Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/416 E. 2018/928 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/416 Esas
KARAR NO : 2018/928
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 17/02/1999
KARAR TARİHİ: 15/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirketin …’de aracılık faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulduğunu, diğer davalıların ortak ve yöneticisi olduklarını, müvekkilinden bu amaçla 912.000 USD tahsil ettiklerini, sonradan şirketin böyle bir yetkisinin olmadığının ortaya çıktığını, davalı gerçek kişilerin davalı şirketi paravan olarak kullandıklarını, alacağın resmi belgeler ve ikrarlarla sabit olduğunu, tahsili için yapılan icra takibinin itirazla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40 inkar tazminatının tahsiline, İTM tarafından müvekkili aleyhine hükmedilen %40 inkar tazminatının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra davasını ıslah ederek, 912.000 USD alacağının 01.02.1998 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca hesaplanacak faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevabında özetle; müvekkilleri … ile davalı şirketin davacıyla hiçbir hukuki ilişkisinin olmadığını, diğer müvekkilinin borcun 92.040.719.000 TL’sini kabul ettiğini, aralarında alacak-borç ilişkisi bulunduğunu, USD üzerinden takip yapılamayacağını, tahsil talebinde bulunulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dava, borsada hisse senedi almak amacıyla verildiği ileri sürülen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Dava dosyası ilk açıldığında … Asliye Ticaret MAhkemesine ait iken hakimin reddi üzerine dava dosyası İstanbul…Asliye Ticaret MAhkemesine tevzi edilmiş, bu mahkemece yapılan yargılama sırasında başta itirazın iptali davası olarak açılan davanın bilahare ıslah ile genel alacak davasına dönüştürüldüğü anlaşılmıştır.
Mahkemece daha önce verilen kararda “iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin sermaye piyasasında işlem yapma yetkisi kaldırıldığı halde, yöneticisi ve ortağı bulunan diğer davalıların bu şirketi paravan olarak kullandıkları, davacıdan ve başkalarında topladıkları paraları bizzat kendileri veya çalışanları adına muhtelif aracı kurumlarda açtıkları hesaplar üzerinden hisse alım ve satımı için kullandıkları, davalı …’in borcun 92.040.719.000 TL’sini kabul ettiği, tarafların arasındaki ticari ilişkinin ceza dosyaları ve SPK raporları ile sabit olduğu, elden ödeme, banka hesap hareketleri ve tüm dosya kapsamıyla davacının ödemelerinin tespit edildiği, ancak davalıların birlikte hareket ettikleri yönünde kanıt sunulmadığı, her bir davalının kendi adına hareket ettiği, müşterek ve müteselsil sorumluluklarının olmadığı, ceza dosyasının beklenmediği, takip dosyasındaki kabul edilen alacağın davalı … sorumlu olduğu kısımdan düşüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 464.250 USD’nin davalı …’den, 266.000 USD’nin …A.Ş’den 67.836 USD’nin …’dan tahsiline, ancak, bu davalının icra dosyasında kabul ettiği miktar olan 92.040.719.000 TL’nin takip tarihindeki kur esas alınarak 413.666 USD’den münferiden sorumlu olduğu 67.836. USD düşülerek 345.830 USD’nin tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla diğer davalılar ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak ve tüm davalılar yönünden İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki tahsilatlarda tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihi olan 10.02.1998 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte tahsiline” karar verilmiştir.
Yargılamayı yapan İst. … ATM’ce 18.11.2005 tarihinde verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalılar vekilince yapılan temyiz başvurusu ve bu temyize katılma süretiyle yapılan davacı temyizi üzerine Yargıtay 11. H.D 08.05.2012 tarihinde 2010/7148 E. 2012/7284 K. Sayılı bozma ilamı ile “davalı şirketin ortakları olan ve yönetim kurulu üyesi bulunan diğer davalı gerçek kişilerin özellikle hazırlık aşamasındaki ifadeleri, SPK soruşturmasında alınan beyanları, ihtiyati haciz kararının infazı sırasındaki kabulleri ile davalı şirketin çalışanı bulunan Varol Yaman’ın açıklamaları dikkate alındığında; davacıya karşı birlikte hareket ettikleri, davalı şirketin varlığından yararlanarak ve onu vasıta kılarak davalıların kontrolünde diğer davalı … adına başkaca aracı kurum nezdinde açılan menkul kıymet hesabı üzerinden işlem yaptıkları ve davacıdan alınan meblağlar bakımından birbirlerinden haberli oldukları anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, davacının tüm alacakları bakımından davalıların birlikte sorumlu oldukları dikkate alınır, talep gibi hüküm altına alınacak meblağın müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın davacı yararına bozulmasına” ve yine Yargıtay Bozma ilamının 2. Bendinde “…davacının davalılara yabancı para ve Türk Lirası olarak ödeme yaptığı sabit olduğuna göre borçlar kanununun 83. Maddesine uygun şekilde yabancı para üzerinden yapılan ödemelerin bu para üzerinden, Türk lirası olarak yapılan ödemelerin Türk Lirası üzerinden tahsili yönünden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde Türk Lirası olarak ödenen paraların ödeme günündeki kur karşılığı dikkate alınarak tamamının yabancı para olarak tahsili yönünde hüküm kurulması da yanlış olup, kararın davalılar yararına bozulması gerektiği” gerekçeleri ile mahkemenin önceki kararı bozulmuştur.
Davalı tarafça bozma ilamı üzerine yapılan karar düzeltme başvurusu üzerine Yargıtay 11. H.D 15.02.2013 tarih 2016/16099 E., 2013/2640K. Sayılı ilamı ile “…200.000USD’nin davacıya ait Harbiye şubesindeki hesaptan çekilerek (21.03.1997 tarihli), 25.108,00 TL karşılığının …A.Ş. Nezdindeki … hesabına, … teslimatı açıklaması ile 23.500.00 TL’lik kısmın davacıdan teslim edildiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; davacının bu bedeli Mahmut’a teslim ettiğine dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bu ihtardan bir kısım faraziyelerle sorumlu tutulmasının doğru olmadığı ve bunun bozma gerekçesi yapılarak davalılar lehine bozma gerektiğinden” bu kısma ilişkin de davalılar lehine bozma yapılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına usul ve yasaya uygun olması nedeniyle uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Bozma ilamı doğrultusunda bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyetinden Sait Bilgiç 05/08/2014 tarihli raporunda Davacı yanın bozma ilamı ilkeleri ışığında tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen 299.660.-usd alacak için 01/02/1998 tarihinden itibaren devlet bankalarının 1 yıl vadeli USD mevduata verdikleri en yüksek faiz oranı ve 41.780,72 TL alacak için ise yine 01/02/1998 tarihinden itibaren Merkez Bankası kısa vadeli Krediler Avans Faizi oranı üzerinden faiziyle birlikte talep etme koşullarının oluştuğu, bozma ve ek bozma ilamı dikkate alındığında 21/03/1997 tarihinde döviz tevdiat hesabından nakden çekilerek 25.108.000.000 TL şeklinde Türk Lirasına çevrilen 200.000.-USD’nin … hesabına, … teslimatı açıklaması ile 23.500.000.000 TL lik kısmınnı davacı tarafından yatırıldığı yönündeki iddianın belgelenememesi nedeniyle istenemeyeceği rapor olunmuştur. Bilirkişi kurulundaki …ve…verdikleri ayrık raporda 23/10/1997 tarihinde … tarafından davalılara aktarılan 200.000 USD işleme ilişkin olarak 1086 sayılı HUMK.236.hükmü uyarınca mahkeme dışı ikrar hususunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, 23/06/1997 tarihli teslim belgesine ilişkin değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, bu iki husus dışında diğer hususlara aynen iştirak ettiklerini bildirmişlerdir.
Mahkememizce bu kez tarafların rapora karşı beyan ve itirazları denetlenerek yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler 26/09/2016 tarihli raporlarında Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19.06.2012 tarihinde aldığı … E. … Karar nolu Yargıtay İlamı’nda Davacının talep ettiği para borcu bakımından Davalıların müteselsil sorumlulukların karara bağlanmış bulunduğu,
Yargıtay Bozma ilamına uygun olarak paraların TL veya Dolar olarak verilmesine göre yapılan hesaplama sonucunda;
a)Dolar Alacağının, Doğru ve Geçerli Olduğunu Kabul Ettiğimiz, 399.660 ABD Doları Olduğunun Kabulü Halinde ABD Doları cinsinden alacağın, kamu bankalannca 1 yıl vadeli ABD Doları mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlan esas alınarak 10.02.1998 vade başlangıç tarihi ve 19.06.2012 vade sonu olmak üzere toplam 5218 günde 463.860,94 ABD Dolan faiz ve 399.660,00 ABD Doları anapara olmak üzere 863.520,94 ABD Doları toplam tutar olarak hesaplandığı,
TL olarak hesaplanan toplam 64.280.719.000 TL bugünkü TL’ye 64.280,72 TL olarak çevrilerek, TL cinsinden alacağın, TC Merkez Bankası avans faiz oranları esas alınarak, 10.02.1998 vade başlangıç tarihi ve 19.06.2012 vade sonu olmak üzere toplam 5218 günde 407.671,00 TL faiz ve 64.280,72 TL anapara olmak üzere 471.951,72 TL toplam tutar olarak hesaplandığı
b)Dolar Alacağının 299.660 Dolar Olduğunun Kabulü Halinde
-ABD Dolan cinsinden alacağın, kamu bankalannca 1 yıl vadeli ABD Doları mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları esas alınarak 10.02.1998 vade başlangıç tarihi ve 19.06.2012 vade sonu olmak üzere toplam 5218 günde 347.797,05 ABD Dolan faiz ve 299.660,00 ABD Dolan anapara olmak üzere 647.5457,05 ABD Dolan toplam tutar olarak hesaplandığı,
-TL cinsinden alacağın, yukarıdaki hesapladığımız şekilde 407.671,00 TL faiz ve 64.280,72 TL anapara olmak üzere 471.951,72 TL toplam tutar olduğu,
2)DOSYA İÇERİĞİNE GÖRE YERİNDE OLACAĞINI DEĞERLENDİRDİĞİMİZ, ALACAĞIN TAMAMININ ABD DOLARI OLARAK VERİLMESİNE GÖRE YAPILAN HESAPLAMA SONUCUNDA,
Dava dosyasında paralann verildiği tarihli döviz kurlan esas alınarak alacağın toplam ABD Dolan karşılığının 878.660 ABD Doları olarak hesaplandığı,
a) İhtilaflı Dolar Alacağının, Doğru ve Geçerli Olduğunu Kabul Ettiğimiz, 133.660 ABD Doları Olduğunun Kabulü Halinde
ihtilaflı senetteki tutann 133.660 ABD Dolan olduğu ve böylece toplam ABD Dolan alacağının 878.660 ABD Dolan olduğu kabulü ile yapılan hesaplamaya göre, kamu bankalannca 1 yıl vadeli ABD Doları mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlan esas alınarak, alacağın, 10.02.1998 vade başlangıç tarihi ve 19.06.2012 vade sonu olmak üzere toplam 5218 günde 1.019.806,97 ABD Dolan faiz ve 878.660,00 ABD Dolan anapara olmak üzere 1.898.466,97 ABD Dolan toplam tutar olarak hesaplandığı,
b) İhtilaflı Dolar Alacağının 33.660 Dolar Olduğunun Kabulü Halinde
İhtilaflı senetteki tutarın 33.660 ABD Doları olduğu ve böylece toplam ABD Dolan alacağının 778.660 ABD Dolan olduğu kabulü ile yapılan hesaplamaya göre, kamu bankalannca 1 yıl vadeli ABD Doları mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlan esas alınarak 10.02.1998 vade başlangıç tarihi ve 19.06.2012 vade sonu olmak üzere, alacağın, toplam 5218 günde 903.743,08 ABD Doları faiz ve 778.660,00 ABD Doları anapara olmak üzere 1.682.403,08 ABD Doları toplam tutar olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Bozma ilamı üzerine İstanbul … ATM’ye tevzi edilen dava dosyasının Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bunun üzerine alınan ek raporda bozmaya uygun hesaplama yapılmış ve neticeten (200.000 USD’lik bozma da dikkate alınarak) davalıların raporda tek tek doğru olarak belirlenen 41.780,79 TL ve 299.660 USD’den davalıların sorumlu olduğuna, davacının davasını ıslah ile alacak davasına dönüştürdüğünden TL için avans, USD için 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmak suretiyle davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Mahkememizce bozmaya uyulmuş olması nedeniyle bozma ilamına uygun düşmeyen ve gereksiz hesaplamalar içeren raporların bu kısımlarına itibar edilmemiş, bunun üzerine de neticeten davacının davasının kısmen kabulü ile 41.780,79 TL’nin takip tarihi olan ve aynı zamanda temerrüt tarihini oluşturan 10.02.1998 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ve 299.660 USD’nin aynı şekilde takip ve temerrüt tarihi olan 10.02.1998 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmak suretiyle davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 41.780,79 TL’nin takip tarihi olan 10.02.1998 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ve 299.660 USD’nin ayn şekilde takip tarihi olan 10.02.1998 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmak suretiyle davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 7.408,57 TL karar harcından peşin alınan 2.739,42 TL’nin mahsubu ile geri kalan 4.669,15 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-4-Davacının yaptığı toplam 8.040,78-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 4.297,57-TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 11.426,41 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı bozma öncesi 240,05 TL ile yargılama aşamasında yapılan posta gideri 100,00 TL, toplam 340,05 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 158,30 TL’nin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 10.307,19 TL TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
7.408,57 TL İ.H 815,36 TL Bozma öncesi
2.739,42 TL P.H / 4.200,00 TL Bilirkişi ücreti
4.669,15 TL Bakiye harç 286,00 TL Tebligat gideri
2.739,42 TL Peşin harç /
8.040,78 TL