Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/280 E. 2021/132 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/280 Esas
KARAR NO:2021/132

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/08/2014
KARAR TARİHİ:16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/09/2013 tarihinde müvekkillerinin desteği olan …’in, kullandığı tescilsiz ve sigortasız motosiklet ile karıştığı çok taraflı trafik kazı sonucunda vefat ettiğini, söz konusu kazanın oluşumunda ölen …’in mirasçıları olan müvekkillerinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, kaza sonrasında tutulan olay yeri inceleme raporundan ve bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere müvekkillerinin desteği vefat eden …’in tam kusurlu bulunduğunu, müvekkillerinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, desteklerinin ölümü nedeniyle müvekkillerinin maddi açıdan mağdur olduklarını, müvekkillerinin desteğinin kullandığı motosikletin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının olmaması nedeniyle davalının kişi başına ölüm halinde 250.000,00 TL ölüm teminatından sorumlu olacağını, müvekkillerinin yaşı, geliri, tüm diğer faktörler değerlendirildiğinde davalının limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olacağının aktüerya hesaplamaları sonucunda anlaşılacağını belirterek davanın kabulüne, mahkeme masrafları ve her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde vekil eden kuruma başvuruda bulunulmuş ödeme talebi haklı olarak reddedildiğini, alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden vekil edenin sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın gerçekleşmesinde sürücü kusuru varlığı söz konusu olduğundan destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davacılar tarafından, 11/09/2013 tarihinde Çanakkale Bayramiç ilçesinde davacıların murisi müteveffa …’in kullandığı tescilsiz ve sigortasız motosiklet ile karıştığı çok taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiğinden bahisle maddi tazminat isteminde bulunulmuştur.
6098 sayılı TBK’nın 49. maddesine göre, hukuka aykırı kusurlu bir fiille başkasına zarar veren kimse bu zararı tazmine mecburdur. Böylece haksız fiilden sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmaktadır. Haksız fiil sorumluluğunda genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Özel bir sorumluluk hükmüyle düzenlenmemiş olup bütün hallerde bir kimse için haksız fiil sorumluğunun söz konusu olması, 6098 sayılı TBK’nın 49′ deki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Diğer bir deyişle, ayrık bir düzenleme bulunmadığı kusur sorumluluğu hallerinde 6098 sayılı TBK’nın 49. ve devamında yer alan esaslar uygulanır.
Madde 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Düzenlemesi mevcuttur. Haksız fiil sorumluluğunun ortaya çıkabilmesi için gerekli olan ikinci koşul, zarara sebebiyet veren hukuka aykırı fiilin, fail tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasıdır. Kusur, hukuk düzeninin kurallarının bilerek ve isteyerek yada ihmal sebebiyle ihlal edilmesi gerekecektir.Kusurun kanunlarımızda tanımı yapılmamıştır. Uygulama ve öğretide kabul görmüş tanıma göre; kusur, hukuk düzenince kınanabilen davranıştır. Kınamanın nedeni, başka türlü davranma olanağı varken ve zorunlu iken, bu şekilde davranılmayarak, bu tarzdan sapılmış olmasıdır. Kısacası; kusur, genel tanımıyla, hukuk düzeni tarafından bir davranış tarzının kınanması olup; bu kınama, o davranışın belirli koşullar altında bireylerden beklenen ortalama hareket tarzından sapmış olmasından kaynaklanır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Bu kapsamda; tarafların meydana gelen trafik kazasında kusur durum ve oranlarının tespiti hususunda dosya makine yüksek mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş olup, sunulan raporda özetle; davacıların murisi müteveffa tescilsiz, sigortasız motosiklet sürücüsü …’in asli ve tam kusurlu (%100 oranında) kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü Sinan Sezer’in kusursuz olduğu, … kamyonet sürücüsü …’nin kusursuz olduğu görüşü bildirilmiştir.
Davacıların desteği olan müteveffa …’in eşi, iki kız çocuğu ve bir erkek çocuğunun destekten yoksun kalma tazminatlarının tespiti için dosya aktüer bilirkişisine tevdi edilmiş olup, sunulan 07/06/2017 teslim tarihli raporda özetle; davacı eş … için 12.290,31 TL, davacı kız çocuğu … için 1.874,88 TL, davacı erkek çocuk … için 52.553,52 TL, davacı erkek çocuğu … için 58.702,98 TL olmak üzere toplam 125.421,69 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır.
2918 sayılı KTK.nın 91. Maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvurulabileceği, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK.nın 3. maddesinde de, silindir hacmi 50cc küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 km az olan bisiklet olduğu, 2918 sayılı yasanın 103. Maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Somut olayda, kaza tespit tutanağında ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda desteğin yolcu olduğu tescilsiz aracın tescilsiz motosiklet olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamından söz konusu aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkememizce, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmış, makine mühendisi bilirkişi, aracın tipi veya motor seri nosunun mevcut olmadığını, dosyada motosikletin markası dışında başka bilgi belge mevcut olmadığından mahkemenin istediği hususta tespit yapamadığını bildirmiştir. Davacılar vekiline desteğin sürücüsü olduğu tescilsiz ve plakasız motosikletin 50 cc’nin altında olup olmadığının keşfen tespiti için motosikletin bulunduğu yerin bildirilmesi için davacılar vekiline müteaddit olarak süre verilmiş ise de ara karar gerekleri yerine getirilmemiş olup, son olarak 24/02/2020 tarihli dilekçe ile davacılar vekili tarafından tarihinde sunulan dilekçe ile motosikletin bulunma ihtimalinin bulunduğu beyan edilen otoparka müzekkere yazılmış müzekkereye cevap verilmemiş, davacılar vekili tarafından 26/01/2021 tarihli celsede beklenen müzekkere cevabının dönüşü beklenmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; mahkememizce davacıların desteği olan müteveffanın sürücüsü olduğu tescilsiz motosikletin 50 cc’nin üzerinde olmasının davalı … hesabının sorumluluğuna gidilmesi bakımından zorunlu olduğu, davacılar tarafından tescilsiz motosikletin 50 cc’nin üzerinde olduğu hususunun ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 25,20 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 34,10 TL nispi harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza