Şti.) firmasına yapılan ödemeye liişkin olarak sunulan 16.05.2011 tarih, 156552 sayılı faturanın “ … Proje Bedeli” açıklaması ile düzenlenmiş olup, fatura açıklamasında yer alan … kısaltması “… …” (… Mobil Çözüm Ortamı) anlamına geldiği ve dava konusu proje ile örtüştüğünün belirlenmesi karşısında, bu harcamaya ilişkin olarak Kartek firmasına ödenen 389.559,54-TL’lik miktarın davalı-karşı davacının zararı olduğu ve davacıdan talep edilebileceği anlaşılmıştır. Ayrıca 12.960,20 TL olarak 200 adet pilot ürün için davacı şirkete ödenen tutarın da aynı gerekçe ile davacı zararı olduğu kanaatine varılarak bu miktarın da talep edilebileceği anlaşıldığından belirlenen 389.559,54 TL ve 12.960,20 TL den oluşan toplam 402.519,74 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden, kabul edilen zarar kalemleri dışında talan diğer zarar kalemlerinin dayanağı olabilecek herhangi bir belge ibraz edilmediğinden, ispatlanamayan 33.029,80 TL maddi zarar talebinin reddine karar verilmiştir.
Karşı davada müşteriler nezdinde ve piyasada itibarının sarsılmasına neden olduğu belirtilerek, manevi tazminat ta talep edilmiş ise de, itibarın sarsıldığına dair dosya kapsamında bir bulgu olmaması ve manevi tazminatın koşulları oluşmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın reddine,
2-Karşı davanın kısmen kabulü ile 389.559,54 TL ve 12.960,20 TL den oluşan toplam 402.519,74 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine,
3-Karşı dava yönünden fazlaya ilişkin 33.029,80 TL maddi zarar talebinin reddine,
4-Karşı dava yönüden 20.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin reddine,
5-Asıl dava yönünden;
a-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 5.123,25 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 5.042,55 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Karşı davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 maddesi uyarınca reddedilen (250,000,00 TL maddi tazminat) dava değeri için hesap ve taktir olunan 29.450,00 TL vekalet ücretinin davacı – karşı davalıdan alınıp davalı- karşı davacıya verilmesine,
d-Karşı davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi uyarınca reddedilen (50,000,00 TL manevi tazminat) dava değeri için hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı – karşı davalıdan alınıp davalı- karşı davacıya verilmesine,
6-Karşı dava yönünden;
a-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 27.496,12 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 7.780,00 TL harcın mahsubu ile kalan 19.716,12 TL harcın davacı- karşı davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
b-Davalı karşı davacı tarafından yatırılan 7.780,00 TL harçtan oluşan yargılama giderinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
c-Davalı karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen (maddi) dava değeri üzerinden hesaplanan 36.626,38 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya ödenmesine,
d-Davacı karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen (maddi) dava değeri üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya ödenmesine,
e-Davacı karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen (manevi) dava değeri üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya ödenmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,

Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza