Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/464 E. 2019/1212 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/464 Esas
KARAR NO : 2019/1212

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …Şti’nin elinde bulunan keşidecisi müvekkili firma olan 160.000,00 Euro tutarlı bonoya dayanarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus 10 örnek ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrine süresi içerisinde zamanaşımı, yetki ve kambiyo senedi vasfı taşımadığı gerekçesi ile İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile itiraz ve şikayette bulunduklarını, davalı tarafın beyanları ve iddianın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle itiraz ve şikayetlerinin reddedildiğini, taraflar arasında düzenlenen 08.11.2006 tarihli sözleşmenin 7.maddesinde düzenlenen bedelin ödenmesi maddesinde teminat senedinin tahsil edilen sipariş avansına istinaden verileceğinin açıkça yazılı olduğunu, sözleşmeye konu makinenin teslim edildiğini, senet verilirken vade tarihinin yazılı olmadığını, bu haliyle bir yıl içinde takibe konulması gerektiğini, bu nedenle zamanaşımına uğradığı nedenleri ile menfi tespit ve icra takibinin iptalinin gerektiğini, bunun yanında davalı tarafın senedin boş kısımlarını taraflar arasında düzenlenen akde aykırı olarak vade tarihi koyularak doldurulduğunu, yine ikinci kefil olarak … isminin uydurularak yasalara aykırı bir şekilde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığınıve bu hususun bunun Anayasanın 37.maddesine aykırı olduğunu, bu vakalar karşısında davalının kötü niyetli olduğu ve eylemlerinin aynı zamanda suç olduğunu, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu ve taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7.maddesine göre sipariş avansının teminatı olarak düzenlendiğini, takibe konu senedin bedelsiz kaldığını, sözleşmeye konu makine fatura ve sevk irsaliyelerinin düzenlenerek davalı tarafa teslim edildiğini, davalının ticari defterleri ile de bu durumun sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ve dayanak 01.11.2008 vade tarihli 160.000,00 Euro tutarlı bonodan müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, müvekkili tarafça ödemek zorunda kalınması halinde %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın borçlu olmadığı iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili alacağının kambiyo senedine dayandığını, davacı tarafın senet bedeli ve imzasına itiraz etmediğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu deliller arasında dava konusu senet sebebiyle borçlu olmadığını yahut borcun ödendiğini ortaya koyan bir delilin bulunmadığını, davacı tarafın zamanaşımı ve sair itirazlarının taraflar arasında daha evvel görülen davalarda incelendiğini ve reddedildiğini, bu konuda kesin hüküm bulunduğunu, İstanbul… İcra Hukuk Mahkemesi’nin… esas … karar sayılı ilamının davacının dile getirdiği yetki, zamanaşımı, senedin kambiyo vasfında olmadığı ve teminat senedi olduğu iddiaları yönünden kesin hüküm teşkil ettiğini, ayrıca davacı tarafın dile getirdiği yetki, zamanaşımı, senedin kambiyo vasfında olmadığı ve teminat senedi olduğu iddialarını İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında da dile getirdiğini, mahkeme tarafından mürafalı olarak yapılan inceleme neticesinde davacının dile getirdiği iddialarının reddedildiğini, senede sonradan ilaveler yapıldığı şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının dosyaya sunduğu sözleşme ile dava konusu senedin de bir ilgisinin olmadığını, davacı tarafın dosyaya sunduğu senet haricinde müvekkili ile yaptığı 07.11.2006 tarihli sözleşme sebebiyle de borcunun bulunduğunu, 07.11.2006 tarihli sözleşmede davacı tarafın müvekkiline, müvekkilinin tarif ettiği niteliklerde bir kablo üretim hattı üretmeyi taahhüt ettiğini, söz konusu kablo üretim hattı ile müvekkilinin 2007/00148 numaralı kablo kanalı endüstriyel tasarımının üretiminin öngörüldüğünü, sözleşmenin 12.maddesinde gizlilik anlaşmasının da yapıldığını, bu çerçevede müvekkili ile davacı arasında bir istisna akdinin kurulduğunu, davacının ücrete hak kazanabilmesi için edimini eksiksiz olarak ifa etmesinin gerektiğini, aksi takdirde davacının aldığı bedeli de iade ile yükümlü olduğunu, davacı tarafa sözleşme bedelinin ödendiğini, ancak davacı tarafın makineyi teslim ettiği tarihten itibaren makinede üretim hataları, sözleşmeye aykırılıklar ve yapıların olduğunun anlaşıldığını, davacı tarafın defalarda makineyi tamir ettiğini beyan etmesine karşılık üretim hatasından kaynaklanan makine problemini bir türlü yapamaması üzerine … Noterliği’nin 25.07.2007 tarihli ihtarnamesinin gönderilerek sözleşmeye uygun makine tesliminin yapılmaması haline yasal hakların kullanılacağının ihtar edildiğini, ihtara rağmen sorunun giderilmemesi üzerine bu kez müvekkili tarafından Küçükçekmece… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespitinin yapıldığını, 21.12.2009 tarihli bilirkişi raporunda kablo kanalı üretim hattının mevcut haliyle çalışmasının ve üretim yapılmasının mümkün olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafın rapora itiraz etmediği gibi makineyi onarmak için de herhangi bir girişimde bulunmadığını, iş bu sebeple davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşmedeki edimini ifa ettiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davacının %40’tan az olmayacak şekilde tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; davacının davalıya İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ve dayanak 01.11.2008 vade tarihli 160.000,00 Euro tutarlı bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Dava konusu makineye ilişkin mahallinde keşif yapılmak üzere talimat yazılmıştır. Makine Mühendisi bilirkişi 27/10/2014 tarihli talimat raporunda,
-08.11.2006 tarihinde sözleşme ile “Kablo Kanalı Üretim Hattı” imalat işinin yapımı … tarafından imal edilmek üzere, … firması arasında imzalanmıştır. 30.04.2007 tarihinde fırmada(…ta) ön kontrolü yapılarak teslim edilecektir.
-… tarafından; … firmasına verilen teknik dokümantasyon, her türlü araç ve numülerin, Fikri ve Sınai Mülkiyetinin … firmasına ait olduğundan, hertürlü teknik resim, teknoloji, ölçü, tolerans’ta … tarafından verilerek, … tarafından bu proje direktifler doğrultusunda “Kablo Taşıma Kanalı ” makinesi imal edilmiştir.
-İstanbul îkitelli’de fabrika içerisine montajı yapılan makinenin, karşılıklı teslim tesellüm yapıldığına dair, dosya da bir belge yoktur.
-Ancak … firmasından …’ın … firmasına gönderdiği,09.07.2008 tarihli yazısı ile, Kablo Kanalı Hattı teslim tarihinin, Nisan 2008 olarak kabul ettiklerini bildirmiştir.
-Bu yazıdan sonra, … firmasından …’ın Kablo Kanalı Üretim Hattının. 30.10.2008 tarihinden, 30.10.2010 tarihine kadar üretim hatalarına karşı garantili olduğunu, bu garanti … Şti. tarafından sağlandığını bildirmiştir.
-Keşif anında gösterilen ve esas …’ın memnuniyetsiz olduğu hidrolik presin, üretim hattı zincirinden alınarak; yerine,… Makine firmasından, 18.01.2011 tarihinde, 022091 sayılı fatura ile, %18 kdv dahil, toplam 100.300,00 TL (yüzbinüçyüzlira) 1 adet, 250 tonluk, eksantrik laminasyon presi satın alınarak üretim hattı zincirine dahil edilmiştir.
-Metal kesme, delme, bükme işlemleri yapan makinelerin kalıp ağızları, malzemenin sertliğine ve kalınlığına göre belirli sayıda üretim yaptığı zaman, kesici uçların bilenmesi veya yenilenmesi gerekir. Bakımının periyodik olarak diğer makinelere göre sık aralıkları yapılmaması halinde makineler elden çabuk çıkar. Kollarında hareketini sağlayan millerin çatlaması, hortumların patlaması, uygun malzeme kullanılmamasından, makine projelen-diriken prtoje de uygun malzeme kullanılmaması veya zamanında değiştirilmemiş kalıpların kullanılması, körlenmiş kesici veya zorlanma durumlarında hidrolik hortumlar patlayabilir, malzemeler kırılabilir, hatta pres gövdelerinde çatlamalar meydana gelebilir. Bakım, parça değişimi ve kalıp değişim presin çalışma saatine göre yapılır.
-Dosyada bulunan flaşh diskteki video “Kablo Taşıma Kanalı ” hattının 2008 yılında kurulumu yapıldığında çekilmiş ise; “Kablo Taşıma Kanalı ” hattında o gün de bu gün de bulunan Rollform makinasmdaki ölçü sabitleme borularının,(makaralar arasındaki borunun) bu makinanın 2008 yılında İstanbul İkitelliye kurulum yapıldığın da olduğu görülmektedir. Oysa, … yetkilileri projede, bu boruların olmaması gerektiğini, bu borular yerine hidrolik silindirlerle sabitleme istediklerini bildirmektedirler. Dosyada proje olmadığından görülememekte ve sözleşmede de bu konu yoktur.
“Kablo Taşıma Kanal Hattı” İmalat Makinasınm, Fikri ve Sınai Mülkiyetinde belirtilen projelendirme, malzeme, ısıl işlem, imal usulleri, projelendirilme ve ölçü toleranslarının … tarafından uygulanan imalatta yeterli olmadığı;
… firmasının … firmasının imal etmiş olduğu, “Kablo Taşıma Kanal Hattı” meydana getiren üniteleri (makinaları) meydana getiren parçaların yeterince kalite kont-rollarınm yapılmadığı, makine imal edildikten sonra … firması dışında, … tarafından modifikasyon yapıldığı,
İstanbul’dan Çorlu’ya makinenin taşınması esnasında … firmasının görüş ve bilgisine danışılmadığı;
… firmasının, Kablo Taşıma Kanalı Makinesini meydana getiren ünitelerinden memnuniyetsizliklerini belirtmelerinin ve de bilhassa; presten memnuniyetsiz olduklarını ifade etmelerinin nedeninin, “Kablo Taşıma Kanalı Hattının” açık ve gizli ayıplı olmasından kaynaklandığı;
Bu ayıplardan, açık ayıpların, ölçüsünde, toleransında, presi meydana getiren yedek parçların ısıl işlem sertliğinde, toleranslarında imal edilmemesi,
Gizli ayıpların, Fikri ve Sınai Mülkiyetinde belirtilen projelendirilmede eksik veya noksan parçalardan meydana gelebileceği; demir kesen, büken makine, makine üzerinde kullanılan kalıp, makas, zımba, v.s.nin çalışma saatleri bitiminde değiştirilmemesi de keşif anında … firmasının memnun olmadığı konuları oluşturabileceği,
Dosyada bulunan flaş diskteki videoda 2008 yılında İkitelliye kurulduğu bildirilen … makinasmdaki enine ayar makarlarımn sabitlemesinin borularla olduğu, (hidrolik devrelerle ve pistonlarla olmadığı)
100.300,00 TL (yüzbinüçyüzlira) ‘ya Şubat 2011 tarihinde pres,… marka olarak yenilendiği, dışarıdaki eski presin … üretimi olduğuna dair bir etiket, yazı ve marka olmadığı, makinanın kurulduğu günden bu güne kadar, … tarafından modifiye yapılarak, 2011 yılında da yenilenerek üretim yapıldığı; … tarafından makine sökülerek, Çorlu’ya taşınması esnasında yapılacak yanlışlarından, hasralrdan, … firmasının sorumlu tutulamayacağı, hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia itiraz ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler 27/11/2015 tarihinde sundukları raporda,
Davacının üstlenmiş olduğu işi tam ve gereği gibi yerine getirmediği, ayıplı ifa nedeniyle davacının davalıya 107.495,01 TL tazminat ödemesi gerektiği,
Davalı tarafından 30/12/2009 tarihinde toplam 169.386,15 Euro karşılığı (2.1707 TL) 367.686,51 TL alacak talebinde bulunulduğundan davacının takip nedeniyle (367.686,51-107.495,01=260.191,5 TL oranında borçlu olmadığının tespitine ilişkin görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Dava dosyasının miktar itibariyle heyete tevdi olunduğu görüldü.
Tarafların dosyaya sunmuş olduğu itirazlar doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler 09/07/2017 tarihinde sunduğu ek raporda;
Davalı şirketin 2008 yılına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, kapanış tasdiklerinin olmadığı görülmüştür, bu nedenle defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, sahibi lehine delil olma niteliği taşımadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle makinenin onarım dışında yapılan masraf ve oluşan zararların, ticari defterler dışındaki geçerli delillerle ispata muhtaç olduğu açıktır. Davalı tarafından iddia ettiği zarar ve masraflarla ilgili geçerli delil sunamadiğinan, haksız rekabetin varlığı ve sonucundu alınacak tazminat ayrı bir davanın konusu olduğundan, davalının kök raporda tespit edilen zarardan daha fazla zarar gerçekleşmiş olduğu yönündeki iddiası yerinde değildir,
Kök raporda ifade edilen, … Şti.’nin.30/10/2008 tarihli Garanti Belgesinden Kablo Kanal Üretim Hattının 30/10/2008-30/10-2010 tarihleri arasında, imalat hatalarına karşı garantili olduğu anlaşılmaktadır. Küçükçekmece Mahkemesinin, 12/12/2009 tarih ve… D.İŞ Dosya numaralı bilirkişi raporunda …i adresinde bulunan Kablo Kanalı Üretim Hattı, çalıştırılarak, hataları 12 madde halinde ve Pres Milinin çatlak olduğu, tespit edilmiş ve konstrüksiyon imalat, malzeme vc ayar hataları sebebi ile çalıştırılarak standart imalat yapılmasının mümkün olmayacağı ve mevcut hali ile ayıplı olduğu netice ve kanaatma varılmıştır. Davalı taraf, kök raporda belirtmiş olduğumuz faturalardaki harcamalarla Kablo Kanal Üretim Hattının presini değiştirerek, hattı çalışır duruma getirilmiş ve bunun için KDV dahil 107.495.01 TL odeme yapmıştır. Davacının garanti taahhüdü dikkate alındığında yapılan hu ödemenin davacının vermiş olduğu teminat senedinden tahsil edebileceğinin açık olduğu,
Davalı taralından 30.12.2009 tarihinde toplam 169.386,15 Euro karşılığı (1 Eurox 2.1707 TL,) 367.686.51 -TL, alacak talebinde bulunulduğundan. davacının takip nedeniyle (367.686.51-107.495.01=) 260.191,15 – oranında borçlu olmadığı sonucuna vardıkları, kök rapordaki görüşlerinde herhangi bir değişiklik oluşmadığı hususlarında ek görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Bu kez mahkememizce tarafların iddia ve itirazları, sunulan beyanlar doğrultusunda dava konusu makinenin yerinde inceleme yapılarak makineye ait vasıf nitelik ve eksik ayıp mevcut olup olmadığı, sorunun kullanım kaynaklı ya da başka hangi nedenle var ise oluştuğu, yapılan incelemelerde denetlenerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler 21/11/2019 tarihli raporda;
-Davacı tarafından davalıya sözleşme kapsamında yapılan kablo kanalı üretim hattı makinesinin gizli ayıplı olduğu,
-Davacının takip nedeniyle 260.191,50 TL oranında borçlu olmadığı, Ayıba ilişkin iddiaların hukuki olarak değerlendirilmesi bakımından,
-Somut olayda hukuki sorunun takibe konulan senedin kambiyo vasfını haiz olup olmadığı ve yüklenici davacının ayıptan sorumluluğunun koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinden ibaret olduğu,
-Ayıptan sorumluluğun doğması için eserin tamamlanarak teslim edilmiş olması, teslim edilen eserde ayıpların bulunması, söz konusu ayıpların iş sahibinden kaynaklanmaması, iş sahibinin teslim edilen eseri muayene ve ayıbı bildirme külfetlerini yerine getirmiş olması gerektiği,
-Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin 818 sayılı BK’nin yürürlüğünde kurulduğu, ayıplara ilişkin tartışmaların 2008 yılında başladığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunim Geçmişe Etkili Olmama Başlıklı m. 1 hükmü uyarınca, ayıptan sorumluluğun şartlannın incelenmesinde 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği,
-Yüklenicinin eserdeki ayıplardan sorumluluğunun ilk koşulunun, eserin teslimi olduğu, somut olayda eserin teslim edilmiş olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, raporda yer verilen açıklamalar ışığında, imal edilen makinenin sözleşmedeki teslim vadesinden sonra NİSAN 2018 tarihinde teslim edildiği sonucuna ulaşıldığı, Yüklenicinin ayıptan sorumluluğu bakımından aranan ikinci koşulun, eserde ayıbın varlığı olduğu, teknik değerlendirmede, raporun nihai sonuç kısmında eserin gizli ayıplı olduğunun belirtildiği, yüklenicinin ayıptan sorumluluğu bakımından aranan üçüncü koşulun, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmaması olduğu, bu konuda her ne kadar 27.10.2014 tarihli Bilirkişi Raporunda bazı tespitler yapılmış olsa da (anlaşılabildiği kadarıyla) eserdeki ayıpların bir kısmının proje kaynaklı olabileceği hususu üzerinde durulduğu, kablo üretim hattmda, projeden kaynaklı ayıplar söz konusu ise bunlar iş sahibinden kaynaklandığı için (sözleşmeye göre projelendirme iş sahibinin yükümlülüğüdür) yüklenicinin sorumluluğunun söz konusu olmayacağı (eBK m. 361-TBK m. 476), projeden kaynaklanan ayıpların hangi arızalara neden olduğu, bu ayıpların nelerden oluştuğu konusunda atıf yapılan raporda bilgi bulunmadığı, yüklenicinin ayıptan sorumluluğu bakımından aranan dördüncü koşulun, iş sahibinin gözden geçirme ve ayıpları bildirme külfetini yerine getirmesi olduğu, Somut olayda da ayıpların ihbar edildiği ilk elektronik postanın 9.7.2008 tarihli olduğu, eserin teslimi 2018 Nisan olarak alındığı, teslimden yaklaşık 3 ay sonra ayıpların bildirildiği sonucuna varıldığı, bu bildirimin gizli ayıpları kapsaması gerektiği, iş sahibinin gizli ayıplar bakımından ihbar külfetini yerine getirdiği, teknik konuda uzman olan heyet üyelerinin nihai sonuç kısmında ayıpların gizli olduğu kanaatine vardığı,
-İş sahibinin, ayıplı ifa karşısında yasanın kendisine tanıdığı seçimlik haklarının yanı sıra ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararın giderilmesini talep hakkının bulunduğu, ayıba bağlı zararlara ilişkin olarak yapılan teknik incelemede ispat külfetinin yerine getirilmediği sonucuna ulaşıldığı,
-Taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde, davacının sorunların giderilmesi için çeşitli parçalar yolladığı ve bunların sonunda ayıbın devam ettiği ve buna bağlı olarak yazışmalar yapıldığının görüldüğü, özellikle 24 Ağustos 2009 tarihli yazışmanın sonunda “Şu an son problem olarak gördüğümüz pres çalışması için köklü bir değişiklik istiyorum sizden. Takılı olan parça da kırılınca ne yapacağız burada söyler misiniz? Sizden konuyla ilgili acil köklü bir çözüm bekliyorum. Artık sorun çıkmayacak şekilde çözelim bu işi…” şeklinde ifade ile onarımın talep edildiği ancak davacının onarımı gereği gibi yerine getirmediğinin anlaşıldığı,
-Somut olayda senet metninde açıkça teminat senedi olduğunun yazılması dışında taraflar arasındaki sözleşmede de teminat senedi verileceği kararlaştırıldığı ve teminat senedi miktarının da 160.000 Euro olduğu, takibe konulan senedin de 160.000 Euro olduğu, Doktrindeki aksi görüşlere rağmen Yargıtay’in istikrar kazanan kararlarında taraflar arasında akdedilen bu sözleşme dolayısıyla senedin kayıtsız şartsız olma unsurunun zedelendiğini ve senedin kambiyo senedi vasfını yitirdiğinin benimsendiği hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflar arasındaki sözleşme ve tüm dosya ve ekleri ile alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça açılan davada, davalının takibe koyduğu senetten dolayı borçlu olmadığı, senedin zamanaşımına uğradığı, kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı, bedelsiz kaldığı iddialarında bulunmuş olup, senet üzerinde yapılan incelemede senedin üzerindeki keşide tarihi dışında 01.11.2008 vade tarihi olduğu ve takibe konulurken vade tarihi itibariyle zaman aşımının gerçekleşmediği sabit olduğundan, senedin üzerinden teminat ibaresi yazsa dahi açıkça bunun neyin teminatı olduğu yazılmadığından yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince bu ibarenin sonuç doğurmayacağı, senedin kambiyo senedi vasfını etkileyemeyeceğine kanaat getirilmiş ve davacı tarafın bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir.
Davaya konu icraya konulan senedin, taraflar arasındaki 08.11.2006 tarihli eser sözleşmesi niteliğindeki sözleşmenin 7.maddesinde “Yapılan görüşme sonucunda hattın toplam fiyatı 320.000 Euro + KDV olarak belirlenmiştir. Ödeme şekli peşinat 160.000 Euro. Bakiyesi sözleşme günü geçerli euro kuru üzerinden işin seyrine göre ödenecektir. (Firma tahsil edeceği sipariş avansı miktarında teminat senedi verecektir.)” şeklindeki sözleşme hükmünde taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden davalı tarafça davacıya işin bedelinin yarısı olan 160.000 Euro peşinatın avans olarak verildiği ve karşılığında sözleşme hükmü uyarınca takibe konulan senedin verildiği sabit olup, davalı tarafça aksine dair herhangi bir savunma dile getirilmemiştir. Ancak senedin teminat senedi olarak verilmiş olmasına rağmen bu teminat senedinin hangi hallerde işleme konulacağından sözleşme hükümlerinden hareketle belirlenmesi gerekir. Sözleşmenin 7.maddesinde iş bedelinin 320.000 Euro + KDV olduğu ve 160.000 Euro’nun peşin verileceği bakiye kısmın işin seyrine göre ödeneceği belirtildiğine göre teminat senedinin eser mahiyetinde olan ve davacı yükleniminde olan makinenin, davalıya teslim edilmemesi halinde bu makine için verilen avans hükmündeki 160.000 Euro’luk peşinatının karşılığı olarak takibe konulabileceği sabit olmakla, ancak eserin tamamlanarak davalıya teslimi de dosyadaki bilgi ve belgelerden sabit olduğundan teminat senedinin eserin bedeli için kararlaştırılan 160.000 Euro’luk peşinat avansının karşılığı olarak verilmiş olması hususu dikkate alındığında teminat hükmünün olumsuzluk gerçekleşmemiş olması nedeniyle sona ermiş olduğunun kabulü gerekmiştir. Buna rağmen davalı tarafça senet davacıya iade edilmemiş, takibe konu edilmiştir.
Makine eser teslim edilmesine ve davalı tarafça senedin başka sebeple alındığı da iddia ve ispat edilememiş olduğundan yargılama sürecinde senedin iade edilmemesinin sebebi olarak eserin ayıplı olduğu ve sözleşmenin 12. Maddesindeki gizlilik kuralının ihlali suretiyle haksız rekabet yapılmasına davacının sebep verdiğinden bahisle takipte haklı olduğu savunulmuş ise de davalı tarafın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Eserin tüm projelendirmesinin sözleşme 6.maddesi gereğince davalıya ait olduğu, davacının üzeirine düşen yükümlülüğünün davalı tarafça bildirilen ve gönderilen projelerin (sözleşmede resimlerin özelliğine göre tanımlanmıştır) ön gördüğü şekliyle üretim hattının dökümünü yapıp, tamamlayıp, davalıya teslim etmekten ibaret olduğu, buna göre de davacı tarafın, davalının ayıp savunması karşısında ayıbın gizli olup olmadığı ve davacıdan kaynaklı olup olmadığı ile ayıbın ne olduğunun tespiti yapılmadan eserde ayıp olduğu cihetiyle senedin alıkonulduğunun söylenemeyeceğine kanaat getirilmiştir.
Her ne kadar alınan raporlarda eserin ayıplı olduğu bildirilmiş ise de ayıbın açıkça ne olduğu, kimden kaynaklandığı, yükümlülüğü davalıya ait olan projelendirmeden mi yoksa işin yapımı sırasında kullanılan davacı yükümlülüğünde olan malzeme veya projeye uygun imal etmemekten mi kaynaklandığının açıkça tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edilemediği, bilahare alınan raporlarda da bu hususun tekrar ettiği ve mahkememizce en son davacı tarafın tüm itirazlarını karşılar mahiyette açıkça ayıbın ne olduğu, kimden kaynaklandığı, gizli mi yoksa açık ayıp olduğunun tespiti için keşfen bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle tespiti için oluşturulan ara karar gereğinin, eserin yargılamaya rağmen, davalı tarafça yargılama sonu beklenmeden satıldığı, mahkemenin incelemesine sunulmadığı, buna göre de M.K.6.maddesi gereğince de iddia sahibinin iddiasını ispatla yükümlü kuralı gereği, ayıp iddiasında bulunan davalının ayıp iddiasını ispatlayamamış olduğuna, buna göre de senedin ayıp dolayısıyla davalı tarafça takibe de konulamayacağına, senedin bu ayıp için de teminat oluşturduğuna kanaat getirilememiş ve davalının ayıp iddiasının ispatlanamamış olması nedeniyle senedin bu yönden de teminat niteliğinin olamayacağına kanaat getirilmiştir. Davalı tarafça dile getirilen ayıbın tespit edildiği iddiası ise davalı taraf hazır bulunmadan D.İş esası üzerinden alınan bilirkişi raporuna dayalı olması ve raporun kesinleşmemiş olması nedeniyle davalının bu yöndeki savunmaları da dikkate alınır nitelikte görülmemiştir. Mahkememizin bu görüşüne rağmen, bilirkişiler tarafından kısmi olarak gizli ayıp içeren raporları söz konusu ise de iddia ve ispat hususlarını hukuki nitelendirme gerektirmesi ve bunun da mahkememize ait olması, en son verilen önele rağmen davalı tarafın eseri bilirkişi incelemesine hazır edip mahkememizin talimatı doğrultusunda varsa eserde ayıbın tespitine dönük imkan sağlamadığı, bu yönde çaba göstermediği, aksine eserin kendisinin yükümlülüğünde olan projelendirmeden mi yoksa davacının üretim yükümlülüğünden mi kaynaklandığı hususunu açığa çıkarmaktan kaçırırcasına yargılama safhasında eseri elden çıkartmasının da iyi niyetli olmadığına ve mahkememizce bu husus da dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelemesine gerek duyulmaksızın davalı tarafça dile getirilen ayıp iddiasının ispatlanamadığı, bu nedenle de senede dayalı olarak bilirkişi tarafından daha önce tespit edilen ikame kısım için belirlenen 107.495,01 TL’den de davalının sorumlu olamayacağına kanaat getirilmiştir.
Davalı tarafın, davacının sözleşmenin 12.maddesindeki gizlilik şartını ihlal ettiğinden bahisle teminat senedini tahsile koymakta haklı olduğu yönündeki savunması yönünden yapılan incelemede; davalı tarafın iddia ettiği gibi davacının sözleşmenin gizlilik maddesini ihlal ettiğine ilişkin iddiasını ispatlar herhangi bir delil dosyaya sunamadığı, bu nedenle bu kısma ilişkin savunmasına da itibar edilemeyeceğine kanaat getirilmiş ve bu yönden de davacının senetten dolayı davalıya borçlu olmadığına kanaat getirilmiştir.
Dava kabul edilmiş olmasına rağmen, davacı tarafın tazminat talebi şartları oluşmadığından reddedilmişti. Zira davacı tarafça davalının açıkça kötü niyetli olarak hakkında takip açtığı ispatlanamamış olup, aksine davalı taraf sözleşmenin gizlilik maddesinin ihlali ve eserin ayıplı olduğu iddia ve savunmasıyla takip yapmış olduğu, ancak yargılama sonucunda bu hususun ortaya çıktığı ve mahkememizin hukuki değerlendirmesiyle bunun sonuca bağlandığı, buna göre de davacı taraf, davalının açıkça kötü niyetli takip yaptığını ispatlayamadığından tazminat şartlarının oluşmadığına, bu nedenle de talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibe dayanak 160.000 Euro’luk senet ve takipten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Bono ve takibin iptaline,
3-Şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 32.537,42 TL karar harcından peşin alınan 8.134,70 TL’nin mahsubu ile geri kalan 24.402,72 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 16.940,15 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 33.002,80 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
32.537,42 TL İ.H 6.346,75 TL İlk masraf
8.134,70 TL P.H / 5.500,00 TL Bilirkişi ücreti
24.402,72 TL Bakiye harç 2.312,50 TL Talimat giderleri
964,90 TL Posta giderleri
1.816,00 TL Tamamlama harcı
16.940,15 TL