Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/268 E. 2019/104 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/268 Esas
KARAR NO : 2019/104
DAVA : Alacak (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/08/2014
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 30/04/2013tarihli işyeri devir ve satış sözleşmesi imzalandığını, yapılan sözleşme uyarınca … Lokantası adlı işyerinin davalı şirket tarafından müvekkiline devredileceğini, sözleşmenin 3.maddesinde sözleşmeden dönen tarafın 500.000,00-USD cezai şart ödeyeceğinin ve devralan tarafça ödenenen bedelin devreden tarafından iade edileceğinin belirlendiğini, sözleşmenin hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, müvekkilinin yabancı uyruklu olmasından ve Türkçe anlamamasından faydalanıldığını, sözleşmenin noter huzurunda tercüme edilerek imzalanması gerektiğini, müvekkilinin 500.000,00-USD cezai şarttan haberdar olmadığını, müvekkili tarafından davalıya ödeme yapıldığını fakat bu ödemenin sözleşmenin yerine getirilmesine konu paranın peşinatı olduğunu, davalının bu miktarı iade etmesi gerektiğini ve cezai şart olarak elinde tutamayacağını, ayrıca cezai şartın iptalinin gerektiğini belirterek davanın kabulü ile sözleşmenin butlanına ve ilk aşamada 100.000,00-TL’nin davalıdan iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan 30/04/2013 tarihli “İşyeri Devir Ve Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin batıl olduğu iddiası ile ödenen 100.000,00-TL’nin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu 30/04/2013 tarihli sözleşmenin yapılan incelemesinde, sözleşmede dosyamız davacısı…Şirketinin devralan, davalı … Şirketinin devreden, davalı …’ın devreden kefili olarak yer aldıkları ve sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşme konusunun… adresinde yer alan iki katlı ve bahçeli … Lokantası adlı işyerinin mülkiyeti, demirbaşları, işletme-içki ruhsatları ile birlikte 3.500.000,00 USD karşılığında, davacıya devredilmesine ilişkin olduğu, sözleşme kapsamında dosya kapsamına sunulan ve bankadan teyit edilen kayıtlara göre davacı tarafından 30/04/2013 tarihinde 810.000,00 TL’nin davalı şirketin banka hesabına gönderildiği belirlenmiştir. Sözleşmenin 2.maddesinde; “İşletme ve mülkiyetin toplam devir bedeli 3.500.000 USD (Amerikan Doları)dır. Bu bedelin 50.000,00 USD’lik kısmı 24/03/2013 günü devredenin banka hesabına yatırılmıştır. Bakiye 450.000,00 USD devralanın Ziraat Bankası Etiler Şubesindeki hesabına 30/04/2013 tarihinde yatırılmıştır. Bu bedelin de ödenmesi ile birlikte devralan, işyerini teslim alarak içerisinde gerekli dekorasyon, tadilat ve inşaat işlerini istedği gibi yapabilir. Devreden bu konuda devralana gerekli yardımı sağlayacaktır. Mülkiyetin tapuda devri ile birlikte devredenin işletme ile ilgili hiçbir hak sahipliği kalmayacak, işletme tamamıyla devralanın sahipliğinde olacaktır.”, sözleşmenin 3.maddesinde; “Devir konusu işletmenin bulunduğu ve tapuda … ve … adına İstanbul, Şişli, Harbiye, 772 ada, 18 parselde kayıtlı olan 638,50m2 büyüklüğünde 2 katlı bağımsız bölümün mülkiyetinin devir alana satışı yapılacaktır. Satış bedelinin bakiyesi olan 3.000.000,00 USD en geç 30 Haziran 2013 günü tapu devri esnasında ödenecektir. Ancak devralanın isteğine göre, daha önceki tarihlerde de defaten ödemeler yapılabilir. Devreden bunu kabul etmektedir. Devreden, mülkiyetin devralana tapuda satışını garanti eder. Taşınmazın resmi satış bedeli 2.500.000 USD olarak belirtilecek olup, bu bedelden devralan tarafından mülk sahiplerine geri kalan 500.000 USD da devredene nakden yada banka hesabına ödenecektir. Mülkiyetin tapuda devri ile ilgili vergi, masraf ve harçlar alıcı ve satıcı arasında 1/2 oranında paylaşılacaktır. Satışın belirtilen bu şartlarsa gerçekleşmemesi durumunda yukarıda belirtilen işyeri devri de buna bağlı olarak gerçekleşmeyecektir. Bu durumda devralanın ödediği bedel devreden tarafından iade edilecektir. Ayrıca vazgeçen tarafından diğer tarafa 500.000 USD cezai şart ödenecektir. … bu sözleşmede devredenin kefili olarak, parasal olanlar da dahil bütün yükümlüklere şahsi olarak kefalet etmektedir.” hükümlerine yer verildiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin adi yazılı olduğu, resmi şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmediği belirlenmiştir.
Davalı … Şirketinin sicilden terkin edildiği tespit edildiğinden, davacı vekiline ihya davası açmak üzere süre verilmiş, davacı vekili tarafından açılan ihya davası neticesinde İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile…Müdürlüğünce resen terkin edilen …Şirketinin, Mahkememiz dosyasına münhasır ihyasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, şirketin ihyası ile taraf teşkilinin sağlandığı, şirket tasfiye memuru olarak atanan ve son yetkilisi olan …’ın atandığı anlaşılmıştır. Davalılar adına dosyamız kapsamında isticvap davetiyesi çıkartılmış ise de davalıların usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadıkları belirlenmiştir.
Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtları celp edilmiş, yapılan incelemesinde; İstanbul İli, Şişli İlçesi, Harbiye Mahallesi, 772 ada, 18 parselde kayıtlı olan 638,50m2 büyüklüğünde 2 nolu bağımsız bölümün … ve … adına 1/2 pay ile tescilli olduğu ancak 21/02/2014 tarih ve 3524 yevmiye sayılı işlem ile üçüncü kişilere satışının gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Davacı vekili tarafından, sözleşme konusu olan bu taşınmaza tedbir konulması talep edilmiş ise de taşınmazın dava tarihi olan 06/08/2014 tarihinden önce devredildiği, taşınmazın devir tarihinden önce de davalılar adına kayıtlı olmadığı, devirden önceki malikler dava dışı … ve …’ın davaya taraf olmadığı, sözleşmenin 3.maddesinde; “Devir konusu işletmenin bulunduğu ve tapuda … ve … adına… 772 ada, 18 parselde kayıtlı olan 638,50m2 büyüklüğünde 2 katlı bağımsız bölümün mülkiyetinin devir alana satışı yapılacaktır…” düzenlemesi mevcut ise de dava dışı … ve …’ın sözleşmenin tarafı da olmadıkları ve sözleşmeyi imzalamadıkları belirlendiğinden taşınmaz üzerine tedbir konulması istemi reddedilmiştir. Yine davacı vekili tarafından dava dışı … ve …’ın davaya dahil edilmesi talep edilmiş ise de usul hukukumuzda bazı istisnai haller dışında, dahili davalı müessesesi bulunmamakta olup, mahkemece ancak davada taraf olan kişiler hakkında karar verilmesi mümkündür. İhtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslah suretiyle dahi mümkün olmadığından yine sorumlu olanlardan biri hakkında dava açıldıktan sonra diğer bir sorumlunun davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması olanağı bulunmadığından, davacı vekilinin … ve …’ın davaya dahil edilmesi talepleri reddedilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 30/04/2013 tarihli “İşyeri Devir Ve Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede işyeri ile birlikte işyerinin bulunduğu taşınmazın da devrinin öngörüldüğü, satış vaadi niteliğinde olduğu belirlenmiştir. Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına satışı yada satış vaadini içeren sözleşmelerin geçerli sayılması TBK 237.maddesi (BK 213.maddesi), Tapu Kanununun 26.maddesi ve TMK 706.maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik şartı olmakla, kamu düzenine ilişkindir ve resen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle dava konusu 30/04/2013 tarihli sözleşmenin de taşınmaz malikleri yada temsilcileri ile resmi şekilde yapılması gerektiği ancak sözlemenin yasal hükümlere aykırı olarak düzenlendiği, bu nedenle geçersiz olduğu belirlenmiştir. Geçersiz sözleşmeye istinaden, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükelleftirler. Sözleşmeye istinaden davacı tarafından dosya kapsamına yansıyan davalıya yapmış olduğu 810.000,00 TL ödeme mevcut olup, sözleşme gereğince davalı tarafından edimlerin ise yerine getirilmediği, daha sonraki aşamada resmi şekilde sözleşmenin imzalanmadığı, kadı ki taşınmazın … ve … tarafından 21/02/2014 tarih ve… yevmiye sayılı işlem ile üçüncü kişilere devredildiği belirlenmiştir. Sözleşmenin 3.maddesinde “…Satışın belirtilen bu şartlarsa gerçekleşmemesi durumunda yukarıda belirtilen işyeri devri de buna bağlı olarak gerçekleşmeyecektir. Bu durumda devralanın ödediği bedel devreden tarafından iade edilecektir. Ayrıca vazgeçen tarafından diğer tarafa 500.000 USD cezai şart ödenecektir…” düzenlemesi mevcut ise de sözleşmede bahsi geçen cayma tazminatının Borçlar Hukuku anlamında cezai şart niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır. Cezai şart 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 179-182 arasında düzenlenmiştir. Cezai şart, sözleşmeden doğan borcun ifasını sağlama amacı gütmekle, bağımsız bir sözleşme yahut alacak niteliğinde olmayıp, asıl borcun temini amacına yönelik feri nitelikte hukuki bir işlemdir. Dosyamız kapsamında ise taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak edimin ifasını talep edemeyip ancak sebepsiz zenginleşme dolayısıyla aldıklarını iade etmekle yükümlü olduklarından, asıl alacağa bağlı, asıl alacağın ferisi niteliğinde olan cezai şart da talep edilmesi ise mümkün değildir. Bu kapsamda dosya değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme resmi şekil şartlarına uygun olmadığından geçerli olmadığı, bu durumda geçerli sözleşmelerde olduğu gibi, sözleşmenin taraflarına hak ve borç doğurmadığından tarafların ancak verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilecekleri kanaatine varıldığından, davacı talebi ile bağlı kalınarak davalı Tasfiye Halinde Altam Turizm Yatırım Limited Şirketine ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Sözleşme kapsamında davalı …’ın devreden kefili olarak yer aldığı, sözleşmenin 3.maddesinde “…… bu sözleşmede devredenin kefili olarak, parasal olanlar da dahil bütün yükümlüklere şahsi olarak kefalet etmektedir.” düzenlemesine yer verildiği, davalı …’ın sözleşmede yer alan kefaletinin adi kefalet olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK 585.maddesi uyarınca adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez. Ancak borçlu aleyhine yapılan takibin sonunda kesin aciz belgesinin alınması, borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkansız hale gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi ve ya konkordato mehli verilmiş olması gibi istisnai hallerde alacaklı doğrudan kefile başvurabilir. Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Dosyamız kapsamında ise davalı …’ın müteselsil kefil olmadığı, sözleşmeyi adi kefil olarak imzaladığı, 6098 sayılı TBK 585.maddesi hükmü uyarınca, borcun adi kefilden istenmesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından kefil olan davalı … yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın kısmen kabulü ile, taraflar arasında imzalanan iş yeri devir ve satış sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile, 100.000,00 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı Tasfiye Halinde Altam Turizm Yatırım Ltd. Şti.’den 30/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davalı … yönünden davanın reddine,
3-Alınması gerekli 6.831,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 5.123,25-TL eksik harcın davalı Tasfiye Halinde…Şti.’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 1.736,75-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 183,00-TL masraf olmak üzere toplam 1.919,75-TL yargılama giderinin davalı … Şti.’den alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.750,00-TL vekalet ücretinin davalı Tasfiye Halinde… Şti.’den alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından, kullanılan veya kullanılacak olanların mahsubu ile kalan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
(e-imza)
Hakim …
(e-imza)
BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR