Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/44 E. 2021/28 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/44 Esas
KARAR NO: 2021/28

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/02/2014
KARAR TARİHİ :13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili 03/02/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15/09/2013 tarihinde eşi ve çocuğu ile birlikte … gitmek için … Mahallesine geldiğini, aracını park edip karşıya geçmek isterken orta refüje geldikleri esnada … plakalı aracın müvekkile çarptığını, ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazadan dolayı müvekkilin maddi olarak zarara uğradığını, müvekkilin kaza nedeniyle çalışma gücü kaybına uğradığını ve ekonomik geleceğinin sarsıldığını, bu nedenle davalılardan zararının karşılanması gerektiğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … lehine toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 15/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekilinin 05/03/2014 tarihli dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesi ile söz konusu kaza sebebiyle müvekkilinin yaralandığını, geçici ve sürekli iş gücü kaybına uğradığını belirtmiş ve ekonomik geleceğinin sarsılması sebebiyle de bu yöndeki tazminat talebi dahil fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla toplamda 10.000,00 Tl, maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğini, ancak davacı vekilinin müvekkilinin ekonomik geleceğinin sarsıldığı yünündeki varsayımsal iddiasına dayanarak talep ettiği maddi tazminat yönünden müvekkil sigorta şirketinin davacıya karşı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını,zira Yüksek Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre bu tür varsayımsal zararlar yansıma zarar kabul edilmekte ve trafik poliçesinin teminatına girmediği belirtilmekte olduğunu,bu nedenle Sayın Mahkemece bu tür zarar için ne kadar tazminat talebinde bulunulduğu davacı vekiline açıklattırılmalı ve bu yönden davanın reddine karar verilerek müvekkil sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini,dava dilekçesinde belirtilen hususların uzman bilirkişiler marifetiyle ve Adli Tıp Kurumunca belirlenmesi gerektiğini, cevap dilekçelerinde bahsedilen nedenlerden dolayı davanın reddine, aksi halde maluliyetten doğan maddi tazminat talebi bakımından cevap dilekçesinde belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini, ekonomik geleceğin sarsılmasına le ilgili maddi tazminat talebinin reddine,. Kaza tarifinden itibaren faiz talebinin reddine dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden masraf, faiz ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmamalarına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı, ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan kayıpların tazmini istemine ilişkindir.
…. Asliye Ceza Mahkemesinin …esas sayılı dosyasının bir suretinin mahkememiz dosyası içerisine alındığı anlaşılmıştır.
Haksız fiil nedeniyle bedensel zarar halinde uğranılan maddi zararlar 6098 sayılı 54.maddesinde; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirtilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin trafik tespit tutanağının yapılan incelemesinde; kazanın 15/09/2013 tarihinde … ili … ilçesi … Mahallesi, … Caddesi, … (A) Kapısında, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla … Caddesi üzerinde seyri sırasında, kendi ile aynı yönde ve sağda durmakta iken soldaki orta refüj boşluğunun olduğu yerden karşı yol bölümüne geçmek üzere sola doğru dönüşe geçen diğer sürücü… sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile çarpmamak için sola doğru direksiyonu kırarak orta refüj üzerindeki yayalara çarpması neticesinde meydana geldiği, davacının yaralandığı anlaşılmıştır.
Kazaya konu … plakalı araca ait poliçe ve hasar dosyasının yapılan incelemesinde ise davalı … Genel Sigorta A.Ş. nezdinde 09/03/2013-09/03/2014 tarihleri arasında geçerli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu ve teminat limitinin kişi başı ölüm/sakatlık için 250.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı ilamına göre “Haksız fiil sonucu çalışma gücünün kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkemelerce, kazada yaralanan, tazminata konu kişinin tüm tıbbi evrak ve belgeleri temin edilerek yukarıdaki yönteme göre belirlenmesi” gerekmektedir. Yine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2017/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamına göre “Maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihlerine göre; 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 ila 31/08/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 ile 31/05/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi” gerekmektedir. Dosyamız kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığının maluliyete ilişkin 20/07/2015 tarih, … karar sayılı raporunda özetle; dosyada mevcut tüm bilgi ve belgeler kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde … oğlu 1983 doğumlu …’nın 15/09/2013 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesinde meydana geldiği bildirilen arızası, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri muvacehesinde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 26/04/2013 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtilmiş ve bu rapor hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce kusur ve aktüer hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Kusur yönünden dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının, 20/07/2015 tarih, …-… sayılı kusur raporunda özetle; Sürücü …sevk ve idaresindeki otomobille, sol şeritten gelmekte olan diğer araca rağmen dönüşe geçerek diğer araç sürücüsünün seyir durumunu bozup neden olduğu olayda %55 oranında asli kusurlu olduğunu, Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında mahaldeki hız limitini, yaya geçidini ve orta refüj aralığını dikkate alarak aracını her an durdurabileceği hız düzeyinde kullanması, diğer sürücü idaresindeki aracı farkettiğinde de aracın kısa mesafede durdurarak olayı önlemesi gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş olup %45 oranında tali kusurlu olduğunu, Davacı …’nın kaplama dışında bulunduğu sırada gelişen olayda alacak bir önlemi olmadığından atfı kabil kusuru olmadığının bildirilmiş olduğu görülmüştür. Aktüer bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda, rapor tanzim tarihi olan 28.03.2016 tarihi itibariyle, davacı mağdur …’ya ilişkin olarak geçici işgöremezlik zarar tutarının 1,493,94 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı vekilinin aktüer bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle aküter bilirkişiden ek raporlar alınmış, bilirkişinin 16/02/2020 tarihli ek raporunda özetle; dosya içerisinde mevcut Adli Tıp Kurumu … Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan kusur raporu, yine Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca hazırlanan maluliyet raporları göz önünde bulundurularak hesap tarihi olan 16.02.2020 itibariyle a) Yasal Asgari Ücret Dikkate Alınarak Yapılan Hesaplamada, davacı mağdur …’nın Geçici işgöremezlik tazminatı tutarı 1.527.80 TL hesaplandığını, b) Emsal Ücret Dikkate alınarak Yapılan Hesaplamada, davacı mağdur …’nın Geçici İşgöremezlik tazminatı tutan 2.851,80 TL hesaplandığını, c) Davacı mağdurun, Borçlar Kanunun 54/4 mad. uyarınca ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı /zararı talep etme hakkı mevcut olduğu, ancak, davacı vekilince, davacı mağdurun ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı zarar ispatı için somut delil/deliller ileri sürülmediğini, davacı mağdurun yaralanması ile ekonomik geleceğinin sarsılması sonucu oluşan zararın uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, dava dosyasında bu yönde belirlenmiş bir uzman görüşü bulunmadığını, ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı zarar ispatı için somut delil ileri sürülmemesi karşısında Adli Tıp Kurumu raporlarıyla da belirlendiği üzere davacının sürekli maluliyet durumunun olmadığı da anlaşılmakla, davacı mağdurun ekonomik geleceğinin sarsılması sonucu oluşan zararı hesaplanmadığını belirtilmiştir. Aktüerya bilirkişisinden alınan ek raporun dosya kapsamı itibariyle hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava 6098 sayılı TBK 54. gereğince bedensel zarara uğranılması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali TBK 54.maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır ve haksız fiil nedeniyle bedelsel zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirtilmiştir. İddia, itiraz, celp edilen kayıt ve belgeler, temin edilen ve hükme esas alınan raporlar incelenip değerlendirilmiş olup; dava konusu kazanın 15/09/2013 tarihinde … ili … ilçesi … Mahallesi, … Caddesi, … (A) Kapısında, dava dışı sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla … Caddesi üzerinde seyri sırasında, kendi ile aynı yönde ve sağda durmakta iken soldaki orta refüj boşluğunun olduğu yerden karşı yol bölümüne geçmek üzere sola doğru dönüşe geçen diğer sürücü… sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile çarpmamak için sola doğru direksiyonu kırarak orta refüj üzerindeki yayalara çarpması neticesinde meydana geldiği, davacının yaralandığı, sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille, sol şeritten gelmekte olan diğer araca rağmen dönüşe geçerek diğer araç sürücüsünün seyir durumunu bozup neden olduğu olayda %55 oranında asli kusurlu olduğunu, Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında mahaldeki hız limitini, yaya geçidini ve orta refüj aralığını dikkate alarak aracını her an durdurabileceği hız düzeyinde kullanması, diğer sürücü idaresindeki aracı farkettiğinde de aracın kısa mesafede durdurarak olayı önlemesi gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş olup %45 oranında tali kusurlu olduğunu, Davacı …’nın kaplama dışında bulunduğu sırada gelişen olayda alacak bir önlemi olmadığından atfı kabil kusuru olmadığı, kaza nedeniyle davacının Adli Tıp Kurumu Başkanlığının maluliyete ilişkin 20/07/2015 tarih, … karar sayılı raporunda özetle; dosyada mevcut tüm bilgi ve belgeler kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde Basri oğlu 1983 doğumlu …’nın 15/09/2013 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesinde meydana geldiği bildirilen arızası, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri muvacehesinde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 26/04/2013 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtilmiş olduğu, davacının geçici sürekli iş görmezlik zararının, kusur ve maluliyet oranı dikkate alındığında 2.851,80 TL hesaplandığı, ekonomik geleceğinin sarsılmasına ilişkin somut delil/deliller ileri sürülmediği, Adli Tıp Kurumu raporlarıyla da belirlendiği üzere davacının sürekli maluliyet durumunun olmadığı da anlaşılmakla geçici iş göremezlik tazminatı dışında davacının diğer tazminat taleplerinin reddinin gerektiği, davacının geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davalı sigorta şirketinden 2.851,80-TL talep edebileceği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yukarıda izah edildiği şekilde davacının davalı … A.Ş.’ den, yalnızca 2.851,80 TL talepte bulunabileceğine kanaat getirilmiş olmasına rağmen, duruşma esnasında verilen kısa kararda, duruşma yoğunluğu sebebiyle sehven hataya düşülerek, 6.337,33-TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 6.337,33 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 432,90 TL karar harcından peşin alınan 170,80 TL’nin mahsubu ile geri kalan 262,10 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 331,90 TL, bilirkişi ücreti 740,00 TL, Adli Tıp Kurumu masrafı 720,00 TL olmak üzere toplam 1.791,90 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 1.135,59 TL yargılama gideri ve 170,80 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.306,39 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 3.662,67 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
7- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/01/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza